Forum

Sorun Yoksa Sorum Var

17 Gönderi
3 Üyeler
0 Reactions
3,970 Görüntüleme
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Zihnimde dolaşan sorulara yanıt arıyorum diyenler buraya...

Merhaba arkadaşlar,

Öncelikle forumda yeniyim. Dolayısıyla bu da benim ilk konum ve ilk yorumum. Sizler gibi bende sinemaya büyük önem vermekteyim. Bu nedenle de "bu sektörde bende olabilirim, olmalıyım da!" düşüncesi ve kararlılığı içindeyim. "Düşünüyorum öyleyse varım" anlayışından yola çıkarak her ne kadar bilgi ve tecrübe eksiğimiz olsa da bütün bunların sektörde olamayacağımız anlamına gelmediğini düşünmekteyim. Çünkü bizler danışmayı dayanışma açısından önemli görerek bütün bu eksikliklerin üstesinden gelebiliriz. Bu açıdan bakıldığında forumda adeta bir danışma hattı misyonu üstlenecek ve daima canlı tutulacak bir konunun olması gerektiği inancındayım. Yeni-eski bütün üyelerimizin aklına takılan veya yararlı olacağı düşüncesiyle bu alanda soracakları her türlü Senaryo ve Hikaye konulu soruya ister yeni makaleler yazarak isterseniz ilgili mevcut makalelere linklerle yönlendirme yaparak soruları cevaplayabilir isterseniz de soru ve cevabı birlikte yayımlayabilirsiniz. Ancak cevaplanmamış soru bırakılmamalıdır. Her arayan aradığını bulabilmelidir. Bu başlık* bizlerin bir pilot çalışması olsun. Duyarlı olacağınızı ümit eder hayallerinizi gerçekleştirmeniz için başarılar dilerim.
(*) Başlık hakkında açıklama daha sonra yapılacaktır.

İlk soru/lar benden;
1_Senaryo için hikayemiz var. Zihnimizde filmimizin her sahnesini yüzlerce kez çekiyoruz. Ama olmuyor, yani yazıya dökemiyoruz, neden!?

2_Senaryo bir türe göre yazılmak zorunda mıdır? Yani türlerden mantıklı bir karışım yapmak istersek yapamaz mıyız?
3_Senaryo yazarken ticari düşünmek sanata ters düşen bir durum mudur? Bu durumdan kaygılanmalı mıyız?
4_Senaryo sıfırdan mı üretilmeli yoksa yapımcıdan yazılmak üzere senaryo fikri mi istenmelidir?
5_Senaryo da hikaye de mükemmel diyelim. Her şey hazır. Peki intihalden nasıl koruyabiliriz?

Şimdilik en çok merak ettiklerim bunlar. Kısmen fikir sahibiyim. Ancak tatmin edici cevaplar arıyorum.

Sağlıcakla kalın arkadaşlar!

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 26/09/2017 4:34 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Cevaplar
1 ) Okuma yazma bilmiyor olabilirsin.

Bir hikaye zihninde canlaniyorsa kağıda dökmek en kolay halidir. Kafanda gördüğün şeyi senaryolastirmak için olsa olsa ihtiyacın senaryo tekniği bilmektir. Bu da atla deve değil , sektörde iki teknik var , Fransız tekniği ve amerikan tekniği .

2) hikayenin ve senaryonun türü olmak zorunda değil kasitli olarak bir türden etkilenip yazmasan dahi çekilen film illaki bir türe sonradan dahil edilir.

Çünkü filmler illaki kendisinden önce çekilen filmlere tür yönünden benzerlik taşır , eğer belli türe dahil klişeleri takip edip senaryona yedirmiyorsan , ortaya çıkan iş belli bir türe sonradan dahil olur.

3) sanat sanat icin midir? yoksa sanat toplum için midir ? Bu soruya felsefeciler geçerli bir cevap verdiğinde senarist olarak seninde cevabın belli olur .

Ama film dediğin şey de bir yapımcı vardır , yapımcı filme para yatirir emek satın alır . Bu yatırımı geri kazanmayı talep ediyorsa ticari etmiyorsa sanat için yapmış demektir.

4) ikiside tercihe bağlıdır birbirini etkilemez.

5) yazan kişi çalıp çalmadigini en iyi bilen kişidir. Dolayısıyla korunmakta ona kalmış.

Sinemada diğer sanatlarda olduğu gibi Arketipler vardır. Misal Romeo ve Juliet arketipi .

Düşman ailelerin birbirini seven çocukları bir arketiptir. Buna benzer birsey yazmak çalmak değildir.

Yada tövbe eden bir tetikcinin intikam almak için geri dönmesi , bir arketiptir.

Buradaki hikaye her filmde temelde aynıdır ama "John wick" te cekebilirsin "intikam peşinde " diye filmde bu sana kalmış .
Detaylı bilgi için sinemada Arketipler konusunu araştır.

 
Gönderildi : 26/09/2017 9:54 pm
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Ayrıca 5 numaralı soruyu açıkça ifade edemediğim için özür diliyorum. Çünkü kastetmek istediğim intihale bulaşmaktan ziyade eserimizin intihale maruz kalması yani bir nevi izinsiz uyarlanması, kopyalanması yada kabaca çalınması idi. Bu açıdan bakıldığında nelere dikkat etmeliyiz? Diyelim ki noterde tasdik ettirdik. Bu yeterli midir? Bu sektörde ne çeşit fikri hırsızlıklar vardır? Nelerle karşılaşabiliriz?

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 27/09/2017 6:26 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Benden çaldı muhabbeti sinema sektöründe en çok yapılan geyiktir.

Bunun önüne geçilmesi için en iyi yöntem noter tasdiği fakat bir uzun metraj ortalama 90 ila 120 sayfa arasında değiştiği ve noterin her sayfa için harç ve damga vergisi alacağı için ortalama 2 bin tl ile 8 bin tl arası bir noter masrafı çıkacaktır.

Bu yüzden amatör ve fakir Sinemacılar eskiden posta yolu ile gönderme vb yöntemleri deniyordu

Şimdi internet geliştiği için tasdix gibi sitelere yükleyip ilerde mahkeme süreci olursa bunu delil olarak sunabiliyor.

Bana sorarsan Edebi eserlerde verilen emsal kararlara baktığında çalınması yahut birebir kopyalama yapılması hariç hiç böyle davaların kazanildigini görmedim.
Yani çalan adam karakter isimlerini değiştirip olay örgüsüne ekleme çıkarma yaparak bu benim senaryom diyebilir çok rahat hicbirseyde yapamazsın.

Bu işten korunma yöntemi çeneni tutmak , her yerde hikayeni anlatmamak ve yapım şirketine gönderdiğin senaryoları elden değil sürekli mail yoluyla gondermek ve maile şu Hikayeme ait senaryo ektedir vb ibareler koymaktir.

Zaten iyi yapımcılar senaryo çalmak yerine satın almayı daha hesaplı bulur , aldıktan sonra revize yoluna gider .

Bizim sinemacilarda temel sorun fikrin çalındığını iddia etmektir hep oysa fikir soyut birşeydir. Misal cem yılmaz ata Demirel gibi adamlar her filmlerinde bunu benden çaldı suçlaması yaşar , Ferdi Tayfur bile berlin kaplanı filmi benim fikrimdi Ata benden çaldı demiştir yani bunun sonu yok .

 
Gönderildi : 27/09/2017 9:40 pm
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Yani çalan adam karakter isimlerini değiştirip olay örgüsüne ekleme çıkarma yaparak bu benim senaryom diyebilir çok rahat hicbirseyde yapamazsın.

