Bu başlık altında senaryo konusunu belirlerken ne gibi yollara başvurabilirizi tartışabiliriz..
Konuyu belirlerken temel bazı teknikler vardır.
Bunlardan biri ''Acaba'' tekniğidir.(Kkymn buna ''Ya tekniği'' diyor.Çengel tekniği diyenlerde var)
Acaba şöyle olsa ne olur? Mesela ''Bugün aslında dündü'' filminde ''Acaba bir adam hergün aynı günü yaşasa ve sürekli aynı olaylar başına gelse ne olur?'' gibi bir sorudan yola çıkarak senaryo yazılmış. '' Ya da Jim Carey'nin ''Liar Liar'' filminde ''Acaba sürekli yalan söyleyen bir adam bir gün yalan söylemez hale gelse ne olur'' dan yola çıkılmış.(Acaba uzaylılar dünyayı bassa nolur olmaz-bu bir durumdur,acaba sorusunu sorarak yola çıkmakla bir durumu ele almak arasındaki farkı daha sonra anlatacağım)
Aslında bildiğim tüm tekniklerden genel olarak bahsedecektim ama ''Acaba'' yı üzerinden işlemeye devam edelim.Konumuzu belirledik.Diyelimki 'Liar Liar'' ı yazacağız.Konumuz ''Acaba sürekli yalan söyleyen bir adam bir gün yalan söylemez hale gelse ne olur..''..Şimdi filmimizin hangi tür olacağını belirlemeliyiz.''Korku,gerilim,komedi,aşk..?''
Biz komediyi seçtik.Bu film komik olmalı dedik.Karakter düzenlemeleri,sahneler,replikler komik olmalı..Ana karakter olarak bir avukat belirledik.Hırsızları,dolandırıcıları savunan bir avukat.Neden avukat?Çünkü suçlu olduğunu bildiği kişileri savunurken yalan söyleterek karakterimizin yalancı bir insan olduğunu rahat vurgulayabiliriz.(Buna alternatif olarak ana karakterimiz mesela mafya üyesi olabilirdi.Ve yalan söyleyemez hale gelip herşeyi anlattığında yalan söyleyerek sürekli para sızdırdığı mafya babaları peişene düşerdi.Bizde gülmekten kırılırdık bak şu salağa diye...hikaye sizin hikayeniz.Alternatifler size kalmış.)
Şimdi karakterimizin altını dolduralım biraz.Yalancı bir avukat..Hmm..Ailesi varmı? Tamam olsun..Bir karısıııı....Bu adam yalancı..Bu adam kesin bezdirmiştir karısını yalan söylemekten..Güzel bir kadın..Bi yerde yeter artık deyip bırakmıştır adamı..Ama hafif romantik komedi tadıda katalım..Ama o zaman ikisinin arasına bir bağ koymak lazım.. hıh! bir de çocuğu olsun..Çocuk babasını çok sevsin ama o da bilsin babasının yalancı birisi olduğunu..Adamda çocuğunu sevsin ama yalancılık kanına işlemiş bir kere..Rekabet olmadan bayar bu muhabbet be!Öyleyse bir de rakip olsun.Eski karısına bir sevgili koyalım.İyi biri olsunki bizimki belki karısını kıskanır dimi..Buna ilerde bakarız..Adamın işi hakkında düşünelim..Avukatlı k şirketinde..Şirkete ortak olmak istiyor vesaire..(Aslında bunca laf kalabalığının özeti KARAKTERLERİNİZİN ALTINI DOLDURUN..İnsanlar hikayelerini bilmedikleri kişiye üzülmez,sevinmez,gülmez..Bu yazıyı yazarken senaryo yazmaya sıfırdan başladığınızı varsayıyorum.Çok basit düzeye varan detaylar için kusura bakmayın yani)
*karakter yazarken önemli bir nokta:Senaryoya karakter eklerken o karakteri eklemeye mutlaka bir nedeniniz olsun.Her eklenen karakter artık zaman,artı sahne dolayısıyla artı para demektir.Param bol benim saçarım ben diyosanız o ayrı.Ama hatırlatırım bir prodüktör asla böyle bir cümle söylemez;)
Şimdi kilit noktalardan biri..NASIL? Bu soru sizin acabanızın cevabı..Biz oğlunun doğumgününde ''Babam bir günlüğünede olsa yalan söyleyemesin'' dileğinin tutmasında karar kıldık.Bakarsın sen ''yaşlı bir dilencinin bedduası''nda karar kılarsın.Sana kalmış...Ama güzel bir neden bulmanız hoş bir detay olur.Ama fazlada kasmaya gerek yok.Çoğu zaman umrumuzda olmuyo nasıl olduğu..biz gidişata bakıyoruz..
Pardon filmini örnek olarak göstermen ii olmamış.zaten yaşanmış bi olay kısa filmi bile vardı.Alone küstahlık olsun diye değil yiğidi öldür hakkını ver derler bu uzun metrajın kısası çekilmişti onun için dedim. fazlada konumuzla alakası yok neyse...
Ben şey diyeceğim ana temayı gördükten sonra senaryo yazarken filmin sonunu görmek daha iyi. en son kareden sahneden geriye doğru gelin derim.
Bu olayı dağıtmamanızı sağlar, aynı zamanda film tek bir doğruda gitmez sürekli değişir.
ilk sahneden sona gitmeyi ben tavsiye etmem.
filmin sonununa baştan karar vermek ii bişi tabi ama sondan başa gitmek için aynı şeyi söyleyemem başına karar ver sonunu düşün ama düz yaz bence çünkü belli olmuyo yeni ve daa ii bi fikir gelebilir bende çok oluyo mesela, ayrıca geldiin yere kadar yazdıklarını birilerine okuttuunda onlardan da ilginç fikirler çıkabiliyo olayın akışı bi anda deişebilir yani
senaryoyu yazdıktan sonrada kafanda filmi tekrar tekrar izle 🙂 bak izle diorum düşünme. baya baya izle sanki çekmişin gibi mekanlara oyunculara kamera açılarına karar vermeni saalar, sayısız kurgu yaparsın kafanda, ben akşam yattımda düşünüyorum genelde 🙂
(Nemesis haklısın,konuyu editleyerek orayı kaldırdım.Aslında PARDON'u bir durum komedisi olarak yazacaktım,fakat ben kafa yogunlığu ile bambaşka birşey yazmışım.Uyarınla farkettim.Benim bu yazıları yazmaktaki amacım ''ben çok biliyorum''yada ''bu böyledir'' demek değil.Sadece bir sinerji oluşturma çabası..Birbirimizi eleştirip yada onay verdiklerimize düşüncelerimizi ekleyip geliştirmek...)
Sondan gelmek klasiğin mantığın sınırlarını zorlamak demek.İlginç fikirler çıkabilir.Ama ben düz yazmaktan yanayım.Karakterin önemine inanıyorum.Sanırım düz yazarken karakteri daha iyi işleyebiliriz gibi geliyor.
alone EMİN OL bende böyle düşündüğüm için yazdım.
Benim bu yazıları yazmaktaki amacım ''ben çok biliyorum''yada ''bu böyledir'' demek değil.Sadece bir sinerji oluşturma çabası..Birbirimizi eleştirip yada onay verdiklerimize düşüncelerimizi ekleyip geliştirmek...)
Ama sondan gelmeyi bi kere deneyin. İnsaan hafızasıda sondan geriye doğru çalışır. Örnek kaybettiğiniz bişeyi arar, kaybettiğiniz nesneyi en son gördüğünüz yeri düşünüp o andan bu ana kadar geçen zamanı ileri sarıp bulmaya çalışırsanız zorlanırsınız veya ben alone sana sorsam desem ki 1 hafta içinde yaptıklarını bana anlatır mısın tek tek...sen geçen haftaya gidip ileriye doğru anlatırsan yanılırsın. yapmamız gereken şimdiden geriye gidip tekrar bu güne gelmektir.
Bu olaya zor demenize de maalesef katılmıyorum.Çünkü sonuçlar az sebebler ise genelde çoktur. Siz sonuçları bilin sebebleri seçin derim. U marım anlatabilmişimdir... hepinize teşekkürler
hanli baştan söliim yanlış anlama haksızsın demiyorum olmaz öle demiyorum ama insan beyninin sondan çalışması (ki beyin sondan çalışmaz sonu ii hatırlar ööle dielim) veya son bir haftayı anlatırken sondan başa gidilmesi (ki buda kişiye göre deişir ben birinci günden başlarım) tamammen ayrı bi şey insan son yaptıını çok daa ii hatırlar
hele bi eşyayı kaybedince ilk en son gördüümüz yere gitmemizde gayet mantıklı bişey çünkü genelde orda oluyo 🙂 en son orda kullanmış veya oraya bırakmışızdır en azından biz öle hatırlıyoruzdur, neyse yani tamamen hafızayla alakalı
ama senaryo ööle deilki sen senaryo yazarken bişeyi hatırlamıyosun tamamen sıfırdan yaratıyosun, olayı istedin gibi yönlendirebiliyosun baştan sona veya sondan başa beynimiz açısından bişi farketmez yani...
aslında herkes kendi tekniini kullanır tabi denemek ve kendimize uygun bi yol bulmak lazım kime nasıl raat geliyosa demi....
Merak ettimde arkadaşlar, yazdığınız senaryolarda aynı konu üstünde ısrarla durma, veya dönüp dolaşıp aynı konuda buluşma gibi SORUNlarınız oluyor mu? Yani bende oluyorda...
Ve de yazarken bişeyler dinliyor musunuz müzik vb.
tabiki oluyordur. sonuçta sıfırdan birşeyler yaratıyorsun. herşeyi kullanabilirsin. masandaki bir eşyadan sokaktaki çocuğa kadar. bir yerde tıkanma herkes yaşayabilir.
birileriyle paylaşabilirsin. insanlarında fikirlerini al. insanlara anlat. bende o şekilde oldu çoğu zaman birine hikayeyi anlatırken farklı taraflara taşıdım hikayeyi o şekilde 6-7 kez değiştirdim senaryoyu. o fikir söler sana senin kafanda başka bişi çakar o an. sen bi fikir atarsın o bi fikir atar başka bişi çıkar ortaya. böylece sana bi yol açılmış olur. ordan ilerletirsin mevzuyu. herkesin değişik yöntemleri var. kitap okurken bile aklına farklı şeyler gelir. otobüste. tuvalette. (türküz nede olsa). 😀 ben o an düşündüğüm senaryoya göre müzikler seçmeye çalışıyorum yerine göre hareketli yerine göre slow. ama bazen kilit noktalar oluyor oralarda kapatıyorum müziği sessizlik istediğim oluyor. daha sağlıklı düşünebilmek adına.
bilmiyorum ne kadar kitap okuyorsun ama sana tavsiyem kitap oku bol bol. çok fazla tıkanma yaşamak istemiyorsan. bol bol film izle.
başarılar. allah zihin açıklığı versin. 😉
Hassonya yorumların için teşekkürler. çıkardığım en önemli şey sanırım yaymak 🙂 yani hikayeyi kurarken senaryoyu yazarken, zamana yaymanın faydası evet bu... Ben iki günde yazıyım atıyım diorum hep yarım kalıyor. son başladığım böyle olmayacak aklımın bir köşesinde daima duracak ve sürekli eklentiler.tekrar sağoll..
sanirim türk milleti olarak bizim hamurumuzda var bu. hemen hersey olsun bitsin istiyoruz. bende yapiyorum bu hatayi bazen. ne bilim bisiye basliyorus hemen olsun bitsin ortaya çiksin istiyoruz. olmayinca da hevesimiz kiriliyor. aslinda urasmak onun üstüne düsünmek zaman harcamak lazim. kitap okumak o konu ile ilgili arastirma yapmak lazim.
kelebek etkisinin 2 tane yönetmeni var. kamera arkas1nda izliyorum. adamlarin senaryo konusu bulma yöntemleri çok ilginç ve etkileyici. oturduk konu düsünüyoruz diyolar. bi konu geliyor aklimiza sora diyoruz bu konu daha önce bir filmde islendimi evet ok salla bu konuyu. baska bir konu bulal1m. gerçekten cok ilginc. düsünce sürecinde bile hat safhada emek söz konusu ve sanirim 6 senelik bir süreç o filmin düsünülmesi ve hayata geçirilmesi. adamlar paras1z kalm1slar satal1m m1 satmayal1m m1 mevzular1 olmus.satmam1slar ve kendileri hayata geçirmisler. izleyenler bilir inan1lmaz harika bir film.
gercekte ortaya kaliteli ve farkl1 bisiler c1karmak zaman ve emek istiyor. konuyu özümsemek gerekiyor.
sayg1lar1mla...
aslinda kelebek etkisi de inanilmaz mantik hatalari barindirsada kendi icinde surukleyiciligi olan orta kalite bir filmdir.
ozellikle kisa film,amator film gibi projeleriniz varsa size birkac oneri,bu onerileri binlerce ogrenci projesi seyretmis biri olarak soyluyorum
sakin ama sakin cok cok kalite bir senaryonuz yoksa 'ruya icinde ruya' yada 'sonunda aslinda adamin can vermis oldugu anlasilan' filmlere bulasmayin, intihar,psikoz,nevroz,bunalim gibi zaten ozunde agir olan konulara girmeyin, agir sekanslar sacma sapan acilar yapmayin.Karakteri on dakikalik filmin 5 dakikasinda sessiz sessiz sigara icen,aynaya bakan senaryolar yazmayin,karakterinizi filmin sonunda oldurmeyin.
cunku inanin her proje doneminde en az 10 tane bu tip film cekilmekte,ve her ogrencide kendi yaptiginin ozgun oldugunu sanmaktadir ama totalde neredeyse birbirinin ayni,anlasilmaz ve sikici filmler cikmaktadir.
yapilmasi gereken (bence) daha gundelik hayatin icinden,her izleyenin kendine biraz yakin bulacagi seyler cikarmaktir.
Eski yesilcam filmlerinin kaliteli yada zekice olmasada bu kadar sevilmesinin ana sebeplerinden biri budur. konular basit,anlatimlar akici, surukleyiciligi sayesinde filme baglayan senaryo. iste yapilmasi gereken budur.
tabii siz 'benim 10milyon dolarim var,ben starwars a yeni bolum cekecem' diyorsaniz orasi ayri.
Bende sondan gelme konusuna kesinlikle katılıyorum böylelikle bir amacın oluyor bir sonuca ulaşma çabası oluyor zaten amaç olmadan yazılmaz...
Bende yazmaya başlamadan önce aklıma gelen herşeyi bir kutucuğa yazıyorum.ama aklımda hep son var sonra duruma göre karekter oluşturup o sona hazır hale getiriyorum.Sıkıştığım zamanlarda da başta yazdığım kutucuklardan kopya çekiyorum.Böylelikle aklıma gelen hiçbir fikri kaçırmamış oluyorum....(sadece bu benim kendime oluşturduğum teknik kkymn den kesinlikle kopya çekmedim 😀 bu böyle biline)