merhabalar,ben radyo ve tv bölümünde okuyorum.bir senaryom var,sinopsis ve tretman halinde.şimdi bunu gerek kodaman gerek gariban birçok yapım şirketine gönderdim.fakat okumuyorlar,zaten okusalar bile çalınma ihtimali yüksek çünkü ben bu şekilde senarist olan birini duymadım. illaki filmi yapmazlar ama sahneleri karakterleri kullanırlar.bir kurgucu okudu senaryomu beğendi fakat o festival filmi çekecekti bizi aşar bu dedi. şimdi de bir yönetmenle görüştüm oda kendi imkanlarıyla bir filme başlamış ama imanı gevremiş. O da beğendi 300.000 TL'ye çekilir dedi.şimdi hem anlatmama fırsat verecek hemde okuyacak birini arıyorum varmı yönlendirebileceğiniz yapımcı yada yönetmenler.gittiğimde muhatap olacak birini bulayım yardımıcısı asistanıylada olsa görüşeyim, bana mail atın demesinler. tür suç,geilim,aksiyon. isteyene bahsedebilirim hikaye hakkında.saygılar.
kısaca : bir kalpazanın yıllardır görüşmediği oğlunun onuve kendisini kurtarmak için verdiği mücadele.
filmimin yapısal yönden artıları
—Tema, konu, olay örgüsü ve karakterler özgün.
—Karakterler kendi içinde kararlı ve derin. Filmin ikincisi de rahatlıkla yazılabilir.
—Kahramanın çok büyük iç ve dış çatışmalara sahip, çatışmalar filmin sonunda kahramanda olması gereken değişimi geçirtiyor.
—Yan karakterler dolu dolu işlenmeye çalışıldı, hepsinin hayata farklı bakış açıları var
'Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz' F.S.M.
not:herkesin yazdığı kendince iyi senaryodur falan gibi şeyler yazmayın lütfen arkadaşlar. onları geride bıraktım. o piyasadaki senaryo kitaplarının hemen hepsini okumuş okurken cümlenin sonunu getiren biriyim ben.iyi bildiğim tek şeyde de mütevazı olamayacağım,perseviration'ı yaşamayan bilmez. yada maddi durumu olan biriyseniz irtabata geçelim,bu senaryo içinmi buluştuk konuştuk demezsiniz. sizce işi bilen piyasadan birininde yanında oturur senaryomu inceleriz ben size anlatırım. filmi çekip yayın haklarını satarak sinemaya çıkarırız. reklam işi kolay. Nefez ve Babam ve oğlum filmleri nispeten no-name oyuncularla çekilmiş ve sonradan kulatan kulağa yayılarak(ing. terimide vardı bunun) reklam yaparak gişe kazanmış filmlerdir. kendimiz çekmeye kalkarsak kabaca yol haritası bu diğerlerininde yaptığı yani.
iddaa ettiğim en önemli şey hiçbir karakterimi olalar örgüsünü yada genel olarak filmimi,efendim şu filmiden esinlenmiş=çalmış diyen olmadı diyemez zaten.kendine özgü özellikle Yıldıray işin içine girdikten sonra full aksiyon,kovalamaca,alicengiz oyunları birazda komedi. öyle bir sahnem varki sonlara doğru hızlı ve öfkelide bile yok. yani yok derken o seriye yakışacak kalitede bir polisten kurtılma sahnesi.
'Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz' F.S.M.
bana kalırsa uzun metraja soyunmadan önce kısa film senaryoları yazmalısın. yapımcılar da haklı biraz bence. ellerine kim bilir ne kadar senaryo geçiyor. ayrıca film çekmek için az da olsa 300 bin ciddi bir para ve yapımcı ortaya koyduğu parayı fazlasıyla kazanmak ister. kendini bi şekilde kanıtlamalısın yapımcıya. ama zaten artık öyle yapımcıların kapısında kul köle olma devri kapandı hemen hemen. akıl vermek gibi olmasın ama bence bu filmi bir süre rafa kaldır ve kısa filmlere yönel. zaten iyi bir senaristsen kısa hikayeler de yazarsın ki onları çekmek daha kolay olur. bi kaç iyi kısa filmin olduktan sonra yapımcılar daha da ciddiye alır. çağan ırmak'ın bir röportajında duymuştum bunu da zaten. sadece senaryoyla gitmektense kolunun altında iyi bir filmle gitmek daha iyi tarzı bişey söylüyordu. sonuçta yapımcı neler yapabileceğini görüyor o kısa filmlerde. ayrıca öğrenciymişsin daha. zamanın bol illa ki çekersin filmini. zaten bugünkü şartlarla bağımsız sinemanın önü fazlasıyla açık.
en kötü kısa film üzerinden gideceğim zaten tute fakat şimdi çakalmı yok biri okurda bazı sahneleri karakterleri alır kendi filminde kullanır. onlar herzaman bizi ekarte etmeye bakar. sonra at çöpe gitsin benim projeyi. o herifi vursamda ne yazar artık emek gitti,farklı iş yapacak bir film yazmak kolaymı.
'Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz' F.S.M.
Eğer senaryonu noter onayı ile tasdikletirsen öyle şey olmaz.
*our AC-130 in the air
Ne kadar iyi bir senarist olursan ol ve ne kadar iyi bir senaryon olursa olsun Türkiye gibi korsan satışının orjinalden bilmem kaç katı, sektörün ise oldukça ama oldukça acımasız olduğu bir ülkede senaryolar göndererek böyle bir kapıyı açamazsın bana kalırsa.
Ama umarım şansın döner.
az önce yapım şiketleri ile telefonda görüştüm. hepsine mail atalı aylar olmuş. dedim gelsem kısa sürede olsa yüzyüze görüşebilirmiyiz,senaryomu biri yönetmen iki kişiye okuttum ikiside beğendi. yok biz dışarıdan senaryo kabul etmiyoruz demesinmi-ulan mail atın postayla gönderin diyen benmiydim dümbük. sonra diğeri diyor yönetmen çok yoğun okursa size döner.yavaş dönsün... bu yapım şiketlerininde biri hariç diğerlerinin yaptıkları filmler 200-300 bin gişeyi geçmemiş ha. Demem o ki herifler yüzümüze tükürmüyorlar bile.
'Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz' F.S.M.
beyler bu forumunda üyelerinden olan Selçuk aydemir(aydemirse) Çalgı Çengi'yi 30 bin TL ye kendi imkanları ile çekmiş. filmde ışık bile kullanmamışlar. oyuncular hatır için para almadan oynamışlar..paralarını vizyona girdikten sonra alacak şekilde anlaşmışlar. Tv yayın haklarını satıp vizyona sokmaya çalışmışlar ama satamayınca sıkıntı olmuş. tesadüfen cem yılmaz izliyor ve cmylmz fikir sanat olarak sponsor oluyor, film vizyona giriyor +reklam yapılıyor.
şimdi varmı kafası kırık biraz deli 😆 😈 ,biraz ben sermeaye bulacağım birazda o getirecek benim projeyi hayata geçireceğiz.daha TV haklarını satarken kara geçeriz emin olun.çalgı çengi'nin komedi anlayışı biraz farklıydı genele hitap etmediğinden sıkıntı yaşadılar muhtemelen.
'Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz' F.S.M.
Işık kullanmamışlar mı ?
kullanmamışlar Ercan. hiç ışık yok o filmde. hatta kamera da yokmuş. çekmemişler filmi zaten.
edit:imla
http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;
verbal_kint rumuzlu kardeş keşke bilipte yazsaydında birşeyler öğrenirdik.alay edilecek durumda olan sensin. aşağıdaki linkte ışıktan bahsetmemiş ama oda bir tv programındaki roportajındaydı. normalde kullanılan pfor. ışık sistemleri dışında çok basit şeyler kullanmışlar.
http://www.haberturk.com/kultur-sanat/haber/604527-dualarim-cem-yilmazla " onclick="window.open(this.href);return false;
'Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz' F.S.M.
