Sam Mendes de gayet sağlam bir filmografiye imza atmakla meşgul. Kate Winslet'le evli olmasa kendisi gerçekten dört dörtlük bir arkadaş ama yanlış hatunla evlendi.... Delikanlılığa sığmadı bu çünkü ben o manitaya ondan önce taliptim ama.... Neyse.... Rajona ters oldu bu ama.... neyse....

Ve Mendes'in Jarhead'i öyle ilginç, öyle iyi düşünülmüş ve düşünülen herşeyin öylesine başarıyla uygulandığı bir film ki saygı duymamak çok zor.

Jarhead ilk bakışta bir savaş filmi, bir aksiyon, politik içerikli antimilitarist bir film gibi görünüyor. Ama aslında film bunlarla pek de ilgilenmiyor. Hiçbir şekilde savaş olgusu, Amerika'nın emperyalist oluşu, din'i tartışmalar, aksiyon vs. Hiçbirşey yok filmde. Bir savaş filmi falan da değil. Bu film, direk Irak Savaşı üzerine bir karakter dramı. Irak savaşına katılmış bir askerin dramı. Fİlm savaşın yarattığı dramla ya da askerin kendi iç dramıyla da ilgilenmiyor. Irak savaşı ile bu karakter arasında olan bitenden ortaya çıkan garip durumla, ironiyle, öfkeyle, nefretle, hayalkırıklığıyla ilgileniyor ve inanın izleyicisini de baş karakteri gibi küçük ama çok gerçek bir acımasızlıkla, konuyla başbaşa bırakıyor.

Jake Gyllenhaal yeni neslin en iyi heriflerinden biri, birçok yıldızı geçecek, bakın görün. Herif çok genç ve dört dörtlük bir aktör. Bu filmde de çok çok iyi. Fİlmin tüm teknik işçiliği kusursuz. Görsel tarafı da gayet güçlü.

Ama belirtmeye çalıştığım gibi, daha çok tematik gücüyle öne çıkan, bittiğinde izleyicisinin damağında garip mi garip bir tat bırakan ama neticede çok iyi bir film Jarhead. (Kavanozkafa)