İranlı usta yönetmen Jafar Panahi ev hapsinde olduğu ve film çekmesi yasaklandığı dönemde ilginç bir film yapmış. Daha daha doğrusu çekimi için izin alamadığı son filminin senaryosunu anlatmış. Belgeselle kurmaca arasında bir yapım olmuş.
Çekmeyi planladığı son filmine izin çıkmayınca bir arkadaşını çağırıp kameraman olmasını istiyor ve bizlere filmin senaryosunu anlatmaya başlıyor. Biraz da mizansen katarak tabi. Eş zamanlı olarak Panahi'nin gündelik yaşamına da tanıklık etmiş oluyoruz. Oyunculuk üzerine ilginç saptamaları da var: "Oyuncu büründüğü rolün yalan olduğunu hissetmeye başlarsa rolünden çıkıyor ve o sizi yönlendirmeye yönetmeye başlıyor."
Bu film, sonucu nasıl olursa olsun baskının, yasaklamanın hiç bir işe yaramadığının açık kanıtı olmuş. Panahi, yasaklıyken bile yarı prof kamera ve cep telefonuyla bir film çekmiş ve bize gerçekten çok ciddi mesaj vermiş.
İnandığınız işin peşin koşun demiş. Mutlaka bir yol bulursunuz...
Filmi izlemenizi öneririm. Hangi koşullarda olunursa olunsun, film yapılabileceğinin gerçek kanıtıdır.
http://politikfilm.net/1293-bu-bir-film ... -izle.html
Yılmaz Güney'in Sürü filmini Zeki Ökten'in yardımıyla (yönetmenliğiyle) cezaevinde çekmesi gibi bir şey.
Bu çalışmadan sadece ben mi etkilendim yaw 🙂
az önce izleme şansı buldum. adam o şartlarda bile bişeyler bulup çekiyor ve bunu gizlice usb bellek aracılığıyla cannes film festivaline kaçırtıyor. salonundaki halısına koli bantlarıyla hayali odalar çiziyor, uzun uzun filmini okuyor, yerlere yatıyor, kendi kendine konuşuyor sahneleri canlandırıyor. ama en etkilendiğim cümlesi şu oldu '' Bir filmi anlatabilseydik, neden film yapalım ki.'' azmin güzel bir örneği gerçekten. ayrıca filmin ismini ''bu bir film değil'' koymasıda ayrı bir ironi. paylaşım için teşekkürler 🙂
'' Bir filmi anlatabilseydik, neden film yapalım ki.''
Umutsuzluğa düştüğü an evet. Rolünün artık yalana evrildiğini hissetmeye başladığı yerdi sanırım. Arada sırada izlemek lazım bu filmi 🙂