Forum

Suikastçı

1 Gönderi
1 Üyeler
0 Reactions
702 Görüntüleme
(@magmafi)
Gönderi: 6
Başlığı açan
 

Arkadaşlar öncelikle Merhaba;

Aslında bu senaryoyu filme dökmek istiyorum ama ne araç neden eleman var.
Şuanda sadece senaryo olarak kaldı diyebilirim ama devamını getireceğim eğer çekmek isteyen varsa ben yazmaya devam edeceğim. İsteğim sadece senaryo canlansın.

(Amatörce yazmış olabilirim. Ancak önemli olan hayal gücüdür.)

27 Şubat 2013
SENARYO

KONU: Dünya da sevgiden yoksun büyümüş ve yıllarını tetikçi olarak yaşayan bir adamın son suikastını anlatan kısa metrajlı film.

HİKÂYENİN ÖZETİ

Yıl 1989…
Kimsesiz çocuklar kurumunda büyüyen ve 18 yaşından sonra kendini hayatın kanlı pençelerine bırakan bir genç… Onun adı Alpagu!
İlk mesleği…
İstanbul’da tekstil atölyesinde çalışmaya başladı.
Bir gece mesai bitiminden sonra atölyeyi temizledi, patronuyla beraber dükkânı kapattılar.
Alpagu evinin yolunu tuttu ancak gece vakti polisler evini bastılar iddialar “Patronunun katili!”

Tam 10 yıl ağırlaştırılmış hapse mahkûm oldu.
10 yıl sonra…

SENARYO -1-

Alpagu çocuk yetiştirme kurumun kapısından elinde küçük bir valizle çıktı. Sağına soluna baktıktan sonra kaldırımdan yürümeye başladı nereye gideceğini, ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Kurumun cebine koyduğu 200 lira parası vardı. Bir börekçiye girdi ve karnını doyurdu.
Yediklerinin parasını vermek için kasaya gitti ve parayı verirken börekçiye;

Alpagu: - Ağabey valizim burada kalabilir mi? İş aramaya çıkacağım da akşama kalmaz dönerim.
Börekçi: - Tamam şuraya koy. Saat 7’ye kadar açığım sonra kapanır alamazsın valizini.
Alpagu: - Sağ ol ağabey, o saate kadar gelirim.

Alpagu gün boyu iş arar ve sonunda bir SAYA atölyesinde “Ortacı” olarak işe başlar.

(Alpagu akşamları parkta yatar, sabah olduğunda börekçiden kahvaltısını yaptıktan sonra işe gider.)

1 Ay Sonra…

SENARYO -2-

Alpagu işi öğrenmeye gayretlidir. İlk maaşıyla kendine bir bekâr evi tutar içine bir çekyat mutfak malzemesi ve ikinci el televizyon alır. Kendi hayatında yavaş yavaş temelleri kurmuş olmasını sevincini buruk bir şekilde yaşar. Annesizlik ve babasızlığın acısı hep içindedir.

Bir gece mesai bitiminden sonra atölyeyi temizler ve patronla beraber dükkânı kapatırlar.
Evinin yolunu tutar Alpagu…

Saat gece 01:13 suları…
Evinin kapısını polisler çalar, kapıyı açtığı gibi yaka paça yere yatırırlar ve evi tarumar eder polisler.
Alpagu’yu alıp götürürler karakola…
İfadesi alınır ve savcılığa sevk edilir. Savcı Alpagu’yu dinler;

Savcı: - Akşam kaçta işten çıktın?
Alpagu: - Saat 07:00 civarıydı efendim.
Savcı: - Peki işyerini sen mi kapattın? Başka biri var mıydı yanında?
Alpagu: - Evet vardı. Patronum Sadi ağabey, her akşam atölyeyi temizledikten sonra beraber çıkarız.
Savcı: - Hım.. Peki, sen neden buradasın hiç düşündün mü?
Alpagu: - Hayır efendim bilmiyorum neden ki?
Savcı: - Patronun bıçaklanarak öldürülmüş ve üzerindeki para, cüzdan çalınmış, dükkâna girilmiş orası da soyulmuş.
Seni birinci dereceden zanlı olarak dinliyorum. Patronunun masasında senin parmak izlerin var ve kilitte de tabii..
Alpagu: - Siz ne diyorsunuz ya! Ne yani ben mi öldürmüşüm Sadi ağabeyi? Olamaz öyle şey o adam benim ekmek kapımın sahibi nasıl düşünürsünüz bunu hem. Ben o kadar aptal mıyım ki üç beş lira için adam öldüreyim. Zaten hayatım çocuk yetiştirme kurumunda geçmiş hayata yeni atılıyorum ben niye böyle bir şey yapayım!
(Alpagu ağlar ve başını ellerinin arasına koyar. O arada savcı karar dilekçesini imzalar ve zile basar.)

İçeriye polis memuru girer ve Alpagu’yu götürür.

Mahkeme Alpagu’ya tam 10 yıl ağırlaştırılmış hapis cezası verir.

10 YIL SONRA…

Alpagu artık sabıkalı biriydi. Yolda yürürken ÇYK (Çocuk Yetiştirme Kurumu)’nun önünden ayrıldığındaki zamanı gelir gözlerinin önüne…
10 yıl sonra yine aynı sahne ve yine kendisi baş rollerinde…
Çok zor da olsa bir iş bulur kendisine ve çalışmaya başlar yine 18 yaşındayken yaptığı gibi. Akşam olunca parkın yolunu tutar.

SENARYO -3-

Yine böyle bir gece de bankta yatarken biri gelir yanına ve yaralanmıştır. Kendisinden yardım ister.

Yaralı Adam: - Ne olur bana yardım et peşimdeler! Yalvarırım ne istersen veririm.

Alpagu korkar yine bir 10 yılının gitmesinden… Ama kendini toplar ve adamı omuzladığı gibi çöp konteynıra atar ve yaralı adama;

Alpagu: - Sessiz ol !
- Seni alacağım buradan…

Yaralı adam başıyla “Tamam” işareti verir.

Alpagu parka geri döner ve 5 dakika sonra 3 adam gelir yanına, buralarda karnını tutan birini gördüğünü sorarlar.

- Buralarda karnını tutan biri gördün mü?
Alpagu: - Yo! Görmedim Ağabey… Akrabanızı mı kaybettiniz?
- Sana ne lan sadece gördün mü onu söyle!
Alpagu:- Görmedim ağabey.

Adamlar oradan uzaklaşırken Alpagu onlara seslendi;

Alpagu: - Ağabeyler 2 gündür açım nolur ekmek parası verin…
- Hadi lan oradan…

Adamlar gözden kaybolduktan sonra Alpagu hızla konteynıra doğru koşar yaralı adamı oradan çıkarır ve omuzladığı gibi boş bir inşaata götürür. Yarasına bakar, adamın karnında uzunca bir kesik vardır. Ama yarası derin değildir. Düşünür.

Adama bakarak;

- Bak kim olduğunu bilmiyorum ama yaran o kadar derin değil şimdi bir yerden bir şeyler ararsam bu sefer polisle başım belaya girer sana su biraz da yiyecek bulacağım gündüz yarana bakarız.
Yaralı Adam: - Çok sancısı var bu yaranın bari ağrı kesici bul bir yerden.

Alpagu inşaattan gizlenerek çıkar petrol istasyonuna gider ve bir ağrı kesici alır. Adamın yanına varır ve içirir. Kısa süre sonra adam uyumaya başlar.

Alpagu sabah işe gider ustabaşçısına;

Alpagu: - Âdem ağabey benim bugün işlerim var ev bakacağım da izin verir misin?
Âdem: - Tamam Alpagu gidebilirsin… He bu arada haberdar et beni de tamam mı?
Alpagu: - Tamam ağabey yanına uğrarım, merak etme…

Alpagu eczaneye gider;

Alpagu: - Kolay gelsin.
Eczacı: Sağ olun buyurun?
Alpagu: - Ya iş yerinde ecza dolabı varda teftişe mi, ne geleceklermiş ecza dolabına malzeme alacaktım. Dolabın için ne olursa onlardan alayım.
Eczacı: - Tamam hazırlayayım.

Eczacı gerekli bütün pansuman ekipmanlarını hazırlar ve poşete koyar.

Eczacı: Buyurun; 32.40 tl .

Alpagu parayı verir;

Alpagu: - Teşekkürler hayırlı işler.

Giderken dönerciden döner – ayran alır.
Dikkat çekmemek için eczaneden aldığı ilaçları ceplerine ve koynuna saklar inşaatın yolunu tutar.
Adamı sakladığı yerden çıkarır, ancak adam baygındır. Alpagu biraz telaş içinde ayıltmaya çalışır adam kendine geldiğinde;

Yaralı Adam: - Canım çok yanıyor, açım!
Alpagu: Önce karnını doyur dayı sonra yarana bakacağız.

Ekmeği ve ayranı uzatır adama, yaralı adam yemeğini bitirdikten sonra;

Yaralı Adam: - Ne yapacaksan yap! Kurtar beni bu acıdan.
Alpagu: - Tamam da eğer suç olacak bir şeye bulaştıysan beni de yakarsın bak o zaman canını kurtardığım gibi almasını da bilirim.
Yaralı Adam: - Olur mu öyle şey sana can borcum var. Hele az toparlayayım kendimi kim olduğumu anlatacağım sana canlı canlı hemde…
Alpagu: - Hadi öyle olsun. Bak dayı yaranı temizleyeceğim sonra dikeceğim narkoz etkisi yapsın diye de yaraya hafiften karanfil dökeceğim, senden tek istediğim al şu bezi ağzına olabildiğinde ısır da sesin çıkmasın…
Yaralı Adam: - Tamam hadi başla.

Alpagu yarayı mikroplardan arındırmak için temizler, şırıngaya karanfil esansını çeker ve kesiğin kenarlarına az az sıkmaya başlar adamın canı o kadar acıyor ki yeri yumrukluyor, arada su içiyor.
Alpagu ameliyat iğnesine ipliği geçirir ve “Bismillah” diyerek sık sık dikmeye başlar yaranın uzunluğu yaklaşık 10Cm vardır. 15 dikiş atar ve adama bakarak;

Alpagu: - Yırttın kefeni dayı şimdi bir güzel sardık mı bişey olmaz ama yinede hastaneye götürmek gerek tabi…
Yaralı adam kenetlenmiş çenesini yavaşça salarak ağzından bezi alır;

Yaralı Adam: - Sağ ol! Bunca iyilik yaptın bana da bi adını sormadım, adın ne senin?
Alpagu: -Alpagu.
Yaralı Adam: - Alpagu? Anlamını biliyor musun peki?
Alpagu: - Tek başına savaşan cesur Türk!
Yaralı Adam: - Harikaymış ya baban mı verdi ismini?
Alpagu: - Ana baba yok bende kurumda büyüdüm, neyse fazla irdelemenin anlamı yok zaten şimdi ne yapalım seni dayı söyle bir yer de götüreyim.
Yaralı Adam: - Ben sana bir adres vereceğim oraya gideceksin “Beni Paşa dayı gönderdi” diyeceksin. Zaten benim adımı verdiğin an onlar ne istersen yaparlar. Bir araba ayarlasınlar birde ameliyathane kursunlar, sonra beni buradan alırsınız.
Alpagu: - Tamam dayı ver adresi.

Yaralı adam adresi verir Alpagu o adresi gider. Gittiği yer Beykoz’da boğaza sıfır bir yalıdır. Alpagu şaşırır kapıya yaklaşır ve görevli gelir;

Görevli: - Ne istemiştin birader?
Alpagu: - İçerde yetkili birini çağır da derdimi ona söyleyeyim.
Görevli: - Bana söyle ben iletirim.
Alpagu: - Olmaz birader!
Görevli: - Tamam bekle burada…

Görevli içeriye doğru gider takım elbiseli biriyle kapıya gelirler.

Yetkili: - Ne oldu ne istiyorsun?
Alpagu: - Beni paşa dayı gönderdi.

Yetkili kapıyı açar;

Yetkili: - Ne diyorsun lan sen nerde dayı?
Alpagu: - Hop hop! Sakin ol ya! İyi dayınız yaralıydı birileri vardı peşinde onları atlattım dayınında yarasını elimden geldiğince pansuman ettim. Dayı dedi ki; Ameliyathane hazırlasınlar sonra beni almaya gelirsiniz.”

Yetkili hemen telefon eder ve acil ameliyathane kurmalarını söyler telefonu kapatır. Yanına iki adam daha alır Alpagu’yla beraber yaralı adamı almaya giderler.

Adamlar ve Alpagu inşaata girerler ve dayının yanına vardıklarında;

Yetkili: - Dayı kim bu şerefsizler!
Paşa Dayı: - Dur! Önce beni götürün buradan.
Yetkili: - Hemen dayı götürüyoruz.

Alpagu o karışıklıktan sessizce ayrılır ve kiralık ev tutmak için ev aramaya çıkar. Kendine uygun bir ev bulduktan sonra işyerine döner.

Âdem Usta: - Noldu bulabildin mi ev?
Alpagu: - Evet buldum ağabey birkaç eşya almaya gideceğim de bana avans verebilir misin?
Âdem Usta: - Tabi Alpagu ayıp ettin ha! Ne kadara lazım sana?
Alpagu: - 300 lira yeter; zaten bir çekyat alırım, televizyon, tüp falan işte…
Âdem Usta: - Al bakalım yetişmezse paran gelirsin yine tamam mı?
Alpagu: - Tamam ağabey çok sağ ol.

Aradan günler geçtikten sonra Yolda yürürken bir araç yaklaşır Alpagu arabanın içini görmeye çalışırken cam iner aşağı içindeki Paşa Dayıdır.

SENARYO -4-

Alpagu: - Oooo! Dayı unuttun sandım beni he  …
Paşa Dayı: - Ben ne kötülüğü unuturum ne de iyiliği hadi gel de yemek yemeye gidelim.
Alpagu: - İşe gidiyorum dayı akşam istersen gelirim.
Paşa Dayı: - Sikerim işi! Gel diyorsam gel hem sana iş çok gel hadi.
Alpagu: - Tamam dayı da ben yine de söyleyeyim Ustama az beklesen?
Paşa Dayı: - Ya oğlum sen arızalı mısın? Gel bin şu arabaya beraber gideriz.

Alpagu arabaya biner ve çalıştığı yere giderler. Âdem ustaya durumu anlatır ver işten ayrılır.
Giderler bir restorana yemek yerler Paşa dayıyla beraber…

SENARYO -5-

Paşa Dayı: - Eee anlat bakalım hayatını…
Alpagu: - Hayat işte nesini anlatayım dayı geldik bir günde gideceğiz bir gün …
Paşa Dayı: - Anlat anlat.
Alpagu: - Annemi babamı bilmem tanımam. Dedim ya yetiştirme kurumunda büyüdüm
yaş 18 oldu çıktık yurttan okulumuzu okuduk liseye kadar sonrası bok 😀
Paşa Dayı: - Neden?
Alpagu: - İş bulmuştum, çalışıyordum… Bir gece yine atölyeyi kapattık patronla beraber ayrıldık evlerimize, gece geldi polisler yaka paça götürdüler 10 yıl da hapis kitlediler, işte 10 yılı yedik geri ne kaldıysa…hayat diyorum işte 😀
Paşa Dayı: - Vay be! Pisi pisine desene
Alpagu: - Aynen öyle dayı.
Paşa Dayı: - Bak evlat benim yanımda çalışacaksın! Alkol kullanma yeter ne yaparsan yap sana para soran olmaz ama istediğim bir şeyi de yapacaksın, senden istediğim kendini tek bir şey üzerine eğitmendir.
Alpagu: - Neymiş bu böyle?
Paşa Dayı: - Benim adımı duyanlar beni bilen insanlardır. İstanbul kazan ben kepçeyimdir. Kimi bulmak istersem bulurum. Ticaret yaparım illegal de olsa ticarettir sonuç da 
Senden şunu istiyorum;
Benim en gizli adamım olacaksın, ticarette yamuk yapanlar var rakipler var bilirsin işte…
Öldür dediğimi öldür, sakatla dediğimi yarım bırak ama yakalanma.
Sana istediğin kadar para teknoloji eğitim sadece benim keskin nişancım olacaksın işin bu!

Alpagu: - Dayı ya işin sonu boka sararda yine bi 10 yıl daha yersem?
Paşa Dayı: - Sana onun için kendini iyi eğit diyorum ya!

Alpagu biraz düşünür ve kendi kendine şunları söyler;
”İyi olduk 10 yıl gitti, katil dediler… Kötü olalım bakalım kaç yıl gidecek, ne diyecekler?”

Alpagu: - Tamam! O halde kabul ediyorum ancak benimde isteklerim var.
Paşa Dayı: - Söyle.
Alpagu: - Büyük bir oda benden başkası girmeyecek, temizlikçisini dahi ben seçeceğim ve 2 yıl sonra yanına geldiğimde ilk yapacağım işi hazırlamış olacaksın.
Paşa Dayı: - Tamam dilediğin yerden daire kirala kendine bir banka hesabı aç kaç para istiyorsan Samet’ e söyle göndersin, sıkıştığın bir durum olunca da direk beni ara eğer 2 yıl sonra ilk işte bocalarsan anlaşma biter!
Alpagu: - Anlaşıldı… O zaman ben bir ev bulayım sonra bankaya gider bir hesap açarım. Hadi bana eyvallah…
Paşa Dayı: - Selametle Aslanım…

Alpagu masadan kalkar ve bankaya gider kendisine bir banka hesabı açtırdıktan sonra ev bulmak için internet kafenin yolunu tutar. Kiralık ev için araştırmaya başlar ve bulur. Evin adresini ve telefon numarasını aldıktan sonra çıkar oradan emlakçıya gitmek için yürür…
Samet telefon eder Alpagu’ya ve hesap numarasını ister ve 200,000 TL yatıracağını yetmezse mesaj atmasını bildirir. Alpagu da hesap no’sunu verir.
Emlaçıyla görüşür ve evin 1 yıllık kirasını peşin olarak verir. Eşya almak için dolaşmaya çıkar eşyaları beğenir evin adresini verir ücretini de peşin öder, evin anahtarını da mağa sahibine bırakır.

Alpagu: - Akşam geldiğimde hazır olmuş olsun evim…
Mağazacı: - Tamam efendim hiç merak etmeyin siz.

Kâh Çıkarım Gökyüzüne Seyrederim Alemi...
Kâh İnerim Yeryüzüne Seyreder Alem Beni...

 
Gönderildi : 17/02/2014 12:41 pm
Paylaş: