"Jim Jarmusch'tan tavsiye ede ede bu filmi mi tavsiye ettin" diyecek üyeler var durada, biliyorum. Jarmusch'un tüm filmlerini izleyemedim, en iyi filmi bu diyemem, favori yönetmenim de değildir ama kim çekmiş olursa olsun, enfes bir film bu.

İlk bakışta gayet klişe gibi görünen ama aslında hiçbir klişeye sırtını yaslamayan bir film Kırık Çiçekler. Üzerine uzun uzun yazmışlığım da var. Orta yaşı geçmiş yanlız yaşayan bir adamın, bir nedenle geçmişe doğru (-da denemez aslında ama hadi öyle diyelim) yaptığı bir yolculuğu anlatıyor. Karakterler, hikaye, kamera kullanımı, görüntü yönetimi inanılmaz derecede özenle biçimlendirilmiş. Hikayesi de senaryosu da çok çok özenli, incelikli.

Bu filmi dikkatlice izlemenin en büyük keyfi, filmin baştan sona "anlaşılır ama aynı oranda garip" duygular içeriyor oluşu. Hiç ama hiç çaktırmadan sağ gösterip sol vuran, gayet bilinen bir hikaye anlatıyormuş gibi görünen ama aslında sinema da nadiren rastladığımız şeylere deyinen eşsiz bir film Kırık Çiçekler. Müzikleriyle, Bill Murray'ninki başta olmak üzere enfes oyunculukları ile, silik/soğuk/sıkıcı gibi görünen ama aslında "ne yaptığını çok iyi bilen" yönetmenliği ile karakter/hayat analizi sever her sinemaseverin katılması gereken bir yolculuk.