Forum

Film Önerisi
 

[Sabit] Film Önerisi

108 Gönderi
49 Üyeler
0 Reactions
46 K Görüntüleme
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Karşılaşma

Ömer Kavur'un son filmi.
Lisedeyken izlemiştim, o zaman ki algım farklıydı tabi ama çok iyi film diye kalmıştır hep aklımda.

 
Gönderildi : 04/05/2009 7:12 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Persona benim ilk on filmimden biridir rahatlıkla.

Dur bakayım neler vardı başka, ne zamandır böyle bir liste yapasım vardı deneyelim:

(Sıralama önemsizdir.)

- Persona - Ingmar Bergman
- Stranger Than Paradise - Jim Jarmusch
- Rashomon - Akira Kurosawa
- Wings of Desire - Wim Wenders
- Paris Texas - Wim Wenders
- Solaris - Andrey Tarkovski
- Vesikalı Yarim - Lütfi Akad
- Down By Law - Jim Jarmusch
- Short film About Killing - Short Film About Love - Krszsytof Kieslowski
- Full Metal Jacket - Stanley Kubrick
- Space Odyssey - Stanley Kubrick
- Psycho - Alfred Hitchcock

Yönetmen sıralaması yapamıyorum henüz.
Her yönetmenin bütün filmleri izlenmeden bu sıralama yapılmamalı gibi geliyor.
Kral liste. Ben de şunları ekleyeyim:

Apocalypse Now (1979) Yön: F.F. COPPOLA Oyn: Marlon Brando, Martin Sheen
Full Metal Jacket (1987) Yön: Stanley KUBRICK Oyn: Matthew Modine, Adam Baldwin
Stalker (1979) Yön: Andrei TARKOVSKY Oyn: Aleksandr Kajdanovsky, Anatoli Soloni..
Taxi Driver (1976) Yön: Martin SCORSESE Oyn: Robert De Niro, Jodie Foster
Once Upon A Time In West (1968) Yön: Sergio LEONE Oyn: C.BRONSON, H.Fonda
Seven (1995) Yön: David FINCHER Oyn: Brad Pitt, Morgan Freeman
Pulp Fiction (1994) Yön: Q. TARANTINO Oyn: John Travolta, Samuel Jackson, Bruce
Angel Heart (1987) Yön: Alan PARKER Oyn: Mickey Rourke, Robert De Niro
Lost Highway (1997) Yön: D. LYNCH Oyn: Bill Pulman, Patricia Arquette
The Exorcist (1973) Yön: William FRIEDKIN Oyn: Linda Blair, Ellen Burstyn, M.V.Sydow
The Wizard Of OZ Yön: Victor FLEMING Oyn: Judy Garland, Frank Morgan, Ray Bolger
Giant (1956) Yön: Gerge STEVENS Oyn: James Dean, Rock Hudson, Liz Taylor
Serpico (1973) Yön: Sidney LUMET Oyn: Al Pacino, John Randolph, Jack Kehoe
Blade Runner (1982) Yön: Ridley SCOTT (Divx) Oyn: Harrison Ford, Rutger Hauer, Sean Y
C’est Arrive Pres De Chez Vous (1992) Yön: Remy BELVAUX Oyn:B.Poelvoorde
Donnie Darko (2001) Yön: Richard KELLY Oyn: Jake Gyllenhaal, Holes Osbourne, Maggie
Europa (1991) Yön: Lars Von TRIER Oyn: Jean Marc Barr, Barbara Sukowa
Paramparça Aşklar Ve Köpekler (2001) Yön: A.G.INARRITU Oyn: G.G.Bernal, Emilio E.
Mad Max (1979) Yön: George MILLER Oyn: Mel Gibson, Joanne Samuel, Hugh K-Byrne
High Noon (1952) Yön: Fred ZINNEMAN Oyn: Gary Cooper, Grace Kelly, Thomas Mitchell

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 04/05/2009 9:04 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Birçok arkadaş biliyordur zaten ama bilmeyenler için: The Descent....
Gerçekten iyi bir korku filmi. Hem geriyor, hem sürüklüyor ve gerçekten gayet iyi yönetilmiş bir film.
Klostrofobik korkulara ilgi duyanlar mutlaka görmeli. Ama sağlam mide ve çelik gibi sinir lazım. İzlediğimde resmen asabım bozulmuştu. 🙂

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 05/05/2009 2:48 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

"The Descent" evet, bir İngiliz korkusu, Neil Marshall'dan. Güzel korkutacağım diye insanı feda etmiyor. Gerçeklik, duygular, insanlar ön planda. Kısacası yaratıkların tarafını tutmadan çekmiş filmini. Önceki filmi "Dog Soldiers" da pek bir tuhaf.

Yukarıda uzun liste yaptık ama, dediğin gibi biraz açmak lazım. Bir yerden başlamak gerekirse:

Apocalypse Now -Redux- (1979) Yön: F.F. COPPOLA

"Sabahları Napalm kokusuna bayılıyorum.’’
Robert Duvall (Lt. Colonel Bill Kilgore)

Apocalypse Now, yine, yeni, yeniden. Bitmeyen azap. 4 metrekarelik odanda, tavandaki pervaneyi seyrederken yuvanı özlemek. Yuvandayken de buraları, savaşı, öldürmeyi. Kana, kaosa, dumana ve napalma bulanmış bir yeryüzü toprağında, senden olmayanlardan çıkarma, varoluşun derinliklerinden doğan acının histerisini. Anlamsızca bir intikam duygusunun seni de sarıp, seni de tamamen anlamsızlaştırması ve buruşturup bir kenara atması. Atıldığımız bu yerlerin konforu bizi kesmez olur ve özleriz bir kez daha bu zayıf insanların topraklarını ve onları öldürmeyi. Bu duruma asker iken isyan eden bir albayın avlanmasına sıra gelmiştir.

Coppola 150 dakikalık orijinal versiyonuna 50 dakika daha ekleyerek 200 dakikaya çıkarmış ve ‘’adına ‘Redux’ diyeler’’ demiş. Kasasında 5 buçuk saatlik (330 dakika) bir kurgusu daha var. Bakalım o da gün yüzüne çıkacak mı? Bu 50 dakika içinde, orijinal filmde hiç gözükmeyen Fransız kolonisinin uzun bir sekansı mevcut. Ayrıca bazı taşmalardan da bahsedilebilir. Yani eklenmeseydi de film değerinden bir şey yitirmezdi denilebilir.

Uyarlandığı romanın konusu Nijer’de geçerken –o bölgede bütün kaynakları sömüren bir şirkete gönderilen adamımız isyan eder ve kontrolü ele geçirir ve onu durdurmak için de biri gönderilir- Coppola konuyu Vietnam’a uyarlamıştır. Sıkı bir Nietzsche hayranı olan Coppola, filmine bir çok alt metin yedirerek, Nietzsche tarzı kafayı yemiş 4-5 adamı başrole oturtmuştur. Helikopterlerin saldırısı esnasında, Nietzsche’nin yakın arkadaşı Wagner’den ‘Tannhauser’i çaldırması manidardır.

Görünürde bir savaş filmi gibidir. Aynı zaman da bir yol filmidir de. Uğranılan her yer o tuhaf çılgınlıktan nasibini almıştır. Sanki herkes savaşın yaydığı kutsal bir trans halindedir. Emir-komuta zinciri kırılmıştır. Uğranılan bazı yerlerde komutanın kimde olduğu belli değildir. Albayı (M.Brando) yakalamakla görevlendirilen yüzbaşı Willard, (M.Sheen) yol boyunca albayın dosyasını okurken, bazı şeylerin yazıldığı/görüldüğü gibi olmadığının farkına varır.

Filmin Cannes’daki gösterimi öncesi basın mensuplarının karşısına geçen Coppola artık her şeyin değiştiğini Nietzsche’den bazı alıntılar yaparak vurgular. ‘’Bazılarınızın kameralarında film olmadığını görüyorum’’ der. Dijital kameralara yeni yeni geçilmektedir. Dijital devrimin ayak seslerini ilk duyanlardan biri olarak, filminde de bir çok ilki denemiş, çok zorlu ve uzun bir sürede tamamlayarak ustalığını iyice pekiştirmiştir.

Aklı çevreleyen, sınırlayan ve o iç kısma ismini veren yerin dışına taşmak. Bunu isteyerek ve çılgınca bir dürtüyle yapmak. Kısaca sınırları aşmak için –tehlikeli bir yolculuktur bu- birebir bir görsel şölen. Her anının tadını çıkarın derim…

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 05/05/2009 3:53 pm
(@martin-scorsese)
Gönderi: 19
 

Birçok arkadaş biliyordur zaten ama bilmeyenler için: The Descent....
Gerçekten iyi bir korku filmi. Hem geriyor, hem sürüklüyor ve gerçekten gayet iyi yönetilmiş bir film.
Klostrofobik korkulara ilgi duyanlar mutlaka görmeli. Ama sağlam mide ve çelik gibi sinir lazım. İzlediğimde resmen asabım bozulmuştu. 🙂

önceden yazdıgın tüm filmlere büyük saygm var ama bu olmadı onlardan sonra

 
Gönderildi : 06/05/2009 3:52 am
(@baco)
Gönderi: 0
 

Aslında filmin ilk yarısı çok iyi...

Beni de daraltmıştı.

