Forum

Bana Şans Dile!
 

Bana Şans Dile!

22 Gönderi
5 Üyeler
0 Reactions
7,064 Görüntüleme
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

yaratıcısının toplumla paylaşmak istemediği bir ürün, sanat eseri sayılabilir mi? bence sayılmamalı. bir iş ancak başkalarıyla paylaşıldığında sanat eseri statüsüne kavuşur. bunun için de onu yaratan kişinin, kişilerin isteği gerekir. yönetmen çağan irmak bana şans dile'yi 6 yıl önce yaptığında kuşkusuz onu seyirciyle paylaşmak istiyordu. ilk filminin alacağı tepkileri heyecanla bekliyordu muhtemelen. ama film gösterime sokulmadı. yapımcısı ya da sinema salonu işletmecileri para kazanmayı umsalardı, filmi muhakkak vizyona sokarlardı. demek ummamışlar ki film vizyona sokulmadı. çağan irmak'ın yaşadığı hayal kırıklığını tahmin edebiliyorum.

aradan yıllar geçti, çağan irmak ünlü bir yönetmen oldu. 'babam ve oğlum'la gelmiş geçmiş en büyük gişe başarılarından birine imza attı. bununla da kalmadı film, eleştirmenlerin çoğu tarafından da beğenildi, ödüller aldı. irmak'ın yeni filmi 'ulak' heyecanla bekleniyordu ki... o da ne? irmak'ı yeni bir filmi sinemalarda! doğal olarak bu filmi irmak'ın babam ve oğ-lum'dan sonra yaptığı bir film sanacak seyirci. oysa öyle değil işte! zamanında gişe şansı görmeyip de filmi vizyona sokmayanlar, irmak'ın ünlenmesinden sonra ve de yeni filmi beklenirken, yönetmenin bu ilk filmini vizyona sokuvermiş-ler. basın bülteninde filmin yapım tarihini ara ki bulasın! amaç, seyircinin bu filmi çağan irmak'ın yeni filmi zannetmesini sağlayıp, voli vurmak. peki irmak ne diyor bu işe? bildiğimiz, duyduğumuz irmak'ın artık filminin gösterime girmesini istemediği. hatta irmak, filmi şu anda çalıştığı yapım şirketinin alıp göstermemesi için çaba harcıyor ama başaramıyor. hukuken 'mal'ın yani filmin sahibi yapımcısı, yaratıcısı değil. ve yönetmeninin artık istememesine rağmen bana şans dile 72 sinemada birden gösterime giriyor. ben çağan irmak'ın arzusuna saygı duyuyorum, yapımcının bu girişimini kınıyorum ve bana şans dile için bir eleştiri yazısı yazmıyorum. çünkü bir iş ancak yaratıcıları onu bizimle paylaşmak istedikleri zaman sanat eseri olur. bana şans dile 2001'de bu niteliğe sahipti ama artık değil. şimdi yapımcısının kâr getirmesini beklediği bir mal sadece.
--- alıntı---

cüneyt cebenoyan, 5 ekim 07, birgün

 
Gönderildi : 06/10/2007 7:47 pm
(@byparlak)
Gönderi: 0
 

Film'in konusu calintiymis:

the movie is claimed to be made in 2001 yet entering the scene in 2007. As if this not enough to raise some suspects, the entire scenario is STOLEN from (or let's say "highly inspired by") a story of Stephen King.

I don't know if you ever read "Rage" the novella by Stephen King (Pls check out the book in your local book store or at amazon.com) The original story was first published in 1977 under the alias name Richard Bachman.

A story about a high-school student called Charlie Decker who went insane and took hostage of his entire class. The story brings out many reflections on every sort of criticism to the education system and society all through the eyes of a 17 y/o kid along with a first-class thriller.

Cagan Irmak is FOOLING the Turkish audience by a script which, he hopes, no one else remembers or knows of the original story.

Any note or tribute to Mr.Stephen King? Please, don't make me laugh! We're talking about the Turkish cinema here

n/a

 
Gönderildi : 06/10/2007 8:10 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Ne kadar salakça bir yorum yapmış arkadaş. Sanki Amerika'da senaryo hırsızlığı olmuyor. Matrix'in bile çalıntı olduğu kanıtlanmışken.. Hayır son cümleyi söylemese tamam çok haklı eleştirisinde diyeceğim de son cümle ile hem kendini, hem de tüm iddiasını batırmış oldu.

Bir de filmin 2007de vizyona sokulmasına laf etmeye çalışmış. İşte bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak kötü bir şey diyoruz ama, bir araştırmış mı acaba film neden 2007de gösterime girdi diye..

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 06/10/2007 8:53 pm
(@byparlak)
Gönderi: 0
 

1) ozaman sen soyle Eglaia neden 2007 de vizyona girdi?

2) son cumlenin nesine kizdin onu anlamadim

3) Matrix neyin calintisi oyle soyleyerek gecme bunlari. Kanit goster link ver.

4) Turkiyede bir cok reklam, muzik klipleri, muzikler, sirket logolari calinti. Hepside Amerika'dan.

5) Cagan Irmak iyi bir yonetmen ozellikle 'Babam ve Oglum filmi' evet ama cok hollywood vari buluyorum son filmlerini. Kendine oz bir stili yok. Zaten Turkiye'de bunu yaratmak icin cok iyi alt yapi olmasi lazim yoksa biz Amerikan filmlerini izleye izleye baka baka film cekiyoruz. Set yapimindan tut makyaja kadar hollywood vari. Mesela Fatih Akin'i biraz farkli buluyorum. O daha cok 'independent' stili uyguluyor filmlerinde. Hollywood yerine independent olsak cok daha iyi yerlerde olurdu Turk Film yapimlari. Buna en guzel ornegi hersene bu ay yapilan 'New York Turkish Film Festival' inda yabancilarin verdigi tepkilerden anliyorum. Biz cok hollywood vari olmaya calisinca (ornek filmler: Okul, Sinav etc) seyircilerde film ortasinda cikip terk edebiliyorlar hersene. Ama bir Fatih Akin'in filmlerini oturup izleyebiliyorlar. Cagan Irmak'in Turk sinemasinda yeni getirdigi stiller teknikler kamera cekimleri kameralar zaten Hollywood'da 100 yildir yapilan, uygulanan, ve cekilen seyler. Hani cep telefonunu Turkcell ilk defa getirince Turkiyeye vay be buyuk atilim yapti Turkcell diyor millet ama telefonu yapanlar Amerikalilar zaten. Iste sinemadada boyle. Adamlarin sitilini Turkiye'ye uygulayinca o senin kendi stilin olmaz. Onlara ozenerek yapilan hic birsey bir yerelere gelemez diyorum. Cunku tam anlamiyla yapicak butce yok. Elde olan butce ilede yapilan hollywood vari filmlerde tam anlamiyla olmayinca, New York Turk Film Festivalinde insanlar filmin ortasinda cikip gidebiliyor.

Bu sene New York film festivalinde yerini alicak Turk filmleri :

Kucuk Kiyamet / The Little Apocalypse

Sinav / The Exam

Otkradnati Ochi / Stolen Eyes

Cuore Sacro / Kutsal Yurek / Sacred Heart

Dondurmam Gaymak / Ice Cream, I Scream

Iklimler / Climates

n/a

 
Gönderildi : 06/10/2007 9:23 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

2001'de çektiğinden ne oyuncular ne de kendisi "marka" olmadığından vizyona girmedi filmi. Para getirmeyeceği için yani bu kadar basit. Amerika'da yaşayan biri olarak bunu senden iyi bilen biri yoktur herhalde.

Son cümlede neye kızdığımı anlamanı beklemiyorum zaten.

Matriks'in çalıntı olayı ortaya çıkalı 4 yıl oldu ben de o zamanlar okudum şimdi teey nereden bulayım.

Son yorumuna tamamen katılıyorum ona diyecek bir şey yok. Zaten amacım Çağın Irmak'ı savunmak değil son cümlenin salaklığını eleştirmekti. Hiçbir filmini de izlemedim henüz Çağın Irmak'ın neyini savunacağım zaten..

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 06/10/2007 9:44 pm
(@byparlak)
Gönderi: 0
 

Matrix calinti degil yaw..unlu filozoflarin manifestolarini kullanmislar.

n/a

 
Gönderildi : 06/10/2007 9:46 pm
(@ozan-kurt)
Gönderi: 0
 

Eglaia abicim Çağın değil, Çağan Irmak.

