Merhaba arkadaşlar ! Burada yazılı olanlar sadece senaryomun başları. Burada yazılı olanları başka bir yerde kullanacağımdan lütfen alıntı yapmayınız veya başka bir yerde kullanmayınız !
İsim konusunda daha karar veremedim. Ama ismi "KIYAMET: MARMARA" veya "MARMARA 2020" olabilir. İsim önerilerinizi de bekliyorum. Yorumlarınızı almak amacıyla koydum. İyi kötü her türlü yorumlarınızı bekliyorum. 🙂
Bir sığınakta başlar. Karşımıza başrol çıkar. Elinde dosyalarla yürümektedir. Biraz yürüdükten sonra bir odaya girer. Ve elindeki dosyaları içeride ki masada oturan adama verir ve dışarı çıkar. Kapı kapanır kapanmaz ekran kararır ve “5 YIL SONRA..” yazar.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Karavanla gezi yapmak isteyen bir aile. Karavanı almışlardır ve evin önünde durmaktadır. Baba işte, çocuklar okulda ve anne evdedir. O günlerde gündemde “BÜYÜK MARMARA DEPREMİ” vardır. Başrolümüz bir bilim adamı. Ve yaptığı deneylere dayanarak depremin kısa bir süre içinde olacağını söylemektedir. Ama tabii ki kimseyi buna inandıramaz. Çünkü diğer bilim adamları depremin 2 yıldan önce olmasının imkansız olduğunu söylemektedirler.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İstanbul’da son derece gizli bir “NÜKLEER DENEY MERKEZİ” vardır. Burada yabancı bilim adamları da vardır. Deprem riski olduğu için buradaki kimyasalların New York’a götürülmesi planlanmaktadır.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adam bir kafede bir şeyler içerken televizyondaki haberleri izlemektedir. Haberlerde sürekli büyük Marmara depremi konuşulmaktadır. Bu sırada küçük bir sarsıntı olur. Adam elindeki bardağı fırlatır ve hızla kafeden çıkıp arabasına biner. Okula doğru giderken karısını arar ve lazım olabilecek her şeyi hazırlamasını ve karavana koymasını söyler. Okula gidip çocuklarını aldıktan sonra hızlıca eve gider. Çocukları ve karısı şaşkındır ne olduğundan haberleri bile yoktur.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Nükleer Deney Merkezi’nde her şey tamamlanmıştır. Tüm kimyasallar kamyona koyulmuştur. Ve yola çıkmıştır. Havaalanına 11 km vardır. Hızlı bir şekilde havaalanına gitmesi gerekmektedir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aile ise karavanlarına binmiş ve şehir dışına doğru gitmektedirler. Bu sırada 7.3 büyüklüğüne sarsıntılar olmaktadır. Hava neredeyse 45 derecedir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kimyasalları taşıyan kamyon kaza yapar. Ve bir bilim adamı hala yaşıyordur. Kimyasalların olduğu çantayı alır ve koşmaya başlar. Amacı havaalanına ulaşmaktır. Bir araba sesi duyar ve sese doğru gider. Gelen bir karavandır. Yolun ortasında durur. Karavanı süren adam bu adamı görmez ve çarpar. Çantadaki cam tüplerde bulunan kimyasallar kırılır ve hepsi karışır. Hepsi karıştığından dolayı ortaya bir virüs çıkar. Kimsenin bundan haberi bile olmaz. Hava çok sıcak olduğu için bu kimyasallar kısa süre içinde buharlaşmıştı. Artık virüs her yere dağılabilir...
okudum hoşuma gitti. Severim bilim kurgu hikayeleri.
Çok teşekkür ederim. İstek olursa senaryonun devamını da ekleyebilirim
başarılar
FERHAT...
Karavan olmasını ilgi çekici buldum. Bunlar Türkiye'de yaygın değil. 19 senedir Ankara'da yaşıyorum, şimdiye kadar sadece bir tane gördüm. Alacam bunlardan bir tane.
Bana sanki biraz 2012 filmini hatırlattı.
Ben sana sinema yapma demiyorum. Yap ama hobi olarak yap!!
Artık klişe senaryolardan sıkılmıştık bu farklı bir şeye benziyor çekilrse hoş olur nedendir bilmem karavanlara karşı ilgim var (: biraz uçtum ama aklıma şöyle bir şey geldi bilim adamı kimyasalları taşırken yolda karavana rastlasın ve onu havaalanına götürmesini istesin aileden, tehlikeleri falan anlatsın ve tüm bu depremler eşliğinde havalanına varmaya çalışsınlar neyse ben kaçar 🙁
Ha bu arada tam metni okumak isterim 🙂
İyi işlenirse güzel film çıkar ortaya.
Bir sürü mantıksızlık var. Birkaçını yazayım:
1) Nükleer Deney merkezini depremden etkilenecek şekilde mi yapmışlar? Eğer öyleyse İstanbul'un deprem bölgesi olduğunu bilmiyorlar mı, niye öyle yapmışlar?
2) Daha geçen gün belgeselde izledim. Öyle kimyasallar arabada korunmasız falan taşınmaz. Hele bir çanta içinde falan filan.
Adamlar uçak düşmesine tren çarpışmasına dayanıklı şekillerde nakilyat işlemini gerçekleştiriyorlar.
Öncelikle herkese teşekkür ederim. Karavanları çok severim o yüzden ekledim. 2012 filmi tabi ki beni etkiledi "Ben Efsaneyim" filminden de biraz etkilendim.
(ulasköseoglu ) fikirlerini değerlendiricem. Tam metini daha yazmadım ama yazdığım kadarını özel mesaj olarak gönderiyim 🙂
(kezzap) Tabi ki etkilenmeyecek şekilde yapılmış ama burda 12 şiddetinde bir deprem olucak buna dayanması imkansız. Kimyasallar ise zaten korumalı bir şekilde taşınıyor. Kaza yaptıktan sonra bilim adamı çantaya koyuyor. 🙂
Öyle kimyasalların taşındığı o depoları makinesiz açması imkansız. İnsan boyutuna yakın vidalarla kapatıyorlar. Ancak taşındıktan sonra gerekli tesislerde açılabilir. Biraz daha araştır bu konuyu.
Yanlış anlama hikayende tutarsızlık/hata varsa düzelt diye söylüyorum.
12 şiddetindeki deprem de iyiymiş:
Şiddet 12: Tüm yapılar yıkılır. Deprem bölgesindeki yeryüzü biçimi değişir. Cisimler havaya fırlar. Yeryüzünde deprem dalgalarının ilerleyişi görülür. Ufuk ve yataylık kavramı yok olur.
Kaynak: afet.gen.tr
Araştırırım. O deprem olayını araştırdım en büyüğü 12. Büyük Marmara Depremi diyorlar ya biraz büyük olsun istedim