Yeni bir projeye başlamadan önce ne önerirsiniz?
@spidervis tamamdır artık başlayabilirim.
Kervan yolda düzülür 🙂
başka insanların söyledikleriyle hareket edersen hiçbir şeye başlayamazsın bir yere varamazsın, bir hikayen fikrin varsa direkt yazmaya başla, erken yazan yol alır...
"Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur adabına.” Mevlâna 8)
Allah aşkına küçücük bir komünitede bile böyle bilmişlik yapıp insanları soğutarak kendilerine bir üstünlük alanı inşa etme çabası görmeye çıldırıyorum. Yok hiç başlama daha iyi yok bilmem ne. Spidervis'in kahve cevabını ayrı tutarak, ki çok severim çalışırken kahve içmeyi =)
Arkadaşın küçük yaşta olabileceği gibi bir ihtimal de var tabi. Her şeyi söyleyebilirsiniz de üslup denen şeyden bir haber olanlar da senaryo yazmasın bi zahmet deyiveririm o zaman ben de hadi bakalım.
Yeni bir senaryoya başlamadan önce yapacağın şey bilgi ihtiyacın olan konulara göz atmaktır, diyelim bir avukat karakter yazacaksın temel hukuk araştırırsın ihtiyacın kadarını, diyelim bir beyaz yakalıyı anlatacaksın kendilerine has bir jargonları, espri konusu ettikleri olaylar var mı onları araştırırsın. Yani yapman gereken şey aklındaki hikayeye uygun olarak yaratacağın karakterleri anlamaya yarayacak araştırma yapmaktır. Burdan başla. Gerisi zaten evet kervan yolda düzülüyor.
Hasbatur'un tarzı hoş görülmeyebilir, evet ancak dolaylı yoldan da olsa faydalı olduğunu düşünüyorum.
@omer44 bu bir süreç. Girdiğin yol uzun, hem de çok uzun, belki sonu yok. Nerede eksiklerin olduğunu görebilmek için ilk adımlarını atman lazım. Kimse bir senaryo veya hikayeyi tek seferde oturup yazmıyor. Yol boyu ne bilmediğini öğrenecek, sonra hem öğrenip hem yazacaksın. Gerekirse eskileri silip düzelteceksin. Yol boyunca da bir sürü kişiyle karşılaşacaksın. İlk eserini ortaya çıkardığında kimisi yakın akrabaların gibi seni pohpohlayacak, kimisi hasbatur'dan daha beter şekilde eleştirecek. Tüm bunları bilerek hazırlıklı olmalısın. Ne kadar bilirsen o kadar avantaj ve tecrübe ederek kazandığın bilgi, okuyarak aldığından daha kalıcı oluyor.
Arkadaşlar,
Söz konusu dostumuz kuvvetle muhtemel genç bir kişi. İlgili, meraklı, hevesli... Bir zamanlar hepimizin olduğu gibi. Kırk yılın başı genç birisi bulmuş burayı senaryo üzerine sorular soruyor, sinirlenecek bir durum yok.
Hepimiz bu yollardan geçtik, evet bize de çok kötü davranıldı, kimse bize sabırla bir şeyler anlatmadı, belki çalıştığınız yerlerde çalışma arkadaşlarınız sizden bilgi bile sakladı (bende oldu mesela).
Biz öyle yapmayalım.
Bu noktada hasbatur'a katılacak gibiyim ama daha temkinli bir şekilde. Daha nazikçe ifade edilmesi gerekebilir bazı şeylerin, ama fikri bir noktadan sonra doğru. Çünkü gerçekten bir şeyler için gerekli emeği vermeden, sadece birilerinin kendisine doğru cevapları vermesini bekleyen insanlarla dolu sosyal medya artık. Kendi karşılaşmalarım üzerinden yorumlayabilirim bunu. Bence benim youtube kanalımda herhangi bir ingilizce uluslararası youtube kanalında dahi tek tük parça parça bulunan bilgileri yeri geliyor tek videoda, dünyada çok az kişinin konuştuğu bir dilde veriyorum. (Bu konuda mütevazı olamam, çünkü benim o bilgiye erişmek, sindirmek için verdiğim çaba, basitçe bir video izlemekten öteye geçiyor, yıllara yayılmış düzenli ve sürekli bir çalışmaya dayanıyor) Gelip altına, çok uzun anlatmışsın, çok sıkıcı bilmem ne gibi yorumlar geliyor. Evet sıkıcı, evet uzun ama bu bilgiyi ben bu şekilde verebiliyorum. Bunun karşılığında da kanalımın çok izlenmemesine razıyım. "Hem ayranım dökülmesin, hem .... mesin" olmuyor, ben yapamıyorum. Herkesin belli bir noktada emek vermesini beklemek hakkımız. Fakat yine de peşin hükümlü olmak istemiyorum çoğu zaman. Hasbatur ile ayrıldığımız nokta burası. Muhtemelen muhattap olduğumuz ve bu izlenimi veren insanların çoğu, verdiğimiz emeğin karşılığını vermeyecek insanlar, ama kimisi de, esasında başlarda böyle biri olmaya meyilli olsa da, yapacağımız uyarılarla ve yorumlarla, yönünü değiştirebileceğimiz kişiler de olabilir. Bu şansı vermeliyiz.
Bu arkadaşa ben de günlerdir cevap veriyorum, ilk başta nerede olduğunu anlamak ve yönlendirme yapmak istedim, yaptım da. Son olarak da bulunduğu yer ve yapması gerekenlerle ilgili genel fikrimi söyleyen bir mesaj yazdım. Şu dakikadan sonra hasbatur'un tavrında olacağım muhtemelen ben de. Çünkü bulunduğu yer ve yapması gerekenlerle ilgili bir fikrim oluştu ve bu fikir hasbatur'unkiyle benzer. Bu sorulara cevap aramadan önce yapması gereken başka şeyler var arkadaşın. Bu nokta da bizi aşıyor. Bizim şu an için verebileceğimiz başka bir şey yok. Ama başta da dediğim gibi, bu konuma varmak için, arada geçilmesi gereken bir yol var. Yine de minimum bir emek vermek gerekiyor daha en başından kestirip atmak yerine. Hasbatur ile ayrıldığımız nokta burası.
Düşünme tarzınızda ya da felsefenizde bir sorun var demiyorum, karşı tarafın edindiği izlenim ve algı yanlış yerlere gidebilir diyorum. Söz konusu arkadaş için söylemiyorum, genel bir konu bu. Bugün gençler ailelerini, öğretmenlerini, okullarını, diplomalarını, bilgilerini önemsemiyor. Rol model aldıkları cahil ve görgüsüz fenomenleri, YouTuber'ları önemsiyor. Sözüm meclisten dışarı, gençlerin çoğu kolay yoldan, öğrenmeden çalışmadan didinmeden köşeyi dönmenin derdinde. Böyle bir devirde burası gibi bir yer paha biçilemez. Keşke her genç bu forumu keşfetse, buradan bir şeyler öğrenmeye çalışsa. Burası ekol olurdu, bir çatı olurdu. Diyeceksiniz ki "kardeş sen çok yanlış anlamışsın burayı", haklısınız, olabilir.
Biliyorsunuz ben aslında bir görüntü yönetmeni vs. değilim. Geçimimi sağlamak için, mecburen fotoğraf ve video çekiyorum. Normalde benim lisansım Uluslararası İlişkiler, yüksek lisansım sinema. O yükseği de senaryo üzerine yaptım. Kameranın K'sinden anlamadan mezun oldum. Burası çok yardımcı oldu bana, kimse de bana sert yapmadı. Eminim çok salakça şeyler sormuşumdur.
Ben birkaç sene önce yakın çevremden başlayarak özel ders vermeye başladım senaryo tekniği ve yazımı üzerine. İlk başlarda çok keyifliydi benim için, yakın çevrem kendi çevrelerine tavsiye etti vs. derken neredeyse yarım düzine öğrencim oldu. Bir süre sonra pek kimsenin bir şeyler öğrenmek istemediğini idrak ettim. Bana "sen şimdi bize yazdığımızı nasıl satarız, nasıl izlenme alırız onu anlat" talepleri gelmeye başladı. "Beni Enes Batur yapamayacaksan paramı iade et" cümlesini duydum ben. Uzun lafın kısası, ders verme maceram bitmek zorunda kaldı. Kimseyi dövmedim, kimseyi yakasından tutup savurmadım. Çok sinirlendim o ayrı.
Burası dediğin gibi bir yer. Ben de soru sorulmasın demiyorum. En saçma sorulara bile cevap vermeye çalışmışımdır.
Ve dediğim gibi, ilk etapta kestirip atılmaması lazım. Ama bunun da bir sınırı var. Şahsen senin sorularına seve seve cevap verdim, daha fazlasını da yapmaya çalıştım çünkü sorun basit bile olsa, saçma da olsa, cevap çabamın bir karşılığı olduğunu hissediyorum, görüyorum. Fakat bir noktadan sonra, bazı arkadaşlara vereceğim cevap, örneğin sana vereceğim cevaba enerjimin kalmamasına neden olabiliyor. O yüzden sana cevap veriyorum. Ama şu ana kadar bana ulaşıp da yardım isteyen birini cevapsız bırakmadım, bıraktıysam da gözden kaçmıştır. Fakat "beni enes batur yapmayacaksan paramı iade et" diyecek biriyle karşılaşmamak için de önceden önlem almak, sana bu kadar yeter demek de hakkım, hakkımız. Çünkü bu noktaya da böyle insanlarla karşılaşarak, üzülerek, sinirlenerek geliyorsun.
Selamlar öncelikle özür dileyerek başlamak istiyorum. Sorduğum sorunun saçma olduğunu ve hata yaptığımı anladım, acemiliğimin karşılığında güzel eleştiriler aldım. Benim için tüm eleştiriler güzeldi, sorumun cevabını kolay yerden aramak yanlıştı.
iyi günler.
Elbette soracaksın, ama mesele sorun soru sormayı ve cevap aramayı aşan bir yerde. Oku, araştır, soruların varsa yine sor. Ama senin de emeğini görelim. Sadece cevap bekleme, biz sadece az bir cevap verebiliriz, gerisini kendin öğreneceksin. Yönlendirilmeye ihtiyacın olduğunda biz buralardayız, çekinme.
Ömer, KEzzAP'ın EldenEle Sinema isimli çok güzel YouTube kanalı var. Çok da güzel anlatıyor çok sayıda meseleyi. Göz atmanı şiddetle tavsiye ederim.