Bana göre( yine siz adama olan hayranlığımdan böle dio diceksiniz ama) Çağan Irmak'ın en kötü filmi bile Türkiyedeki bir çok yönetmenin çektiği filmlerden güzeldir...

Çağan Irmak'tan muhteşem bir film izlemek mi istiyosunuz???

2008 başlarında ULAK'ı bekleyin...

 
Gönderildi : 06/10/2007 11:37 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Sen izledin mi ozan Ulak'ı?
Bir de Türkiye'deki hangi yönetmenlerin,
hangi filmlerinden daha güzel Çağan Irmak'ın filmleri?

 
Gönderildi : 06/10/2007 11:46 pm
(@ozan-kurt)
Gönderi: 0
 

ULAK'ı tabiki izlemedim. Şimdi sen bana bunu şu soruyu sormak için sordun tabii. İzlemediysen nerden biliosun muhteşem olduğunu değil mi???

Buyurun izleyin abiler.
Bu film Türkiye'de çok ilk getirecek BENCE:::...

 
Gönderildi : 07/10/2007 12:20 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

yaratıcısının toplumla paylaşmak istemediği bir ürün, sanat eseri sayılabilir mi?

Çağan Irmak Bana Şans Dile'nin çekim koşullarının hiç de istediği gibi olmadığını bu yüzden de filmin başarısız olduğunu söylemiş ve haliyle filminin gösterilmesini istemiyor.Peki yaratıcısının onay vermediği ve bu şekilde vizyona sokulan bir ürün sanat eseri sayılabilir mi?

Burda Fırat'ın kastettiği,Çağan'ın rızası alınmadan eserin vizyona sokulmasıyla alakalı ve bende yeri gelmişken bu önemli mevzuuyla alakalı bir kaç kelam edeyim.
Bence film, tabi ki sanat eseridir.Yine bana göre sanat dediğimiz şey öncelikle yaratıcısının kendi için yaptığı bir şeydir,eminim Çağan, bu senaryosu ve filmiyle kendi içinde bastıramadığı düşüncelerini dışarı çıkarmış ve rahatlamıştır.Tıpkı benim bir senaryoyu neden yazdığımın cevabı gibi.Başka da bi kaideye ihtiyaç yoktur.Düşünsenize kafanız dağınıkken okuduğunuz veya yazdığınız bir şiir,efkarlandığınızda dinlediğiniz bir şarkı ve yahut izlediğiniz bir film,çeveremizden gözlemlediğimiz bir çarpıklığın isyanını dile getiren bir senaryo v.s bütün bunları önce kendimiz için yaparız,tabi paylaştığımızda eserin misyonu tamamlanmış olur.

Çağan'ın her ne kadar rızası olmasa da bu filmi görmek istiyorum,belki altyapısı sağlam olmayan bir izleyici Çağan'ın performansının feci halde düştüğünü sanacak ama gerçek bu değil.Hem Ulak'ı hem de Bana Şans Dile'yi izleyip Çağan'ın gelişimini burada tartışalım, bakalım Çağan Sineması ne kadar olgunlaşabilmiş,gelişebilmiş.

 
Gönderildi : 07/10/2007 12:35 am
(@byparlak)
Gönderi: 0
 

Benim zaten bahsettigimde Ulak filmi..tabi izlemeden yorum yapmak yanlis ama cok hollywood vari olmus..konusu istedigi kadar ilginc olabilir ama kostum ve set, filmin fragmanindan anlasilacagi gibi vahim durumlarda. 4 milyon dolarlik bir butce ile cekilince para ancak yonetmene, DOP lara, film ekibine yetiyor. 4 milyon dedigin ne dirki..yani kucucuk bir butce ile Lord of the Rings i cekmeye kalkismak gibi birsey..

Ve sorunda o zaten Turk sinemasinda..Amerikada 5-10 milyon dolar arasi independent filmler cekilir onlarin kendi sinemalari vardir ayri ve kendi izleyici kitlesi ama hic birisi independent stilini bozmaz..tabi independent Turkiyede gelismedigi icin ne dedigimi anlamayabilirsiniz. Turkiye'de hep okul, sinav vs gibi filmler dusuk butce ile hollywood vari cekilince vasat oluyor ve dunya sinamasinda bir yerlere gelemiyoruz.

Cok iyi filmlerimiz var ama onlarda yeteri kadar ses getirmiyor.. Bir Oscar'a aday olsak ne guzel olurdu

n/a

 
Gönderildi : 07/10/2007 2:59 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Daha önceden de söylemiştim.
Çağan Irmak, ailemizin yönetmeni olma gibi bir misyona büründü. O, bu ülkenin başarı beklediği isimler arasında yerini alıverdi. Bir çeşit Sinan Şamil Sam ya da ne bileyim Süreyya Ayhan falan gibi. Kendi kendini Türk Sineması'nı kurtarmaya falan adadı. Korku filmi yapılamayan sinemamıza korku filmi yapmaya kalkıştı mesela.-ne gerek varsa- Ne de olsa artık birçok kişi yönetmen deyince onun adını hatırlıyordu artık, o da bu misyonu üstlenecekti tabi. Şimdi de Ulak'ın fragmanını izledim. Aynı terane... Tıpkı byparlak'ın dediği gibi. Hollywoodvari olma çabası. Şimdi bu adamın yaptığı işler arasındaki tutarsızlığa bakalım. "Asmalı Konak", "Babam ve Oğlum" , "Çemberimde Gül Oya" benzer katagorilerde değerlendirilebilir. Hatta Çağan Imrak bu çizgiyi devam ettirse başarılı bile olabilir. Fena işler değil çünkü hiçbiri. Ama amacı bu değil. Birden karşımıza o korku serileriyle -ki bence oldukça kötüler- , Ulak filmiyle çıkıyor. Tanındın; tamamdır, iyidir hoştur. Ama neden bu gaz? Neden kendi sinemanı devam ettirmeyip de yapılamayanı yapma çabası içerisine giriyorsun. Neden Hollywood işi filmlere girişiyorsun. Bunun ne kadar saçma olduğunu byparlak çok güzel şekilde anlatmış.
Çağan Irmak sırf bu saçma denemeleri yüzünden "Türkiye Sineması" içerisinde yerini almayı başaramayacak. Bakın biz de sizler gibiyiz, biz de sizin gibi film yapabiliyoruz deyip Hollywood özentisi filmlerle karşımıza çıkacaklar.
Bir bakın İran'dan, Meksika'dan neler çıkıyor.
Bizden de çıkıyor aslında. Ben ümitliyim.
Zeki, Nuri, Fatih, Reha...
Bunlar boş adamlar değiller.

 
Gönderildi : 07/10/2007 4:21 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Ulak'ın hollywood vari olduğunu fragman izleyerek söylememeliyiz,filmi izledikten sonra daha net şeyler konuşabiliriz.

Ayrıca,Çağan'ın ülke sinemasını kurtarmak gibi bir derdi olduğuna inanmıyorum.Bir röportajında, Kabuslar Evi serisini hem genç yönetmen arkadaşlara fırsat sunmak hemde görüntü yönetmeninin yeni filmi Ulak için çeşitli denemelerde bulunmak için yaptıklarını anlatmıştı.Hatta o röportajında Çağan, Babam ve Oğlum'dan sonra insanların kendinden çok büyük şeyler beklediğini bunun da kendisi için çok büyük bir dezavantaj teşkil ettiğini işin aslının hiç de böyle olmadığını söylüyor.

Lütfen kafamızda ki ön yargıları atalım,nereden çıktı Çağan Irmak'ın Türk sinemasını kurtarmak için cengaver kılığına büründüğü,yok öyle bir şey.Ulak'ı izleyip ondan sonra konuşalım.

 
Gönderildi : 07/10/2007 7:54 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Ben öyle hissediyorum diyeyim o zaman...
Sadece tanıdık geliyor bu tavırlar.
Yaptığı açıklamalar da tanıdık gelen bu tavırların üzerini örtmeye çalışan laf salataları.
Umarım yanılırım da Çağan Irmak bir şeyler yapar ülke sineması adına.

 
Gönderildi : 07/10/2007 8:06 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Bu arada, Kabuslar Evi döneminde az okumadık "Biz de korku filmi çekiyoruz" şeklindeki yazıları...

 
Gönderildi : 07/10/2007 8:08 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: