------------------------------------------------------------------------------------------
Tek umudum Tarantino'yla Cimilli İbo arasındaki benzerlik.
Çok kötü.
Senaryo yazarken, bir koltukta kendiniz, bir koltukta eşiniz, çocuğunuz, babanız vs. izlerken düşünün.
Yada sevgilinizle Sinemada izliyormuş gibi düşünün...
Siz yazdığınız senaryoya vakit ayırıp; izler misiniz? Hadi "Aşkım" bir film gelmiş, onu izlemeye gidelim der misiniz?
Senaristliğin bir ruhu vardır. Yazmanın da öyle.
Bizim genelde çoğu arkadaşta; önce bir hikaye aklına geliyor; onu yazmaya başlıyor. Mutlaka not almak gerekiyor. Sonra, bir yerden sonra tıkanıyor.
24. Sahne'ye gelmişsiniz. 23 Sahneyi görmedim; Fakat tıkanmışsınız?
Bu Oyunlarda bonus canınızın bitmesi anlamına geliyor. Sizin içinse gameover.
Try again later:)
Tek bir sahnede "Türklerin barbarlığının olmadığını söyleyip, Kızın yüzünü sokakta görmeden, babasının evinde ilişkiye" girdiğini anlatan bir proje için bu konuda çok kitap okumalı, o senaryonun ruhunu, o karakterlerin özelliklerini anlamalısın.
Çünkü, birisi hırsızlık, birisi arsızlık, birisi başka karakterdeki insanları yazmak zordur. Onları yazmak için, o konuda en sert ve doğaçlama oynayan, o karakteri canlandıran, kötü karakterlere ruh veren insanları incelemelisin.
Bir iki 3. sayfa gazete haberlerini ve onların ruh hallerini görmelisin. Yine 3. sayfa haberlerinde şişlenmiş, o heyecana yenik düşmüş 🙂 tipleri görmelisin.
Ayrıca, onlar ana karakter ise; o tiplerin sonu ya cezaevi yada ölüm olacaktır:)
Psikoloji üzerine de kafa yormanız gerekiyor. 3'ü bir birini ortak çevirdikleri bir olayda satarlar, bir tanesini kızın ağabeyi tesadüf eseri odada yakalar ve öldürür. 🙂 Diğer ikisi tesadüf eseri soymaya gittikleri villada aldıkları çanta sebebiyle artık istihbaratın aranan adamlarıdır. Çünkü, evdeki o çantada devletin çok önemli gizli bilgileri ve kısmi para ve pasaport vardır.
O iki salaktan birisi de acımasızca öldürülür. Diğeri ise, neye bulaştığını anladığında iş işten çoktan geçmiştir. Can telaşı başlar.
O bilgilerin peşinde sadece Mit değil; Mossad'dan, Vevak 🙂 a kadar....
Yoksa, 3. sınıf sayın Aydemir Akbaş filmlerine döner, yada lise talebelerinin facebook ve twitter de konuştuğu muhabbetlere...
Senaryo yazmak, olmayan bir şeyi üretmek, o üretilen şeyi milyonlarca insanın izlemesi "Emeksiz" olmaz.
Bu yazdığına göre söylüyorum; Önce karakter analizi yap, sonra o karakterlere en yakın karakterler dünya sinemalarında hangileri bir bak, ve diyaloglarını, mimiklerini, tarzlarını bir incele...
Hatta kendime şu analiz için kızıyorum:))) Ama, bir gün burada sende yap, çok kötü başlanan senaryolar best seller olabilir. Bizim için umut herşeydir. Onu kaybetme.
Bizim için olmazsa olmaz, ekmek, hava su gibi olan şey, izleme, not alma, her baktığın, her gördüğünü bir karakter olarak analiz etme yeteneğimizdir.
Kötü olsa da, vazgeçme.
O bilgileri O Türkler Barbar değil diyen adam çözsün. O çocuğu korusun kollasın:) Sonra, çocuğu çözüp, çantanın ve bilgilerin yerini öğrendikten sonra; İran İstihbaratına satsın:)))
Kötülerin içinden iyi karakter çıkartma, sonra iyi rol yükleme daha çok sevilir:)
Kolay gelsin.
======================
www.e-senarist.com
[email protected]
----------------------------------------------------------------------------------
Tek umudum Tarantino'yla Cimilli İbo arasındaki benzerlik.
Ben bunu birkac gun once okudum sonra yazacaktim birseyler unutmusum. Hazir zamanim var yazayim. Oncelikle bu yukarida verilen sahnedeki diyalog, yazim sekli ve gercekciligi itibariyle benim bu sitede gordugum senaryolarin yuzde 90'indan daha iyi yazilmis bir diyalog. Icerik olarak guzel olmayabilir, iyi olmayabilir ama asiri derecede gercekci ve profesyonelce yazilmis. Sahsen okurken her bir satir gozumde canlandi. Sunu rahatca soyleyebilirim ki bu arkadas bu diyalog uzerinde ya ugrasmis yada hakikaten cok yetenekli.
Konusu ve karakterleri hakkinda yorum yapmak istemiyorum sonucta ortada sadece 1 sahne var. Ama sunu soyleyeyim bence sadece 1 sahneden de olsa karakterler biraz kendilerini belli ediyorlar. Bunu da yine yazim bicimindeki ve diyalog kullanimindaki basariya veriyorum.
Yazilanlarla ilgili de birkac sey soylemek istiyorum.
"Senaryo yazarken, bir koltukta kendiniz, bir koltukta eşiniz, çocuğunuz, babanız vs. izlerken düşünün.
Yada sevgilinizle Sinemada izliyormuş gibi düşünün... Siz yazdığınız senaryoya vakit ayırıp; izler misiniz? Hadi "Aşkım" bir film gelmiş, onu izlemeye gidelim der misiniz?"
Simdi bence bu cok yanlis bir yonlendirme. Yani aileyle sevgiliyle izlenecek film var, arkadaslarla izlenecek film var, hic olmadi oturup tek basina izlenecek film var. Ne yani sanki her filmi babam annemle mi izliyorum ben? Her filmin senaryonun hikayenin kendi izleyicisi vardir. Ben filmde kufur seven biri degilim sahsen ama asla da karsi degilim cunku seveni var. Benim yakin arkadasim var, filmde kan siddet gormeyi sevmeyen biri. Ben bayilirim mesela. O nedenle yazan biri icin "sunlari yazma" demek, muzik yapan biri icin "su notalari calma" demek gibi birseydir.
Kuzeydeniz arkadasin dedigi arastirma ve analiz senaryo yaziminda cok onemlidir lafina tamamen katiliyorum. Bunlar senaryo yaziminin bel kemiklerinden biridir. Cok guzel deginmis o konuya. Ama sadece 1 sahneden yola cikarak bu yazilan hikaye/senaryo uzerinde yaptigi analizlere ve verdigi onerilerin hicbirine katilmiyorum. Hikaye senin hikayen, kimseyi dinlememeni tavsiye ederim.
Buradaki diger arkadaslara da tavsiyem, yazdiginiz senaryolari "TIKANMADIGINIZ SURECE" digerleri okusun analiz etsin diye oraya buraya yuklemeyin. Herkesin hikaye anlayisi farklidir. Bana gore mukemmel olan bir hikaye sana gore berbat olabilir. Ha yazim bicimiyle ilgili sorununuz varsa bunu zaten kitaplardan ogrenebilirsiniz cok zor birsey degil. Ben bu "baskalarinin analiz etme" gercegini zor yollardan ogrendim. Yazdigim ilk uzun metraj senaryo 114 sayfaydi ve yazmak 2 ayimi almisti. Senaryoyu analiz etsin diye yolladigim kisi hikayeyi begenmedigini, cok sıkıcı oldugunu ve 20. sayfada biraktigini soyledi. Tabi insanin morali fena bozuluyor o kadar ugrasmissin falan. Sonra 3 kisiye daha yolladim. 3'u de bir oturusta okuyup bitirdiklerini, hic sıkılmadıklarını tam tersine gayet eglenceli oldugunu soylediler. Ardindan senaryoyu sirf merakimdan bir analiz sirketine yolladim ve 100 uzerinden 71 puan aldi (bu puan o kadar iyi bir puan degil bu arada)
Hikayeyle ilgili problemleriniz varsa, ilerleyemiyorsaniz, eksik birseyler oldugunu hissediyorsaniz yazmasini hakikaten iyi bilen, deneyimi olan birinden "ISTEGINIZ DOGRULTUSUNDA" yardim isteyin. Yani gidip de su senaryoya bir baksana demeyin. Diyin ki mesela, "bence hikayenin ilk kisminda bir sorun var, olaylar gec basliyormus gibime geliyor, sen bir okusana sonra da soylesene bana GEC MI BASLIYOR YOKSA BANA MI OYLE GELIYOR?" yani komple analiz istemeyin cunku o kisinin analizi sizin dusuncelerinizden farkli olacak.
Neyse yine cok uzattim 🙂 yazan arkadasa ve diger arkadaslara basarilar diliyorum
---------------------------------------------------------------------------------------
Tek umudum Tarantino'yla Cimilli İbo arasındaki benzerlik.
Diyaloglarda şaşırma tepkileri abartılı olmuş hitaplarla birlikte. Ben kankama ya da aga dediğim insana her cümlemde aga/kanka demem. Doğallıktan çıkılmış. Bence kendinizi geliştirmelisiniz. Emeğinize sağlık.