Geçen sene bir yapımcıyla uzun süre çalıştım bir uzun metraj senaryosu için, ama beğendirmek çok zor, para kazandıracak tarzda iş istiyorlar.
Ben bir yapımcı şirkette çalıştım. Çalışmaz olsaydım. Hayatım boyunca her tür adam gördüm ama o yapımcı kadar kendisini bir halt zanneden başka birisini görmedim. Firmasında 15 tane senaryo var çekilmeyi bekleyen. Hepsini tek tek okudum. 5 para etmez senaryolar. Hep klişelerle dolu. Çok basit hikaye. Kendi yazdığı senaryoya baktım, Lise öğrencilerinin bile yapmayacağı dilbilgisi hataları var. Reklam çektiği müşterilerine karşı mangalda kül bırakmadığı için, reklam çekimi başına düşük ücretlerde iş yapmak zorunda. Oyunculara aynı köpek gibi havlıyor. 2 kere 2 ye 5 diyor ve bunu derken kahkahalarla söylüyor. Bana bölüm başına 50 bin TL verse, yanında gidersem şerefsizim. Alsın parasını başına çalsın.
Amerikalı yapımcıları takip ederim internetten. Gözlerinden deha fışkırır onların. Amerikalı bir senaristin internet aracılığı ile verdiği dersleri bazalarak dram senaryosu yazdım. Her sahne, filmin sonundaki son sahneye hizmet ediyor. Hepsi tartılarak, hesaplanarak yazıldı. Okuttuğum arkadaşlarım perişan oldular. Ama o yapımcı bacak bacak üstüne atıp bana sırıtarak baktığında gözlerinin içinde, koca bir öküzün gözlerindeki anlamsızlığı gördüm.
Eğer bütün şirketlerdeki yapımcılar böyle iseler, Allah sektör çalışanlarına yardım etsin.
Bir yapımcı çıkıp bir film yapsın ki ülkemde bişeyler değişsin yahu. Gençler pisliklerden uzaklaşsın, aileler birbirlerine sıkı sıkıya bağlansın, terörist silah bıraksın, başka ülkelerden insanlar gelip film çekilen yeri gezsin. Filmerimize bakarak bize hayranlık duysunlar. Ama nerdeeeeeeee. Bizim yapımcılarda nato mermer nato kafa !!!
maalesef haklısın dreamwriter, herif fatmagülün yerine ayşegülü koyuyor dizi tutuyor. ama halkta izliyor kardeşim. misal yeni başlayan dizilere bak, aynı adama aşık ii kızkardeş yada aynı kıza aşık abi kardeş, yani hep aynı şeyler aslında seyirciyi yakalamak istedikleri yerler.aldatma entrika vs. ha bu çok kolay bir şeydir demiyorum,tam tersi.
'Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz' F.S.M.
Bizde işler senaryo odaklı yürümüyor. Yazana/yazılana değer verilmiyor. Kağıt üstünde mükemmel gözükmesinin, pratikte/çekim aşamasında aynı sonucu doğurmayacağı düşünülüyor. Yani adamlar kar odaklı düşündüklerinden belli şablonların dışına çıkmak istemiyorlar. Bizim seyircimiz de genelde bunu sevdiğinden, kafasını zorlayacak, biraz beyin jimnastiği yaptıracak filmleri seyretmeyeceğinden buna bulaşmıyorlar. Yani yapımcılar da bu halkın içinden çıkan insanlar. Problem daha derinlerde, geçmiş zamanlardan dal budak salan, her anlamda her yana yayılan bir durum. İnsanın özü belki de bunu gerektirdiğinden olanlar doğal da olabilir. Sakin kafayla bakmak lazım. Matrix de Neo'nun durumunu kabullendiği anı hatırlayın. Bunu bir uç örnek olarak görmeyin. Her an ve her durumda her şeye hazırlıklı olma hali.
Bağımsızlara yönelmek lazım; gruplaşmak lazım; kısalarla iyice ısınmak lazım. İyi bir senarist, en azından bir tane mükemmele yakın kısa filmde bulunmuş olmalı bence. Yeteneğiniz varsa böyle ortaya çıkar.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer