Duygu ve sinematografi açısından en tırt biten bölümdü şu ana kadar. Bölüm boyunca entrika, gerilim vs. hep en tepedeyken son sahne plan çok hafif kalmış. Bir önceki bölümlerde genel de son plan da birine yakın kadraj alınıyor ve yönetmen yazısının gelmesiyle birlikte görüntü donuyor ama hafifçe yakınlaşma devinimi başlıyordu. Lakin bu bölümde öyle bir şey de yoktu. Bence asıl böyle bir şey bu bölümde lazımdı. Hürrem Sultan ile Pargalı İbrahim, Mahidevran ve Şehzade Mustafa arasında başlayacak entrika savaşının resmen ilan edildiği andı. Yine sadece 2'sinden birinin suratına yakın plan alınması çok daha etkileyici bir son olabilirdi (Benim tercihim İbrahim olurdu, keza yenilen taraf olduğu için). Ama bunun yanı sıra bölümün tam kapı ağzında bitmesi de iyi bir gönderme olmuş, Hürrem içeride, İbrahim ise kapının dışında kalmış. Aynı zaman da odanın içerisinde de bitirebilirlerdi, kamera tam ikisinin ortasında orta mesafe planda profilden çekim yaparken ama 2'sinin arasında -arkada hafifçe flu olarak tam fark edilmeyecek şekilde- gözükecek bir şey olabilir Osmanlı bayrağı veya mührü vs. böylece 25 sene sürecek entrikalar zincirinin ortasında devletin bu 2 tarafın ortasında nasıl kaldığına bir gönderme olabilirdi. Dediğim gibi bu sonun da vermek istediği gönderme kuvvetli lakin çekim, plan görüntü olarak bu anın kuvvetini yansıtamamış maalesef.
Diziyi izlemedim ama fragmanı güzeldi, iyi bir şeyler yapmaya çalışıyor adamlar sonuçta. Bir konakta ya da yalıda geçen kim kime dum duma hikayelerindense böyle zor ve çetrefilli bir konu ve zamanın dizisini çekiyorlar. 1 saat sürse izlerdim belki.
Diziyi izlemedim ama fragmanı güzeldi, iyi bir şeyler yapmaya çalışıyor adamlar sonuçta. Bir konakta ya da yalıda geçen kim kime dum duma hikayelerindense böyle zor ve çetrefilli bir konu ve zamanın dizisini çekiyorlar. 1 saat sürse izlerdim belki.
Yok la bu da konakta geçiyo gibi zaten 🙂 Bütün bölümlerini izledim, konuşabilirim 🙂
Ya konakta geçiyo da o toplar hangi 3D surlara vuruyo peki :). Ben teaserdan öyle gördüm.
İşte izlediğin fragmandan gerisi konakta geçiyo 🙂
Birgün bu ülkede birileri çıkıp bu Halka öyle bir şaheser sunacak ki işte o zaman ben "olay budur" demek için hazır bekleyeceğim. Ama şimdi değil 🙂
Bakalım bu bölümde insanların karnına sokulan kılıçların fıskiye gibi kan akıttığı sahneleri gösteren Show TV'ye, "Ecdadımız kan dökmezdi," diye yürüyen olacak mı, bakalım RTÜK "Bu ne kardeşim, resmen insanları öldürüyorsunuz," diyerek uyarı verecek mi.
Ama durun, kültürümüzde sevişmek yok, ama öldürmek vardı değil mi?
Ne kötüsün Ali.
Ben izlemedim lakin ama "The Tudors" da sadece sarayda geçiyor diye duymuştum -ama dediğim gibi ben izlemedim yalan olmasın- kimse ona birşey demiyor lakin bizimkiler yapınca saldır kararı çıkıyor gibi geliyor bana. Ben "Muhteşem Yüzyıl" muhteşem bir dizi demiyorum, değil de zaten. Sadece Türk televizyonlarının ve dizilerinin kalitelileşmesine bir örnek. Artık daha fazla emek harcanıyor, daha fazla önem veriliyor. Koy-çek-geç yok. Türk dizilerinin yurtdışında da yayınlanmaya başlamaları (Arap ülkelerini geçtim, sanırsam bazı doğu Avrupa ülkelerinde de yayınlanmaya başlamış) geliri ve kârı arttırıyor. Ve gelen bu ekstra paralarla yapımcılar daha düzgün işler yapmaya çalışıyorlar.
Bunların dışında pek alakasız olacak biliyorum ama ilerde şu "Kazıklı Voyvoda" olayına girecekler mi acaba?
Yoo sarayda geçiyor diye değil, zamanım yok diye izlemiyorum ben. Yani ona ayıracak zamanım yok. Tudors'u da izlemedim ben, yemişim ingilizin sarayını da kralını da. Ama kıısa olsa izlerdim muhtemelen Süleyman'ı, arada atardım hap gibi Spartacus gibi misal. Ama 1.5 saat, televizyon başında oluyor 3 saat, anasının gözü.
Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar meselesine katılıyorum da, eğri oturup doğru konuşursak efektler falan bir hayli kötü be abi.
Şimdi bunların büyük olasılıkla büyük animasyon ya da görsel efekt şirketlerine yaptırıyor oldukları bu efektleri azbuçuk evinde kendi bilgisayarı başında 3D ile uğraşan adam hayli hayli yapar. Yani sektöre bu işi yapan adamdan biraz daha kaliteli işler çıkartmasını beklersin. O kan sahnelerinde kullandıkları Action Movie Essentials 2'nin hazır presetleri, arka plandaki yer patlamaları da öyle. Tamam tabii ki kullanacaklar da, bazı yerlerde artık sahneden bağımsız koymuşlar, kan sağdan sola uçuyor.
Osmanlı ordusu sanki 500 kişiyle sefere çıkmış gibi. Çok da emin değilim ama, teorik olarak söylüyorum, pratiğiyle hiç uğraşmadım ama ufak bir klonlama hareketiyle o kişi sayısı arttırılabilir benim bildiğim kadarıyla.
Savaş sahnelerini de, hani iki askerin karşı karşıya geldiği sahneleri, etkileyici olsun diye slow motion yapmışlar, biraz da gerçek üstü bir anlama bürünüyor. Yani daha çok sembolik bir dövüş sahnesi gibi. Yoksa gerçekten koca savaş 100 kişi arasında geçiyormuş gibi oluyor. Bundan bilmem kaç sene önce Braveheart ile karşılaşan bir nesil olarak da burun büküyoruz tabi.
Ama tabii ki bence de, atılan adımların hepsi değerli. Yapanları da kutlamak lazım, eleştirilerle beslemek lazım.
Ekleme:
İzlemeyenler de buradan izleyebilirler:
" onclick="window.open(this.href);return false;
Haberin sunumu da çok komik :
Spartacus, Matrix gibi filmlerde kullanılan gelişmiş yeşil perde teknolojisi ... 🙂
İyi de ben Spartacus'te şehir manzarası, ya da Collesium görüntüleri olan yerler dışında yeşil perde olayını anlamıyorum, sanki mekan gerçek gibi. Burda ise sanki Foto Remzi'nin stüdyosunda gelin damat şelale önünde fotoğraf çektiriyor gibi.
Böyle yazıyorum çünkü şimdi buna haberdeki gibi muhteşem dersek yandık vallaha. Adamlar iki kişiyle Omaha Beach çıkartması çekmişler, paylaşılıyordu bir aralar burada. Bir o var, bir de bu var.
Destekleyelim ama yine de. En azından "ilk". Yavaş yavaş olacak herhalde bir şeyler. Yoksa iyimser miyim, bilemedim.
Burda ise sanki Foto Remzi'nin stüdyosunda gelin damat şelale önünde fotoğraf çektiriyor gibi.
Çok güldüm bu yoruma ya 🙂 Cidden dediğin gibi, niye sabahlara kadar bilgisayar başında duruyorlarmış acaba.. Adamlar gece çalışmayı seviyor demek ki yoksa günlerce bilgisayar başında durulmuşa benzemiyor.
...murat...
Kezzap zaten ben de dediklerine 100% katılıyorum. Mükemmel değil mükemmele yakın bile değil ama işte zamanla gelişecek. Bir dizi ile de olmaz 5 tane 10 tane olacak. Kapital mantık yani, animasyon efekt şirketleri onlara gelen 1 tane değil 5 tane dizi olsa hem çalışan sayısını arttırırlar hem yurt dışından bir uzman getirirler, bilgisayarları teknik olanakları yenilerler. Amerika'da, İngiltere'de, Fransa'da nasıl geliştiyse bizde de gelişecek bu şekilde. İlk başlarda böyle felaketler olması doğal.
Bir de daha önceki iletilerimde de yazdım 300 kan fışkırması buna gitmemiş. Çünkü işte 300'te o kanın, cıbıldak kaslı ve terli heriflerin oluşturduğu bir bütün var. Şimdi sen o kanı yapıp askerlerin üstüne de kırmızı tertemiz kaftanları giydirirsen öyle olmuyor. Hava da kalıyor o kan ve gereksiz oluyor. Bizim ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri bu (Aslında sadece bizde değil tüm Dünya'da böyle de bizde biraz daha fazla) bir filmde, eserde beğendiğimiz tek bir şeyi alıyoruz ama olmaz öyle çünkü o parça genelde o bütün içerisinde durunca bir anlamı oluyor. Sonra yapınca kendileri de beğenmiyor işlerini ama nedenini bile anlamıyorlar çünkü araştırmıyorlar sadece yapıyorlar. 300'den çakıyorsan, bakacaksın, araştıracaksın kan niye öyle fışkırıyor, bu herifler niye bu kadar çok bağırıyor, savaş sahnelerinde görüntü niye soldan sağa doğru kayıyor. Ama işte bizimkiler hiç bunlara bakmadan direk saçma bir şekilde çakıyorlar sadece.
Bir de ben en çok Pargalı İbrahim'e gülüyorum yahu 😀 😀
Kız tavlamaya çalışan Apaçi gibi resmen. Hesapta keman çalıyor ama dizi başladığından beri 4 defa keman çaldı, 4'ünde de hep aynı şarkıyı çaldı 😀 Oldu olacak 'Akdeniz Akşamları'nı da çalsın kemanla sarayın bahçesinde ateş başında 😛
Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar meselesine katılıyorum da, eğri oturup doğru konuşursak efektler falan bir hayli kötü be abi.
Şimdi bunların büyük olasılıkla büyük animasyon ya da görsel efekt şirketlerine yaptırıyor oldukları bu efektleri azbuçuk evinde kendi bilgisayarı başında 3D ile uğraşan adam hayli hayli yapar. Yani sektöre bu işi yapan adamdan biraz daha kaliteli işler çıkartmasını beklersin. O kan sahnelerinde kullandıkları Action Movie Essentials 2'nin hazır presetleri, arka plandaki yer patlamaları da öyle. Tamam tabii ki kullanacaklar da, bazı yerlerde artık sahneden bağımsız koymuşlar, kan sağdan sola uçuyor.
Osmanlı ordusu sanki 500 kişiyle sefere çıkmış gibi. Çok da emin değilim ama, teorik olarak söylüyorum, pratiğiyle hiç uğraşmadım ama ufak bir klonlama hareketiyle o kişi sayısı arttırılabilir benim bildiğim kadarıyla.
Savaş sahnelerini de, hani iki askerin karşı karşıya geldiği sahneleri, etkileyici olsun diye slow motion yapmışlar, biraz da gerçek üstü bir anlama bürünüyor. Yani daha çok sembolik bir dövüş sahnesi gibi. Yoksa gerçekten koca savaş 100 kişi arasında geçiyormuş gibi oluyor. Bundan bilmem kaç sene önce Braveheart ile karşılaşan bir nesil olarak da burun büküyoruz tabi.
Ama tabii ki bence de, atılan adımların hepsi değerli. Yapanları da kutlamak lazım, eleştirilerle beslemek lazım.
Ekleme:
İzlemeyenler de buradan izleyebilirler:
" onclick="window.open(this.href);return false;
Haberin sunumu da çok komik :
Spartacus, Matrix gibi filmlerde kullanılan gelişmiş yeşil perde teknolojisi ... 🙂
İyi de ben Spartacus'te şehir manzarası, ya da Collesium görüntüleri olan yerler dışında yeşil perde olayını anlamıyorum, sanki mekan gerçek gibi. Burda ise sanki Foto Remzi'nin stüdyosunda gelin damat şelale önünde fotoğraf çektiriyor gibi.
Böyle yazıyorum çünkü şimdi buna haberdeki gibi muhteşem dersek yandık vallaha. Adamlar iki kişiyle Omaha Beach çıkartması çekmişler, paylaşılıyordu bir aralar burada. Bir o var, bir de bu var.
Destekleyelim ama yine de. En azından "ilk". Yavaş yavaş olacak herhalde bir şeyler. Yoksa iyimser miyim, bilemedim.
Ben diziyi izlemedim (en azından baştan sona bir bölüm) dedim zaten ama böyle de eleştiriyi biz yapmayalım bence. Hazır preset kullansınlar onda sorun yok ama beğendiğin Spartacus'te kanlar yerden fışkırıyor mesela. Studyoda çekilen savaş sahnelerini de Braveheart gibi 5 Oscar'lıyla karşılaştırdın maaşallah. Ayrıca ben hiç anlamam mesela ama Foto Remzi Efekti'nin başlıca aktörü ışıktır yani herhalde. Aynı mekanlara (ki bence gayet başarılı mekanlar) düzgün ışıklandırma yapılsa film çekersin on numara. Ama bizim dizi ışıklandırmalarımız ampülü icad eden adamın dedesinin dedesi portakalken geçen öyküde bile alışveriş merkezi gibi. Algıyla seyirciyle alakalı falan herhalde bilmiyorum vardır kendilerince bir bildikleri herhalde. Bir hafta süresinde çekilen ve karşılaştırıldığı Spartacus'ün iki katı uzunlukta ve yapmak istediklerine göre bizde tam gelişmemiş olan 3D sektöründen destek almaya çalışan bir dizi bu. O kadar celallenmeyin bence. Tamam bazı şeyler iyi değil ama o kadar da değil :D.
sickman'e katılıyorum bir de yani bir hocamız söylemişti, Türkiye'de TV'nun izleyici kitlesi 50 yaşın üstünde olan yaşlı insanlar. Yani en azından büyük bir çoğunluk ve hedef. Gençler akşamları çıkıp eğlenebilirken, nette gezinebilirken ve daha birçok şey yapabilecek iken bu kitlenin yapabileceği tek şey oturup TV izlemek, çoğu sevişecek yaşı da aşmıştır zaten 😀 Adamlar da diziyi yaparken doğal olarak bu kitleyi örnek alıyor. TV dizilerinde mesela ışıklandırma olmaz, aydınlatma olur, aynı zaman alan derinliği çok fazla olur çünkü bu kitle her şeyi açık seçik görmek ister. Bakalım genç neslin artması ve yaşlı neslin yavaş yavaş bu dünyayı terk etmesi ile TV dizileri de bu eski gelenekleri bırakmaya başlıyor. Yakında WEBTV ve İzle-Öde servislerinin daha da gelişmesi (Ya da ortaya çıkması) ile TV yapımlarının da iyicene gelişeceğini düşünüyorum.