Forum

Üç Mektup

5 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
1,708 Görüntüleme
(@bluepaw)
Gönderi: 34
Başlığı açan
 

--

 
Gönderildi : 09/08/2010 7:39 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Önden bir sinopsis yazsaydın daha kolay anlaşılırdı. Kafka'nın "Babaya Mektup" adlı kitabından etkilendiğin belli. J.L.Borges'in "Yolları Çatallanan Bahçe" isimli öyküsü de ilham kaynakların arasında olabilir. İlk okuyuşta anlaşılması zor ama sıradışı duruyor. Ucu açık bir senaryo olmadığı için açıklamalı bir sinopsis yazmalısın.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 09/08/2010 7:44 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Başlığı açtığın "senaryo ve hikaye" safasındaki sabit başlığı okuyuo mesajını tekrar düzenlersen herkes için iyi olur.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 09/08/2010 7:49 pm
(@bluepaw)
Gönderi: 34
Başlığı açan
 

Önden bir sinopsis yazsaydın daha kolay anlaşılırdı. Kafka'nın "Babaya Mektup" adlı kitabından etkilendiğin belli. J.L.Borges'in "Yolları Çatallanan Bahçe" isimli öyküsü de ilham kaynakların arasında olabilir. İlk okuyuşta anlaşılması zor ama sıradışı duruyor. Ucu açık bir senaryo olmadığı için açıklamalı bir sinopsis yazmalısın.

merhaba iki eseri de okumadım. ne gibi benzerlikler var acaba.

Görkem, en kısa zamanda düzenlemeyi yapmaya çalışacağım.

 
Gönderildi : 09/08/2010 7:56 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Yazarın yakınlarda yeniden yayımlanan "Babaya Mektup" bir sorunu barındırır içinde. Görünürde tipik bir mektuptan oluşmuştur kitap. Franz Kafka, 1919’da, hastalığı sebebiyle dinlenmek için gittiği Schelesen’de, Julie Wohryzek adında bir kızla tanışıp nişanlanır, aynı yıl "Babaya Mektup"u kaleme alır. Nişana karşı çıkan babası Hermann Kafka’ya yanıtıdır bu mektup.

Baba-oğul hesaplaşması

Kafka’nın yayımlamak amacıyla değil babasına göndermek için tasarladığı, babasıyla ilgili duygu ve düşüncelerini içeren, bir çeşit baba-oğul hesaplaşması temelinde yazdığı bu mektup bittikten sonra muhatabına ulaştırılmaz. Mektubu yazdıktan sonra babasına gönderip göndermeme konusunda Kafka’nın derin bir tereddüt içinde olduğunu biliyoruz yalnızca. Roger Hermes’in araştırmasına göre Kafka, mektubu yazdıktan sonra (sadece yayımlayacağı yapıtları için yaptığı bir yöntemle) metni daktiloya geçer ve kimi küçük değişiklikler yapar. Böylece de, Kafka’nın bu yüksek üsluplu mektubu babasına yollamaktan vazgeçip, edebi bir metin olarak yayımlamayı düşündüğü sonucu çıkarılır.

********************************

YOLLARI ÇATALLANAN BAHÇE
Jorge Luis Borges

Lindell Hart’ın Birinci Dünya Savaşı Tarihi’nin 22.sayfasında, 24 Temmuz 1916 günü on üç İngiliz tümeni tarafından -1400 topçu desteğinde- Sere Montauban hattına karşı girişilmesi gereken saldırının 29’u sabahına ertelendiğini okuyacaksınız. “Hiç kuşu yok ki, bu önemsiz gecikmeye sağanak halinde yağan yağmurlar neden olmuştur”, diyor yüzbaşı Liddell Hart.

Tsingtao’daki Hochschule’nin eski İngilizce profesörlerinden Dr. Yu Tsun tarafından yazdırılmış, gözden geçirilmiş ve imzalanmış aşağıdaki sayfalar, olaya hiç beklenmedik bir açıklık kazandırmaktadır.Belgenin ilk sayfası kayıptır.

“…ve ahizeyi yerine koydum. Hemen ardından telefonda almanca karşılık veren sesi tanıdım. Yüzbaşı Richard Madden’in sesiydi be. Madden’nin Victor Runeberg’in apartman katında olması dertlerimin ve aynı zamanda –ama daha az önemli geliyordu ya da öyle gelmeliydi- onunla benim yaşamımızın da sonu demekti. Runeberg ya tutuklanmış ya da öldürülmüş olmalıydı. O gün güneş batmadan ben de aynı kaderi paylaşacaktım. Madden, son derece acımasızdı. Ya da belki öyle olmak zorundaydı. İngiltere’nin hizmetinde bir İrlandalı’nın, gevşeklik ve hatta ihanetle suçlanan bir adam olarak böyle mucizevi fırsata dört elle sarılıp, duacı olması doğal değil miydi? Alman Reich’in iki casusunun ortaya çıkarılması, tutuklanması, ve hatta beklide öldürülmeleri….Odama çıktım; nedendir bilmem, kapıyı kilitledim ve kendimi dar demir karyolama attım. Pencereden tanıdık damları ve bulutların gölgelediği saat altı güneşini gördüm. Bu her türlü belirti ve simgeden yoksun günün, aman vermez ölümün yakama yapışacağı gün olması bana inanılmaz bir şey gibi geliyordu. Ölmüş babama, Hai Feng’in simetrik bahçesinde geçen çocukluğuma karşın –şimdi?- ölüp gidecek miydim? Sonra, insanoğlunun başına gelen her şeyin, tam ama tastamam şimdi de geçtiğini hatırladım.....
http://dipnotkitap.net/OYKU_ve_NOVELLA/YollariCatallananBahce_hikaye.htm " onclick="window.open(this.href);return false;

*********************************

Bunları okuyup etkilendiğin izlenimi uyanmıştı bende. Ama bu önemli değil. Bu şekilde göndermeleri ben de yapıyorum. Dediğim gibi senaryon ilginç ama anlaşılır olması gerekiyor. Düzenleme yaparken açıklayıcı bir sinopsisi başa koyman çok iyi olur.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 16/03/2011 6:50 am
Paylaş: