-->ŞÜKÜR<--
Yoruma açıktır.
1 IÇ. GÜNDÜZ - BOŞ ODA
/Bar gardiyan, Mahkumla odanın içine girer. Odada bir masa ve iki sandalye vardır. Takım elbiseli bir mümessil oturuyordur. Mahkum boş olan sandalyeye oturur. Gardiyan dışarı çıkıp, kapıyı üzerlerine kapatır.
/Mümmessil çantasından bir form çıkartıp, Mahkum’un önüne uzatıp, iki elini birbirine geçirip konuşmaya başlar.
MÜMESSIL
Merhaba, Ben Nuri Çelik, Sürmeli hastanesinin, sizden organ bagışı talebinde bulunmak için mümessil olarak gönderildim.
MAHKUM
Organ bagısı mı?
MÜMESSIL
Evet efendim hemen konuya girmek istiyorum. Siz bir hafta sonra idam edileceksiniz, eger organlarını bagıslarsanız, başkalarına yaşam vereceksiniz, başkalarının vücudunda yaşamaya devam edeceksiniz.
MAHKUM
Bir dakika, ben organlarımı bagıslayacagımı söylemedim ki,
MÜMESSIL
Anlıyorum efendim, ama sunu size göstermeme izin verin.
/Çantadan fotograflar çıkartıp Mahkum’un önüne uzatır.
MÜMESSIL
Bakın efendim bu hastamız tam sekiz aydır böbrek bekliyor, düsünün simdi, eger bu genci bir böbrek nakli gerçekleştirebilirsek, bu genç yatakta olmak yerine dısarıda, olması gereken yerde zaman geçirecek.
/Mahkum düsünmeden ayaga kalkıp kapıya yönelir, Gardiyan’ı çagırır.
MAHKUM
Gardiyan!
MÜMESSIL
Efendim, lütfen açıklamama izin verin, çabuk karar vermeyin. Lütfen sizden rica ediyorum düşünün, Bu 15 yasındaki genç aylardır bir böbrek bekliyor. Öldügünüzde birini sevindirmek istemez misiniz, birilerine hayat vermek istemez
misiniz?
/Mahkum, Mümessil’e dogru yönelir, iki elini masaya dayayıp kafasını daha fazla yaklaştırarak konuşur.
MAHKUM
Benim kim oldugumu biliyor musun, neden idamlık cezası aldıgımı biliyor musun?
MÜMESSIL
Hayır efendim.
MAHKUM
Benim orgamlarımla kimse hayat bulmaz, sadece daha kötü biri olur.
MÜMESSIL
Ama efendim,
MAHKUM
Ben pisman oldum, defalarca pişman oldum, ama defalarca aynı hatayı aynı günahı işledim, bu artık son bulacak diye mutluyum, ama sen kötülük hala dünyada devam etsin istiyorsun.
MÜMESSIL
Efendim, görüyorum ki inançlı birisiniz, belki de yanlış düsünüyorsunuz, belki de sizin verdiginiz organı taşıyan insan ileride iyi biri, hatta çok iyi biri olacak, belki de birçok insana yardıma kosacaktır.
MAHKUM
Ya olmazsa?
MÜMESSIL
Evet bunu bilemeyiz, ama sunu iyi biliyorum, O kadar zamanını yatakta böbrek bekleyerek geçiren bir insan, bunun kıymetini elbette
MÜMESSIL
anlayacaktır. Buna layık olmak için ugrasacaktır.
MAHKUM
Sahip oldukları hayat için yaratıcısına sükretmeyen bir insan, nasıl oluyorda bir organ için iyi biri olabiliyor, hem de başkasına ait bir organ için, sadece bir baskasına minnettar oluyor. Bu insanlar müslümanım dediklerinde süpheleniyorum.
MÜMESSIL
Efendim, sizde biliyorsunuz ki bizler birseyi kaybetmeden kıymetini anlayamayız, kıymetini anlamayı bırakın, tamahkarız hep daha fazlasını isteriz. Ama efendim, gerçekten zorluklar içinde yasamını sürdürmüş, vucudunda baskasının yardımıyla yaşam bulmuş biri kötü biri olacagını sanmam.
MAHKUM
Benden sana birşey çıkmaz, ben iyi biri degilim, bütün günahları her bir parçamla işledim. Bu bedenim topragı bile kirletmemeli. Kötü biriyim, lanet biriyim ben.
MÜMESSIL
Efendim, fikrinizi nasıl degistirecegimi bilmiyorum, belki anılar vucutta kalmıyordur, belki de uçup gidiyordur, belki de sadece yapıyorsunuz ve orada bitiyor, belki de anıların bir önemi yoktur.
/Mahkum, karsısında "bu ne" diye soran bir bebek varmış gibi gülümser.
MAHKUM
Beni bir hafta sonra asacaklar, beni degil, bu bedeni asacaklar, bu bedeni öldürmeye çalışacaklar, çünkü bu beden başka canlar aldı. Beni yapacaklarım için degil, yaptıklarım için, anılarım için öldürecekler, anılarım yok olup gidiyorsa, bu insanlar neden beni asacak o zaman?
MÜMESSIL
Kimse sizin kararmış kalbinizi istemiyor, sadece çalışan böbreginizi istiyoruz. Emin olun onunla fazla kötülük yapılmaz. Böbreginize, bir çocuk kalbi ne yapacagını söyleyecek, bir iyilik yapın ve o çocugu o yataktan kurtarın, pişmanlıgınızı bununla pekistirebilirsiniz, o insana hayat verin.
MAHKUM
Eger organlarla başkaları hayat bulabiliyorsa, bana bu hayatı yasatan neydi? Eger anılarımın bir manası yoksa, hayat bulmanın ne manası var o zaman? Sana söyleyecegim, benden sana hiçbirşey çıkmaz.
/Mahkum kapıya yönelir, geri dönüp bakar.
MAHKUM
Hani diyordun, iyi biri olur, bak su an baskasının organlarıyla hayatını devam ettiren kötü bir adamdan organ istiyorsun. Görüyorsun ki iyilik yapmak için yapacakları hiçbirşey yok.
/Mahkum, Gardiyan’ı çagırır, Gardiyan kapıyı açar, Mahkum dışarı bir atacakken Mümessil seslenir.
MÜMESSIL
Yanılıyorsunuz efendim, çünkü bende baskasının organlarıyla ayakta duruyorum ve o adama minnettar olmadıgım bir gün bile yok.
MAHKUM
O zaman sana bütün vucudu veren Allah’a daha fazla sükret.
2 IÇ. GÜNDÜZ - BOŞ ODA
/Mahkum, üzerine benzin döker, kendini ateşe verir. SON.
Bir ara Mahkumun organ mafya babası sanmıştım öyle bitmesini beklerken farklı son buldum. Yer yer, olmasa da olur diyaloglar var. Son Mahkum repliğini anlayamadım. - bütün vucudu veren Allah'a daha fazla şükret - Burada daha çarpıcı bir replikle bitirilmeli bence. Bir de hapishanede benzin nasıl bulunacak aga?
Emeğinize sağlık..
Teşekkürler.
Bir anlık yazılmış bir senaryodur. Tabi dediğiniz son, organ mafyası olma durumu, oldukça etkileyici olabilirdi. Ama organ mafyasından organ istemek, üstelik, tartışmaya girebilmek durumu zayıflatırdı. Amacım altı sayfa diyalog uzatmaktı. İstek üzerine yazmıştım, yoksa organ bağışı pek te ele alabileceğim bir konu değildir.
Ama bir hapishanede benzini bulmak ne kadar zor olabilir ki?
Zor bulunur dostum nerden bulacak adam benzini hapishanede 🙂
Replikler film için çok uzun. Dört virgüllü cümleleri filmlerde kullanmak abes kaçar. Gündelik hayatta öyle bi cümle kurmaya kalksan on defa sözünü keserler. Filmlerde günlük hayatta kullanılanlardan dahi daha kısa ve öz olmalı replikler.
Bu tip diyaloglar tiyatroya daha uygun. Tiyatrodaki tiradlarda bile böyle replikler sırıtır. İllaki kullanılacaksa söz sanatlarıyla süslemek icap eder, o zaman isterse sayfalarca konuşsun oyuncu, yine de sıkılmaz seyirci. Nihayetinde kulağa hoş gelir.
Bu metindeki diyaloglarda felsefe yapmış karakterler bol bol. Farklı cümlelerle aynı şeyleri söyleyip durmuşlar. Sonuca baktığımızda ikisi de birbirini ikna etmeyi başaramıyor. Mahkum teklifi reddettikten sonra kendini yakmak yerine, idam sehpasında son isteği sorulduğunda fikrini değiştirip organını bağışlamak isteseydi az biraz etkileyici olabilirdi.
Teşekkürler.
//
Mahkum
-Gardiyan, buraya bak.
Gardiyan
-Ne var yürüyen ölü, son isteğini bana mı söyleyeceksin?
Mahkum
-İyi bildin, al bu parayı, bana bir bidon benzin getir.
Gardiyan
-Ne lan, hapishaneyi mi yakacaksın, lan oğlum bura soğuk duvar, ateş tutmaz.
/Gardiyan elindeki paraya bakar.
Gardiyan
-lan bir bidon benzine 200 lira mı veriyon mal.
Mahkum
-Çok soru sorma, sadece kendime istiyorum, kimseye birşey yapmayacam.
Gardiyan
-Lan bi yürü git, benzin getirecem bi bok yapacan, sonra benim başıma kalacak. Az biraz dişini sık, yarın ipi takarlar.
/Mahkum öylece Gardiyanın yüzüne bakar.
Mahkum
-Sen getir, ben bidon felan bırakmam, iz kalmaz.
Gardiyan
-Aslında para da fena değil ha, 10 liraya benzin alsam, 190 lira da sidik parası, eder sana bi bidon. Tamam lan getirecem. yarım saate beş litreliği eline veririm.
/Mahkum, gülümseyecek hali kalmamışcasına Gardiye'nın yüzüne bakar.
Gardiyan
-Gül lan şaka yapıyom oğlum. Bak herkese şaka yapmam ha.
//
The Sunset Limited'i izlediniz mi?
http://www.imdb.com/title/tt1510938/
Sadece diyalog filmi gibi.
Çıkış yeri güzel hikayeyi beğendim. Bazı diyalogları çok beğendim ama diyalogları azaltmalısın bence. Bi de final nasıl farklı olabilirdi bilmiyorum ama bence değişmeli.
Teşekkürler,
Organ bağışında, bağışlanmalı ya da bağışlanmamalı diye tuttuğum bir taraf yoktur, o yüzden finali soru olarak bırakmayı tercih ettim. Yoksa finali olmayan bir senaryo yazmam, dediğim gibi istek üzerineydi ve bir anda, odaklanamaya izin vermeyecek gürültülü ortamında yazdım. İsteyen bir final düşünebilir ve bunu burada paylaşabilir. Benim finalim, kafamdaki soru gibi cevapsız bir sorudur.
Yanlış birşeyi ya da sadece bana ait bir düşünceyi doğruymuş gibi dayattırmak tarzım değildir, bunu yapacağıma sinemayı bırakırım daha iyi, en azından kimse saçma fikirlerimden zehirlenmez, aksi halde, günde 10 tane kısa film senaryosu yazardım. Burada doğruyu veya yanlışı savunan iki karakter değil de, kendi bildiklerini savunan iki karakter yazdım. Kanaatimce zor olan budur.
Bye
oh be 😀
replikler zorlama olmuş biraz, daha doğal olmalı sen olsan en güzel konuşman nasıl olurdu değil o an nasıl konuşurdumu düşün, benzine değinmiş zaten arakdaşlar, birde kredi kartı satan banka gibi adamın bu kadar yapışması normal değil, çocuğun babası olsa daha bi inandırıcı olur bana kalırsa, ayrıca doku uyumu denen şey var mahkumun başta buna evet deyip tahliller yapılıp ondan sonra vazgeçmesi daha mantıklı bana kalırsa. böbrek değilde kör olan birisi olursa benim gözümden bakar sizin gördüğünüz masum saf dünyaya bir pislikmiş gibi bakar karanlıkta kalmış olmayı diler vs. replikleriyle daha çarpıcı olabilir. ayrıca mahkumun işlediği suçları kısaca verip birde bunu manyakça ilahi bir sebepten yaptığı söylenirse davranışları daha mantıklı açıklanmış olur. tabi bunlar böyle olmalı değil benim fikirlerim. ellerine sağlık. edit: imla hataları olabilir bir anda yazıldı sonradan düzeltirim 😀
Doğru söze ne denir!
ayrıca mahkumun işlediği suçları kısaca verip birde bunu manyakça ilahi bir sebepten yaptığı söylenirse davranışları daha mantıklı açıklanmış olur. tabi bunlar böyle olmalı değil benim fikirlerim. ellerine sağlık.
Katılıyorum. İlgi çekici bir senaryo-hikaye.
Mahkum ve mümessil'in konuyla bağlantılı geçmişleri kısa kısa da olsa belirtilmeli. Mahkum'un inandığı değerler nedeniyle sert tutum alışı daha inandırıcı hale getirilmeli ve keza mümessil'in inandığı ya da tutunduğu değerler daha fazla belirtilmeli bana göre. Yani ikisi arasında o masada daha keskin bir fikir tartışması (savaş) yaşanmalı.
Bir film vardı adını unuttum;Tommy Lee Jones ve Samuel Jackson'ın oynadığı, zıt inançların çarpıştığı tek mekanda geçen harika bir filmdi. O konsepte yakın buldum hikayeni.