Forum

2010'un En İyi Film...
 

2010'un En İyi Filmleri

31 Gönderi
10 Üyeler
0 Reactions
6,368 Görüntüleme
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Amerikan Film Endüstrisi AFI, her yıl olduğu gibi bu yıl da yılın en dikkat çeken 10 filmi ve TV dizisi listesini yayınladı. Ülkemizde sadece birkaçının gösterime girdiği en iyi filmler listesinde en dikkat çekici film ise Türkiye'de gösterime gireceği belli olmayan The Fighter filmi.

İşte AFI'nin 2010 yılı en iyi 10 filmi listesi:

Black Swan
Yönetmen: Darren Aronofsky
Oyuncular: Natalie Portman, Mila Kunis, Vincent Cassel

The Fighter
Yönetmen: David O. Russel
Oyuncular: Mark Wahlberg, Christian Bale, Amy Adams

Inception
Yönetmen: Christopher Nolan
Oyuncular: Leonardo Di Caprio, Joseph Gordon-Levitt, Ellen Page, Marion Cottilard

127 Hours
Yönetmen: Danny Boyle
Oyuncular: James Franco, Kate Mara,

The Social Network
Yönetmen: David Fincher
Oyuncular: Jesse Eisenberg, Rooney Mara, Bryan Barter

The Town
Yönetmen: Ben Affleck
Oyuncular: Ben Affleck, Jeremy Renner, Rebecca Hall, Jon Hamm

Toy Story 3

True Grit
Yönetmen: Coen Kardeşler
Oyuncular: Jeff Bridges, Hailee Steinfeld, Matt Damon, Josh Brolin

Winter's Bone
Yönetmen: Debra Granik
Oyuncular: Jennifer Lawrence, Isaiah Stone, Ashlee Thompson

The Kids Are All Right
Yönetmen: Lisa Cholodenko
Oyuncular: Julianne Moore, Annette Bening, Mark Ruffalo

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 28/12/2010 2:29 am
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

En iyisi Black Swan, gerisi sadece iyi olabilir...

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 29/12/2010 5:30 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

The Social Network'ü izledim sonunda. Bu filmi ha Fincher yönetmiş ha Apti Şakrak yönetmiş. İstendiği kadar iyi yönetilsin, (ki yönetiminde de, kurgusunda da, görüntü yönetiminde de çok aykırı tercihler söz konusu bana göre) iyi bir film olması çok güç. BU kadar iyi olmasını düşünmeniz gerçekten şaşırtıcı geldi, ben mi algılayamadım filmi diye bir ikileme düştüm. Belki de çok iyidir, bilmiyorum. Ama bence değil....

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 29/12/2010 11:51 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Ben listemde Social Network ile Inception arasına, evet Inception'dan daha iyi değil belki ama onunla eş değer gördüğüm, Machete'yi ekliyorum.
Rodriguez'den bir Meksika işçi sınıfı devrim filmi! Şaşırdım kaldım. Planet Terror gibi bir film beklerken, daha altyapılı sağlam bir film çıktı. Şoktayım. 8.5 / 10

 
Gönderildi : 29/12/2010 7:52 pm
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Yani mesela aynı film işçi sınıfını değil de zenginleri anlatsaydı, aynı film ama, olmamış mı olacaktı. Ben orasını tam anlamadım, bence Rodriguez bile 8.5 vermez o filme.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 29/12/2010 9:19 pm
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Yani mesela aynı film işçi sınıfını değil de zenginleri anlatsaydı, aynı film ama, olmamış mı olacaktı. Ben orasını tam anlamadım, bence Rodriguez bile 8.5 vermez o filme.

Aynen katılıyorum. Artı konu tamamen işçi sınıfıyla ilgili değil, yabancı düşmanlığıyla alakalı. Artı altmetninde sorunlu Meksika, ABD sınır konusu var. İşçi sınıfı konusu, göçmenlik ve ırkçılıktan çok sonra gelen bir problem. Tam yerini bağdaştırmam için tekrar izlemeliyim ama izlenince ilk anlamda işçi sınıfı meselesi gibi gelmedi bana.

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 29/12/2010 9:56 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Film göçmen Meksika işçi sınıfıyla alakalı bana kalırsa ve çoğu noktada zaten yabancı düşmanlığı temellerini işçi sınıfından alır, bunları ayrı düşünmek mümkün değil ne yazık ki. Kürtlere neden "amele" denir? Yabancı düşmanlığının ekonomi-politikle ortaklaştığı bir yer var. Nazi Almanya'sından tam tersi mesela, Yahudiler'in zenginliği sebebiyet veriyor böyle bir düşmanlığa.
Bu filmde de en az beş kere, Meksikalılar'dan ucuz işgücü diye bahsediliyor. Gelip bizim iş imkanlarımızı elimizden alıyorlar vs. Paralel mevzular yani.

Evet Sickman, film olmayacaktı. Çünkü aynı film zengin şiddetini gösterseydi böyle olmazdı. Daha farklı olurdu, ve iyi gösterseydi yine aynı oranda severdim. Onun için yine çok sevdiğim bir örnek olan American Psycho'yu gösterebilirim. Derdim filmin merkeze işçiyi ya da burjuvayı alması değil, bunların şiddetinin dahi kültürel ifadeleri var, onları başarıyla gösterip gösteremediği. Rodriguez zaten kendi geliyor olduğu konumdan dolayı bu meseleyi zaman zaman iyi ifade edebiliyordu, ama en iyi burada yakalıyor. Tırmıklar, bıçaklar, çekiçler vs. Bunlar hepsi işçi sınıfı sembolizmi. Jesica Alba'nın arabanın üzerine çıkıp işçilere nutuk attığı sahnenin arka planına bakalım. Yükselen gökdelenler. Daha tonla sayabileceğim sembol var. Ben bilinçli ya da geliyor olduğu sınıfsal konumla bağlantılı olarak Rodriguez'in bunları filmde çok başarıyla yansıttığını düşünüyorum. Kendisi daha az puan verebilir, o zaman kendi çektiği filmin kalitesinin yeteri kadar farkında değil derim.
Filmdeki kırdığım o 1.5 puanı sonuna doğru düşen aksiyon kalitesinden ötürü verdim. Film konu ve içerik olarak çok sağlam yani. Netice olarak eklenebilecek bir diğer şey de işçi sınıfıyla ilgili bir film yapmak için illa ki Ken Loach olmaya gerek yok, B tipi zaten, ekonomik yapısından ötürü, Hollywood piyasasında hep daha fakir ve eğitimsiz insanların rabet ettiği bir film türü. Dolayısyıla filmin türünün de organik bir bağı var içinde konu ediyor olduğu şeylerle. Ama Rodriguez dediğim gibi farkında olarak ya da olmadan filmdeki iyi adam kötü adam ikiliğini ekonomi politik üzerine kuruyor.

 
Gönderildi : 29/12/2010 10:12 pm
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Zaten göçmenliğin çok olduğu ülkede, göçmenler hep işçi sınıfıdır. Aksi bir durumu olan, kapital sınıfın göçmenlerden oluşan bir örneğini ben bilmiyorum. Rastlanması güç bir durum. Bu filmle ilgili olarak da Göçmen Meksika işçi sınıfından ayrı Göçmen Meksika xxx diye bir sınıf ABD'de olmasa gerek. Yani konu önplanda göçmenlik meselesidir. Bu meselenin hemen yanına yabancı düşmanlığı gelir ve bunların ardından ise işçi sınıfı sözkonusu olabilir. Bunlar birbirine bağlı konular evet ama bu filme doğrudan işçi sınıfı konulu film demek çok abartı olur.

Bahsettiğin işçi sınıfı geçen yerlerde anlam kısmına bakmak lazım. Ben bir tanesini hatırlıyorum, başkanın yardımcısının Ustura'yı ikna etmek için söylediği sözler. Ucuz işçi gücünden bahsediyordu. Meksikalıların çıkması, ucuz işçi gücünün gitmesine sebep olacak ve kapitaller yerel işçi gücüne daha fazla ücret ödeyecekler gibi mesele vardı. Ben buradan işçi sınıfının meselesi değil, Kapitallerin kendi cep meselesini çıkarırım. Yoksa Meksikalıların boşaltacağı yerleri dolduracak olan ABD işçileri, mevzubahis olan sınıfa girmez mi diye bir acayip birşey çıkar önümüze. Yani oradaki mesaj ben tamamen kendimi düşünüyorum, sende de ufak bir millet sevgisi varsa gel bu işe evet de. Zaten Ustura'da bu sebebe rağmen kabul etmiyordu heralde.

Repliklerde geçebilir; ama bu onu işçi sınıfı filmi yapmaz. Bilmiyorum senin tanımlamaya çalıştığın şey, türü bambaşka bir çeşit olan filmin içinde sadece bir tane çıplak kız gösterildiği için net ortamında tür kısmının içine erotik kısmını da sıkıştırmak gibi oluyor.

Kürtlere amele denilme meselesi biraz karışık. Yani onlara sırf amele işçiliği yaptıkları için amele denilmiyor. Düşünce yapılarıyla, yaşam tarzlarıyla alakalı. Neyse bu konu çok farklı.

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 30/12/2010 2:59 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Yazın tamamıyla çelişkilerle dolu HHK, birgün yüzyüze gelirsek konuşuruz. Mevzu çok uzun şimdi gerçekten.

Film bir işçi sınıfı filmi değil, böyle olduğunu da iddia etmedim.
Filmin işçi sınıfıyla alakalı olduğunu söyledim sadece, işçi sınıfı filmi bambaşka bir şey.
Bu filmi bir sınıflandırmaya skacak olursak sadece "b tipi film" diyebiliriz.
Söylediğim b tipi filmlerin işçi sınıfıyla yakın ilişki içinde oldukları. Çünkü çok basit, ucuz filmler.

Kapitallerin kendi cep meselesi dediğin şey nasıl oluyor da işçi sınıfıyla alakalı olmuyor?

Tekrardan söylüyorum, işçi sınıfı deyince "saf" vatanı milleti olmayan proleteryayı anlamayalım.
Burada, bu filmde "Meksikalı olmak" işçi olmakla özdeş kurulmuş, o nedenle işçi sınıfı dedim.
Elbette göçmen sorunuyla alakalı film temelde, ama göç meselesi "sınıfsal" bir şey değil mi diye sorarım o zaman.
En azından bu filmde böyle. Sen kendin de söylemişsin bu kaçınılmaz ilişkiyi: "Zaten göçmenliğin çok olduğu ülkede, göçmenler hep işçi sınıfıdır."

Ve Kürt meselesine gelince, yani ne demek abi söylediğin, amele demek yaşam tarzlarıyla ilgili bir şey diyorsun.
Bu ne demek? Amele işçi demektir. Kürtlerin çoğuna da amele denir, işçi olmayanına da denir, çünkü Kürtlük tarihsel gelişiminden kaynaklı olarak, geri bıraktırılmış/kalmış bir millet olmalarından ötürü genelde hep "işçi" olarak var olmuştur. O nedenle atıyorum İbrahim Tatlıses'e de amele denir. İşçi olduğundan değil, Kürt'ün işçiyi çağrıştırmasından. Dönemsel olarak değişen bir şey. Değişecek bu da. Örneğin, 70lerde Almanya'da olsaydın Türklük = İşçilik, amelelikti. Şimdi aynı şey geçerli değil. O muameleyi daha çok Parkistanlılar, Faslılar görüyor orada artık.

 
Gönderildi : 30/12/2010 3:12 am
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Rodriguez'den bir Meksika işçi sınıfı devrim filmi! Şaşırdım kaldım. Planet Terror gibi bir film beklerken, daha altyapılı sağlam bir film çıktı. Şoktayım. 8.5 / 10

Ben tamamen burada yazdığınla hareket ediyorum. O yüzden abartılı bir tanım olmuş dedim. Çünkü benim buradan anladığım, işçi sınıfı bir film olduğunu kastettiğindir. Kendi yazımda da işçi meselesine gelene kadar bazı meseleleri daha önplanda tuttum.İçeriğinde işçi sınıfına da yer yer değinilmiş bir film diyorsan hemfikiriz zaten.
Kapitallerin kendi cep meselesi dediğin şey nasıl oluyor da işçi sınıfıyla alakalı olmuyor?

Bunu yazacağını tahmin etmiştim. Kapitellerin cep meselesi geniş bir kavramdır. Tüm kapitaller işçi çalıştırmazlar. Sermayelerini başka yollardan da artırırabilirler. Bu yüzden cep meselesi doğrudan işçi sınıfına denk gelmeyebilir. Bu konuda sende birçok şey söyleyebilirsin, ben de. Bu kısmı fazla uzatmayalım derim.
.
Söylediğim b tipi filmlerin işçi sınıfıyla yakın ilişki içinde oldukları. Çünkü çok basit, ucuz filmler.

Film kesinlikle B tipi bir filmdir. Hemen yukardaki cümlen yarım kalmış gibi, tam birşey çıkaramadım. B tipi filmlere konusu bakımdan mı değinmek istedin, yoksa film için verilen emek bakımından mı değinmek istedin?

"Zaten göçmenliğin çok olduğu ülkede, göçmenler hep işçi sınıfıdır." bunu yazarken gözönünde tuttuğum ufak bir denge var; göçmenlik meselesine karşı çıkabilirsin ama işçi sınıfını da savunabilirsin. Yani tamamen göçmenlere karşı olmak, yabancı düşmanlığı yapmak demek işçi sınıfına da karşı olmayı gerektirmez. İşte burada ki siyasi ağırlıklı farklılık, anlatmak istediğim yerde sana çelişkiye düştüğüm gibi yansıyabilir. "Yaşasın halkların kardeşliği" varılmak istenen hedeftir.

Bundan sonrası hakkaten uzayıp gidiyor. Mesele Campanella'ya kadar uzayabilir. İlk satırdaki temenninin gerçekleşmesi dileği ile...

Not: Kürt meselesiyle ilgili dediğim ne kadar ayıp olsa da, senin dediğine ek olarak söylediğim, bu lafın çıkmasına da neden olan varsayımdan daha öte birşeydir.

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 30/12/2010 4:19 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

İyi ki blog tutuyorum ha, Temmuzda şöyle bir liste yapmışım:

1- A Serious Man
2- Shutter Island
3- Kosmos
4- DeUsynlige (Troubled Water) (2008)

Black Swan da oralara bir yere girer. En iyilerim bunlarmış demek.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 30/12/2010 7:53 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Arkadaşlar, Buried!

Şimdi bitirdim, pes diyorum. Filmin tek falso yanı gereksiz yılan sahnesi filmin ortasına geçiş çeşitliliği olsun diye konulmuş sanırım.
Onun dışında gerek anlatıyor olduğu meseleye yaklaşımı, ki film fazlasıyla sembolik düşünülebilir, ülkeler savaşırken aslında tabutta olan kimdir, ki yönetmenin bu sembolizmi destekleyen görsel tercihlerinin de olduğunu düşünüyorum. (Özellikle kameranın yükseldiği ve yan cephelerin "sonsuz" göründüğü çekimde.) Neyse işte, harika yazılmış, harika yönetilmiş ve oynanmış güncel dünya durumunu müthiş anlatmış bir film. Dude'un dediği gibi sadece o yılan sahnesi filmden bir şeyler almış, onun dışında senenin en iyilerinden değil, genel en iyilerime bile girer diyerek mesajımı sonlandırıyorum. Umarım izleme sonrası mesaj gazı değildir. 3 gün sonra da aynı oranda severim umarım, ama öyle olacağını düşünüyorum. En nihayetinde politik içeriğiyle vurmuş bir film bu beni. 🙂

Puan: 9 / 10

Bakalım bir de Black Swan'ı izleyeyim.

 
Gönderildi : 31/12/2010 7:54 am
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Güzeli güzel, sonlarına doğru tek nefes izliyorsunuz

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 31/12/2010 8:05 am
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Arkadaşlar, Buried!

Şimdi bitirdim, pes diyorum. Filmin tek falso yanı gereksiz yılan sahnesi filmin ortasına geçiş çeşitliliği olsun diye konulmuş sanırım.
Onun dışında gerek anlatıyor olduğu meseleye yaklaşımı, ki film fazlasıyla sembolik düşünülebilir, ülkeler savaşırken aslında tabutta olan kimdir, ki yönetmenin bu sembolizmi destekleyen görsel tercihlerinin de olduğunu düşünüyorum. (Özellikle kameranın yükseldiği ve yan cephelerin "sonsuz" göründüğü çekimde.) Neyse işte, harika yazılmış, harika yönetilmiş ve oynanmış güncel dünya durumunu müthiş anlatmış bir film. Dude'un dediği gibi sadece o yılan sahnesi filmden bir şeyler almış, onun dışında senenin en iyilerinden değil, genel en iyilerime bile girer diyerek mesajımı sonlandırıyorum. Umarım izleme sonrası mesaj gazı değildir. 3 gün sonra da aynı oranda severim umarım, ama öyle olacağını düşünüyorum. En nihayetinde politik içeriğiyle vurmuş bir film bu beni. 🙂

Puan: 9 / 10

Bakalım bir de Black Swan'ı izleyeyim.

Ya hacı tamam film şöyle böyle ama bu politik içerik meselesine takıldım ben ya. Senin için, yani Türkiye'de yaşayan biri için politik olarak çok anormal, hiç bilinmedik açıları kapsayan, fena halde eleştirel bi durum var mı bu filmde. Benim için yok mesela. Amerikalılar için olabilir, Amrikalılar için bu film çarpıcı olabilir, beni çarpmadı mesela senin kadar. Tamamı tabutun içinde geçen bir film var desen, bu kadar iyi olacağını tahmin etmezdim ama o kadar işte. Biraz fazla gazlı gördüm seni ben. Ya da film beni etkilemedi bilmiyorum.

Hitchcock'un bir kısa filmi var Final Escape olması lazım çoğunluğu tabutta geçiyordu, o beni daha çok etkilemişti 🙂

Edip: Tabuta yılan girmese şaşardım, girmesi sürpriz olmadı. Çok normal bir olaydır o.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 31/12/2010 12:05 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Arkadaşlar, Buried!

Şimdi bitirdim, pes diyorum. Filmin tek falso yanı gereksiz yılan sahnesi filmin ortasına geçiş çeşitliliği olsun diye konulmuş sanırım.
Onun dışında gerek anlatıyor olduğu meseleye yaklaşımı, ki film fazlasıyla sembolik düşünülebilir, ülkeler savaşırken aslında tabutta olan kimdir, ki yönetmenin bu sembolizmi destekleyen görsel tercihlerinin de olduğunu düşünüyorum. (Özellikle kameranın yükseldiği ve yan cephelerin "sonsuz" göründüğü çekimde.) Neyse işte, harika yazılmış, harika yönetilmiş ve oynanmış güncel dünya durumunu müthiş anlatmış bir film. Dude'un dediği gibi sadece o yılan sahnesi filmden bir şeyler almış, onun dışında senenin en iyilerinden değil, genel en iyilerime bile girer diyerek mesajımı sonlandırıyorum. Umarım izleme sonrası mesaj gazı değildir. 3 gün sonra da aynı oranda severim umarım, ama öyle olacağını düşünüyorum. En nihayetinde politik içeriğiyle vurmuş bir film bu beni. 🙂

Puan: 9 / 10

Bakalım bir de Black Swan'ı izleyeyim.
Vanayı çevir azıcık alalım o gazı :).

Şimdi Kezzo'nun her filme politik yaklaşması, sicko'nun da her filme "amk salla ya" moduyla yaklaşması çok normal, bunlar ikinizin genel olarak hayata bakış şekli olduğundan, filmlere bakışınız da o şekilde oluyor. O kadar yazdık hakkında bir açın okuyun mendeburlar:
http://www.eylemplani.com/2010/07/bakis-acisi/ " onclick="window.open(this.href);return false;
Ne görmek isterseniz onu görürsünüz.

Bu yılan olayını da bir Kezzo anladı sanırım. Yahu ben yılan giremez mi diyorum? Yılan sahnesi bok gibi olmuş ve gereksizmiş diyorum. Her insan tuvalete gider, ben günde 3 kere gidiyorum, ama Coenlere "abi Dude hiç sıçmıyor, böyle boktan film mi olur?" demiyorsam, o yılan da oraya girmek zorunda değil. Sahne olarak gereksiz diyorum töbe töbe.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 31/12/2010 3:43 pm
Sayfa 2 / 3
Paylaş: