Forum

Tâkva

13 Gönderi
9 Üyeler
0 Reactions
4,415 Görüntüleme
(@siyahbeyaz)
Gönderi: 23
Başlığı açan
 

Bu filmi baya bir methetmişlerdi ama açıkça söyleyeyim ki izledikten sonra çok abartıldığını düşünüyorum.Kötü bir film diyemem ama çokta iyi bir film değil.Bunun bir çok sebebi vardır elbet ama kurgu olsun,kamera hareketleri kamera açıları ve oyunculuk (güven kıraç hele) iyi değildi.Erkan Can'ın gemide ve yazı tura filmlerindeki oyunculuğu gerçekten çok iyiydi ama bu filmde sanki;bitsede gitsek havası vardı gibime geldi.Hele Güven Kıraç,bu adam bence başka bir iş yapmalı diye düşünüyorum.Masumiyet filminde Zeki Demirkubuzun cilasıyla birşeyler yapmış ama "hacivat karagöz"'de olsun bu filmde olsun vasattı.Hele o zikir sahnelerindeki hoplayıp zıplaması falanda neydi öyle.

Film başlarken Ayet-i Kerime ile başlıyor biterkende Nazım Hikmet Ran ile bitiyor.Bir bütünlük yok,daldan dala atlanıyor ve ne denilmek istendiği anlaşılamıyor ve bence ikiyüzlü işleniyor konu.Bissürü görüntü yığınından sonra birde bakıyorsunuz mum sönmüş film bitmiş.

Bir de rüya sahnelerindeki foreshadowingler pek anlamsız geldi bana.
İşlenilen konu çok hassas bir konu olduğu ve bugüne kadar pekte işlenilen bir konu olmadığından onun tecrübesiziği ve çekingenliğinden ve elbetteki yapabileceklerinin veya yeteneklerinin bu kadar olmasından dolayı tutarsız ,iyi kurgulanmamış ,kopuk,ne istediğini,ne dediğini bilmeyen bir film ortaya çıkmış.Umarım bu tecrübe olunuruda bundan sonra daha oturaklı yapıtlar gelir.

Not:Bunlar benim fikirlerim.Filmi beğenenler,iyi bulanlar olabilir,saygı duyarım .

 
Gönderildi : 09/12/2006 6:10 am
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Bu filmi baya bir methetmişlerdi ama açıkça söyleyeyim ki izledikten sonra çok abartıldığını düşünüyorum.Kötü bir film diyemem ama çokta iyi bir film değil.Bunun bir çok sebebi vardır elbet ama kurgu olsun,kamera hareketleri kamera açıları ve oyunculuk (güven kıraç hele) iyi değildi.Erkan Can'ın gemide ve yazı tura filmlerindeki oyunculuğu gerçekten çok iyiydi ama bu filmde sanki;bitsede gitsek havası vardı gibime geldi.Hele Güven Kıraç,bu adam bence başka bir iş yapmalı diye düşünüyorum.Masumiyet filminde Zeki Demirkubuzun cilasıyla birşeyler yapmış ama "hacivat karagöz"'de olsun bu filmde olsun vasattı.Hele o zikir sahnelerindeki hoplayıp zıplaması falanda neydi öyle.

Film başlarken Ayet-i Kerime ile başlıyor biterkende Nazım Hikmet Ran ile bitiyor.Bir bütünlük yok,daldan dala atlanıyor ve ne denilmek istendiği anlaşılamıyor ve bence ikiyüzlü işleniyor konu.Bissürü görüntü yığınından sonra birde bakıyorsunuz mum sönmüş film bitmiş.

Bir de rüya sahnelerindeki foreshadowingler pek anlamsız geldi bana.
İşlenilen konu çok hassas bir konu olduğu ve bugüne kadar pekte işlenilen bir konu olmadığından onun tecrübesiziği ve çekingenliğinden ve elbetteki yapabileceklerinin veya yeteneklerinin bu kadar olmasından dolayı tutarsız ,iyi kurgulanmamış ,kopuk,ne istediğini,ne dediğini bilmeyen bir film ortaya çıkmış.Umarım bu tecrübe olunuruda bundan sonra daha oturaklı yapıtlar gelir.

Not:Bunlar benim fikirlerim.Filmi beğenenler,iyi bulanlar olabilir,saygı duyarım .

Yazınızın en başından sonuna kadar müthiş bir Türkçe çöplüğü var. Bir dil bu kadar mı kötü kullanılır, lütfen biraz daha dikkat. Ayrıca, bu yazdıklarınızın kendi görüşleriniz olduğunu ve filmi beğenenlere ve filmi sevenlere saygı duyacağınızı ayrıca belirtmeye ne gerek var? Başka bir yolu, başka bir mümkünü var mı? Bırakın filmi analiz etmeyi daha kendinizi anlatmayı, sahip olduğunuz dili kullanmayı bilmiyorsunuz. Filmle ilgili yorumlarınız da ayrıca ilgilenmeye değer.

Kamera hareketleri, yerleri konusunda ne kadar bir deneyime ve bilgiye sahibiz de ya da bunların matbu kuralları var mı da bunları eleştirip iyi olmadığını söyleyebiliyoruz anlamıyorum. Kurguya, oyunculuğa, kamera hareketlerine iyi değil derken, hangi ölçütlere göre bu kanıya varıyorsunuz, bunları da açıklasaydınız tartışılabilirdi. Yoksa yorumunuz çok öznel kalıyor. Öyle ise eğer "beğenmedim" demeniz gerekir, "olmamış" demenin dışında.

Zikir sahneleri için, bütün ekip tarikatların zikir gecelerine katılmış ve onları takip etmiş. Güven Kıraç'ın bahis konusu yaptığınız hoplayıp zıplamaları bu tip çalışmaların bir sonucudur. Çalışılmış ve gerçeğe en yakın şekle büründürülmüş. Öte yandan, Güven Kıraç'ın bu filmdeki oyunculuğunun yetersiz oluşu ile ilgili görüşünüze katılıyorum. Bir eksiklik, bir oturmamışlık vardı yarattığı karakterde. Onun dışında Erkan Can'ın oyunuyla ilgili yaptığınız yoruma değinmek bile istemiyorum.

Filmin âyetle başlayıp şiirle bitmesinin nasıl bir iki yüzlülük ya da nasıl bir kopukluk yarattığını da anlatmanız gerekir aksi takdirde tamamen havada kalıyor yorumunuz. İyi kurgulanmamak ne demek? Kopukluklar nerede ve nasıl oluşuyor? Filmin ne söylediğinin belli olmadığına hangi ölçütleriniz ışığında karar verdiniz? Filmin ne söylediği ile ilgili hiç mi fikriniz oluşmadı? Film size gerçekten hiç mi bir şey söylemedi?

Takva, günümüzdeki inanç sömürüsünün önemli bir vurgusunu yapmaktadır. İnançlı bireylerin, saflıkları ve bir parça da cahilliklerinden faydalanıp bunu nakte çevirmeye, "çil çil altın bileziklere" dönüştürmeye meraklı tüccarların, inançlı ve dünyadaki bütün zevklerden el etek çekmiş kişileri nasıl tuzağa düşürdüklerini, onların tutkularına, zaaflarına nasıl oynadıklarını gayet net bir şekilde ortaya koyuyor. Günahın, saf bedenlerde nasıl ortaya çıktığı, bunun o kişileri ne hale getirdiği ve bu inanç tüccarlarının, bu durumu bile kendilerine kâr haline getirmeye, bundan nemalanmaya nasıl bu kadar hevesli ve yetenekli olduklarını suratımıza çarpıyor. Filmin ne dediği, bunu nasıl dediği oldukça net ve kendine hastır. Bunlar, bu net aktarımlardan benim çıkardığım nacizane yorumlardır. Yönetmenin anlatısından hissettiklerim bunlardır. Daha fazlasını söylemeye zaten ne bilgim ne deneyimim yeterlidir.

Gala gecesindeki röportajlardan öğrendiğim kadarıyla, oyuncular ve ekip, bu film için uzun yıllardır hazırlanıyorlarmış. Bu kadar titiz bir çalışmanın, sırf emek ürünü diye saygı gösterilmesinin haricinde, sinema olarak, anlatı olarak başlı başlına bir özgünlük ve değer taşıması da ayrı bir övgüye şayandır. Filmi izlerken gurur duydum, mutlu oldum. Yönetmen, her ne hissettiyse, her ne düşündüyse ben de aynılarını duyumsadığımı düşünüyorum.

Üzüldüğüm nokta, neyi nasıl konuşacağını bilmeyen, beğeniyle eleştiri arasındaki o ince ayrımı fark edemeyen sinema izleyicilerinin(!), oturdukları yerden büyük bir ihtişam ve ukalalıkla, eserleri çalakalem silmeleridir. Film eleştirisi ciddi bir iştir, masa başından filmi izleyerek yapılmaz. Donanım, deneyim gerektirir ama heyecan bazen öyle işler yaptırır ki, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluruz.

 
Gönderildi : 11/12/2006 5:49 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Sayın xyneid, söylediklerinize bir eleştiri olarak algılamayın sorumu(ki yazınızda katıldığım noktalar var), ama bir şey sormak istiyorum. Yazınızı şu şekilde bitirmişsiniz:

Üzüldüğüm nokta, neyi nasıl konuşacağını bilmeyen, beğeniyle eleştiri arasındaki o ince ayrımı fark edemeyen sinema izleyicilerinin(!), oturdukları yerden büyük bir ihtişam ve ukalalıkla, eserleri çalakalem silmeleridir. Film eleştirisi ciddi bir iştir, masa başından filmi izleyerek yapılmaz. Donanım, deneyim gerektirir ama heyecan bazen öyle işler yaptırır ki, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluruz.

Bu bitirişten sonra acaba sizi bu "yazdıklarınızın zıddı" olarak mı düşünmeliyiz? Böyle bir iddianız mı var?

Daha önce de belirttiğim gibi bu soru içinde bir eleştiri barındırmıyor. Sadece bilgi almak amaçlı. Teşekkürler!

 
Gönderildi : 12/12/2006 1:59 am
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Sayın xyneid, söylediklerinize bir eleştiri olarak algılamayın sorumu(ki yazınızda katıldığım noktalar var), ama bir şey sormak istiyorum. Yazınızı şu şekilde bitirmişsiniz:

Üzüldüğüm nokta, neyi nasıl konuşacağını bilmeyen, beğeniyle eleştiri arasındaki o ince ayrımı fark edemeyen sinema izleyicilerinin(!), oturdukları yerden büyük bir ihtişam ve ukalalıkla, eserleri çalakalem silmeleridir. Film eleştirisi ciddi bir iştir, masa başından filmi izleyerek yapılmaz. Donanım, deneyim gerektirir ama heyecan bazen öyle işler yaptırır ki, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluruz.

Bu bitirişten sonra acaba sizi bu "yazdıklarınızın zıddı" olarak mı düşünmeliyiz? Böyle bir iddianız mı var?

Elbette.

 
Gönderildi : 12/12/2006 12:25 pm
(@siyahbeyaz)
Gönderi: 23
Başlığı açan
 

@xyneid

Vallaha çok şaşırdım üslubunuza,ama polemik yapmayacağım.Sizin anlayışnıza göre şu anda tüm sinema forumlarında sinemaseveler büyük bir buhrân içerisinde.Çünkü her sinema forumunda bu işte usta veya değil herkes filmler hakkında iyi veya kötü bir yorum yapar.

Herşey bir yana ben yazımın sonunda bunların kendi yorumum olduğunu söyledim,mutlak doğrular olduğunu değil.Bundan öte sözmü var.(İçindeki 312.maddeyi kaldır xyneid , bırak fikirlerimizi beyan edelim,ne de olsa herşey zamanla anlaşılır.)
Güzelim türkçemize yönelik uyarınız için de teşekkürler.Bundan sonra biraz daha dikkatli olacağım bu konuda.Bu arada sende rumuzunun bir çaresine bak istersen.Çünkü türkçe değil.Yanlış anlama,tutarlı olabilmen açısından diyorum.Hani türkçeye büyük önem veriyorsunya...

 
Gönderildi : 12/12/2006 3:02 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Tartışmalar kişiselleşmesin lütfen! Kişisel tartışmalar için özel mesaj diye bir alan bahşediyor bize "forum teknolojisi"! Konumuz Takvâ filmi! Teşekkürler!

 
Gönderildi : 13/12/2006 3:01 am
(@nemesis)
Gönderi: 0
 

Tartışmalar kişiselleşmesin lütfen! Kişisel tartışmalar için özel mesaj diye bir alan bahşediyor bize "forum teknolojisi"! Konumuz Takvâ filmi! Teşekkürler!
haklı...

neyse başka izleyen var mı para verilip gidilesi bi film mi yoksa başka yollara mı baş vursak. ne diyosunuz....

 
Gönderildi : 16/12/2006 1:30 am
(@tornado)
Gönderi: 82
 

Takva filmi gerçekten çok kötü çekilmiş...

bence 5 yıl boyunca tarikatları gezmek yerine abdest nasıl alınır (İlk sahnede Erkan Can Yanlış abdest alıyor) Namaz nasıl kılınır (Cuma namazı sahnesinde şeyh yüzünü yere sürmüyor bile) bunları öğrenselerdi. ayrıca rüya sahneleri çok gereksizdi. bunu başka şekilde de vurgulayabilirlerdi. Zikir sahnesinin ardından öyle bir sahneye geçiş hiç güzel değildi. Zikir konusuna gelince katılıyorum. Adam zikir değil de sanki başka bir şeyler yapıyor. Kurtlar Vadisi Irak filminde de zikir vardı ve insanın tüyleri diken diken oluyordu.

Filmde şeyhin duruşu falan hiç hoş bir mesaj değildi...

Kısacası beş senelerine yazık olmuş...

 
Gönderildi : 18/09/2007 6:22 pm
(@oguzhansirin)
Gönderi: 0
 

Kuşkusuz Türk sinema tarihinin en başarılı filmlerinden birisi. Ancak anlattığı olaylara tam olarak katılmıyorum. Türk sineması sömürenleri, kandıranları , aldatanları bilinçli olarak müslüman taraftan seçti yıllarca. Bu tür konular başka emellere hizmet ediyor. Tarikat yolu , tasavvuf yollu demek insanları sömürmek kullanmak değil illaki. Ancak film çok hoşuma gitti , her ne kadar vermek istediği mesajları kabul etmesemde.

 
Gönderildi : 20/09/2012 8:26 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Ben Takva filmini, para sömürüsü yapan tarikatlara getirilen bir eleştiri olarak hatırlamıyorum nedense. İzleyeli çok oluyor gerçi belki ondandır.
Benim hatırladığım, Allah'a ulaşmanın yolunun insanlığını(beşer oluşunu diğer bir deyişle de hayvan tarafını) inkardan geçtiğini sanan kişilere yönelik sağlam bir eleştiri filmiydi.
Tabi filmler de şiirler gibi oluyo, herkes kendince bi şey alıyo...
Bugün Peygamberimizin beşer taraflarını kabul etmekte zorlanan müslümanları düşününce, eleştiri yerindeydi.
O senin benim gibi mi derler Peygamberimiz için Ona tapma derecesinde saygı duyanlar, "O da sizin gibi bir beşer, sizin arkadaşınız" der Allah Kuran-ı Kerim'de...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 20/09/2012 11:40 am
(@fayrap)
Gönderi: 0
 

Ben Takva filmini, para sömürüsü yapan tarikatlara getirilen bir eleştiri olarak hatırlamıyorum nedense. İzleyeli çok oluyor gerçi belki ondandır.
Benim hatırladığım, Allah'a ulaşmanın yolunun insanlığını(beşer oluşunu diğer bir deyişle de hayvan tarafını) inkardan geçtiğini sanan kişilere yönelik sağlam bir eleştiri filmiydi.
Tabi filmler de şiirler gibi oluyo, herkes kendince bi şey alıyo...
Bugün Peygamberimizin beşer taraflarını kabul etmekte zorlanan müslümanları düşününce, eleştiri yerindeydi.
O senin benim gibi mi derler Peygamberimiz için Ona tapma derecesinde saygı duyanlar, "O da sizin gibi bir beşer, sizin arkadaşınız" der Allah Kuran-ı Kerim'de...

Söylediklerine şöyle bir katılım yapayım, kelime-i şehadetteki "... Muhammeden abdûhü ve resûlü" kısmında da görüldüğü gibi, Peygamberimizin kulluk sıfatının resulluk sıfatından önce geldiği görülür. Keza, filmden benim çıkardığım anlam da seninkine yakındı. Tarikatlar, kendi kurallarını koyarlar ve kendilerince haklı sebepleri vardır. Filmde, bu da eleştiriliyor olabilir derinde, ama daha yüzeyde olansa insanın beşeri vasıflarını inkar ederek kusursuza erişemeyeceği. Tam aksine, önce bir beşer yani kusuru olabilen biri olduğunu kabul edecek, daha sonra kusursuza doğru yönelmeye çalışacak kendince.

yaşamak mı zor yoksa yuvarlak masa aks mı?

 
Gönderildi : 20/09/2012 2:07 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

aslında kendini doğru tartabildiğin zaman yani artılarınla eksilerinle yani kusurlarını kabul edebildiğin zaman zaten daha insan oluyorsun. büyüklenmiyorsun, eleştirilince saldırganlaşmıyorsun, diğer insanların da kusurları olabileceğini kabulleniyorsun vs. bu güzellikler listesi uzayıp gidiyor 🙂
yani mükemmel olma süreci mükemmel olamayacağını, olmadığını kabul ettiğin zaman başlıyor...ki Peygamberimiz de ben de sizin gibiyim, Allahın bana bildirdiğinden fazlasını biliyor değilim der.

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 20/09/2012 2:35 pm
(@ilkersn)
Gönderi: 0
 

bu filmi üniversitede psikoloji öğrencilerine izletiyorlar. Eğitim psikolojisi derslerinde adı bol bol duyulur bu filmin. Freud un psikoseksüel gelişim kuramına örnek olarak gösterilir. Bastırılmış cinsellik, şiddet vb duyguların bilinç altından adamı yiyip bitirmesi, rüyalarına girmesi, hayatını etkilemesi, hatta kafayı yedirmesi çok güzel anlatılmıştı filmde. Oyunculuklarda gayet iyiydi.

filmleriniz için müzikler

Son Kısalarımız: tesir Kader Eris
Kısa filmlerimiz, ücretsiz müzikler ve kendin yap videoları

 
Gönderildi : 20/09/2012 4:11 pm
Paylaş: