Ayrıca, düz bir senarist olarak:) şunu ilave etmem gerekiyor sanırım.
Dışarıdan ithal edilip, devşirilen, reytinglerde ve sosyal medya'da best seller olan dizilere övgülerin yanında;
- İçeriden, bu toprağın türküleriyle süslenen, samimi, sıcak "edebi" eserlerin ortaya çıktığı, yürekli senaristlerin ve yapımcıların arkasında durduğu, ter akıtıp emek verdiği dizilere yapılan eleştirilerin hiç birisini ben şahsen pek dikkate almıyorum; umarım sizde dikkate almaz " Paylaşma, yazma isteği ve enerjinizi" kaybetmezsiniz...

İlhamını, enerjisini, yüreğini bu topraklardan, bu insanların yaşantılarından almayan hiç bir eser bu topraklarda uzun soluklu olmayacaktır.
Örneğin;
İşler Güçler dizisi çoktan bitti. Ama, ben bir komedi projesi yazdığımda yapımcı bana;
- İşler Güçler ve Yalan Dünya'ya benzemiyor ama; gölgede de kalmaması lazım diyorsa...

O projelerde iyi bir iş çıkmıştır.
Son 10 ayda yayından kalkan 5 dizi adı yazın desem kimse yazamaz:) Hatırlamayız bile...
Halen İşler Güçler hatırlanıyor ise; o projede güzel bir projedir. Güzel projelerin alayı; emek verilen projelerdir. O projelere emek verenlerin hepsi, İngiliz Alektarına 🙂 kadar saygıyı hakeder...

Umarım, bu forumda da, paylaşımlarıyla, yazdıklarıyla bu sektörde iş yapan arkadaşlar çoğalır....
Enerjinizin ve emeklerinizin zayi olmaması dileğimle.
Kuzey Deniz

Bahça'da yeşil çınar,
Boyum boyunaaaa uyarrrr...
Ben seni gizli sevdim.
Bilmedim alem duyar.

http://www.dailymotion.com/video/xhba6l ... inar_music

Bak bu Türkü'de çok güzel... Tavsiye ederim.
Ama, bu kez Murat türküyü katletmesin; sırf bu türkü için youtube vs diğer sitelerde;
onların aşk sahnesini ve türkü sahnesini izler... Kesin bir yılda 500 000'i var:)

Dedim ve başka yorum yapmayayım.

.

Size hak veriyor ve açıkca özür diliyorum.

Yaptığım betimlemeler nedeniyle, Türk Dil Kurumu bir hafta boyunca bana çenemi kapatma cezası verdi.
Haftaya diziyi kadın ve çocuklarla beraber seyredeceğim. 🙂

Meraba.

Hala 7.bölümün etkisindeyim
ben de diyorum neden bu kadar cok sahne geciti var. demek Selcuk Aydemir yazdigi bölümleri icn özellikle öyle yapiyomus.
Yalniz Kaman kardeslerin yazdigi bölüme bayildim. HAtta birtanesi bu bölüm Oynamis heralde Sivasli Emrah olarak cok ta güzel oynamis.Masallah. Su Sivas,Yozgat göndermelerini Siveleri biraz arttirsaniz fena olmaz cok güzel sahneler valla insan izlemeye doyamiyo. Kendim Yozgat'liyim acaba Senaristlerden hangisi Yozgat lida gecen bölüm Yozgati andilar. Benim icin. Biz Yozgat lilar icin cidden büyük bir Olay bu. (Pek ciddiye alinan bir Sehir degiliz. SIvas,Kayseri,Kirsehir yutmus bizi). Bu bölüm Baris Yildiz dahil olmus diziye Sahane olmus canlandirdigi karakter cok güzel.
Sarki, Türkü, Sükrüye-Ali, Sezai Usta,Feyza sahnelerine bayiliyorum.
Kaleminize Emeginize Yüreginize saglik abiler :))))

7.bölümdeki geçişleri gördükten sonra internette biraz araştırdım kendim yapmak için.Metin'in türkü söylediği sahnedeki geçiş hala aklımda.Çok iyi bölümdü

Bu bölümü Selçuk Aydemir mi yazmış?

Şu dedikoducu mafyalar çok iyi olmuş onları bol bol görürüz umarım. 🙂

Yozgatı ciddiye almamak diye bir durum yok. Ekşi sözlüğün olmazsa olmazı Yozgat ve yozgatlılar.

ortam benim sinemalarım ile aynı ya! pek bir şey değişmemiş?

(lan olum bulmuşsunuz Selçuk'u. sorun araştırın, kasın adamı. ne geyikmiş arkadaş!)

Madem talep sizden geldi sorayım o zaman
Senarist aday adayı olduğum için, senaryodaki mekan tasvirlerine yönelik sorularım olacak.
Bildiğim bir kaç örnek çerçevesinde
Bazı sinema filmlerinde, sahnenin geçtiği mekan detaylı bir şekilde (bozkırın tozunun renginin tonu bile) tasvir edilirken,
Dizilerde ise genelde set hazır olduğundan (konu veya espri nedeniyle o sahnede bulunması gereken özel eşyalar dışında) dolayı Senaristler sadece Kafeterya, Ev/Salon ifadeleriyle sahnenin geçtiği Mekanı ilk seferinde bile tasvirsiz bir şekilde yazıyorlar. (Elbette aynı mekandan sonra bahsedilirken o mekana yönelik tasvirlere gerek kalmıyor.)

