Abi videolarla forumu o sorulardan uzaklaştırmaya çalışıyorum, ama du bakalım. 🙂

Ben yönetmeni pek sevmeyen ama çok önemseyen biri olarak, geldiği andan gideceğim.
Büyük olasılıkla da gelip eleştireceğim. 🙂

Filmi izleyen oldu mu? Ben genel olarak çok vasat buldum. Özellikle görüntü yönetiminden kadrajlardan, ışıktan hiç hoşlanmadım. Oyuncuyu karşıdan alıp diyagonal takiple çıkışa gönderdiği bir düzüne plan var. Hiç tad yok. Kamera hız ve açıları da çok sıkıntılı, rahatsız edici geldi ayrıca.
Bir yerde de ceviz ağacından elma toplama sahnesi mi vardı ben mi öyle anladım bilemiyorum artık. Son "Kış Uykusu"andan sonra bu hiç gerekli bir film gibi gelmedi bana.
Murat Cemcir çok iyi oynamış, çok çok beğendim onu.
İzleyenlerin düşüncelerini merak ediyorum

Bende Cemcir'in yanında Doğu Demirkol'un performansını da iyi buldum. Öncelikle belirteyim ki filmin duygusu bana geçti. Adamın sinema anlayışının da etkisi olabilir bu bilemiyorum ama ben bu sinemadan kötü de olsa olumlu olarak etkileniyorum. Kasaba'daki ateş başındaki hayata dair cikarimları hatırlattı bana o uzun diyaloglar. Konu klişe olsa da sardı yani beni. Teknik olarak havadan çekimlerde kameranın aniden dümeni kırması takip problemlerinin yanında bazı dış çekimlerde (muhtemelen özellikle yapılmıştır saniyorum) renkler bulanık, netlikler sorunlu gibi geldi bana. Espriler güldürdü zaten salonda buna bayağı katıldı. Sonuç olarak benim hoşuma gitti film.

Bence çok yanlış yaklaşmışsınız konuya, daha önce birçok kez yarışamaya katılmış ve pek çok ödülle dönmüş bir yönetmenden bahsediyorsunuz, ayrıca jüri üyeliği de yapmış. Bırakın da sonradan listeye girmek gibi bir imtiyaza sahip olsun. İlk gösterimi orada yapılsın diye yazmışsınız hemde reklam için, sadece soruyorum; reklam için gösterilmek istenen bir film on beş dakika boyunca ayakta alkışlanır mı?

Alkış haberleri bana Ayla filminin Oscar adayı olması haberlerini hatırlatıyor. Cannes prömiyerlerinde gelenek nedir, bu konuda bilgisi olan var mı?

Cannes yapısı Oscar'dan çok farklı daha bağımsız, daha sanatsal filmler var takdir edersin ki. Ayla filmine gelecek olursak Ayla'ya sponsor olan şirketlere, yönetmenin kariyerine ve konunun işleniş şekline bakmanı tavsiye ederim. Oscar tam bir Amerikan pazarı.

Festivallerin yapısından ve yönetmenlerden haberdarım zaten. Filmleri veya festivalleri karşılaştırmıyorum. Olay o değil.

Ayla filmi Oscar adayı falan değildi. Türkiye her sene kendi içerisinden bir film seçer ve Oscar adaylığı için Akademiye bu filmi sunar. Akademi farklı ülkelerden en iyi yabancı film dalında adaylarını belirler. Her sene yollarız yani. Bu sene Ayla oldu. Ama bu durum haber sitelerine sanki Ayla Oscar adayıymış gibi yansıtıldı. Akademinin adaylık sürecinden bahsedilmedi ve haberlerin oluşturduğu algı filmi pazarlamada kullanıldı. Rutin bir olay uluslararası başarıya dönüştürülüp gişe sağlandı yani.

Ahlat Ağacı içinse ödül alması veya seçkiye seçilmesi konuşulmuyor çünkü sadece film gösterimi yapıldı. Ben daha önce Cannes'da veya herhangi bir galada bulunmadım. Ama film ekibinin katıldığı Başka Sinema etkinliklerinden bazılarına gitmişliğim var ve buralarda ekip film sonunda sürekli ayakta alkışlandı. Sorular şunlar: Cannes gibi bir film festivalinde film galalarının sonunda ekip alkışlanır mı? Böyle bir gelenek var mı? Yoksa ve alkışlandıysa helal olsun. Varsa, bu olayı özel yapan ne? 15 dakika sürmesi mi? 15 dakika sürdüğü biliniyorsa, bunun kronometresini tutan eleman kim? Jenerik bitene kadar falan mı alkışlandı film? Buradaki başarı nedir? Nuri Bilge böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?

15 dakika babası oğlunu alkışlamaz. Bu kadar beğenildiyse hayatın sırrını veriyordur sanıyorum. Merak etmiyorum gerçi kendi adıma. İlgimi çeken bir sinema anlayışında hiç görmedim NBC'yi. 3 saat uzun uzadıya anlatmak istediği derdi, becerikli sinemacılar daha iyi repliklerle, daha iyi ayrıntılarla ve daha gerçek sinematografiyle, daha insana dokunur şekilde yapıyor, her zaman böyleydi. Görsellik, kompozisyon, gerçeklik, göreceli kavramlar. NBC'nin üzerine bunları iyi yapıyor yapıştırması gerçekçi değil, imkanları dahilinde, imkanlarının altında sonuçlar görüyorum hep. Bu adamın ülkenin en önde gelen sinemacısı imajı yapay. Bir kere ülkenin hali ortada, hala şehir insanının yalnızlığı, okumuş yazmışın depresyonu, aile içi kopukluklar, kafası karışık aşık hikayelerini işlemesi, sinemasını bireysellikten toplumsallığa evirememesini, beceriksizliğini, daha kötüsü, korkaklığını ve paraya kökten bağlılığını gösterir.

NBC'nin avukatı değilim ancak bir şeyi yapamamakla yapmamak arasında dağlar kadar fark olduğunu düşünüyorum. Sinemasını bireysellikten toplumsallığa çevirmemesi kendi tercihi olsa gerek. Ayrıca Kasaba adlı filmi izlerseniz orada taşraya ait gayet sağlam sosyolojik yaklaşımları görebilirsiniz. Ayrıca yapılan filmlerin ülkenin haliyle ne alakası var onu da pek anlamış değilim. Terk edin şu her uğraş alanını hayalinizdeki devrimin aygıtı yapma alışkanlığını.

NBC pasta yapmayı biliyor mu bilmem, ancak iyi film yaptığı kesin. Alkış meselesine gelince tabi ki her film izlendikten sonra nezaketen 30-40 saniye alkışlanır, kimse her filmi on dakikadan fazla alkışlamaz burada bu ayrıcalık filme ait, bu konuda Murat Cemcir'in röportajını izleyebilirsin.

Şükür ki avukatı değilmişsin.

Bu filmin uluslararası alanda başarısı, sinema tarihindeki benzersiz etkisi ve dolayısıyla eleştirilemez yapısının nedeni galasında alkışlanma süresiymiş. O süreyi de Murat Cemcir hesaplamış. Ben sorularımın cevabını aldım. Ötesine karışmayayım, filmi izledikten sonra belki döner görüşlerimi yazarım.

Bilgilendirme için teşekkürler.

Bende izlemedim filmi, ancak alkışlanan yer Esnaflar Odası değil Cannes film festivali dostum, orada izleyenlerde bakkal Necati değil. Ayrıca film hakkında yazılan eleştiri yazılarına ve kimler tarafından yazıldığına bakmanı tavsiye ederim. Ben beğenmedim dersen bir şey diyemem o sana kalmış. Filmi bu hafta sonu izlerim, tekrar giriş yaparız inşallah, selametle.

Ahlat Ağacı izlerken bu defa sıkıldım mı evet ancak özetle “umutsuzluğa tutunmak” hissi verdi bana.Çok şey söylemeyeceğim filme veya yönetmenine dair ancak ceviz ağacı benim de yakaladığım bir detaydı. Ceviz ağacınınmış gibi duran elma dalları çok eğreti duruyordu.Sebebini bilemedim doğrusu,düşünüyorum.....
Filmi izleyen oldu mu? Ben genel olarak çok vasat buldum. Özellikle görüntü yönetiminden kadrajlardan, ışıktan hiç hoşlanmadım. Oyuncuyu karşıdan alıp diyagonal takiple çıkışa gönderdiği bir düzüne plan var. Hiç tad yok. Kamera hız ve açıları da çok sıkıntılı, rahatsız edici geldi ayrıca.
Bir yerde de ceviz ağacından elma toplama sahnesi mi vardı ben mi öyle anladım bilemiyorum artık. Son "Kış Uykusu"andan sonra bu hiç gerekli bir film gibi gelmedi bana.
Murat Cemcir çok iyi oynamış, çok çok beğendim onu.
İzleyenlerin düşüncelerini merak ediyorum