bomba adaya nasıl gelmişti?
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Varsayalım Jacob bir Amerikan savaş gemisini getirdi öyle geldi. Gelenlerin hepsi de ölmüşler falan filan. Yani önemli değil ki bence. Onu öğrensem ne olur öğrenmesem ne. Bence sen de Dude gibi çok ciddiye alıyorsunuz diziyi. Sen o bombanın olduğu bölümleri izlerken zevk aldın mı ona bak. Bence orada bir bomba lazımdı ve koydular. Onu senaryo olarak bağlamak 3-5 dakikalarını almaz. Yani o anda zevkliydi izlerken, beni eğlendirdi ve görevini yaptı. Daha niye kasıyorsunuz bomba neydi, sorular niye cevaplanmıyor falan diye. Amaç o değil ki, amaç eğlendirmekti ve gayet de güzel yaptı o işi Lost. Yani ben beklemiyorum bomba neydi falan diye. Dude kendi de inanmıyor anlık yazıyorlar senaryoyu derken ama boşboğaz işte, maksat laf söylemek olsun. Sonuçta bir dizi bu yani, bilimsel tez değil ki.
Bak önceki sayfaya yeni baktım, yok hidrojen bombası nasıl patlar, yok gemi heykeli nasıl kırdı kendisi parçalanmadı falan. Demek ki ondan zevk alamıyorsun işte. Bunları düşünüyorsan o anda izlerken kendi 40 dakikalık zevkine yazık ediyorsun. Bırakacaksın akacak. Hala bilimsel tez muamelesi yapıyorsun diziye.
Bir önceki sayfaya da bakarsan zevk almadığımı söylemiştim zaten, zepra'nın zoruyla izliyorum :P.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
İşte ben de yolunu söylüyorum sana. Bırak uğraşma gemi çarpmış parçalanmamış falan. Lost'a özel olarak izleyici kitlesi bir soru cevap reflexi geliştirdi. Her şey kendi mantığına uysun istiyor. Ya öyle olmayan durumlarla karşılaşmadınız mı hiç. Ben sekizinci kattan düşüp burnu kanamayan adam biliyorum. Bir dizide olsa "hasktir lan, öyle dalga mı olur" diyecbileceğin bir sürü şeyin tanığıyım. Onlara kasmıyorum ki onlar gerçek, Lost'taki gemiye mi kafamı takacağım. İzliyorum eğleniyorum işte. Güzel vakit geçiriyorum.
Askere giderken demişlerdi ki, "olm bak beyninin bazı fonksiyonlarını kapat". Ben de "nası la" demiştim. İşte nasılı öğreniyorsun orada. Kapatacaksın o fonksiyonları olaya konsantre olacaksın. Burada da aynı şey ki bunu sana zorla yaptırmıyorlar. Kendin indirip izliyorsun internetten. O zaman kapat o fonksiyonları moruk. Yoksa kendine ne işkence ediyorsun. Bırak izleme.
Eylem'e kendi cümleleriyle cevap veriyorum. Bakalım zamanında Battlestar Galactica'ya paso laf atan Eyüp'ün ağzına nasıl tıkamış lafı:
Yahu Eyüp iyi bi çocuksun bir şey demiyeyim diyorum ama dışkısını çıkardın artık. Tamam bu diziyi sevmiyorsun da bu her fırsatta laf etmeni gerektirmiyor be birader. Sevmiyorsan yazmazsın, ben H.A.I.R ömrümde izlediğim en kötü filmden bile daha kötü diyor muyum mesajlarımın yarısında? Demiyorum.. Neden (çünkü izlemedim)? Ama izlemiş olup böyle düşünsem de demem.. Bir derim, ikiderim yani.. Her espri tadında güzel..
Anladık beğenmiyorsun sallanan kamera, saylon maylon da we don't give a fuck kardeşim. Yazıp durma. Bir fuck givemiyorsan niye yazıyorsun diyeceksin, ben de sana frak you diyeceğim.
Gün gelir devran döner Eylem. 🙂
Varsayalım Jacob bir Amerikan savaş gemisini getirdi öyle geldi. Gelenlerin hepsi de ölmüşler falan filan. Yani önemli değil ki bence. Onu öğrensem ne olur öğrenmesem ne. Bence sen de Dude gibi çok ciddiye alıyorsunuz diziyi. Sen o bombanın olduğu bölümleri izlerken zevk aldın mı ona bak.
tüm beşinci sezon o bombanın patlatılması üzerineydi. tüm 6. sezon da o bombanın patlamasından sonra olanlar. sanki bir plan var ve büyük planın olmazsa olmazı. bu durumda tesadüfen orada bulunuyor olamaz. üstelik amerikan ordusu falan işin içine girince olay büyüyor. gerçi bu türden bir yola hiç girmediler senaryoda.
ben birinci sezonda bu tip tüm olayların macguffin olduğunu düşünüyordum. yani izlerken zevk veriyor ama sonunda bir yere bağlanmak zorunda değil. ama sonra bütün sorulara bir açıklama gelecek gibi bir hava oluştu. tamam belki "ada ne?" gibi bazı temel sorulardır cevaplanacak olan. ama bombanın patlamasıyla oluşan zaman kırılması ve bunu kimin ne amaçla yaptığı da açıklanmalı. bence son iki sezonda izlediğimiz olayların "çözüm"ünün bir parçası. tabi elbette geçiştirilebilir.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Ben her sezonun kendi içindeki en iyi bölümlerden olan Desmond bölümünü bekliyorum ama yapımcılar artık ser verip sır vermiyorlar galiba. Eskiden her sezonun bölüm isimleri ve kimin bölümü olduğu yazardı nette ama artık o bilgiler verilmiyor. Bölüm promo videolarında da hiç bir şey yok. Zart zurt konuşuyor zaman daraldı falan diye. Bütün bilgi tba. Ama illa ki o Desmond çıkacak piyasaya. Gerçi ben nerede kaldığını bile unuttum Desmond'ın. En son ne olmuştu ona filan. Koyver gitsin.
desmond o denizaltındaki kilitli odada diyenler var. nerden uydurdularsa.
sahiden en son neredeydi? o bir de faraday. faraday da önemli adam.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Bir de şu var, bu bir bilim kurgu dizisi sonuçta. Yani ölümsüz insanlar, duman yaratıklar, ışınlanmalar, zaman yolculuğu...
Ona göre izlemek lazım...
- baço
Faraday ölmemiş miydi ya. Kendi annesi vurdu ya onu, nasıl olmuştu o iş. Bu arada bu başlığın gazıyla yaptığım aramada bu bölümün (6x10'un) Jin ve Sun odaklı, bir sonraki bölümün (6x11'in) ise Desmond odaklı Fraday plase bir bölüm olacağını okudum. Demek ki bombaların patlamasına bir bölüm kalmış. Hatta bir kaç bölüm sonra siyahlı adam odaklı bir bölüm de var ve baya bir geçmişte geçiyormuş.
faraday vurulduktan sonra ne olmuştu hatırlamıyorum ama onun da ölümsüz olması, dirilmesi vs. olası.
bir başka soru:
sözde numaraların gizemi çözüldü. peki desmond ne diye o numaraları bilgisayara giriyordu onca yıl?
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
lostpedia'da damon lindelof'un iki sözünü buldum numaralarla ilgili.
mayıs 2008:
There are some questions that are very engaging and interesting, and then there are other questions that we have no interest whatsoever in answering. We call it the midi-chlorian debate, because at a certain point, explaining something mystical demystifies it. To try and have a character come and say, "Here is what the numbers mean," actually makes every usage of the numbers up to that point less interesting.
You can actually watch Star Wars now, and when Obi-Wan talks about the Force to Luke for the first time, it loses its luster because the Force has been explained as, sort of, little biological agents that are in your blood stream. So you go, "Oh, I liked Obi-Wan's version a lot better." Which in the case of our show is, "The numbers are bad luck, they keep popping up in Hurley's life, they appear on the island." ... But if you're watching the show for a detailed explanation of what the numbers mean—and I'm not saying you won't see more of them—then you will be disappointed by the end of season six.
2009 (bu the lost experience diye bir şeyden çıkmış sanırım):
Here's the story with numbers. The Hanso Foundation that started the Dharma Initiative hired this guy Valenzetti to basically work on this equation to determine what was the probability of the world ending in the wake of the Cuban Missile Crisis. Valenzetti basically deduced that it was 100 percent within the next 27 years, so the Hanso Foundation started the Dharma Initiative in an effort to try to change the variables in the equation so that mankind wouldn't wipe it itself out.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Eylem'e kendi cümleleriyle cevap veriyorum. Bakalım zamanında Battlestar Galactica'ya paso laf atan Eyüp'ün ağzına nasıl tıkamış lafı:
Yahu Eyüp iyi bi çocuksun bir şey demiyeyim diyorum ama dışkısını çıkardın artık. Tamam bu diziyi sevmiyorsun da bu her fırsatta laf etmeni gerektirmiyor be birader. Sevmiyorsan yazmazsın, ben H.A.I.R ömrümde izlediğim en kötü filmden bile daha kötü diyor muyum mesajlarımın yarısında? Demiyorum.. Neden (çünkü izlemedim)? Ama izlemiş olup böyle düşünsem de demem.. Bir derim, ikiderim yani.. Her espri tadında güzel..
Anladık beğenmiyorsun sallanan kamera, saylon maylon da we don't give a fuck kardeşim. Yazıp durma. Bir fuck givemiyorsan niye yazıyorsun diyeceksin, ben de sana frak you diyeceğim.
Gün gelir devran döner Eylem. 🙂
mordevrim'in attığı laflarla benimkilerin alakası yok. O direkt küfrediyordu, ben ise sadece baydığını dile getiriyorum.
Sayıların gizemi ise 2007'de miydi neydi, işte dünyanın sonunu getirecek bir denklemin sonuçları olduklarıydı (The Foundation serisine bariz gönderme). Hanzo fandasyonu da denklemdeki bu sayıları, yani sonuçları, yani dünyanın sonunu, değiştirmek için adayı kullanıyordu (ya da deniyordu). Bu kadar büyük bir şeyin Türkiye'de nasıl es geçildiğini ise hâlen anlamış değilim. Hanzo'nun internet sitesi üzerinden açıklanıyordu bunlar hep videolarla, hatta bir kadın bilimci mi ne kaçırılıyordu vs. onun videolarıydı.
"Bir de şu var, bu bir bilim kurgu dizisi sonuçta. Yani ölümsüz insanlar, duman yaratıklar, ışınlanmalar, zaman yolculuğu...
Ona göre izlemek lazım..."
İşte beni diziden soğutan sebep de tam olarak bu. 5 yıl önce bu dizi ilk başladığında her şey tamamen bilimsel ve hepsini mantıklı bir şekilde açıklayacağız diye konuşuyordu bu adamlar. Biz de güvendik ettik, 3.sezon sonlarına kadar "abi açıklıcaklar yaaa - yok olum bu vakitten sonra siksen açıklayamaz" vs. ekseninde günlerce tartıştık. Adına açılan 2 milyon (sallama bu tabii de 100lerce vardı) viral sitelerde günler geçirdik, sırları çözmeye kastık falan..
Ama baktım bir yerden sonra kendileri de yazdıkça sallıyorlar işte, tüm gizemini mistisizmini ve merakını kaybettirdi çünkü bokunu çıkardılar, sor da sor, sor da sor. Hayatını Lost'a adaman gerekiyordu. Diziyle tek derdim de bu. Yoksa yine izliyorum, gerçi son değil de bir önceki bölümde cidden neredeyse uyuyakaldım ve artık gerek yok dedim. Son bölüm kurtardı durumu ama. Yoksa mordevrim gibi dingo lafları atmıyorum :).
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
abi sen de abartmışsın ama. yüz binlerce viral site ne yahu. böyle izliyorsan hiç izleme sahiden. biz haftada 45 dakikamızı ayırıyoruz da o yüzden izliyoruz hala. baksana daha faradaya ne olmuştu onu bile hatırlamıyoruz.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.