Ancak, sizin dizi seti oluşturulurken, mekan tasvirlerini ve içindeki eşyaları (özellikle küvetten bölünmüş makam koltukları v.b.) kim belirliyor. (Bölüm Senaristi, Sanat Yönetmeni, Tretman Yazarı, Yönetmen yoksa başka birimi ? )
Bölüm Senaristleri sadece sahnenin başındaki mekan bölümüne ( ilk seferinde bile) Hilmi Ev/Salon yazıp bırakıyorlar mı ?
Yoksa detaylı veya basit bir şekilde de olsa sahnede örneğin; "Cimri bir şekilde döşenmiş hafif tarzda klasik ve eski eşyalardan ve bol örtülerden oluşmuş bir salon." gibi tasvirleri de Bölüm Senaristi mi yazıyor yoksa zaten bu daha önceden Tretman Yazarı, Sanat Yönetmeni, Yönetmen veya ekibin diğer üyelerince belirlenmiş mi oluyor ?
Hilminin evindeki salonun çıkışında tuvalet kapısının yanında, resimler ihtiva eden klasörlerle dolu bir dolap; espriye neden olması sebebiyle o bölümü yazan Senarist tarafından mı yoksa Yönetmen veya Tretmanı Yazan (Hilminin karakterinin zaten önceden belli olduğundan dolayı) tarafından mı mekana dahil ediliyor ?
Olayı genelleştirirsek; espriler ve karakterler önceden belli olduğu için set tamamen mi hazır mı oluyor, Bölüm Senaristi bu setin üstüne mi esprileri yapıyor, yoksa Bölümü yazan Senaristin esprisi üzerine mekan değiştiriliyor veya özel nesneler ilave mi ediliyor ?

"@bunedirbirader: Galatasaraylı bir yönetmenin efsaneye saygı duruşu yaparak fanatikliğini bir kenara bıraktığı dizi Kardeş Payı reklamlardan sonra star da"

Resmen bölümün Özeti 🙂

Hocam, 7. bölümde çırakların devamsızlığı 17 gün yazmıştınız, ikisinin toplamı olarak mı söyledi Ahmet, yoksa her birinin 17 mi? Yeni düzenlemelere göre, 10 günden sonra otomatik sınıfta kalınıyor çünkü:)

ortam benim sinemalarım ile aynı ya! pek bir şey değişmemiş?

(lan olum bulmuşsunuz Selçuk'u. sorun araştırın, kasın adamı. ne geyikmiş arkadaş!)

ben foruma dün kayıt oldum. selçuk abi'nin yazdığı tüm iletileri okudum. aklımda pek bi şey kalmadı heyecandan, uykusuzluktan ama olsun, tekrar okurum nasıl olsa.

durgun abi'nin verdiği gazla sormak istiyorum, selçuk abi senin bu kadar iyi yazmanda tiyatronun, oyun metinlerinin katkısını merak ediyorum ben. çok mu oyun metni okudun? çok mu hikaye, roman okudun? yazarlığı nasıl öğrendiğini, nasıl geliştirdiğini merak ediyorum bir de. ferhan şensoy'u ne kadar çok sevdiğini biliyoruz, senin sayende bi çok insan alıp okudu eminim. ben de 18 yaşıma kadar bilmiyordum ferhan şensoy'u. 21 yaşındayım şu an, marcel proust'u, dostoyevski'yi okulda değil, odamda the sopranos izlerken öğrendim. sizin gibi birikimli, zeki yönetmenlerin filmleri, dizileri sayesinde bu ülkede, okulda öğrenemeyeceğimiz şeyleri öğrenebiliyoruz. o yüzden çok çok teşekkür ederim.

Şuan televizyonda izliyorum 9.bölümü , Emrah abi tekrar gelmiş çok sevindim görünce 🙂 Bu arada Kartal'ın 1.5 Adana'ya benzin sıktığı sahnede efekt vardı sanırım .

Merhaba:)
Arkadaşlarımızın yazdıklarına, çektiklerine ve toplamda tüm emeklerine saygı duyarak; ekiplerde en tehlikeli şeyin; iyi giden bir ekipte; senarist arkadaşların zamanla çevrenin telkinleri, lafları, ikazları, yorum yapmaları vs nedeniyle her hafta şiddeti artarak yükselen bir rekabete dönüşme tehlikesidir.

Bu ilk başta rahat, özgür ve geniş geniş stressiz yazılan ve üretilen projelerde daha güzel espri, yorum ve diyaloglar çıkarken; zamanla stres başladığında, onu senarist arkadaşlarıyla, ekibiyle vs kıyaslamalar her hafta tüy hafifliğiyle de gelse; oraya şeytan yavaş yavaş girecek demektir.

Unutmamak lazım; iyi ekibi; kötü bir şeytan mutlaka ablukaya alır. Kafalarda hep haftaları kıyaslar....
Sonrası ise;
- tatsiz bir rekabet,
- Senaryosuna göre seçici bir izleyici vs. oluşmasına neden olacaktır.

Çünkü, niyetin art niyet olduğu bir yere şeytan mutlaka girip, diş ağrısı verecektir.

Kısaca; 🙂 Senaryoları tek yazmamanızı, - umuruyorum ki, yazmıyorsunuzdur. Ama, her hafta bir senarist dostu görünce, bir süre bu hiç dillendirilmezse;
- aile eşrafında, sinema caimasında 🙂 hiç sevmediğim bir camiadır.
- Satışın ışık hızıyla, adamlığın ve samimiyetin Slow Montion 🙂 olduğu yerde, telefonla arayacak, bir ton gerzek yapılan emeği görmeden;
- Onay bey, bu haftaki bir harikaydı; Çağlar beyin ki ?hıı...

Şahsen; Herkesin adını yazıp; her hafta ekip olarak projeyi tamamlamanızı tavsiye ederim.
Piknik tüpünü çakmak ile kontrol eden cesur ve büyük milletime;
Teknik bilgiyle fazla boğmamak lazım;

Emeklerinize sağlık.
KUZEY DENİZ