Baba yönetmenlerin en bilinen filmlerinin yanında hep bir joker filmleri olur ya. Yani mesela Titanic'i sevmesende sana Cameron'ı sevdirecek Terminatör vardır. Ya da hatta yanında bir de the Abbys vardır.

Michael Mann denince hep ilk akla Heat gelir. Yetmezse işte Public Enemies yeni örnek. Ali, Colleteral. Son Mohikan hala anılıyor. Ama esas joker film: Insider.

Başını öne eğ biraz, ciddi bak, kaşları çat, oskar al. Rasıl oskarı Gladiatör'de bunlarla almadıysa bu filmdeki enfes oyunculuğuyla aldı. Köstebek'te hak etti, Gladyatör'de aldı.

Hala Russel Crowe denince (ki yakın zamanlı işlerini hiç sevmiyorum ben. Akıl Oyunları'nda da hiç iyi değildi bence) aklıma bu film geliyor, adam müthiş oynamış. Pacino zaten her zamanki gibi ne diyorsa odur abicim. Yine bir sürü çok başarılı yan karakter var.

Fİlm enfes bir karakter dramı. Aynı zamanda sağlam sistem eleştirisi, çok sağlam bir gerilim. Medya zaten odakta. Yönetmenlik yine Mann'e yakışır kalitede. Senaryo çok teknik, çok sağlam. İÇerik de medya üzerine belgesel gibi. Karakterler arası ilişkiler inanılmaz gerçekçi ve tarafsız.

Hikaye temel olarak zaten tüm bunlara en yüksek ölçüde izin verecek şekilde gerçek bir hikayeden uyarlanmış. Fİlmdkei birçok karakter zaten gerçek hayatta var olan kişiler yani. Tabi sağolsun Mann'in "bu film gerçektir" falan gibi gerzek şeylerle prim yaptığı yok, sadece "makaleden uyarlama" deniyor, o kadar. Herif Ali'de bile "gerçek bir hikaye" falan demedi. Adamdkai tok'luğa bak abi!. 🙂

Özenli işçilik, çok başarılı oyunculuklar, enfes yönetim, derin içerik....

E daha ne istiyorsunuz? 🙂

Bir dahaki "iyi film mi kaldı ya! Bırak allasen"de görüşmek üzre esenlikler dilerim.