Forum

Türkiyede fantastik dizi senaryosu yazmak?

9 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
2,867 Görüntüleme
(@standup-6)
Gönderi: 56
Başlığı açan
 

Benim aklımda günün sürekli tekrarlandığı, kahramanın hep aynı günü yaşayıp her bölümde farklı bir şey yaptığı bir dizi senaryosu var...birinci sorum bunu türkiyeye uydurmak için nelere dikkat etmeliyim.ikincisi ise, türkiyede yapımcıların kabul etmesi mümkün mü? not=ameriikada true calling adlı bir dizi var.

 
Gönderildi : 02/07/2016 12:05 pm
(@aykut8990)
Gönderi: 0
 

1. Evvela bir bölümü en az 90 dakika/sayfa olacak şekilde yazman gerek. Bu da hikayeyi olumsuz yönde etkileyecektir.

2. Elbette temkinli yaklaşırlar ama denemek isteyen de çıkabilir belki. Sadece yapımcının değil kanalında ikna olması gerek...

 
Gönderildi : 02/07/2016 11:18 pm
(@standup-6)
Gönderi: 56
Başlığı açan
 

1. Evvela bir bölümü en az 90 dakika/sayfa olacak şekilde yazman gerek. Bu da hikayeyi olumsuz yönde etkileyecektir.

2. Elbette temkinli yaklaşırlar ama denemek isteyen de çıkabilir belki. Sadece yapımcının değil kanalında ikna olması gerek...
aykut bey, tutarsa değişik bir oluşum olur mu?

 
Gönderildi : 03/07/2016 1:01 pm
(@aykut8990)
Gönderi: 0
 

Değişik bir oluşum derken neyi kastettiğinizi anlayamadım.

 
Gönderildi : 03/07/2016 5:26 pm
(@standup-6)
Gönderi: 56
Başlığı açan
 

yani, halkın zevki değişir mi bir akım başlatır mıyım?

 
Gönderildi : 03/07/2016 9:52 pm
(@aykut8990)
Gönderi: 0
 

Zaten bizim televizyonlar genelde taklit işler üzerinden yürürler... Biz dizi tuttuğu zaman, peşin sıra ona benzeyen bir sürü dizi görürsün... Eğer çekilir ve tutarsa, başka fantastik dizilerin çekilmesi de muhtemel ama bu bir akım oluşturur mu, oluşturursa ne kadar sürer bilinmez.

Ne var ki oraya varana kadar geçilmesi gereken bir sürü aşama var. Önce senaryo yazılacak, sonra okuyacak bir yapımcı bulunacak, sonra okuyacak, beğenecek, kanal da onaylayacak falan... Ayrıca bir sezon ülkemizde 40 bölüm civarı. 2 sezonda 80 bölüm olacak şekilde sürdürebilmen gerekiyor hikayeyi, bozmadan, cıvıtmadan, kabak tadı verdirtmeden... Bunu da göze alman gerek.

 
Gönderildi : 04/07/2016 4:00 pm
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

Soru "ben değişik bir dondurma çeşidi yapmak istiyorum. Tutarsa satar mı?" gibi olmuş. Evet tutarsa satar ama neyin tutup neyin tutmayacağının o kadar çok faktörü var ki bunları bilsek hepimiz köşeyi döneriz. Burada sizin sormanız gereken soru "ben gerçekten özgün ve insanların beğenebileceği bir şeyi yapabilecek durumda mıyım?" olmalı. Bunun cevabını biz veremeyiz buradan. Yapın, hep beraber görelim.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 04/07/2016 4:31 pm
(@standup-6)
Gönderi: 56
Başlığı açan
 

sevgili fulgura, böyle farklı bir senaryoda kurgu yaparken neleri göz önüne almalıyız?

 
Gönderildi : 09/07/2016 11:29 pm
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

Kurgu derken olay kurgusu mu yoksa montaj anlamnda mı? Oly kurgusu herhalde diyorum. Bence "değişik" bir şeyler yapmak istiyorsanız kurgusal anlamda değişik davranan filmleri inceleyin derim. Fantastik anlamda aşağıdaki filmleri biliyor ve anlamış olmak gerek bence:

http://www.imdb.com/list/ls055521501/

Ama bunlar bile artık klasikleşmiş filmler. O nedenle hem sıradışı olay örgüsü kurmak hem de bunu aslında muhafazakar bir zevke sahip Türk izleyicisinin seveceği türden yapmak lazım. Bence sizin sorunuzun en zor yanı bu. Türk seyircisinin zevki tam olarak nedir? Bu soruyu doğru cevaplamak lazım. Ben Türk seyircisinin bu konularda tutucu olduğu görüşündeyim. Yani toplumun temel zevki devrimci değil, bizde ilerici olduğunu söyleyen kişiler bile son derece gelenekçi ve toplumsal ahlakçı davranıyorlar. Türk seyircisine bir şey beğendirmek ve satmak istiyorsan Eşkıya formülünü kullanın. O film nasıl binlerce yıllık masal formatını kullanarak insanları defalarca salonlara çektiyse, siz de onu yapın. Bakın popüler dizilere (Leyla ile Mecnun, Behzat Ç. vb) hep geleneksel temalar üzerinden giderler. O nedenle batılı anlamda devrimci ve çarpıcı şeylerin burada tutmayacağı ama Behzat'ta olduğu gibi duygusal anlamda fantastik öğelerin tutacağını düşünün. Zaman yolculuğu yapın gerekirse ama zamanın doğasını sorgulatmayın, aşk üzerine kurun (bkz. Somewhere in Time gibi olsun, Primer ya da Cronocrimenes gibi değil) nostalji üzerine kurun. Bu toplum sanayi devrimini yaşamadı ve reddediyor; o nedenle toplum düzenini sorgulamayın. İnsanlara arada bir kötü şeyler yapsalar da aslında iyi olduklarını söyleyin. Yani devrimci gibi takılırken aslında popülist olun, tribünlere oynayın. Bizim halkımız zaten gerçeği görmek istemiyor ama kendi hayal ve kurutularını gerçekmiş gibi sunmanızı istiyor. Ona göre kurun öykülerinizi.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 10/07/2016 12:18 am
Paylaş: