Forum

Senaryolardaki genel sorunlar

9 Gönderi
4 Üyeler
0 Reactions
1,859 Görüntüleme
(@flamante)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

Arkadaşlar bence buraya kısa film öykü ve senaryolarımızı göndermeden önce bunlarda genel olarak gördüğümüz sorunları sıralamak mantıklı olacak. böylelikle bu işi bilen adamlar bir takım bilgiler de vermiş olacak diye düşünüyorum:)

1- gereksiz bir diyalog yazma isteği görüyorum bazı filmlerde. arkadaşlar sinema görüntüsel bir sanattır. görüntünün yetmediği yerde diyalog devreye girer, ama bazı filmlerde diyalogun yetmediği yerde görüntü devreye giriyor gibi olmuş.

2-inandırıcılık sorunu. günümüzde insanlar inandırıcılığı olan ve gerçekçi öyküler görmek istiyor perdede. bu işin kısası uzunu olmaz. seyirci algısı aynıdır. anlaşılmayan bir film, godard değilseniz pek de rağbet görmez.

3- eline kompakt makine alan ya da ilk dslr sini alan her adam film çekmeye, yazmaya çalışıyor 🙂 heves için yapılır
ama kötü yorum aldığınızda da kaldırmasını bilmelisiniz 🙂

herkese başarılar, sizce bu sorunlar nasıl devam ettirebilir? yazarsanız sevinirim...

 
Gönderildi : 29/03/2011 2:20 pm
(@tolga-depo)
Gönderi: 0
 

"Sorun" diye tabir ettiğiniz şeylerin gerçekten sorun olduğuna emin misiniz? Ekipman bulanın film yapmaya yeltenmesi değil, yeltenmemesi abes. Kötü yorum alıp da ters tepki vereni de epeyidir görmedim doğrusu. Tabi kötü yorumun da ne açıdan kötü olduğu da önemli.

Çok diyalog yazan biri olarak da birinci şıkkı üstüme alındım. Diyalogun fazla olması görselliğe neden engel olsun ki? Diyalogların nerede geçeceği, hangi görüntülerin kullanılacağı belli mi ki bu diyaloğu fazla filmlerin? Mesela Başlangıç'ta (İnception) diyalogların yoğun olduğu, hararetle filmin felsefesinin anlatıldığı sahneler, o kuru aksiyon sahnelerinden daha çekici gelmişti bana. Matrix de bu yüzden kat kat daha iyidir Başlangıç'tan, bana göre. Diyalogları daha güçlüdür. Diyalogdan çekinmeyin, yeter ki yerinde, düzgün kullanımını benimseyin. Sorun değil yani, yanlış çözüm.

 
Gönderildi : 29/03/2011 3:10 pm
(@flamante)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

Inception ve Matrix tipik kuralları olan filmlerdir. Gişe amaçlı filmlerdir. Yani her kesimin anlayabileceği türden filmler. Zaten benim dediğim de o. Eğer yerindeyse sorun yok. Fakat saçma sapan diyaloglar, yani öncelikle görüntü anlatıyorken, diyaloga yer yoktur sinemada. Açıkçası ben kendi eğitimimde bunu gördüm. Avrupa filmlerine, otör yönetmenlere de baktığımızda durum böyle. elbette zevk unsuru önemli burada. Bu sinemada isteğe bağlı birşey değildir. Örneğin bir erkekle bir kadının birbirlerine alıcı gözle, seksi bir şekilde bakmaları ve vücut dillerini kullanmaları, seni arzuluyorum dedirtmekten çok daha baştan çıkarıcıdır sinemada. hollywood sinemasından bahsedecekseniz eğer, onu ben bilmiyorum 🙂 orada tamamen stüdyo kuralları geçerlidir.

 
Gönderildi : 29/03/2011 11:27 pm
(@junky)
Gönderi: 72
 

Bahsettiğin şey çok göreceli bir kavram. Sinema senin yazdığın kadar kısıtlanarak yapılan bir sanat olsaydı bir yerden sonra kendini tekrar eden kısır bir döngü haline girerdi.
1. Yönetmene bağlı olarak değişir ancak diyalog bahsettiğinin aksine çok önemli bir yer tutar.(Telefon Kulübesi)
2. İzleyici her zaman inandırıcılık, gerçek görmek istemez. Harry Potter ne derece inandırıcı olabilir?
3.Bu bir soru mu sorun mu net bir şey anlamadım. Ama insanın hür iradesindedir. Kompakt makinası bulunan film çekemez diye bir kaide yok :)) Bu biraz ne yapmak istediğinle alakalı..

