onu alırım tarikata girmek lazım :D:D Abi bak kızdırma betacamla gelirim :D:D:D

Yarın saat 13.00'de Ankara Siyasal'ın önünde buluşacağız ve oradan Cebeci Stadyumu'na geçip çekim yapacağız. Beklerim. Bana önceden ulaşılabilmesi için telefon numaram : 0539 635 68 90

Okeyto abi dershane var ama kaçmaya çalışcam 🙂

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2008/10/hepimizik-bizik.html

Fırat, belgeselinin eleştirel bir tarafı olacak mı? Şahsen ülkemizde futbolun dinden bile büyük bir afyon olduğunu düşünüyorum.. Şu satırları okurken çok derin bir of çektim içten içe..

"...
Çekimden sonra gelenekselleşen bir şekilde yine "Nefes"teydik. Hem çekimin kritiğini yaptık, hem de deplasman ve diğer konular hakkında konuştuk. Bu buluşmalar bizleri daha çok birbirimize bağlıyor, geleceğe dair inancımızı tazeliyor, Demirspor adına bir şeyler yapabilme mutluluğu veriyor."

Fırat, belgeselinin eleştirel bir tarafı olacak mı? Şahsen ülkemizde futbolun dinden bile büyük bir afyon olduğunu düşünüyorum.. Şu satırları okurken çok derin bir of çektim içten içe..

"...
Çekimden sonra gelenekselleşen bir şekilde yine "Nefes"teydik. Hem çekimin kritiğini yaptık, hem de deplasman ve diğer konular hakkında konuştuk. Bu buluşmalar bizleri daha çok birbirimize bağlıyor, geleceğe dair inancımızı tazeliyor, Demirspor adına bir şeyler yapabilme mutluluğu veriyor."

Merhaba Eglaia,

İsmim Onur. Fırat kardeşimizin Pazar günü yaptığı çekimde bulunan bir Adana Demirspor taraftarıyım. Buradaki mesajınızı görünce, kendi düşüncelerimi yazmak istedim.

Futbolun, bir afyon olarak kullanımı konusunda benzer şeyler düşünüyoruz. Temelde baktığımızda, tanım olarak ele aldığımızda aslında "bir grup insan ve bir nesnenin fiziksel bir takım hareketleri"nden öte bir şey değil(di) futbol. Lakin, kitlelere yayılma gücü, sokağa inebilme gücü nedeniyle, iktidarlar tarafından kullanıma ziyadesiyle açık bir alan.

Bir yandan oynanan oyunu endüstriyelleştirmek, taraftarı müşterileştirmek gibi kendi iç dinamikleriyle "oyun" olmaktan çıkarken, diğer taraftan kitleleri peşinden koşturan sevgi-bağlılık hatta aşkın (klişe olacak ama) "kötü ellerin kontrolüne geçmesi" sonucunda futbol bugün bu noktaya gelmiş bulunuyor.

İşte Adana Demirspor taraftarının (ve elbette diğer bazı takım taraflarlarının) bu noktayla ilgili bir derdi var. Biz, dizlerimizdeki yaralarla, kan ter içinde, sokak aralarında, toprak sahalarda oynadığımız o futbolu seviyoruz. Futbolun geldiği bu noktaya karşı çıkıyoruz/çıkmaya çalışıyoruz. Ne denli takip etme şansınız oldu bilmiyorum, o yüzden bahsedeyim biraz:

Tribünden küfrü silmeye çalışıyoruz (%100 başarı sağladığımızı söyleyemem, ancak ortada meyve veren ciddi bir çaba olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim) Kadın-erkek eşitliğine inanıyoruz ve tribünde cinsiyetçiliğe hayır diyoruz (ayrıntılı bilgi blogumuzda mevcut, link verebilirim dilerseniz, reklama girmemesi amacıyla koymadım) Endüstriyel futbola karşı çıkıyoruz, belediyelerin futboldan elini çekmesini istiyoruz, en son bu yaz ciddi eylemlerle kendi takımımız özelinde tepkimizi ortaya koyarak yönetimdeki belediye baskısından kurtulduk. Taraftar gruplarının, sadece kendilerine ve takımlarına karşı değil, örgütlü olmaları sebebiyle semtine, şehrine, halklarına karşı da sorumlu olduğunu düşünüyoruz. Lösev'le işbirliği halinde çalışmalarımız var örneğin. "Muharrem Gülergin Hatıra Ormanı"mız mevcut. Tribünde ve tezahüratlarda ciddi bir sol siyasi söylemin egemen olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz, takım otobüsümüzün Che bayraklarıyla, Grup Yorum şarkılarıyla karşılandığı, 5 Ocak Stadyumunun "Venceremos", "Vardık, varız, varolacağız" pankartlarıyla süslendiği görüntülere ulaşılabilir.

Samimiyetize güvenerek lütfen yanlış anlaşılmasın diyorum, kendimizi övmeye çalışmıyorum, yalnızca örneklendirmek gerektiği için yazıyorum. Size bir şey anlatmakla ilgili bir derdim var ancak tüm bunları yazmamda "ikna etmek, Adana Demirsporlulaştırmak" gibi bir amaç yok.

Diğer takımların taraftarlarının bir kısmının da aynı bu çabalar içerisinde olduğunu biliyorum. Beri yandan, "dünya üzerindeki tüm Adana Demirsporlular böyledir" de demiyorum, elbette bizim içimizde de bizim gibi düşünmeyen, hareket etmeyenler vardır; ancak baskın rengimiz, duruşumuz bu anlattığım yönde.

Dolayısıyla "belgeselin eleştirel bir yönü olacak mı?" sorunuzun cevabı bizzat belgeselin kendisi olmuş oluyor. Hemfikir olduğumuz futbolun afyon olarak kullanımına karşı çıkan bir taraftar grubunun belgeseli, doğası itibariyle bu eleştiriyi barındırıyor zaten. Bu taraftar grubunun belgeselinin olma sebebi, zaten bu taraftar grubunun bu eleştirileri getirmesi.

Of çektiğiniz satırlara gelince açıkcası satırların bir "afyon" barındırdığına inanmıyorum. Zira bahsedilen, bu endüstriyelleşmeye karşı çıkan insanların birbirlerine daha sıkı bağlanması ve inançlarını tazelemesinden başka bir şey değil. Demirspor adına yapacağımız her şey, bu noktadaki tavrımızı daha güçlendirecek ve bize daha fazla alan açacak. Kastedilen budur.

Sevgiler, saygılar
Onur

Adana Demirspor taraftarının (ve elbette diğer bazı takım taraflarlarının) bu noktayla ilgili bir derdi var. Biz, dizlerimizdeki yaralarla, kan ter içinde, sokak aralarında, toprak sahalarda oynadığımız o futbolu seviyoruz. Futbolun geldiği bu noktaya karşı çıkıyoruz/çıkmaya çalışıyoruz.

eğer bu belgesel burdayı tümce bağlamında derdini anlatırsa ki anlatacaktır..işte ozaman şahane olur..eline sağlık güzel yazmışsın güzel anlatmışsın...fırata da başarılar diliyorum...

Abi sen nerden buldun burayı ya? 🙂
Forumun google'da yeri baya sağlam sanırım.

Ben bu belgeseli yapmaya başladığımdan beri tek bir şey söylüyorum. Bu belgeselde ben bir yönetici unsur olarak olmayacağım. Olmamalıyım. Mesela o yüzden dış ses kullanmayacağım. Başkaları hakkında bu böyledir şu şöyledir gibi ahkam kesen bir tavırda bulunmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Demirspor taraftarını da en iyi demirspor taraftarı anlatabilir. O yüzden susmayı tercih ediyorum. Durum böyle olunca ne öven bir tavır ne de eleştiren bir tavır getirmemem gerekiyor. Ben sadece gözlemledim ve söylemlerde ortak bulduğum noktaları birbiri arkasına ekledim. İçinde benim altına imza atacağım şeyler söyleyenler de var hiç katılmadığım şeyler söyleyenler de. Tüm doğrularıyla yanlışlarıyla çelişkileriyle bir taraftar grubunu anlatmaya çalıştım. Sizler bu gruba bakarak ister eleştiri getirirsiniz ister süper dersiniz. Yani objektif bir şeyler sunmaya çalışıyorum o kadar.

Abi sen nerden buldun burayı ya? 🙂
Forumun google'da yeri baya sağlam sanırım.

Ben bu belgeseli yapmaya başladığımdan beri tek bir şey söylüyorum. Bu belgeselde ben bir yönetici unsur olarak olmayacağım. Olmamalıyım. Mesela o yüzden dış ses kullanmayacağım. Başkaları hakkında bu böyledir şu şöyledir gibi ahkam kesen bir tavırda bulunmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Demirspor taraftarını da en iyi demirspor taraftarı anlatabilir. O yüzden susmayı tercih ediyorum. Durum böyle olunca ne öven bir tavır ne de eleştiren bir tavır getirmemem gerekiyor. Ben sadece gözlemledim ve söylemlerde ortak bulduğum noktaları birbiri arkasına ekledim. İçinde benim altına imza atacağım şeyler söyleyenler de var hiç katılmadığım şeyler söyleyenler de. Tüm doğrularıyla yanlışlarıyla çelişkileriyle bir taraftar grubunu anlatmaya çalıştım. Sizler bu gruba bakarak ister eleştiri getirirsiniz ister süper dersiniz. Yani objektif bir şeyler sunmaya çalışıyorum o kadar.

Yönetmenim, elbette senin bu tavrın bence de doğru, belgeselin o anlamda son derece objektif olması gerektiğine inanıyorum. Senin ellerinde öyle de olacaktır. Ben yalnızca, konuşulan bir konuya işin Adana Demirsporlu tarafı olarak cevap yazmak için geldim buraya.

Forumu nereden bulduğuma gelince, bizim sitenin haftalık trafiğini izliyordum, buradan link verildiğini görüp geldim 🙂

Sana cevap olarak da değildi abi zaten. Eglaia'ya cevap verdim ben. Zaten derdini çok iyi anlatmışsın, belgesel de derdini iyi anlatacak inşallah.

Adana Demirspor taraftarının (ve elbette diğer bazı takım taraflarlarının) bu noktayla ilgili bir derdi var. Biz, dizlerimizdeki yaralarla, kan ter içinde, sokak aralarında, toprak sahalarda oynadığımız o futbolu seviyoruz. Futbolun geldiği bu noktaya karşı çıkıyoruz/çıkmaya çalışıyoruz.

eğer bu belgesel burdayı tümce bağlamında derdini anlatırsa ki anlatacaktır..işte ozaman şahane olur..eline sağlık güzel yazmışsın güzel anlatmışsın...fırata da başarılar diliyorum...

💡

Böyle muhteşem cevaptan sonra bana laf düşmez. Bekleyip göreceğiz. Pek çok tribünden, pek çok tanıdığım var.. Hiçbirinde böyle bir şey görmedim ben.

Sırf yazım gücünden bile bir şeylerin farklı olduğu anlaşılıyor. Çok takdirimi topladı tribününüz şu anda.. Daha bir merakla bekliyorum belgeseli..

Fırat sen de acele et kardeşim. Şu trt yarışmasına da yetişsin..

Uğraşıyorum abi. Başındayım. Yarın bütün gün uğraşacağım.Görüldüğü gibi kendilerini o kadar iyi ifade ediyorlar ki ben başarısız olacağım diye korkuyorum.

🙂

Ayrıca fanzin için: www.anavarza.org

değişik!!!

http://demirgibiyiz.blogspot.com/2008/10/bizik-ekimlerindeydik.html