Benim de korktuğum buydu zaten. Bu satırları okurken kendimi bir an "Esaretin Bedeli" filminde özgürlüğe giden b*klu yolda posektif borusuna sıkışmış gibi hissettim. Belkide sadece psikolojiden kaynaklı bir nefes darlığıdır. Şimdi sinema sektöründe parçadan(senaryo, yönetmenlik, kamera, efekt, oyunculuk vs) bütüne(film) ulaşmaya çalışmanın zorluğunu daha iyi anlıyorum. Senaryomu bile koruyamayacaksam filmimi nasıl çekeceğim ya?

(*) yıldızlı kelime için affınıza sığınıyorum. Hayalleri gerçek yapan da bu yıldızlı dünyaya rağmen umutlarımızı ölümsüz kılmak değil mi zaten..

Not: Sinemada arketipleri iyice araştırdım. Çok faydalı oldu. Teşekkürler.

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 27/09/2017 11:59 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Kardeşim
Sen senaryo olayina çok kafanı takmissin anladigim kadarıyla ;
Sinema özgün bir sanattır.

Bugün aynı senaryoyu 2 farklı yönetmene ver çeksin 2 filmde birbirine benzemez.
Zaten re-make kavramı bunun en buyuk kanıtıdır.

Kısacası senaryom calinir mi korkusunu boşver , sen filmini yapmana bak .

 
Gönderildi : 28/09/2017 12:43 am
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Kardeşim
Sen senaryo olayina çok kafanı takmissin anladigim kadarıyla ;
Sinema özgün bir sanattır.

Bugün aynı senaryoyu 2 farklı yönetmene ver çeksin 2 filmde birbirine benzemez.
Zaten re-make kavramı bunun en buyuk kanıtıdır.

Kısacası senaryom calinir mi korkusunu boşver , sen filmini yapmana bak .

Senaryoya çok taktım çünkü yaptığınız iş kitlelere bir iddiada bulunma sanatıdır. Bir şeyler anlatmak istiyorsunuz ve bunu da kusursuza yakın yapmak istiyorsunuz. Ne kadar üstüne titrerseniz o kadar başarma olasılığınız yükselir.

Kabul edersiniz ki her senarist eserini beyaz perdede görmek ister. Senaristin eseri bir kere vizyona girsin de varsın uyarlasınlar ondan sonra. Bu durum senaristi sinemaya farklı bir bakış açısı kazandırdığı için sevindirir diye düşünüyorum. En azından ben öyle düşünüyorum çünkü paylaşmayı seviyorum. Kendi filmimi yapayım ama elimdeki senaryolar genelde yüksek bütçe gerektiren türden. Bu siteyle tanıştığımdan beri de düşük bütçeyle kaliteli kısa film senaryoları düşünmeye tasarlamaya başladım. Çok tersten başlamışım çok. Değerli bilgilerinizden istifade etmeye devam..

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 28/09/2017 1:12 am
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Arkadaşlar, yazdığımız bir senaryoyu filme çevirdik diyelim. Filmimizi gösterime sokamama olasılıkları içerisinde yabancı ülkeler tarafından yayın yasağı veya yayınlama izni alamama gibi bir durum söz konusu mudur? Hangi ölçülere dikkat edilmelidir? Örneğin edebi bir dille tariz ve kinaye yoluyla bir takım tanınmış kişileri/toplumları/devletleri eleştirsek ve var olup olmadığı meçhul bir olay(yani kurgu) üzerinden yaklaşımla bu tür kişileri/toplumları/devletleri suçlu veya aksine suçsuz, başarılı veya başarısız, haklı veya haksız göstersek!? Sonuçta bu bizim iddiamız bizim filmimiz değil mi istediğimizi yazar söyleriz! Dersek ne olur?

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 10/10/2017 4:06 am
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Benim bildigim Uluslararası nazik tek tabu konu var oda nazizim . çok abartı şekilde aykırı yorum getirirsen birçok ülkeden veto yersin birdaha kameraya dokunamazsin.

bir film çekip naziler çok iyi insanlardi yaptıkları da haklıydı diye anlatan bir film çekerseniz. Film sektöründe yahudi lobisi nedir diye ogrenirsin.

Onun dışında olan her türlü konu ancak hangi ülkeyi rencide ediyorsa ondan veto yer uluslararası olarak bir yasak gelmez .

Sanat bizim aksimize uygar dünyada özgürdür.

Bu gözler ensest, türlü sapkinliklar içeren onlarca film izledi ki birçoğu festival düzeyinde ödül almış filmlerdi.

 
Gönderildi : 10/10/2017 1:28 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

soruların bir ikisine ben de cevap vereyim.
1- yazıya dökememe sebebin tembellik olabilir. yani yazma işinin başına oturamıyorsundur. bunun sebebi de kişiye göre değişir, çözmek için yazmak yerine ses kaydı yapmayı deneyebilirsin. gezip tozarken ses kaydı yap. tabi onları tekrar yazıya döküp gene üzerinde çalışman gerekir, başa döndük 😀
2-türlerin senden beklediklerini iyi bilmelisin. seyirciyi ters köşe yapmak için bu şart. daha önce izlediğimiz filmler bizde beklenti oluşturuyor bu beklentileri iyi bilip bunlarla oynayabilmek şart.

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 12/10/2017 1:58 am
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Benim bildigim Uluslararası nazik tek tabu konu var oda nazizim . çok abartı şekilde aykırı yorum getirirsen birçok ülkeden veto yersin birdaha kameraya dokunamazsin.

bir film çekip naziler çok iyi insanlardi yaptıkları da haklıydı diye anlatan bir film çekerseniz. Film sektöründe yahudi lobisi nedir diye ogrenirsin.

Onun dışında olan her türlü konu ancak hangi ülkeyi rencide ediyorsa ondan veto yer uluslararası olarak bir yasak gelmez .

Sanat bizim aksimize uygar dünyada özgürdür.

Bu gözler ensest, türlü sapkinliklar içeren onlarca film izledi ki birçoğu festival düzeyinde ödül almış filmlerdi.

Örneğiniz üzerinden bir örnekle gidecek olursak diyelim ki filmin iddiası söyle olsun: Hitler, Alman yahudi lobisinin asrın büyük İsrail projesi ve aralarında bir bağlantı var. Aslında Hitler tarafindan katledilen Yahudi sayısı sanıldığı gibi çok değil ve Hitler aslında intihar etmedi. Daha uzun yıllar gözlerden ırak yaşadı. Şimdi bu yazdıklarımı hikayeye ince ince işledim diyelim bazı bölümleri doğrudan ifade etmedim ama ima ettim. Ama Hitlerin intihar etmediğini açıkça işledim filmde. Buradan çıkan bir anlam da şu olur ki bazı Yahudilerin kötü emelleri için diğer Yahudilerin canına kolaylıkla kastedebildiğidir. Biliyorsunuz bu bir meydan okumadır. Dünyada tepkiler nasıl olur sizce?

Son bölümde yazdıklarınız çok normal. Çünkü sinema sektöründe de bazı lobiler sinema yoluyla dünyada her türlü ahlak sistemini yıkma peşindeler. Bu da onların bir projesidir.

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 12/10/2017 3:35 pm
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

soruların bir ikisine ben de cevap vereyim.
1- yazıya dökememe sebebin tembellik olabilir. yani yazma işinin başına oturamıyorsundur. bunun sebebi de kişiye göre değişir, çözmek için yazmak yerine ses kaydı yapmayı deneyebilirsin. gezip tozarken ses kaydı yap. tabi onları tekrar yazıya döküp gene üzerinde çalışman gerekir, başa döndük 😀
2-türlerin senden beklediklerini iyi bilmelisin. seyirciyi ters köşe yapmak için bu şart. daha önce izlediğimiz filmler bizde beklenti oluşturuyor bu beklentileri iyi bilip bunlarla oynayabilmek şart.

1 ile ilgili olarak, kafamda hikaye detaylarıyla oluşuyor ama yazıya olduğu gibi geçirince birşeye benzemiyor. Sarma dağınıkmış gibi bir his veriyor. Edebi durmuyor. Üzerinde düzeltmeler yapmaya başlayınca da sıkılıyorum bu normal mi sizce?

2 ile ilgili olarak, türler hakkında araştırma yapıyorum. Ama hikayemi anlatırken neyin daha etkili olacağını kestiremiyorum. Türler hakkında önerebileceğiniz daha aydınlatıcı makale veya kitap var mıdır?

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 12/10/2017 3:43 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

1- tahminim yazdıklarınızın çatışması zayıf. yani hayattaki çelişik durumlar hakkında yazmayı deneyin. mesela yukarda konusu da geçen ensest. game of thrones da çok iyi işleniyor. başta iki kardeşin ilişkisi bize iğrenç gelirken son sezonda onlar için empati duyma noktasına kadar işlendi. herkesin de (dünyanın büyük bi kısmının izlenme rakamlarını tam bilmiyorum) ilgisinin çekmesinin sebebi çatışmanın çok kuvvetli olması. tabiki GOT ta sadece bu yok bir sürü şey var da bu da sezonun başından beri işlenen bir konu. 7 sezon mu oldu herhalde sıkmadı mesela bu mevzu 😀
bizde de aşkı memnuda işlenmişti böyle bi şey. ensest hakkında yazın demiyorum da çatışması güçlü bi mevzu hakkında yazın o zaman edebiyata çok takılmazsınız. diyalog harici edebiyata çok takılmanız da yanlış zaten, düşündüklerimi fikirlerimi görsellikle nasıl verebilirim diye düşünmeniz gerekiyor.
2- türler hakkında hocaların önerdiği şey, hangi türde yazacaksan önce o türdeki tüm filmleri izledir...ilgi duyduğun tür hakkında çekilen filmleri izle ortak noktaları ve ayrıldığı noktaları bulmaya çalış....bi de kendi duygularını da takip et, ne bekliyorsun filmden. niye böyle bi beklentin var?

not: görsellikle anlatmayı nasıl bulucaz: izlediğimiz filmlerde kadrajda gördüğümüz şeylerin niye orda olduğuna dair soru sormak gerekiyor. mesela geçen bi dizide anne kızının yanında olduğunu anlatmaya çalışıyordu sarıldı vs. ve kadrajda, sol arka taraflarında büyük bi direk vardı. sordum yönetmen tam sarıldıkları sahnede niye direği kadraja almıştı. -konuşmalar yakın plandı- tabiki anne direk gibi yanındayım kızım demek istiyordu. şimdi aklında şu soru olabilir belki de şansa o direk o kadraja girmişti. işte bi filmi amatör çekerse böyle düşünebilirsin ama profesyonel biri çekerse o direk ya da herhangi bir şey kadraja şansa girmez...dizi yabancıydı bu arada 😀 Türkler çekse derim şansa 😀

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 12/10/2017 3:51 pm
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Bu söylediklerine cevap olarak şunu vereyim .

Çöküş filmini izlemediysen izle , o filmde hitler i ,köpek seviyorken ve çevresindeki kadınlara gayet nazik davranirken gösterdikleri için (ki gerçekte böyledir ) film abd ve dünyada yahudi lobisi tarafından boykot yedi

 
Gönderildi : 12/10/2017 10:06 pm
(@emre_)
Gönderi: 73
Başlığı açan
 

Bu söylediklerine cevap olarak şunu vereyim .

Çöküş filmini izlemediysen izle , o filmde hitler i ,köpek seviyorken ve çevresindeki kadınlara gayet nazik davranirken gösterdikleri için (ki gerçekte böyledir ) film abd ve dünyada yahudi lobisi tarafından boykot yedi

Hem nalına hem mıhına vurmanın bir yolu olmalı. Madem fikir özgürlüğü var.. Peki senaryo filme dönüşmeden önce bu tür otoritelerin ne tür tepkiler verebileceklerini nasıl ölçebiliriz? Çekimden önce senaryo uygun bir şekilde revize edilebilsin diye.

[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301

 
Gönderildi : 12/10/2017 10:56 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: