Demirkubuz'un Kader'i iyi bir film aslında. Yani minimalist bir sinema örneği olarak görsel işçiliği gayet tatmin edici, bayağı sinemasal ve anlamlı. Oyunculukları da gayet iyi. Ama senaryosu çok zayıf. Yani neredeyse (öyle değildir tabi ama) her niyetlenenin yazabileceği bir senaryo gibi. Öylesine sürüklenme durumu, hiçbir altmetnin olmadığı, "biri birine kafayı takmiş işte"den öte hiçbirşey içermeyen bir iş gibi geldi bana. Ve ötesinde şahsen benim için yazmaya, çekmeye değmeyecek bir hkaye. Klişelerle dolu Yeşilçam melodramlarının entel dantel, duygu sömürü içermeyen hali gibi birşey.
Bekir karakteri ve filmdeki diğer karakterler bence ilgililenilmeyi hakkediyor. Senin için öyle olmadığından bu filmi sevememiş olmanı çok iyi anlıyorum. Demirkubuz'da mekan çok önemlidir mesela. Bu filmdeki karakterleri sosyal çevreleri, anne babalarının çevreleri, bu anlamda yaşadıkları değişimleri (hem mekansal hem sınıfsal) açıdan incelersen film çok zenginleşiyor bana göre. Şu anda sokakta genel tarafından bakıp yargılanan tüm kenara atılmışların oluşum süreçlerini anlatan Bekir-Uğur aşkının sadece fon olduğu bir film bence.
Bekir karakteri ve filmdeki diğer karakterler bence ilgililenilmeyi hakkediyor. Senin için öyle olmadığından bu filmi sevememiş olmanı çok iyi anlıyorum. Demirkubuz'da mekan çok önemlidir mesela. Bu filmdeki karakterleri sosyal çevreleri, anne babalarının çevreleri, bu anlamda yaşadıkları değişimleri (hem mekansal hem sınıfsal) açıdan incelersen film çok zenginleşiyor bana göre. Şu anda sokakta genel tarafından bakıp yargılanan tüm kenara atılmışların oluşum süreçlerini anlatan Bekir-Uğur aşkının sadece fon olduğu bir film bence.
Demirkubuz'u severim ama işte ben böyle bir sinemaya karşıyım. Öncelikle yüzeyde bir şey anlatacaksın ki bireye derine inme isteği uyandırasın. Senin gibi insanlar zaten onun derinine inecektir ama öncelikle sinemayla ilgilenmeyen adam da filmini izleyebilecek ki derinini merak etsin, Kader bana göre öyle bir film değil. Zaten sinemasal hiçbir değeri sallamamasıyla da yüzeyde iyi bir film olma niyeti olmadığı ortada. Beni bu konuda biraz gelenekselciyim, Godard'ı da bu sebepten dolayı pek sevmem örneğin. O nedenle Kader'i de pek sevmem.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Bekir karakteri ve filmdeki diğer karakterler bence ilgililenilmeyi hakkediyor. Senin için öyle olmadığından bu filmi sevememiş olmanı çok iyi anlıyorum. Demirkubuz'da mekan çok önemlidir mesela. Bu filmdeki karakterleri sosyal çevreleri, anne babalarının çevreleri, bu anlamda yaşadıkları değişimleri (hem mekansal hem sınıfsal) açıdan incelersen film çok zenginleşiyor bana göre. Şu anda sokakta genel tarafından bakıp yargılanan tüm kenara atılmışların oluşum süreçlerini anlatan Bekir-Uğur aşkının sadece fon olduğu bir film bence.
Demirkubuz'u severim ama işte ben böyle bir sinemaya karşıyım. Öncelikle yüzeyde bir şey anlatacaksın ki bireye derine inme isteği uyandırasın. Senin gibi insanlar zaten onun derinine inecektir ama öncelikle sinemayla ilgilenmeyen adam da filmini izleyebilecek ki derinini merak etsin, Kader bana göre öyle bir film değil. Zaten sinemasal hiçbir değeri sallamamasıyla da yüzeyde iyi bir film olma niyeti olmadığı ortada. Beni bu konuda biraz gelenekselciyim, Godard'ı da bu sebepten dolayı pek sevmem örneğin. O nedenle Kader'i de pek sevmem.
Bu yorumuna bütünüyle katılıyorum Düd! Ben de böyle bakıyorum genel olarak, ama Kader garip bir şekilde istisna benim için. Yani senin bu yazdıklarının hepsini yazar fakat sonuna n'apayım Kader'i seviyorum işte gibi bir şey eklerim farklı olarak. Bu hissin Kader filmine olması da ironikmiş yalnız. 🙂
Hehe :). Kişisel zevkler ayrıdır, her zaman söylerim. Kimsenin beğenmediği bir film, sana bir şekilde, bir noktada öyle bir dokunur ki feleğini şaşarsın. Boktan filmdir ama bir şeyi seni öyle bir etkiler ki beğenirsin. Olması gerekendir. Bana gelip "abi yani şu kadar yıldır söyledin diye Big Lebowski izledim, şimdi ayıp olmasın da neyini sevdin bu kadar?" diyenler oldu. "4. izlemende anlamaya başlarsın düd" dedim her zaman :). Lebowski ilk izlemede güldürür, 2.de kahkaha attırır, 3.de süründürür sonra da başyapıt olur. Öyle bir filmdir. Her anlamda kusursuz. Neyse konu o değildi sanki 🙂
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Kezzo.... Senin bu filmi sevmeni de ben çok ama çok iyi anlıyorum. Senin gayet sıcak baktığın, mecazi anlamda "arabesk" olup, olaya duygu sömürüsü ile değil, düşünsel ve entelektüel olarak yaklaşan bir film. Birçok açıdan tam senin filmin Kader, yemin ediyorum izlerken bile "Kubuz, Kezzo için yapmış lan!" dedim.
Ama dürüst olmak gerekirse, ben de bir dostun olaraktan, Demirkubuz'dan Egoyan'a dönüşmeni sabırsızlıkla beklemekteyim.
Düd, Lebowski de aynen dediğin gibidir. İlk izlediğimde "bu ne lan?" diyip 5/10 falan demiştim. Her izleyişimde 6-7-8 diye arttı bu rakam. Şİmdi sinema tarihi sohbetlerinde bile adını andığım bir film haline geldi. En küçük bir şüphem yok başyapıt olduğuna dair.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Şu son dönem genç sinemacıların, -varoşların, sokak mafyasının, ezilenlerin filmlerini yapanlar- "Kader"den çok etkilendiklerini düşünüyorum. Erkan Can'ı, Settar Tanrıöver'i bu filmlerin hepsinde görmek, birbirlerine yaptıkları referans sanki. Ben de bu filme çok ısınamamıştım. "Masumiyet" hala 1 numaradır benim için. "Kader" yapısıyla, mesafeli, sert duruşuyla ve bunun gibi daha birçok etkileyici olma çabasının sırıttığı sahneleriyle dizi havasında bir film bana göre. Maalesef "Kıskanmak" daha da kötü ve bende hayal kırıklığı yaşattı. Hakkında hiçbir şey yazasım gelmiyor. Bir geriye gidiş. Aronofsky'ye benzer bir hayal kırıklığı. İyi yönetmenler de kötü filmler çekebilir; bunu hazmedebilmek lazım.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer