Kumonosu-jô / Throne Of Blood (1957) - Akira Kurosawa
Akira Kurosawa'dan bir Shakespeare'in Macbeth uyarlaması. Kazanılmış bir savaş dönüşü iki büyük kumandan Taketoki Washizu (Toshirô Mifune) ve Yoshiteru Miki (Akira Kubo) Örümcek Ağı kalesine dönmektedirler. Kaleyi gizleyen ormandan geçerlerken iplik örmekte olan tuhaf, yaşlı birini görürler. Bu yaşlı kadın bir kehanette bulunur.
Entrikalarla dolu bu son derece güçlü öykünün yanı sıra önermesi de çok ilginçtir: Kehanet kendiliğinden mi olmaktadır yoksa bunu öğrenip ona göre bir plan gibi uygulamaya koyan kahramanlar mı gerçekleştirmektedirler? Geleceği bilememek, zaman çizgisi üzerinde yol alırken sıçrayışlar yapamamak, bir denge unsuru olarak insanın ve bütün canlıların varoluşsal kaygılarını gidermesi bakımından gereklidir belki de. Aynı anı yaşarken, başımıza geleceklere aynı tepkileri vermek ve ona göre davranmak bakımından bu geleceği bilememezlik gerekli görülüyor.
Kurosawa'nın karakterleri, bir Japon olmanın da verdiği ağırbaşlılıkla her türlü felaketi olgunlukla karşılıyorlar. Sanki başkalarının bilmediği sırlara vakıf olan bilgelerin sakinliği sarmış her birini. Bir Shakespeare eserini Japon geleneklerine göre başarılı bir şekilde uyarlamak da, Kurosawa gibi büyük yönetmenlerin yapabileceği bir iş.
Shakespeare'in kandırılan, yoldan çıkarılan iyilerin başına gelen kötü şeyler üzerinden ilerleyen eserleri ve iyilere kötülüğü yaptıran kötülerin de bu kaderi paylaşması üzerine ilerleyen kurgusu incelendiğinde, neden hala günümüzde de birçok filme uyarlandığı görülüyor. Etkisinin bir sebebi de olaylar sona erdiğinde, iyiler ve kötüler yenildiğinde geride kalan üçüncü bir kişinin edilgen bir varlık olarak, bizim gibi bir izleyici konumundayken yönetime/tahta geçmesi ve bunun üzerinden biz izleyicilerin de potansiyel olarak bu olanağa sahip olabileceğimiz ihtimalinin bizi keyiflendirmesi.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Ben de bir gün Shakespeare uyarlaması çekmek isterdim. Bu yönüyle film ilgimi çekti. İlk fırsatta izleyeceğim, başlık için teşekkürler.
Ben de bir gün Shakespeare uyarlaması çekmek isterdim. Bu yönüyle film ilgimi çekti. İlk fırsatta izleyeceğim, başlık için teşekkürler.
Macbeth'in bir de R.Polanski yorumu var. The Tragedy of Macbeth (1971). Onu seyredip ona da ayrı bir başlık açmalı.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Aslına bakarsan imdb'ye girip tüm şekspir uyarlamalarını baştan sona izlemek lazım ama vakit meselesinde sıkıntıya düşüyoruz. Ben bu uyarlama yorumuyla ilgili geçen Canon'un Hdslr kameralarla çektirdiği kısa metraj serisinin tamamını izledim. Yorum farkı ne demekmiş o filmi izleyip yorum farkı ne demektir diyen kalmaz. Bu da biraz bununla alakalı aynı ekibin çektiği iki film bile birbirinden farklı olabiliyor. Kaldı ki, bambaşka coğrafyalardaki, bambaşka zamanlarda yaşayan insanları aynı olsun mümkün değil. Bu imkansızlığın yanında ise yakalanan her ortak nokta izleyene ayrı bir haz veriyor. Sırf bu küçük noktalar bile izlenesi, bu filmler.