 
Gönderildi : 30/03/2011 1:01 am
(@flamante)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

arkadaşlar eminm hepiniz çok zeki ve yaratıcı adamlarsınızdır. ama demek istediğimi ya ben anlatamadım ya da muhalefet duygumuz çok gelişmiş:) ben anlatamadığımı düşünerek tekrar ediyorum. ben hollywood sineması başka bi dünya başka bi sektör, kimi özellikleriyle bir sinema sayılmaz derken hala örnek olarak bana telefon kulübesini veren arkadaşı tebrik ediyorum. elbette çok güzel bi film. avrupa filmlerindede kullanılır diyalog. ama demeye çalıştığım şey, adı üstünde FİLM. birazcık okumanız yeterli kaynak adı da verebilirim. baktın ki görüntü diyemiyor anlatmak istediğin şeyi o zaman diyalog devreye girer, ama sırf görüntüyle anlat, nuri bilge ol demiyorum kimseye.. aslolan görüntü sonra diyalogtur diyorum..tek tek cevap vereyim ben 🙂

1- baba yönetmenler telefon kulübesini iyi bir aksiyon dışında bir halta benzetmez.
2-sana soruyorum madem telefon kulübesini örnek verdin. orada inandırıcılık ve gerçekçilik olmasa 2 saat izler miydik telefon kulübesindeki tek başına olan adamı ? ayrıca bana harry potter örneği ile gelmen çok güzel tebriklerr:D:D harry potter da da bizim ruh bilimleri mitoslarımız devreye girer inandırıclığı sağlamak için. o film, yani harry potter, gerçekçi olması adına bir sürü olay ve diyalog ile desteklenmiştir.
3- her kompakt makinesi olan görüntü kaydedebilir, ama film çekemez abi, yok öyle bir dünya:)) dünyada 3-5 tane saygı duyulan yönetmen varken, bak ben film çektim demek doğru değil, çektiğim şeyi yorumlayın derseniz eyvallah..

aklınıza takılan birşey olursa, eğer okumak isterseniz size çeşitli kaynaklar önerebilirim.. teşekkürler..

 
Gönderildi : 30/03/2011 1:49 am
(@junky)
Gönderi: 72
 

Yaklaşımın hoş değil öncelikle kullandığın usluba dikkat et!
Özetle anlatamamışsın! Tahminlerime dayanarak Nuri Bilge Ceylan, ya da Semih Kaplanoğlu hayranısın, sinema okuyosun anladık! Anlamadığım şey henüz ne konuştuğunun farkında olmaman!.. İlk mesajına bir bak bir oku bir özümse içine sindir. Ne anladıgını yaz buraya. Hayır herkesten çok biliyorsan bu işi, yap izleyelim helal olsun diyelim. Zira burada üreten insanlar var kardeşim. Amacın sidik yarıştırmaksa yanlış yerdesin!
3- eline kompakt makine alan ya da ilk dslr sini alan her adam film çekmeye, yazmaya çalışıyor 🙂 heves için yapılır
ama kötü yorum aldığınızda da kaldırmasını bilmelisiniz 🙂

Bu arada sen 550 d ile ne yapıyosun merak ettim doğrusu :):)

 
Gönderildi : 30/03/2011 2:55 am
(@flamante)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

ünlem işareti, sidik yarıştırmak gibi kelimelerden kullanmış mıyım ben bir bak 🙂 gayet gülümsüyorum, bence gerginlik çıkarmak yerine, fikir alışverişinde bulunmak daha güzel olur... üslup konusunda ise, kimseye bir saygısızlığım yok, bunlar benim fikirlerim sana yanlış da gelebilir, anlaşırız ya da anlaşamayız, ama bana ünlem işareti koymamanı tercih ederdim..

yanlış tahmin, ne nuri bilge ne de semih kaplanoğlu hayranıyım.. ama bu onların başarılı oldugu gerçeğini değiştirmez, yanlış anlaşılmasın bu da:)

herkesten çok bildiğimi iddia etmedim, zira herkesten az da biliyor olabilirim. ama bu benim fikirlerimi söylememi, paylaşmamı engellemez.

son konuya ilişkin de şunu söyleyebilirim. ilk dslr sini alan adam film çekmeye çalışıyor demiştim. sen de bana o makina ile ne yaptıgımı sormuşsun. ilk dslr ile film çekmeyi yanlış bulurken onunla çektiğim bir filmi koysam abesle iştigal olur bu 🙂 asıl ikilem orada..

bir de ricam, sinirlenmeyelim arkadaşlar.. sanat hakkında bir tartışma söz konusu.. dediğin gibi sidik yarıştırmak falan değil.. burada yanlışın var, kimsenin kalbini kırmak falan değil amacım.. ben sadece film kaydetmek ile film çekmenin farklı şeyler oldugunu savunuyorum.. ama bazı arkadaşlar yüzyıldır alışılagelmiş inandırıcılık gibi bir sorunsalın önemli olmadıgını iddia ediyor.. 🙂 tekrarediyorum, ben tartışmaya değil fikir alışverişi için buradayım..

dipnot: bir filmi eleştiren herkes, bir politikacıyı eleştiren her bir kimse; ne baştan bir film çekiyor, ne de çıkıp daha iyi siyaset yapıyor. öyküler buraya konuyorsa, filmlerimizi koyuyorsak sitede 12 yaşındaki çocugun bile bizi eleştirme hakkı var.. bi kendimize gelelim, hep övgü beklemeyelim. sitede gayet başarılı insanlar da mevcut.

 
Gönderildi : 30/03/2011 3:39 am
 tute
(@tute)
Gönderi: 0
 

flamante'nin kötü bir amacı olduğunu sanmıyorum. ortada anlaşamama durumu var. ben de aynı şeyleri düşünüyorum. beni de rahatsız eden sorunlar var.

1-) mesela diyaloglar cidden inandırıcı değil. filmde 20 yaşındaki biri öyle cümleler kuruyor ki 50 yaşındaki bir filozof bile kurmaz o cümleleri. bu da filmi izlerken rahatsızlık veriyor. diğer türlü harry potter tamam fantastik bir film ama öyle bir çekmiş, öyle bir yazmış ki adamlar ejderhalardan bahsetmelerini yadırgamıyoruz. ama çoğu kısa filmde herhangi bir günlük olaydan bahsedilirken bile inandırıcı olunamıyor.

2-) her filmde nerdeyse bir sosyal mesaj verme kaygısı var. bir filmin içinin dolu olması, derdi varsa onu anlatması harika bir şey ama zaten benim farkında olduğum bir şeyi bir filmin bana tekrar söylemesi pek de etkileyici değil. ya öyle bir anlatsın ki feleğim şaşsın ya da bana bilmediğim bir şeyi söylesin. çünkü diğeri cidden kör göze parmak sokmak oluyor ve komik duruyor.

3-) eline her makina alanın film çekmesine karşı değilim ben. sonuçta insanlar deneye deneye öğrenecek. ama her deneme çekenin de kendini fellini sanması pek hoş değil.

 
Gönderildi : 30/03/2011 6:13 am
(@flamante)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

flamante'nin kötü bir amacı olduğunu sanmıyorum. ortada anlaşamama durumu var. ben de aynı şeyleri düşünüyorum. beni de rahatsız eden sorunlar var.

1-) mesela diyaloglar cidden inandırıcı değil. filmde 20 yaşındaki biri öyle cümleler kuruyor ki 50 yaşındaki bir filozof bile kurmaz o cümleleri. bu da filmi izlerken rahatsızlık veriyor. diğer türlü harry potter tamam fantastik bir film ama öyle bir çekmiş, öyle bir yazmış ki adamlar ejderhalardan bahsetmelerini yadırgamıyoruz. ama çoğu kısa filmde herhangi bir günlük olaydan bahsedilirken bile inandırıcı olunamıyor.

2-) her filmde nerdeyse bir sosyal mesaj verme kaygısı var. bir filmin içinin dolu olması, derdi varsa onu anlatması harika bir şey ama zaten benim farkında olduğum bir şeyi bir filmin bana tekrar söylemesi pek de etkileyici değil. ya öyle bir anlatsın ki feleğim şaşsın ya da bana bilmediğim bir şeyi söylesin. çünkü diğeri cidden kör göze parmak sokmak oluyor ve komik duruyor.

3-) eline her makina alanın film çekmesine karşı değilim ben. sonuçta insanlar deneye deneye öğrenecek. ama her deneme çekenin de kendini fellini sanması pek hoş değil.
demek istediğimi neredeyse tamamen anlayan biri çıktığı için çok mutluyum 🙂 sonunda!

 
Gönderildi : 30/03/2011 6:25 am
Paylaş: