http://www.benimsinemalarim.com/forum/Default.aspx?g=posts&t=7522

Başka bir forumda bayağı bir tartışmıştık üzerinde zamanında.

Arkadaşım geçen hafta konserlerine gitti ingiltere'de :(. Bak burada konser görüntüleri falan dedi, yüreğim el vermedi açmaya..

Diger forumda tartisilmis evet. Vallahi hayatimda Eskiya ve Braveheart'tan sonra alacagim 3. soundtrack bu filmin olacak. Dunden beri acip acip filmin muhtelif yerlerini dinliyorum.

Ah bir de su Cekce kizin "miluji tě" deyisi ve "lost in translation" vakasi yok mu yigiliyorum yere her izledigimde. Ya o motosiklet surmek istemesi kizin! Yahu icim resmen eridi o sahnede. "Evlenin cocuklar, vallahi dugununuzu ben yapacagim sizin" diye bagirasim geldi 🙂

Neyse, filmin etkisi 3-4 gunde hafiflemeye baslar. Gerci film muzigi cd'sini alinca Istabul'da geceleyin arabada ne dinlenir o muzik! Yok yok 1-2 ayi alir filmin etkisinin iyice azalmasi 🙂

müthiş bir eser.. filmden hemen sonra şunu okudum ve onca güzel parçadan sonra tutamadım kendimi ağladım.. 🙂 (spoiler):
There is a moment when the guy asks the girl whether she loves her husband. She responds, "No. I love you." However, her response is in unsubtitled Czech, so the man does not understand her--nor do audience members who don't know the language.

çekimlerden;

ve o şarkı;

2 el kamerasi ile 17 gunde cekilen bu enfes film de genc sinemacilara dersler de yok degil: Sesin belki de en az goruntu kadar onemli oldugu, filmin samimiyetinin ve etkileyiciliginin ne lenslerde ne adaptorlerde ne de ultra cozunurlukteki kameralarda sakli oldugu vs
bayram'a burada sonuna kadar katılıyorum. red'dir adaptördür koştururken bazen hedeften şaşıyoruz.. görüntü ve sesi kaydeden bir alet yeterlidir birşeyler anlatabilmek için...

Eser,

O kizin "miluji tě" demesi ve oglanin bunu anlamasi ya da anlamamasi neyi degistirirdi o da ayri konu! Yani iki insanin arasindaki iliskiyi belirleyen seyler cogunlukla soylenmeyenler degil de soylenenler oluyor.

Filme cok leziz bir tat veriyor tabii ki bu "lost in translation" vakasi ama ikili iliskilerde ben "Ilan-i Ask" kavraminin anlamini yitirdigini ve beden dillerinin zaten aciga cikmasi gereken her duyguyu basari ile cikardigini dusunuyorum. Gerisi bu duygularla birsey yapip yapamayacagimizdir.

Iste hayat dedigimiz sey burada oyuna dahil olur ve dogru iliski ile yanlis zaman ya da yanlis insan ile dogru zaman kavramlarini catistirir. Ve ne yazik ki dogru insani dogru zamanda bulmak bir sanstir ancak, cogumuz yanlis insanla sadece dogru zamanda karsilastigimiz icin birlikteyizdir. Filmdeki karakterlerin secimlerini ya da secmemelerini bu dogrultuda analiz etmek de yarar var kanimca.

yok ben sadece film beni baya doldurdu demek istemiştim, öyle ansızın boşalır ya insan öyle birşeyler oldu. yoksa sözcüklere yüklenen önemli bir anlamdan bahsetmiyorum, film olduğu şekilde de aynı etkiyi yapmakta. yani o cümleyi duymadan da anlıyoruz her şeyi. ama insan bir dolmaya görsün 🙂

O repliği söylediği anda tahmin ettim ne demek istediğini.. O kadar güzel oynamışlar ki anlaşılıyordu yani gözlerinden bile.. Sonra kontrol ettim netten.. Muhteşem bir sahneydi o.. Film daha da muhteşemdi.

Eyüp (mordevrim) sevmez ama bu filmi, gelir çemkirir şimdi bak..

Eser baba nasil bir duygusal erkeksin sen oyle! Issiz Adam'a Istanbul'da beraber gitmeyi oneriyorum sana! Salya sumuk aglamaya bir adam ariyorum ben de 🙂

Baba "Once" filminin insan nesini sevmez anlamak isterim. Eyup baba buyursun gelsin. Neymis derdi bu filmle ogrenelim 🙂

ehehe gidelim Bayram. ayrım yapmadan izleyebileceğim kadar fazla türk filmi izlemek istiyorum. çünkü uzakta yapamıyorsun bunu sen de yaşıyorsundur. ıssız adam da görmek istediğim filmlerden biri, ama ön yargı edinmemeye çalışıyorum çünkü çok şey söylendi falan filan..

once'a geri dönersek; beni en çok dolduran şey müzikti. yani filmi çok sevdim ama müzikler daha bir dehşet yahu. o yüzden ben şöyle bir denklem kuracağım: film kendi başına belirli bir güzelliğe sahip. eğer müzikler de seni alıp götürür ise mükemmel ötesi bir film izlersin. ama sarılamazsan filme müzikle kaybolamazsan çok mükemmel olmayan bir film izlersin. yani çok iyi ve çok iyinin biraz altı. ama kötü hiç değil 🙂

Filmi sevmemek değil Egi. Eğer benimsinemalarım'daki tartışmaları daha odaklı okursan ben bu filmin "dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 250 filmi" arasına girmesini eleştirmiştim. Daha iyi oku Egi'm. Film güzel olmasına güzel ama ilk 250ye girecek kadar değil.

Doğru, aynı muhabbeti orada da yapmıştık da üstünden zaman geçince yanlış kalmış kafada..