Karar verdik her post için 1 lira alıcaz arkadaşlar. Gugıl üzerinden bakıp gitmek 50 kr. Büyük 1.5 küçük 75 kr. Kabul edenler etmeyenler?

Benimki çok büyük. 2 lira veririm.

Beetlejuice ben filmi daha izlemedim ve bunu da söyledim dün zaten, yani filmle ilgili bir eleştiri için (izlemiş olsam dahi) bir filmdir, beğenen beğenir derim geçerim. Programla ilgili de yeni başlayacak olan programa bakıp da geçmiştekini eleştirmek yanlış olur derim. Çünkü Kaan kendisi söylüyor "artık aynı programı yapamayız" diye. Ha program paralıymış da kılmış tüymüş falan filan. Ben bu tepkiyi anlayamıyorum açıkçası, liseli misiniz olm siz ne biçim tepki bu. Şimdi bana deseler ki sürekli yayın bazında bir radyo programı yapacaksın atıyorum açık radyo'da, ne yani bedava mı yapacağım. Başkası yapsın o zaman bro, siz yapın yani. Ben böyle bir liseli tepkisini burada beklemiyordum açıkçası.

Mantıksız bakıyorsunuz. Bu adamlar hangi radyo kanalına giderse gitsin bugün program başına yüksek ücretler alırlar. Onu yapmıyorlarsa bence en büyük nedeni özgürlük meselesidir. Karasal yayın yapan bir radyoda çalışınca o karışacak, bu karışacak, müdür var, patron var, rtük var, kıl var tüy var. Ama internette kimse yok, her gün facebook'tan başbakana cumhurbaşkanına sallıyor bir sürü kişi, onu da geçtim twitter'dan direk reply olarak cumhurbaşkanına laf sokuyor millet ama bi siklet olduğu yok, demek ki internet başka. O zaman da bu adamlar haklı kardeşim.

He bedava yapsınlar, kusura bakmayın ama böyle bir tepki olmaz, ney bedava ya he ne bedava. Milyon dolarlık filmleri cart diye indiriyoruz, yüzbinlerce dolar harcanan albümleri zart diye dinliyoruz diye bu kadar götümüzün kalkmaması lazım. Her para mevzusunun geçtiği yerde "bunlar da tırtmış aga" lafı görmekten bıktım ben yahu. Adamları filmde nasıl tanıtmışlarsa artık taş yiyor bu ipneler imajı vermişler demek ki. Bu Kaan yıllardır benim gibi bir kaç salağın okuduğu kitaplar basarak ömrünü ziyan etti, neymiş efenim Alfred Bester kitabı basacakmış da, Necronomicon'u basacakmış falan filan, öteki hala plak satıyor dükkanda. Uyanın lan bu herifler isteseler zaten bu işten çok para kazanabilirler yani. Gerizekalı mı bu herifler, internetten yapılan program daha biter bitmez başka sitelerde online dinlenebilir halde bulunacağının farkında değiller mi. Silahları erken çekmeyin. Ha programı beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı. Belki ben de dinler ve beğenmem o da ayrı ama liseli tribini geçin artık. Sırf o adamlar özgür yayın yapsınlar diye 1 haftada 1-2 lira veririm ben dinlemek istiyorsam, gerisi traşa bağlar.

Ve FF'den sonra girdiğim facebook'ta gördüğüm yazı, dinlediklerimden tanıdığım standart kaybedenler klübü tribi.

"Sayın dinleyenler,

Bildiğiniz gibi değerli dostum Mete Avunduk’un hayatının bir kısmını konu alan KAYBEDENLER KULÜBÜ isimli filmin tahminimizin aksine 30,000 adetten biraz daha fazla gişe yapması ve şu anda hatırlayamadığım başka etkenlerin de meseleye dâhil olmasıyla popüler bir dalgalanma yaşandı. Bundan şikayetçi değiliz, olmadıkta…

Bu ilginin sonucu tekrar KAYBEDENLER KULÜBÜ radyo programını yapmamız için büyük bir baskı ile karşılaştık, çok sayıda teklifle bunaldık. Yanıtımız hep olumsuz oldu. Bunun birkaç sebebi vardı, ‘tekrar yaparsanız efsaneyi yok edersiniz’ ya da ‘bir daha aynı şey yakalanamaz’ önermeleri bu sebeplerin asla içinde olmadı. Tabiî ki aynı olamazdı, zaten ‘iyi’ olan da bu olurdu. Bizi durduran ilk şey, artık bu ülkede ‘bağımsız’ olarak nitelenecek herhangi bir radyo olmamasıydı, kadınlara bile bağlanmayı beceremeyen bu iki bağımlı, bağımlı bir şeyin içinde nefes alamazdı, bunu konuşmadık bile. Diğer konu ise, alışmaya çalıştığımız ileri demokrasinin sonucu olan, yayınlanmamış kitapların toplatıldığı, ülkenin değerli kurulları tarafından günlük gazete sıklığında yasak listeleri yayınlandığı bir ortamda konuşmamıza izin verilmeyeceği gerçeğiydi.
Bu noktada tek alternatif, net üzerinden bir şeyler yapmaktı, ama biraz önce saydığımız nedenler net için de geçerliydi, hala daha öyle. Bunun tek alternatifi, şifreli bir yayın yapmak ve +18 sınırını kullanmaktı. Bizde öyle yapmaya karar verdik.
02 haziran 2011 Perşembe günü itibariyle, bu şifreli yayın başlayacaktır, bunun için sizden üye olmanız ve küçük de olsa bir ödeme yapmanız istenecektir. Bağımsız bir radyoya sahip olabilmenin tek yolu şimdilik bu. Eğer her şey yolunda giderse, bi’nevi radyo isimli bu radyo tüm gün yayın yapan ve başka programlarında dinlenebildiği gerçek bir radyoya dönüşecektir.
Bu anda hemen yükselen ‘kıçı sattılar’ itirazlarına karşı söylemek istediğimiz tek şey var. Eğer bu radyo yaşarsa ve sizin gönderdiğiniz paralardan artan bir miktar olursa emin olun bunu değerlendirmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Artan parayı her zaman olduğu gibi kadınlara, biraz daha pahalı plaklara, çocuk bezine, 97 oktan benzine, tütüne ve içkiye yatıracağız…

Kaybedenler kulübü adına
Kaan Çaydamlı."

Reklam almalarındansa 1 TL alsınlar bence daha iyi zaten. Daha az götü kaptırmış olurlar.
Dün açıkcası, verdim 1 TL ben. Dinledim de, bakalım neler dönüyor diye.
Şu an için söyleyebileceğim, oldukça iyi müzikler çalındığı, hatta ne lan bu şarkı çok iyi dedirtecek kadar, ve dinlendirici olduğu.
Yani açarım ben konuşsunlar, dinlememe bile gerek yok. Ama böyle hoş bir varlık sedası oluşturuyor, yalnızların neden dinlediğini anlıyorum çok.

Bence sadece programın giderini çıkarmaya çalışıyorlar.
Fanzin basan asi gençlerin fanzinlerini 1 TL karşılığı satması gibi bir şey bence bu.
Ben de büyütülecek bir şey görmedim. Özellikle bu adamların herhangi bir radyoda çok sağlam para kazanabilecekleri bir ortamda bunu tercih etmeleri, daha takdir edilesi bir şey.

Ya bir şişe viski kaç lira bugün hafız 🙂

Ben de onu kastettim zaten. Programda en sevdiğim şey, viski doldurma sesi oldu bu arada. O ne güzel çıkıyor... Canım çekti...:)

Programın hitap ettiği kesimi düşünürsen zaten bence 1 TL gazoz parası yani...

Lig TV'de bir maç izlemeye gittiğimizde 10 TL bırakıyoruz, çoğu insan maçtan fazla keyif alıyordur bu programdan, o belli.

Ben 1 TL almalarından daha çok bunu alma şekillerine karşıyım açıkçası. Geçen program (En azından takılmaların dışında kalan sürede) hiç böyle bir şeyin mevzusu geçmemişken hatta ve hatta sitede veya başka bir yerde de geçmemişken bir anda böyle bir sisteme geçmeleri. Ve bu sisteme geçeceklerinin çok daha önceden belli olması, yani ilk programı millete hiçbir şey demeden tamamen reklam, tanıtım niyetiyle yapmaları ve kısaca filmde gösterilen (Ayrıca ilk programda da öyle gözüken) karakterlere ters bir şekilde adeta kendilerini pazarlamaları benim gözümde olayı direk bitirdi diyebilirim. Eğer bu işe girişirken daha bunu söyleselerdi özgür radyo kuruyoruz falan diye ben de hiç düşünmeden verirdim o parayı (Hatta direk 1 aylık, 7 TL olan paketten alırdım). Dediğim gibi ben bu işe değil, bu işin yapılış şekline karşıyım. Çok ama çok yanlış. Koca koca şirketlerin 100 ekran plazma 1000 TL diye yazıp, oraya gittiğinde "efendim bu stoklarla sınırlıydı, stok da 5 taneydi sabah bitti" demelerinden farksız bana göre. Hatta o ahlaksız şirketler bile şu an için daha dürüst kalıyor bunların yanında, onlar en azından altına 3 punto da olsa yazıyorlar (Tabi onlar da yasal zorunluluktan ötürü yazıyor ya orası ayrı).

Barış sen anlamak mı istemiyorsun avatarın mı öyle. İstedikleri radyoda yüksek ücretle çalışabilecek olan bu adamlar internetten özgür yayın yapmak istiyorlar ve sence senin dinlediğin ilk programda (ki ondan önce 2 tane daha yaptılar en az benim dinlediğim) söylememişler diye milleti kazıklıyorlar muhabbeti yapıyorsun. Bu adamların bir program yapıp milletin ağzına bal çalmalarına gerek yok ki, bunu sen söylüyorsun. Binlerce insanın izlediği bir film var radyoyu bilmeseler bile. Ben adamların avukatı değilim ama bu bilmeden eleştirme muhabbetinden de bana bö geldi arkadaş ya. 100 ekran yazmış da stokta kalmamış falan nasıl alakasız örnekler bunlar. Ben ne anlattım bir ileti önce altıkırkbeş falan filan kime anlattım. Hiç yazmamışız gibi gelip anyı şeyleri yazmanın ne anlamı var yani.

Yani kimse seni inandırmak zorunda değil ama biraz düşünce arkadaş ya. Ekşisözlükte fazla internette takılmaktan klavye ishali olan, fazla politik düşünmekten bilinçaltı kör olanlardan farkımız olmalı bir yerde ama.

dinleyip karar vermek lazım.isteyen verir parayı dinler istemeyen vermez.bunu neden uzatıyorsunuz ki?

Ben veririm arkadaş 1tl yeraltı kültürüne feda olsun.

Barış sen anlamak mı istemiyorsun avatarın mı öyle. İstedikleri radyoda yüksek ücretle çalışabilecek olan bu adamlar internetten özgür yayın yapmak istiyorlar ve sence senin dinlediğin ilk programda (ki ondan önce 2 tane daha yaptılar en az benim dinlediğim) söylememişler diye milleti kazıklıyorlar muhabbeti yapıyorsun. Bu adamların bir program yapıp milletin ağzına bal çalmalarına gerek yok ki, bunu sen söylüyorsun. Binlerce insanın izlediği bir film var radyoyu bilmeseler bile. Ben adamların avukatı değilim ama bu bilmeden eleştirme muhabbetinden de bana bö geldi arkadaş ya. 100 ekran yazmış da stokta kalmamış falan nasıl alakasız örnekler bunlar. Ben ne anlattım bir ileti önce altıkırkbeş falan filan kime anlattım. Hiç yazmamışız gibi gelip anyı şeyleri yazmanın ne anlamı var yani.

Yani kimse seni inandırmak zorunda değil ama biraz düşünce arkadaş ya. Ekşisözlükte fazla internette takılmaktan klavye ishali olan, fazla politik düşünmekten bilinçaltı kör olanlardan farkımız olmalı bir yerde ama.

Yahu şunu anlamıyorum ben burada kendi şahsi görüşümü ve fikrimi yazıyorum. Benim gibi düşünen kişilerde azımsanamayacak derecede ki tek olsam da fark etmez ve eleştirimi gerekli saygı çerçevesi içerisinde ve hakaret içermeden yaptığıma inanıyorum. Bana cevap versen, eleştirsen anlayacağım ama sen resmen bana fikirlerini yazma diyorsun. Ben sana o kitabevidir, 6:45'tir, bilmem nedir derken yazmanın ne anlamı var, bilmeden yazıyorsun hede hödö diye giriyor muyum? Her konu hakkında tek bir doğru görüş olmaz. Sen o kitabevi için "vay be adamlar kimsenin basmadıklarını basıyorlar, helal olsun" diye düşünürsün, ben "diğer kitabevlerinden arta kalan kitapları basıyor da olabilir" diye düşünürüm. Bu bakış açısına göre değişir ve sen nasıl düşüncelerini paylaşabiliyorsan ben de ve bir başkası da paylaşabilir. Ayrıca evet beni inandırmak zorunda değiller ama ben bu konu hakkında yorum ve eleştiri yapmakta özgürüm.

Her şeyi geçtim eğer sen bu radyonun kurulması sırasında izlenen politikayı etik olarak buluyorsan ve sorunsuz buluyorsan zaten bir lafım yok. Adamlar baştan beri belli olan para isteme zımbırtısını 2. yayına kadar en ufak bir şekilde dahi sızdırmıyorlar sonra ardından bir anda ortaya program başı 1 TL gönderin bize diye bir şey çıkıyor. Eğer başından beri böyle bir şey olsaydı zaten ben de hiç kıllanmazdım açıkçası. Çünkü herifler zaten çizgilerini çizmiş olurlardı, "kardeşim biz bu işi böyle yapacağız çünkü masraf gerekiyor böyle bir şey için, üstüne üstlük bir tek de dinlemek için dinleyenleri, popüler kültüre kapılıp dinleyenleri istemiyoruz" demiş gibi olurlardı. Ama onlar öyle yapmadı reklam ve tanıtım amaçlı, bir kitle oluşturmak-toplamak niyetiyle önce şifresiz bir yayın yaptılar ardından da paralıya geçtiler. Adamların bize sunduğu düşünce tarzıyla, bu düşünce tarzı arasında bir mantıksız, bir tutarsızlık göremiyorsanız zaten benim bir lafım olamaz. Ki zaten her şeyi geçtim her programı 15 kişi satın alsa dahi bu ayda 180 TL falan eder ki, internet radyo hostinginin (Aynı anda ortalama 10 bin kişi dinleyecek kapasitede hem de) masrafını çok rahat bir şekilde karşılar. 1 TL'den de daha az bir para zaten istenemez demek ki bu noktada 2 amaçları olabilir ya ameleler ve gördüğü her boka merak salan aptal gençlik programa dahil olmasın istiyorlar yada amaçları direk para kazanmak. Lakin eğer niyetleri birinci olsa zaten ilk programı şifresiz yapmalarının bir anlamı olmazdı, direk şifreli başlarlar ve daha iyi olurlardı onlar için.

Kısaca cidden safça düşünmeyin. Bu adamlar parayı önemsemiyor, para onlar için hiçbir şey, amaçları özgür ve bağımsız bir iş yapmak vs. değil. Tabi olabilir de ben asla öyle de olmaz demiyorum ama bütün unsurları bir araya toplayıp akıllı ve mantıklı bir insan gibi üstüne kafa yorunca başka bir anlam çıkmıyor. Yani anlamak istemiyor musun? Anlamıyorsun! Anlama leyn! Avatarın gibi beyinsiz misin? Gibi laflar veya o tarafa çekilecek laflar söylemek yerine eleştirin, sadece konuşmakla olmaz.

bence olay daha çok beat kuşağının türkiye'de erişebildiği kesimle ilgili.
yolda 32 tl.
amerikada balık avı 18 tl.
beyaz zenciler 22 tl.
çıplak şölen 24 tl.
bir bukowski 15 tl den başlıyor
ben daha beat dönemindeki kitapların nerdeyse hiçbirinde olayın parası bol, güzel evlerde yaşayan, parayı çok çalışarak kazanan adamlar üzerine kurulu olduğunu görmedim. olayı geçtim dil bile buna uygun değil.ama türkiye'de bunlara biçilen değer ortada.radyosu bile paralı ki buna lafım mı var hayır yok. bana ne ne bok yerlerse yesinler ama iki kuruş için kimsenin kölesi olmayacak adamlar olarak tanıtıldıklarına göre benim de buna laf söyleme hakkım var aynı yeraltı kültüründen bahsedilen kitapların ortalamanın çok üstünde fiyatlara satılması gibi.adamların derdinin popüler dalgadan gelen dinleyiciyi elemek olduğunu falan hiç düşünmüyorum.diyorlar zaten filmden sonra popüler bir hareket yaşandı ve şikayetçi değiliz.sonrada kimsenin dinlemediği bir radyo programım var kitaplarım satılmıyor zaten biz bunun türkiye'de tutmayacağını biliyorduk cart curt edebiyatı. türkiye'de yeraltı olayına adamların nasıl da hallendiği ortada.

Şimdi kitap basımı maliyetleri falan üstüne girmeyelim çünkü haksız çıkarsınız orada, ben de bir takım işlerden dolayı basımevleriyle falan içli dışlı olmuş bir adamım ve kitap fiyatları hakkında bilmeden atıp tutamam. Yalnız hala benim daha önce söylediğim liseliliğe devam ediyorsun barisferah. Demişsin ki:

"Kısaca cidden safça düşünmeyin. Bu adamlar parayı önemsemiyor, para onlar için hiçbir şey, amaçları özgür ve bağımsız bir iş yapmak vs. değil."

Bak bu cümleyi yazarak benim iğnelemelerimi haklı çıkartıyorsun. Dert para olsa 1 lira 1 lira niye uğraşayım, giderim bir radyoya ki bunu yapacak bir sürü radyo var ve başlarında da dinamo.fm geliyor yapı itibariyle, orada yaparım programımı alırım paramı otururum. O dandik oda studyoda çalışacağıma orman manzaralı dinamo studyosunda yer içer sıçarım ki Kaan Sezyum bunu yapıyordu bir internet fenomeni olmasına rağmen. Baya bir süre yaptı ve artık programlarını internetten yapıyor. Bir radyo kurulursa sanırım en önden program yapacak adamlar arasındadır kendisi. Peki bu adamlar mal mı arkadaş, niye bir lira bir lira topluyorlar.

Yok ilk programı beleş yapmış da önceden hiç böyle bir şeyden bahsetmemiş, eeee? Ne önemi var ki. Yine okumayarak ya da anlamayarak beni haklı çıkarıyorsun. Adamların bir programlık reklama ihtiyaçları yok yahu anlatamıyor muyum ben. On binlerce insanın izlediği bir film var ki oradan kulübü duyan kitle zaten geçici. Yani programın orjinalini dinledikleri anda çürüyen meyvalar gibi dökülecekler. Ama Kaybedenler klübü bir radyo programı değildi. Kent Fm ile büyüyen bir kitle var ortada ve bu kitle o filmi izleyen tıfıllardan çok daha kuvvetli bağlı o radyoya. Çünkü Rayonun ne olduğunu biliyorduk biz.

Açık söyleyeyim çok fena bir radyo dinleyicisiyim ben. Bütün frekansları, yeni açılan radyo kanallarını, bağlı oldukları kurumları, programcılarını, politikalarını ve geçirdikleri evrimi takip ederim. Bir nevi alışkanlık bu radyo olayı. Hala daha günde en az 2 saat radyo kanallarını dinliyorum ben. Hala radyolar açılıyor, hala daha yenilikler var ama bir Kent Fm daha yok, o özgürlük yok, Tekila gibi bir drive time programını yapamadı yeni nesil. Bir Posta Arabası'nı yapamadı, bir Azı Dişi Kerpeteni ve Heavy Metal muhabbetini daha döndüremedi kimse. Çünkü bilgi değersiz, bilgi çul olmuş, bilgi herkesin elinde ama kimsenin bir işine yaramıyor ve bilgiden fikir çıkmıyor. Ben görüyorum bunu çok aleni. Osuruktan aforizma ve "o öyleyse bu böyledir kesin" eleştirelliğinden başka bir şey yok, yok, yok. Hala yok. Eğer bu adamlar radyo açacaklarsa ve ben onlarda umut görüyorsam işte bu nedenle görüyorum. Senin gibi bir programda söylemedi ipneler milleti skecekler bunlar yaklaşımı değil benimki yani, kusura bakma.

Ben üç gün tanıdığım, duyduğum, bildiğim biri hakkında yorum yapmam, yapamam, o kadar kolay değil herkesin herkesi eleştirmesi, bunun sonucunda da fikirsizlikten klavye ishali oluşuyor işte sözlük gibi yerlerde. Ben geçmişini bilmediğim, nerden geldiğini anlamadığım, fikriyatını bilmediğim adamın albümünü dinlemem, kitabını okumam, filmini izlemem. Eksik kalıyor bende. İzleyip dinleyip okuyuğ beğenirsem bunları öğrenmem lazım, yoksa inandırıcılığı olmuyor o işin bende, eksik kalıyor. Şimdi ben demiyorum ki bu adamların derdi para değil. Zamanında Karga'da yapılan geceler de paralıydı ve programda açık açık bu parayı motorsiklete benzin, içki, sigara, tatil olarak değerlendirlerini anlatıyrolardı. Biliyordum ben yazın Olimpos'a gidiyorlar. Ulan bu bile güzel ya. Başkası gibi ya bu işin masrafı var falan filan deyip yarısını cukka taktiği değil baba, direk msrafları çık, kalanı karı kıza harca şekli. Kesinlikle daha güzel.

Neyse çok uzattım bazı detaylar daha rahat anlaşılmıştır belki.

Yahu o zaman sen de ilk programın neden şifresiz yapıldığına açıklık getir? En çok bunu eleştiriyorsun ama buna herhangi bir cevap vermiyorsun! Buna bir mantıklı açıklama gelse evet senin dediğin gibi olabilir diyeceğim ama olmuyor. Öte yandan 3 gündür tanıdığım biri hakkında böyle yorum ve eleştiri yapamam diyorsun ama sen de bizim tam tersimiz şekilde adamları koruyorsun ve sen de sadece yeni yeni tanıdığını söylüyorsun. Dediklerin kendi içerisinde çelişiyor direk. Ayrıca alıntı yaparken alıntı yapılan cümlenin bağlı olduğu noktaları da almak gerekir(Gazetecilikte bu suç bile sayılıyor). Alıntı yapılan cümlenin bağlantılı olduğu tam yer şöyle;

"Kısaca cidden safça düşünmeyin. Bu adamlar parayı önemsemiyor, para onlar için hiçbir şey, amaçları özgür ve bağımsız bir iş yapmak vs. değil. Tabi olabilir de ben asla öyle de olmaz demiyorum ama bütün unsurları bir araya toplayıp akıllı ve mantıklı bir insan gibi üstüne kafa yorunca başka bir anlam çıkmıyor."

Barış formumda yakaladın beni çarpıştıracağız, ben kolay yılmam :D.

Birincisi ilk yayın neden şifresiz yapıldı, ne bileyim ben. Bu kadar net, ne bileyim bilmiyorum. Belki teknik olanakları denemek içindir yapılabiliyor mu diye, belki alet edevatı denemek içindir, ama ilgi alakayı denemek için değildir çünkü adamlar zaten söylüyorlar bunu yapmamız için çok baskı vardı diye. Yani ha ilk yayın paralı olmuş ha da ikinci yayın hiç farketmez, hepsi aynı şey ve çok basit bir detay benim için. Ben bilmiyorum ve bilmediğim şey hakkında olumlu olumsuz konuşmak istemiyorum senin gibi fikir yürütüp. Fikir yürütmeye dayalı eleştiriye karşıyım.

İkincisi ben adamları korumuyorum, niye koruyayım. Ben senin yaptığın eleştirilerin manasız olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Ben de öyle hissetsem senin gibi konuşurum. Ama yeni yeni tanıdığımı söylemedim o nerden çıktı şimdi, tam tersine ben askerdeyken bana gönderilen kolilerin içinde Kaybedenler Klübünün ve başka radyo yayınlarının kasete çekilmiş versiyonları vardı başka bir çok kasetle beraber. Kek börekten çok daha iyidir.

Üçüncüsü alıntı yaparken bağlı olan cümleleri almamak etik değil diyorsun da o cümleleri zorla irdelettirdin bana şimdi, kendin kaşındın burada suç bende değil. Birinci cümle:

"Bu adamlar parayı önemsemiyor, para onlar için hiçbir şey, amaçları özgür ve bağımsız bir iş yapmak vs. değil"

Tamam bunu anladım, öyle düşünüyorsun. İkinci cümle:

" Tabi olabilir de ben asla öyle de olmaz demiyorum"

Ya peki ne diyorsun sen önce bir kendi içinde karar ver. Birinci cümleye göre mi konuşalım yoksa ikincisine göre mi? Arka arkaya kurduğun iki cümlede fikirlerin birbirine zıt ben anlamıyorum ki hangisini alıntılasam başka sonuç çıkıyor ama ikisini toplayınca bir mantıklı cümle çıkmıyor. Yani önce kendin karar vermen lazım ne düşündüğüne, sonra ben onun üstüne bir yorum yaparım o kolay. Ayrıca ikinci cümlenin devamında aynı cümlenin başıyla çelişiyorsun. Yani aynı cümle içinde kendi söylediği şeyle çelişebilen bir Perihan Maden var sanıyordum ben, sen iki oldun. Ben adamlar para için yapmıyorlar demiyorum, para için yapmıyorlarsa akıllarından şüphe ederim. Ha o parayı gerçekten bir radyo kurmaya harcayacak kadar manyak ve romantik mi bunlar, bence evet. Çünkü çok daha rahat seçenek var öteki tarafta.