(Glbtt sinema (gökkuşağı)
-Kısa film için öneri-
Merhaba arkadaşlar,
Uzun bir süredir üzerinde çalıştığım bir kısa film senaryom var. Daha sonra üzerinde geliştirilip uzun metraja döndürüle bilir belki ve bunu çok istiyorum.
Bir çok denemem var ve yazdıklarımı sürekli onaylatıyorum ve öylece elimde kalıyorlar ve artık bo alanda profesyonelleşmek istiyoırum. yazdığım bir çok hikaye ve öykülerden ödüller aldım ancak bu çok farklı bir deneme ve ilgi duyduğum bir sinema kuşağı.
Ferzan ÖZPETEK filmlerini bilirsiniz mutlaka o tarzda bir senaryo ve bu konuda sizlerden destek, görüş ve öneri bekliyorum. Hatta bu senaryoyla kısa film çekecek yarışmaya katılan ve senaryo arayan arkadaşlarla görüşmek istiyorum çünkü ben konuma çok güveniyorum. Bu konuda evet çok yeni ve acemiyim bunu belirtmek istiyorum ama inanılmaz istekliyim . Belki Gökkuşağı sinema kültürü sizin ilginizi çekmiyordur ancak yine incelerseniz ve biraz ilgilenirseniz sevinirim.
Kısaca size senaryomdan bahsetmek istiyorum.
VEDA
Çocuğunuz için neleri göze alabilirsiniz ???
--------------------------------------------------------------------
Veda; evine, eşine ve çocuğuna bağlı , annelik iç güdülerinin tüm büyüsüne dokusuna sahip. Çok iyi bir anne olduğunu, iyi bir ev kadını olduğunu düşünüyor. Çünkü annesinden öğrendiği ilk şeydi bu. Hep öğütler verirdi, hatırlıyordu küçükken annesine sürekli yardım eder yaşıtları dışarıda oyunlar oynarken, o bir evi çekip çevirebilecek, ev hanımlığının tüm meziyetlerini yerleştiriyordu kafasına. Onun için tüm dünya varsa yoksa evi oğlu. Her sabah mutlaka onlardan önce kalkar mükemmel bir kahvaltı hazırlar, oğlunu öperek uyandırır başını okşar, akşamdan odada kalan dağınıklığı söylene söylene toplar, tam kapıdan çıkarken duvarda asılı duran aile fotoğrafına bakıp gülümser eliyle bir tozunu yoklardı. Eşi tarafından aldatılan ama bu aldatılmaya huzuru bozulmaması için yıllarca göz yuman bir anne Veda.
Baba monotonlaşan evliliğinin sıkıcılığını dışarıda arayan bir adam. Tek yaptığı saat kaç olursa olsun o gece nerde kimle olursa olsun mutlaka sabah ailesinin yanında uyanan bir zampara. Eşini sevdiğine inanan ya da aslında ona bağlı kalmasına, eşinin bu sessizliğine ve bu zamana kadar göstermiş olduğu muhteşem ilgiye hayran. Kim ne derse desin Veda muhteşem bir ev hanımı. Bu zamana kadar hiç ütüsüz gömlek giymemiş, her zaman mükellef akşam softalarıyla karşılanmış, arkadaş ortamlarında, ya da herhangi bir etkinlikte her zaman o dik mağrur duruşuyla eşinin en büyük destekçisi olmuş, hayran olunası bir varlık aslında. Veda bu ev için yaratılmış adeta, onun ve oğlunun dünyasının kurtarıcısı belki de. Ancak sadece bu kadar, yıllardır süre gelen bu huzur aslında karı koca olmanın dışında farklı yerlere sürüklemiştir ikisini.
Bora, içine kapanık dünyasında kafasındaki sorulara çözüm arayan bir genç. Bu hisler bu farklılık, bu yalnızlık nedendi acaba ? Oysa onu çok seven bir annesi, her zaman yanında olduğuna inandığı babası, düzgün bir arkadaş çevresine sahipti. Hastalığının yanı sıra hayata tutunmaya çalışan sürekli iç dünyasını anlatan yazılar yazan ve belki de bir gün tüm bunları yayınlayıp iyi bir yazar olmak isteyen bir genç. Ergenliğin getirdiği gençlik rüzgârlarıyla savaşan içinde yaşattığı o farklı dünyada mutlu olmaya çalışan, kafasındaki ve hislerindeki bu değişikliğin nedenini araştırırken farklı yollara sapan ve içine girdiği yeni dünyanın ve rahatlığın özgürlüğün peşinde savrulurken aşkı yakalayan eşcinsel bir genç aslında. Korkuları, hayalleri, kabullenememişlikleri, bastıramadığı hisleri ve korkulu bakışları…
Bir gün onca yıldan sonra, en yakın arkadaşından aldığı bir mektupla dünyasını değiştirme kararı alır Veda. Bunca şeye göz yummasına karşı kabullenemez en yakın arkadaşıyla kocasının ilişkini ve hayatına yeni bir yön çizmeye karar verir, eşinden ayrılır ve geriye sığınıp sarılabileceği tek oğlu kalır ve bu saatten sonra tüm dünyasını oğluna ayırmaya karar verir. Nede olsa anneler için erkek çocuklar daha bir başkadır. Hayatındaki bu değişikliğin hatta ona göre bu büyük yıkımın (ailesinde boşanan tek kadındır) ardından eskiden küçük küçük yaptığı işine dört elle sarılır ve evinin bir odasını dikim atölyesine dönüştürmeye karar verir. İşinden arta kalan zamanlarda oğluyla zaman geçirmek, hastalığıyla mücadele etmek için çaba harcar. Tüm bunlar bir yana oğlunun doktoruyla olan bu tedavi mücadeleleri ve aralarında başlayan elektriklenmeler. ( aslında bu kıvılcımlar çok önceleri başlamıştır ama aldırmamıştır veda evlidir, her ne kadar kocasının kendisini aldatıyor olduğunu bilse de yapamaz, yakışmaz ona) İçindeki bu hislerle boğuşurken Veda oğlunu kaybedeceğini de öğrenir. Bu yıkımla yaşarken, gün geçtikçe oğlunun hayatına biraz daha girip yaklaştıkça fark eder ki bunca geçen zamanda iyi bir anne olduğunu düşünürken oğlunu hiç tanıyamadığını görür. Kuşkularını yenmek adına oğlunu takip eder ve kendi kapalı dünyası için çok ters olan durumla yüzleşmek zorunda kalır. ( Hayatında hiç yapmadığı şeyleri yapmaya başlar, odasını karıştırır, yazılarını okumaya başlar vs vs ) Oğlundaki bu hırçınlık, değişen giyim tarzı arkadaş çevresi vs vs. tüm bu arayışlar, bu soruların cevapları onu bir sonuca getirir,Veda'nın oğlu bir eşcinseldir. ( Defterin içinde bir satır, bu gece onu tekrar görmek, bu heyecan, içimde durduramadığım, susmasını söylediğim ama susturamadığım o ses. Yine yalan söyleyeceğim ve bu yalanlar ecelim olacak sanki. Sebebi sonumun. Sonu olmayan bir yol gibi adeta, adım attıkça biraz daha uçuyor gibiyim. Bu sokaktaki tüm yüzler gülüyor ve yaklaştıkça ona yerinden çıkıyor kalbim. Bir erkek bir erkeği sevebilir mi ? Severmiş anlıyorum ve yolunu gözlüyorum) Tüm dünyasının yıkıldığını her şeyini kaybettiğini düşündüğü sırada kaybetmeyeceğini bu defa buna izin vermeyeceğini söyleyerek başlar Oğlunun en yakın arkadaşıyla bağlantıya geçer ve onun hayatını tanımaya çalışır. Gördükleri, çevresindeki insanlar, ne yapacağını şaşırır hepsi bir yana öğrenir ki oğlu bir jigoloya âşıktır. Ve işte o sırada oğlu için ne yapacağını düşünmeye başlar. Anne olmak neydi, oğlu farklıydı ama onundu. Küçüktü daha hiç üzmemişti onu nasıl gözü gibi koruyup kollamıştı oysa her şeyden peki ya şimdi bu neydi. Niye koruyamıyordu ? Dünyayı yıksa değerdi böyle düşünüyordu ama yok edemiyordu gücü yoktu. Elinden akıp gidiyordu zaman ve alıp götürüyordu oğlunu. Her yazıda bir daha netleştiriyordu ve farkına varıyordu bu sevginin. Deli gibi dolaşırken çaresizce elinde oğlunun resmiyle bir gece ağlayarak gelen oğlunun göz yaşlarına daha fazla yanıtsız kalamıyordu ve oğlunun son günlerinde mutlu olması için kiralık sevgiliyi tutuyordu. Daha içindeki savaşı bir anda değişen ve alt üst olan dünyasını düzeltememişken ve bu olanlara anlam verememişken bu durumda ne yapacağını şaşırırken, belki de bir zamanlar tiksinç bir ifadeyle baktığı hayatların içinde buluyor ve inanılmaz bir pazarlığın içinde buluyordu kendini. Peki ya oğlunun doktoruyla aralarında geçenler, o bir anne bu hisler ona yakışmaz, yanlış ama söz geçiremediği hisleri kapıyı kırmaya çalışıyorlardı işte. Üstelik doktor bu zor günlerinde en yakın destekçisiydi.
Veda oğlunun mutlu olmasını ve onu terk etmesini istemeyen bir anne. Çocuklarınız için nelere katlanır neler yapabilirsiniz? Veda her şeyi yapmaya hazır, bunca zaman tanımadığı oğlu için bir özürdür belki de bu yaptıkları.
Bora göklerde, aşk kapısını çalmıştır. Ne hastalığı umurundadır nede dünya. İyileşiyordur hatta. Onca geçen zaman, bir anda bir gün sokakta tanıştığı bir dansçının hayatına kattığı ve kendi dünyasını keşfetmesini sağlayan bu arkadaş. Barlar, gece Kulüpleri, bir gecede yaşanan aşklar. Üniversite, okul, sınavlar, sex.... Karanlık dünyanın içinde gözlerini kamaştıran o ışık, orada, nasılda güzel bakıyordu etrafa, işte o aşık olduğu adam. Günlerce sessiz sedasız onu izleyişleri, girdiği bu yeni dünyada muhteşem yüz hatlarıyla ne kadar ilgi görse de içinde yaşattığı o hayale uyan o esrarengiz adam. Günler geçer tanışırlar şimdi onundur, hayalleri gerçek olmuştur, kanatlanmıştır Bora. Birlikte geçirilen güzel günler, sinemalar, kaçak görüşmeler vs vs…
Bu hayatın pisliğine batmış bulaşmış bir adam. Para karşılığı tenini satan her gece başka bedenlerle uyanan biri. Bora onun hayatının en iyi kazancı. Hiç değilse iyi bir gelir aslında, saf başını ağrıtmıyor nede olsa ama geçen zaman ve her pisliğin ardından gelen temizlik. Niye bu oluyor niye eskisi gibi başkasıyla yatamıyor. Niye niye...
Her şey güzel giderken yaklaşan bir son, hastane odaları tedavinin son noktaları ve cevap vermeyen ilaçlar, Gözü yaşlı iki kişi, annesi ve o sevdiği adam. Keşke duymasaydı o konuşmaları, keşke hep bildiği gibi kalsaydı dünya. Bora gözlerini kapayıp gitseydi bilmeseydi gerçekleri. Bilmeseydi, duymasaydı annesiyle sevdiği erkeğin konuşmalarını,
Bir hastane odası annesinin sevdiği adamı kiraladığını bilerek gözlerini kapayan Bora. Elleri birbirine kilitli Veda ve doktor. Kapıda ilk kez tenini başkasına satmaktan vazgeçen o aşk...
-------------------------------------------------------------------
Bu raya kadar sabır gösterip okuduğunuz için çok tşk ederim. belki size uzun gelmiş olabilir bu aradaki geçiller vs ler nasıl olacak diye düşüne bilirsiniz ama bağlantıya geçtiğimizde bunu halledebiliriz sonuçta bu konuda bazı fikirlerim var. Belki burda okuduğunuzda anlamsız da gelmiş olabilir size ama yinede bir ışık görürseniz ve bu tarz bir seneryoyla kısa film çekmek isterseniz ben beraber bir şeyler yapmak ve yarışmaya katılmak çok isterim.
Yazıcı meleklerimizden daha çok yazar olduk hayatımızı orda burda, belki de bu yüzden kendi kıyametimi koparasım var aslında.
Gerçekten güzel senaryo olur...Hatta 2 tane film bile çıkartılabilir.. Birden çok düğüm noktası olabilcek gelişmler var..Gayet güzel..Kanser konusu biraz fazla işlensede..Eşcinsel ve Kanser şuana kadar işlenmisse bile az işlenmiştir herhalde..Final sahnesi biraz tanıdık bir sahne..çoğu filmde final olrak kullanılmıyor..Öğrendikden sonra intikam alıyor filan..Ama bu hikayeye böyle bir son yakışmış.Çok yakışmış.
Ama ben şahsen böyle ağır olayları izlemeyi sevmiyorum..Ne kadar güzel olsada ''vay be harikaydı '' demeyi bilirim ama izleyemem sarmıyor.
son olrak eline sağlık güzel iş çıkacağına eminim.
Birazdan arkama döndüğümde orda olmayacağını biliyorum..Ama bilmeni istediğim bir şey var..Ben her döndüğümde orda olmanı diliyorum.. -emre
emre_gss çok teşekkür ederim görüşlerin için. Fikir belirtmen bile çok harikaydı. Desteğin için saol umarım güzel bir şeyler olur bu dediğim gibi çok yeniyim bu konuda ve kendimi geliştirmek istiyorum o yüzden burdaki arkadaşlardan da bu konuda yardım istiyorum. Şu anki paylaştığım şey eşcinsel bir karakterin hayatını anlatıyor gibi dursada aslında annenin yaşamını ön plana çıkarmayı hedefliyorum. Veda hem bu dramın sonu için hemde annenin adı için iyi bir seçim ve bağlantıydı benim için.
Yazıcı meleklerimizden daha çok yazar olduk hayatımızı orda burda, belki de bu yüzden kendi kıyametimi koparasım var aslında.
Tabuları yıkmışssın bravo..
Ama hiçbir nedeni kabul edemez izleyici bu durumda.
Hadi sert komser kadir inanırı kızının son günelrinde değişen karekterini kabul ettik Kız kanserdi.
bu film hollandada olsa belki ama..
Bizler için negatif bir durum.Açık kalp ameliyatı izler gibi bir durum tv de.
ince bir ayrıntı. Bu Kısa filmde Boşanma olmaz bence 🙂 (yada onu çıkarınca bütünlük bozulmuyor yani gereksiz. olsada olur olmasada )
konuyu başka şekil bağla geçişi başka bir şekil yap.
Refleks olarak , olumsuz yorum duyunca ısrarla konunun sağlamlığına inanacaksın ama..az değişiklik şart bence..
'Kaderin sadece seçtiğin yolun üzerindedir..Ondan kaçmaya çalışsanda,Genede gider o Yolu seçersin !!!
Peki madem kadın çocuğu için herşeye katlanıyor !! Niçin çocuğunun son günlerinde Babadan ayrılıyor ...göz yumması gerekmezmi sence ? YALANCI SAADET İÇİN..
..............................
Veda bir gün onca yıldan sonra, en yakın arkadaşından aldığı bir mektupla dünyasını değiştirme kararı alır. Bunca şeye göz yummasına karşın kabullenemez en yakın arkadaşıyla kocasının ilişkini ve hayatına yeni bir yön çizmeye karar verir, eşinden ayrılır ve geriye sığınıp sarılabileceği tek oğlu kalır ve bu saatten sonra tüm dünyasını oğluna ayırmaya karar verir. Onunla zaman geçirmek için çaba harcar, hastalığıyla mücadele etmek için çabalar.........
...................................................
'Kaderin sadece seçtiğin yolun üzerindedir..Ondan kaçmaya çalışsanda,Genede gider o Yolu seçersin !!!
Öncelikle bu senaryodan iyi bir kısa film olmaz diyerekten başlamak istiyorum. Sebebine gelince içinde o kadar çok çatışma var ki bu senaryoyu katlayıp koysan yine kısa film bavuluna sığmaz bence. Ve uzun bir zaman var...
Uzun film olarak bakarsak, eleştirmek istiyorum.
Öncelikle tabuları yıkmak yada yıkmaya çalışmak cesaret ister, fakat ,ama ,lakin bu tarz konuları ele alırken "empati" mefhumunu da göz önünde bulundurmak lazım. Ne kadar seyirci anneyle empati kurabilecek yada kurmak isteyecektir. (Baş karakterin anne olduğunu düşünerek söylüyorum)
Çocuk erkek değilde kız olsaydı ve lezbiyen olsaydı, biraz daha törpülenmiş olurdu. (gibi geliyor bana, tam tersi de olabilir.)
Hikayenin derinlerine inecek olursak
Mesala Kanser olması çok klasik değil mi ve de çok genel değil mi (Kan kanseri, Kemik kanseri v.s v.s)
Daha detaylı bir hastalık verilip , birazda hastalık üzerine gidilse iyi olur derim ben.
Hikayenin bir yerinde "Bora, mutlu ve farklı bir çocukluk geçirmiş" Mutlu kısmına ok. Farklı bir çocukluk derken? (Anneannesi mi büyütmüş, Evlatlık mı alınmış v.s v.s)
Eşcinselliği nasıl başladı? yada o duygularını nasıl ortaya çıkardı. (mesela dört kız kardeşin içinde büyüyen tek çocuktu yada, küçükken tacize uğramıştı v.s v.s)
Veda yılmadan çalışıyor demişssin. Ve da ne iş yapıyor? Hatta kocasından ayrılmadan önce de çalışıyormuyudu? yada kocasından sonra mı çalışmaya başladı?
Bir doktor ,Veda'ya aşık olacaksa onun bir özelliğ olmalı doktoru kendine aşık edecek. (Çocuğu için gösterdiği mücadelesi olmasın sakın 🙂 )
Gibi noktalar gözüme takıldı.
Yorumlardan bu kadar çok noktanın çıkarılması senin öykünün okunmayacak kadar kötü olmadığını aksine eleştirenler tarafından bile bir merak veya bir ilgi topladığını gösterir. Ben beğendim açıkcası ancak biraz duru bir anlatıma ve belki biraz kara mizahi bir anlatıma sahip olmalıdır diye düşünüyor, c.r.a.z.y adlı filmi nasıl olmalı açısından öneriyorum. Ne demek istediğimi o filmde görebilirsin. Tabi nasıl anlatacağın sana kalmış ancak bir dram yapmanın zorluğunu bir kenara bırak, Türkiye gibi bir ülkede eşçinsel bir insanın dramını yapmak sedatix'in dediği gibi pek pozitif bir etki yaratmaz bencede. Yani baya uğraş vermek gerekir kanımca ki seven (sinemayı) ne yapmaz =)
Kısaca ben beğendim, okurken kafamda canlandırabildim.
Arkadaşlar gerçeklten eleştirileriniz için çok teşekkür ederim, görüşler içinde ancak yukarıdada belirttiğim gibi sadece kısa net kısımları ön plana çıkarmak istedim burda o yüzden geçişler bu kadar açık belli ortada. Benim istediğim zaten bunu uzun metraj görmek ve bunun için elimdeki metni bu tarz filmlerde başarı yakalamış yönetmenlere ulaştırmaya çalışıyorum. Ancak bu o kadar kolay değil ve bir yerden başlamak istiyorum. ve bu konuda elimden gelen sadece denemeler yazmak ve bu alanda uzmanlaşmak istiyorum okadar. Yani aslında hikaye burda okuduğunuzda kopuk yada size göre çok ucu açık görünsede ana metinde tüm bunlar kapatılmış durumda. Evet tabuları yıkmayı her zaman severim ve ucları görmek hep mutlu eder beni. Türkiye ' kaldırır mıu olayına gelince bu ülke ne bebek tecavüzlerini, ne olayları yuttu görmezden geldi . O yüzden bir eşcinsel karakter bu kadar batıyorsa bence herkes aynaya bakmalı diye düşünürüm her zaman. Çok çok tşkler tekrar okuma gereği bile duyduğunuz ve görüş belirttiğiniz için.
Yazıcı meleklerimizden daha çok yazar olduk hayatımızı orda burda, belki de bu yüzden kendi kıyametimi koparasım var aslında.