- baço

 
Gönderildi : 06/05/2009 3:57 am
 ili
(@ili)
Gönderi: 0
 

İyi Seneler Londra

Yönetmen: Berkun OYA

Kısa öykü:

Uluslararası üne sahip şarkıcı Yaşar Nur, konserinden bir gün, yılbaşından birkaç gün önce Londra'ya varır. Şehir, karanlık bir gecede, yıllar önce karanlığa gömülmüş anıları canlandıracaktır. Eski bir dost, Yaşar Nur’a taşıyamayacağı bir sorumluluk yüklediğinde, dengesiz bir hayranı saplantısıyla yüz yüze gelmeye karar verdiğinde ve cesareti kırılmış bir koca, kaderin kurgusunu bozduğunda neler olacak? Öykü, bu kişilikleri tesadüflerin gölgesinde bir araya getiriyor ve önce kendileriyle, ardından birbirleriyle iletişim kurmaya zorluyor. Bu uzun gecenin sonunda yalnızca birkaçı sabahı görüyor…

Karikatürize karakterlerden sıkılanlara birebir.

Amatör set işçisi.

 
Gönderildi : 06/05/2009 6:25 am
(@martin-scorsese)
Gönderi: 19
 

Duvar
Uçurtmayı Vurmasınlar
Yol
Ağır Roman
Eşkıya
İklimler
Üç Maymun
Muhsin Bey
Gönül Yarası
Züğürt Ağa

 
Gönderildi : 06/05/2009 9:31 pm
(@kaydirakliyilan)
Gönderi: 0
 

Hazmedilmesi zor bir senaryo ve son derece karanlık bir film. Gaspar Noe bu filmde çok değişik bir anlatım dili kullanmış. Büyük font sapığı bir insan olduğumdan dolayı bu film benim için ayrı bir güzel. Kısacası son zamanlarda izlediğim en iyi film.

http://www.vimeo.com/firarland
http://www.flickr.com/photos/firarland/

 
Gönderildi : 08/05/2009 6:46 pm
(@eraydinc)
Gönderi: 0
 

Kanun Namına
Sevmek Zamanı
Susuz Yaz
Yüz Numaralı Adam
Yedi Bela Hüsnü
Üçkağıtçı

ve niceleri 🙂

eraydinc.com
vimeo.com/eraydinc

 
Gönderildi : 13/06/2009 7:22 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Kanun Namına
Sevmek Zamanı
Susuz Yaz
Yüz Numaralı Adam
Yedi Bela Hüsnü
Üçkağıtçı

ve niceleri 🙂

Yüz Numaralı Adam Kemal Sunal çok gölgede kalmış fakat müthiş bir
kapitalizm eleştirisi (reklam sekötörü üzerinden) barındıran filmi. Ben de çok severim.
Yapımcısı Kemal Sunal
Yönetmeni Osman F. Seden.

http://www.imdb.com/title/tt0253970/

 
Gönderildi : 13/06/2009 7:57 pm
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Büyük adam küçük aşk-handan ipekçi
Kürt bir kız ile eski bir hakim in hikayesini anlatan ,müziklerine hayran kaldığım ve sağolsun p.çedilmiş bir filmdir kendileri.

 
Gönderildi : 30/06/2009 1:29 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Büyük adam küçük aşk-handan ipekçi
Kürt bir kız ile eski bir hakim in hikayesini anlatan ,müziklerine hayran kaldığım ve sağolsun p.çedilmiş bir filmdir kendileri.

Kim sağolsun?
Kim piç etmiş anlamadım?

 
Gönderildi : 30/06/2009 3:47 pm
(@nihilprophet)
Gönderi: 0
 

Büyük adam küçük aşk-handan ipekçi
Kürt bir kız ile eski bir hakim in hikayesini anlatan ,müziklerine hayran kaldığım ve sağolsun p.çedilmiş bir filmdir kendileri.

Kim sağolsun?
Kim piç etmiş anlamadım?
Devlet baba sağolsun demek istemiştim,film önce kültür bakanlığı tarafında yasaklandı ve resmen lanetlendi ,filmin başrol oyuncularından şükran güngör öldükten sonra kafalarına dank etti,yasağı kaldırdılar ve birsürü ödül verdiler filme, ama iş işten geçti ,güzelim film boşu boşuna yasaklı kaldı kaç sene ,çok üzgün olduğum bir konudur bu

 
Gönderildi : 04/07/2009 6:29 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Gölge Oyunu yazacaktım ama Erçin yazmış. Olsun yine de yazdım 🙂

Sarı Mersedes var Tunç Okan'ın. Fikrimin İnce Gülü diye de geçiyor bazı yerlerde.

 
Gönderildi : 04/07/2009 10:06 pm
Sayfa 2 / 8
Paylaş: