Forum

KABADAYI

31 Gönderi
21 Üyeler
0 Reactions
7,295 Görüntüleme
(@aydemirse)
Gönderi: 0
 

bu kadrodan bu kadar tırt bir film nasıl çıkabilmiş hala şaşkınım.GEcenin bir körü 22de girdik sinemaya 01 de çıktık o kadar da uzundu ki yuh artık.Dizi filmi estetiğindeydi komple tüm film omuz plan nasıl olur arkadaş.Herşeyi geçtim vurguyu artırmak için yüze yakınlaşma yüz plana vurma ya bunları binbirgece gibi tırt diziler yapıyor anca.Senaryo da gümbürtüye gitmiş diyoruz ama bu adam ki şekerparenin çiçek abbasın eşkiyanın muhsin beyin yazarı ya kabadayı heralde yazabileceği en rezil senaryo olmuş.Ömer vargı baya baya tırt çekmiş filmi şu sahne etkileyiciydi denilecek sahne yok nerdeyse.28 ytl ye yanarım ve param haram olsun derim allahlarından bulsunlar acaip sinirliyim yavuz turgulda bu hayal kırıklığını yaratıyorsa ben bir daha türk filmine gitmem arkadaş

Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul

 
Gönderildi : 23/12/2007 3:16 pm
(@edwood)
Gönderi: 0
 

ben bir daha türk filmine gitmem arkadaş

benzer tepkiyi ben de Amerikalılar Karadeniz'de 2'den çıktığımda göstermiştim.
ama bu tavırla da bir yere varılmaz bence.yani bir iki filme gittiğinde kötü çıktı diye tüm filmleri yoksaymak biraz yanlış olur.Bu filme de ilk fırsatta gitmek istiyorum.Bu sitedeki zıt yorumlar beni çok meraklandırdı 😀

...murat...

 
Gönderildi : 23/12/2007 8:15 pm
(@ozan-kurt)
Gönderi: 0
 

Herkes sakin olsun lütfen. 25 Ocakta muhteşem bir türk filmi izleyeceği merak etmeyin. Çağan Irmak'tan ULAK...

 
Gönderildi : 23/12/2007 9:37 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

İlk izlenimleri nasıl edindin? Ön gösterim vs. mi yapıldı?

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 23/12/2007 10:45 pm
(@dv-art)
Gönderi: 0
 

goruldugu uzere burasi kabadayi adli filmin basligi,sayin ozankurt eger ulak filminden bahsetmek istiyorsaniz acin bir baslik orada konusun.

 
Gönderildi : 24/12/2007 12:01 am
(@fiddler)
Gönderi: 0
 

bu arada filme ne kadar hayran kalmış olsam da (hatta yakın zamanda filmi beğenmeyen herkesi ayıplayıcı bir yazı da yazmak hevesindeyim) focus'un anlamını bilmeyen görüntü yönetmenini ıslak sopayla dövmek istiyorum.
Ulan adam bu kadar çok focus kaçıracağı zamanı saraydan kız kaçırarak harcasa şimdiye devlet opera ve balesinin kadrolu sanatçısı olmuştu.

 
Gönderildi : 24/12/2007 1:53 am
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Görüntü yönetmenini niye dövüyorsun, focus puller'ın işi o:)
Ki kadrajları çoğu kişi beğenmese de çoğu kadraj bence iyiydi.Daha doğrusdu dolu doluydu, bir estetiği yoktu diyebiliriz ama filmin içinde de sırıtmamış bence.

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 24/12/2007 6:20 am
(@mushrappa-ous)
Gönderi: 0
 

arkadaşlar bende dün gittim filme filmin5 dk sından sonra görüntü yönetimine küfür etmeye başladım. diyalog çekimlerin hepsindemi sıçrama olur
bu kadar kötü mü objektif seçimi olur bütün insanların tipi kaymışdı objektifler yüzünden. focus puller herhalde uyuyordu. görüntü yönetimi diye bişey yoktu bu filmde bence bir dizi kameramanı nı (yani digital çalışmış) getirip çektirmişler sırf yabancı gözünsün diye
ben normarle filmleri film oalrka izlerim yani inceleme yapmam ilk izleyişimde ama bu kadar da göze parmak sokulunca insna filmin içine giremiyor.
neyse başka konularada değinelim filmle ilgili 🙂
senaryonun sonu başından belliydi o yüzden insanı beklenti içinde bırakamıyordu.
oyunculuk iki genç oyuncuyu tr sinemasını bir yerlere taşıcak gibi gördüm ama şener şen usta yaşlanmış yinede onun gibi bir dev'i beyaz perde de görmek beni heyecanlandırdı.
yönetmen oyuncuları biraz kasmış ve oynatamamış gibi geldi bana ama bilemicem sette olmadıgım için 🙂
bide sanat yönetimine lafım olcak murat'ın kaşlarını acaba neden almamışlar saçları rastalı kulagında küpe olan bir kişinin kaşlarının ortası olur mu yaa 🙁
bu kadar eleştiri yeter sanırım 🙂 ama yinede berbat dev bütceli amerikan filmleri var o yüzden güzel bir filmdi 🙂

bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu

 
Gönderildi : 24/12/2007 3:52 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Biraz önce içerisinden şarıl şarıl sular akan altın bir çeşme gördüm;hep akan, durmak isterken bile duramayan ve içinden akanları ise hoyratça kullanan bir altın çeşme... Kendi kutsal nimetini fütursuzca ve bilinmez bir başı boşlukla tüketen bu altın çeşme bir zamanlar akıttığı şarıl şarıl sularla hepimizi kendine hayran bırakmış bir efsane, belki de tüm sinema kimliğimi borçlu olduğum o eşsiz kaynak. Hep onun gibi; kendi insanımın sıcacık yüreğini anlatan bazen içimi burkan bazen ibret aldıran bazen de insanı tokatlayıp sersemleştiren kısaca insan olduğumu hatırlatan senaryolar yazmaya çalışan ben, saatlerdir bir türlü yüreğimin yangınını, susuzluğunu dindiremiyorum. Ah ah Kabadayı nın sonunda aslında Ali Osman ölmüyordu adeta o efsane altın çeşmenin kuruyuşuna şahitlik ediyorduk, Yavuz Turgul bizi susuz bırakıyordu.

 
Gönderildi : 29/12/2007 1:56 am
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

İzlediğim kötü Türk filmleri arasındaki yerini alan bir film oldu ne yazık ki. Ne reji ne senaryo ne de oyunculuk anlamında filmle ilgili olumlu bir şey söyleyemiyorum sanırım. Biraz daha açık konuşacağım ancak

---------FİLMİ İZLEMEYEN ARKADAŞLAR BUNDAN SONRASINI OKUMASIN---------

Fakiri, hâlâ yemek yiyemeyişiyle; adaleti ve yoksula yardımı, ona ekmek ve para vererek; zenginin zengin olduğunu "deste deste dolarlar", kasalar ve viskiyle anlatmanın, artık bu eskimiş ve böylesine birebir sinema dilinin, Yavuz Turgul gibi, bu kadar çok başarılı senaryoya imza atmış birine ait olmuş olmasını anlamlandıramıyorum. "Filmin (öykünün) başında bir silah gösterirsiniz ve o silah, filmin sonunda patlar." O yüzüğün, gözümüze sokula sokula film boyunca işlenen ve yer yer Memento'ya dair -büyük bir iyimserlikle anladırırsak- "gönderme"lerle beslenen bu unutkanlığın, eninde sonunda filmin sonundaki çemberi tamamlayacağını kimler tahmin etmedi ki? Yüzüğü, böylesine basit bir metafor aracı olarak şu anda izlediğimiz dizilerde bile kullanıyorlar. Sinemada göreceğimiz yenilik ve "ustalık" gerçekten bu mu? Filmi arkadaşımla birlikte izlerken, arada dedi ki "Filmin sonunda unutkanlıkla ilgili bir şey bekliyorum." Ben de dedim ki "Ben de öleceğini tahmin ediyorum." Bu kadar; o salondaki herkes bunu fark edebildi çünkü senaryo, o hep bildiğimiz salon melodramlarının klişeleriyle dolu, çiğ diyaloglarla bezeli, çemberi kapatan, izleyiciye bütün yanıtları veren ve silahı hem metaforik hem de gerçek anlamıyla patlatan sıradan bir senaryoydu. Senaryodaki espri öğelerinin de Hollywood patentli bir eşcinsel ve çok konuşan ama hisli bir yaşlı kadın olmasını, ülkemizin mevcut kültürel etkileşimini düşündüğümde çok da fazla eleştiremiyorum. Hattâ bu konuda "suç"u Yavuz Turgul'a mı yoksa sayın Vargı'ya mı yükleyeceğimden bile emin değilim. Sürmeli karakterinin, sırf "Bendeki göt hiçbirinizde yok" sözünün bu kadar etkili olması için eşcinsel yapıldığını bile düşünüyoum. Öyle ya, bu söz o kadar önemli ve filmi kurtaran bir şeydi ki, filmin sonunda asıl karakterin ağzından açıklattık bile. Her kötülüğe Freudyan bir bakış açısıyla yaklaşan indirgemeci hikâye anlayışını da basit ve eskitilmiş buluyorum.

Rejinin de sınıfı geçtiğini düşünmüyorum. Elbette Aslı Tandoğan'ı görmeye gelenleri arttırmak için önemli bir iş yapılmış denilebilir. Güzel bir kızı filme koyarsınız, edilgen bir rol verirsiniz ama onu, duşta bile makyajla, sürekli "dekolte plan"dan gösterirsiniz, işte bu kadar. Hastane odasında, hasta kızı bulamayan bütün mafya, boş çarşafı alıp yere atar çünkü bu simge böyle kazınmıştır belleğimize. Seyirciyi zorlamaya gerek yoktur. Ama lütfen, bunun adı oyunculuk değildir, oyuncu koçluğu hiç değildir.

Filmi, ahlâkçılığıyla da sorgulamak isterdim ama buna gerek görmüyorum. Nasıl Godfather'ı, ahlâkçılıktan sıyrılıp enfes bir film olarak niteleyebiliyorsak, bu tip bir anlatıya da şekil açısından bu şekilde yaklaşabilirdik ama Uğur Vardan'ın Radikal'deki yazısında, Turgul'un kendi "Baba"sını çekmesi konusunda gösterdiği müthiş iyimserlik, bu filmi göz önünde tutunca, ne bana ahlâkçılık yönünden bir eleştiriye girme hevesi veriyor ne de sayın Turgul'un bundan sonraki projesini bekleme heyecanı.

 
Gönderildi : 02/01/2008 1:35 am
(@edwood)
Gönderi: 0
 

evet filmi çok geç de olsa izledim.
geç oldu çünkü bizim şehre geçen hafta geldi film 🙂
buradaki sinema salonunun iğrençliği nedeniyle filmden pek bir şey anlamadım aslında.başı hepatitb nin de dediği gibi fragmana benziyordu.ben de bunu dandik sinema salonunumuzun yaptığı bir saçmalık olarak düşünüp dikkatli izlemedim.zaten o sırada görüntüyü perdeye getirmek için baya bir uğraştılar.sinema salonunun iğrençliğini anlatmayı bitiremem en iyisi filme dönüp birkaç görüş belirteyim 😀
film genel olarak izlediğim iyi türk filmlerinden biriydi.her zaman yaptığım karşılaştırmayı bu filmde de yapmak istiyorum.geçen sene aynı sinemada izlediğim Amerikalılar Karadeniz'de filmini hayatım boyunca bir daha izlememeyi düşünüyorum ama bu filmi sanırım tvye gelince bir daha izlerim.
oyunculardan bahsetmek gerekirse Şener Şen'i tartışmaya bile gerek yok.her zamanki gibi süperdi.Kenan İmirzalıoğlu ise birkaç sahnede bana yapmacık gelmesine rağmen iyi bir oyunculuk sergilemiş.Aslı Tandoğan çok güzel bir oyuncu.bunu iki anlamda söylüyorum.hem rolünü çok iyi oynadığını hem de çok güzel biri olduğunu düşünüyorum 😀
filmde sürmeliyle devran arasında geçen diyaloglar da süperdi.hatta filmde unutamayacağım birkaç şeyden birisi bu diyaloglardı.senaryonun daha iyi olabileceğini düşünüyorum.
son olarak yine sinema salonuna çatacağım.film daha bitmeden son sahnede ışıkları yaktılar ve ekranın kararıp yazıların yazmasını beklemeden filmi kestiler.en nefret ettiğim şeylerden birisidir zaten bu ve salondan çıkarken çıldıracaktım.
sonuç olarak son zamanlarda izlediğim en iyi türk filmiydi.izlemeyenler eğer yakınlarındaki sinema salonunda hala gösterimdeyse gidip izlesinler bence 😀

...murat...

 
Gönderildi : 20/01/2008 2:33 am
(@mobidik)
Gönderi: 0
 

Filmi dün izledim..Çok büyük beklentilerim yoktu..Koca salon neredeyse boştu..Beklentilerimin az olması iyi oldu çünkü filmi o kadar çok beğenmedim..O filmden Şener Şen'i çıkarsak ne hale gelir diye düşündüm..Nedense hikayeyi beğenmedim..Mafya filmlerini pek sevmiyorum sanırım bu yüzden film bende 1-0 mağlup başladı..İşin içine biraz espiri serpiştirilmeye çalışılmış..Özellikle Kenan İmirzalıoğlu'nun öldüğü sahneyi hiç beğenmedim..Yani 5 dk öncesi de buna dahil..Eve geldiğimde film nasıl dediklerinde -ki filmden bir gün önce Şener Şen'i Beyaz Showda izlemiştim- "Bu adam büyük oyuncu" demek oldu cevabım..Onun haricinde pek de bir şey bulamadım..Annem ile iyi vakit geçirdim ki ihtiyacı vardı..Bu açıdan mutluyum.. 🙂
Çok teknik analizler yapamıyorum..Daha öğrenmem okumam gereken bir çok şey var çünkü böyle bir yorum yapmak için..
Kendi değerlendirmelerime göre 10 üzerinden 4,5'tan 5 verirdim.. 😀

Maksadım sana gördüğünü anlatmak değil anlamadığını göstermektir.

 
Gönderildi : 20/01/2008 6:14 pm
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Kendi değerlendirmelerime göre 10 üzerinden 4,5'tan 5 verirdim.. 😀
Mobidik, ben de 4,5'tan buçuk verirdim.

 
Gönderildi : 21/01/2008 2:38 am
(@maximus_3_1)
Gönderi: 0
 

Film sinemalardayken gitmiştim.Bir Şener Şen ve Yavuz Turgul hayranı olarak gittiğimi söyleyeyim.Tabi ki ilk izlediğimde objektif gözle bakamadım filme.Ama izlememden bir iki hafta geçtikten sonra anca objektif düşünebildim.Öncelikle iyi film olduğunu belirtmeliyim.Ama hataları var.Nedir o hatalar:

1)Filmin başındaki karakter tanıtma faslı.Bu çok eskidi artık.Bunun yerine direkt olaylar gelişse daha iyi olurdu.
2)Büyük patronu oynayan kel adamın(Adını bilmediğim için böyle demek zorunda kaldım.Özür dilerim!)kendi sesini kullanmaması.Teknoloji bu kadar gelişmişken artık sinemada dublaj görmeye tahammül edemiyorum.Hele ki yerli filmde.Dublaj bütün inandırıcılığı bozuyor + "Ben oyuncuyum" diyen biri kendi sesiyle oynamalı.
3)Yavuz Turgul son yıllarda Şener Şen'e hep eskinin eşkıyası,eskinin öğretmeni,eskinin kabadayısı gibi karakterler yazıyor.
4)Çoğu kişininde dediği gibi: filmin sonu "Eşkıya"yı andırıyor.

Bunların dışında film iyi.Biraz süresi uzun kaçmış.Onunda nedeni dediğim gibi ilk dakikalardaki karakter tanıtma faslı yüzünden.Şener Şen her zamanki gibi çok başarılı.Ama bu filmde kendini aşan biri varsa o da Kenan İmirzalıoğlu.Esasında bu performansın ışıltılarını "Yazı Tura"da da vermişti.Final sahnesi "Eşkıya"ya benzemesine rağmen yinede güzeldi.Filme 10 üzerinden not vermem gerekirse 7 veririm.Daha iyi bir film olabilirdi...

 
Gönderildi : 02/05/2008 9:59 pm
(@anonymous)
Gönderi: 0
 

gerçekten beğenerek izlediğim bir Şener ŞEN filmiydi...

 
Gönderildi : 12/07/2008 12:21 am
Sayfa 2 / 3
Paylaş: