Arkadaşlar bir espri yaptınız galiba ama ben anlamadım.İsmim geçiyor,esprisi
nedir 🙂
Anladım galiba.Sitede mesajları takip edip ,en sonunda '' Tşk. arkadaşlar,faydalı bilgilerdi'' yazmam dikkati çekti herhalde 🙂 .Eğer oysa durum şu.Tartışılan konu hakkında elbette benimde söyliyeceklerim oluyor.7 kısa film, 2 belgesel, 2 tanıtım filmi, 2 kamu spotu çekip,birçok ödül almış biri olarak yinede sitede konuya hakim arkadaşları izlemek faydalı oluyor.Kendimi hep amatör görüyorum.Bazen bakıyorumki bir filmi bile olmayan arkadaşımız ışık kurma hakkında fikrini söyliyor.Ben söylemiyorum,izliyorum,öğreniyorum.Pek iyi bir yöntem değil biliyorum,paylaşımcı olmak,tartışmalara katılmak daha güzel tabiki.Sevgilerimle 🙂
sataman hocam yok mesele o değil. Sizin "sataman" rumuzunuz, konu başlığına yanıt gibi oluyor. Satamazsın anlamında okumuşuz ben ve diğer arkadaşlar. 🙂
Bu arada buldum ben önceki mesajımı:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?p=164210#p164210
Karatasa hakkında da esprimin izinsiz kullanımından dolayı suç duyurusunda bulundum. Yarın birgün avukatlarım kapısını çalar.
🙂 🙂 🙂
Nereden nereye gitmişim bende. Selçuk Ataman = sataman .Konu budur tabi 🙂
Gerçekten çok iyi bir senaryo var ise satılır. Yapımcı alır senaryoyu, ilk sayfayı okur. Senaryo iyi ise, diyaloglar altındaki alt metni hemen fark eder. Zaten iyi bir senaryonun ilk sayfasında insanı kilitleyen bir şey (hook) olur.
Ve yine, iyi bir senaryo ise, 5.sayfadan sonra "dur bakalım ne yöne gidecek" diye devam eder. Birinci perde bittiğinde bam !!! İşlerini iptal eder ve senaryoyu bitirir. Ve telefona sarılıp Memento'yu çekmeye karar verdiğini Christopher Nolan'a haber verir 🙂
Asıl problem, iyi bir senaryo yazılama-ması. Yazılsa bile prodüksiyonun çok masraflı olması. Bunu aşmak için orijinal, dahiyane bir film fikri olması lazım hikayenin. O ise sağlam bir entelektüelite gerektirir. Bu iş ise akşama kadar telefon sıvazlamakla olmaz.
Kısaca söyleyeyim, yüzlerce kitap okumak, psikoloji, felsefe öğrenmek lazım. Amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok. Önceden neler yapıldığını öğrenmek gerek. Zamanı geldiğinde, yapımcının çenesini düşürecek o fikir çıkacaktır.
PathRunner Kaç senaryo sattınız bu şekilde?
Bu arada memento, nolanin kardeşinin kısa hikayesinden uyarlanmış ve yönetmenin kendi parasıyla çektiği bir film .
Yine kendisinin yazdigi Following filminden kazandığı para ile çekildi.
Filmin yapim bütçesi 6 milyon dolar , festival filmi olarak düşünülüyordu gelen olumlu elestirilerden sonra 3 milyon pazarlama bütçesi eklenip amerikada ve avrupa'da vizyona sokuldu .
İngiliz yönetmenin hollywoodta açılmasını sağladı , büyük studyoların dikkatini çekti ve Batman filminin kendisine emanet edilmesini sağladı.
Nolan kardeşler O gün bugündür, kendi yazmadiklari hiçbir filmi yönetmediler.
Yani öyle senaryo okutup cekelim mi diyecek bir adam değil nolan , örnek doğru değil .
Johnatan Nolan kendi röpörtajında anlatıyor olayı. Google yaparsan bulursun. Türkçesi yok ama. İngilizcen varsa okursun.
Bu arada memento, nolanin kardeşinin kısa hikayesinden uyarlanmış ve yönetmenin kendi parasıyla çektiği bir film .
Yine kendisinin yazdigi Following filminden kazandığı para ile çekildi.
Filmin yapim bütçesi 6 milyon dolar , festival filmi olarak düşünülüyordu gelen olumlu elestirilerden sonra 3 milyon pazarlama bütçesi eklenip amerikada ve avrupa'da vizyona sokuldu .
İngiliz yönetmenin hollywoodta açılmasını sağladı , büyük studyoların dikkatini çekti ve Batman filminin kendisine emanet edilmesini sağladı.
Nolan kardeşler O gün bugündür, kendi yazmadiklari hiçbir filmi yönetmediler.
Yani öyle senaryo okutup cekelim mi diyecek bir adam değil nolan , örnek doğru değil .
Bir yumurtanın iyi olduğunu anlamak için yumurtlamaya gerek yok diyeyim.
@PathRunner Kaç senaryo sattınız bu şekilde?
Senaryo satmak hakkında cevap şudur; satmayı düşünme. Benim de ilk mesajlarım nasıl satarım nasıl ederim hakkındaydı 😀 Sonra okudum, öğrendim kendimce. He ne yaptın Bitmiş senaryon var mı desen sittin sene önce kuzeydeniz abime yollamıştım kısa film, hala revize ediyorum. Kötüyse devamını getirmiyorum, sorunlarına bakıyorum sevdiğim beni ateşleyen kısım hatalıysa bırakıyorum. Kuzeydeniz e attığım hala orjinal halde o yüzden bu kış çekmeyi planlıyorum.
Ama satmak.. Hayır düşünmüyorum. Onun yerine iki taraflı izleyiciye hitap etmeye çalışıyorum. Biri entellektüel birikimi olan kısım diğeri vurma kırma hurra diyen kısım. Alt metinlerle bezeyip, ana fikri destekliyor, insanların ilkel güdülerine de göz kırpıyorum. Senaryo geleneğini de dikkate alıyorum tabiki. Şimdi yazdığım uzun metrajın ana fikri dini de tarihte olduğu gibi kazananlar yazar. Sesli söylenirse kahkaha attırma garantili 😀 ama benim içimden bişeyler var, türkiyede çekecek babayiğit yok bence. Buna rağmen devam, çünkü yazdığım şeyi hissediyorum sadece bu. Başlarım parasına puluna. Gücü elinde barındıranlar bastıracak, insanlar korkacak diye yazmaktan vazgeçmem. Hikayemi her kesime hitap ettiremezsem vazgeçerim sadece. Satmayı boşver yüreğini koy ortaya. Zamanı gelince o kendini satar zaten.
oh be 😀
Başlamadan önce başaracağına inanmak atılacak ilk adımdır.
Orijinal bir fikri barındıran kaliteli yazılmış bir senaryo, bir fırsattır.
O halde bu fırsatı kaçırmamalı. Ne pahasına olursa olsun!
[?]Zihninde dolaşan sorulara cevap arıyorsan:
http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=3&p=185301#p185301
dünyadaki iyi yönetmen veya yapımcılara şirketlere ingilizceye çevrilmiş senaryonuzu göndermeniz mümkün mü?
Bir senaryo geliyor yapımcıya. Sıradan. Klişe. Espirisi olmayan bir komedi filmi hikâyesi vs. Aynı konuların birebir aynı şekilde yazılmışı. Sadece karakter isimleri farklı. Adam zaten çekmez öyle bir işi. Yada çekmek isterse bile aynı işi yazmış yada yazabilecek tanıdığı güvendiği senarist var. O vakit senden almaz. Burada veya diğer platformlarda herkes senaryo satamadığından şikayetçi. Yapımlara gidiyorum senaryo bulamadığından şikayetçi. Yada senaryosuna baktıkları senaristte bir ışık gördüklerinde direkt ekibine alıyorlar yani en fazla yaptıkları bu. Peki bir şey soracağım size dostlar müsaadenizle. Burada ki suç yada suç demeyeyim yanlışlık sektördeki heriflerde mi yoksa sektöre giriş yapmak isteyen senarist adayı arkadaşlarımızda mı? Yani eli yüzü düzgün bir senaryo bulmak nerdeyse imkansız. Benim bile mailimde belki de yüz tane senaryo var. Sadece bir tanesi belki de film olabilecek kapasitede gözümde. Senaryo satamayan bir çok arkadaşımız aslında elindekinin senaryo olmadığının farkında değil. Hani çocuğunun kıymetini bilmeyen kişilere parlayan ebeveynler gibiler. Halbuki çocuğunun hiçbir vasfı yok. Ya yazdığın iş gerçekten kaliteli ise bir denersin olmaz, iki denersin olmaz ama üçüncü denemende olur. Yani eninde sonunda elindeki işin değerini bilen biri çıkar. Ama elindeki iş gerçekten değerli ise. Yoksa sıradan basit bir senaryoysa özellikle ülkemizde o tarz işleri çeken yönetmenler belli. Haydar Işık, Biray dalkıran vb bu adamlar basit işler çekiyorlar ve bir basit iş daha çekmek için senden on bin yirmi bin lira verip senaryo almaz. Oturur bir haftada kendi ekibiyle birlikte yazar. Adamla konuşuyorum; vallahi billâhi 3 günde yazıp, kısa bir sürede hazırlanıp, 9 günde çekip vizyona soktuğu film ile övünüyor bana. Çöp ya film çöp. Bizim sektördeki sinemacıların bir çoğu böyle zaten. Bu adamlar almaz senden senaryo. Sağlam yönetmen veya yapımcılar da zaten senaryon hikayen sağlam değil diye almıyorlar. Dostlar önce elimizdeki işlere bakalım. Objektif yaklaşalım. Acaba gerçekten güzel mi hikayeniz. Sana ilginç gelen o karakterin yaşadıkları genele nasıl hitap eder, yoksa sadece sana mı ilginç? Tabii ki haklı olduğunuz taraflar var ama tüm hata da ulaşamadığımız adamlarda değil.
Not: Şahıs hedef gözeterek yazmadım bunları. Sadece son bir kaç senedir tecrübe ettiklerimden yola çıkarak yazdım canlar. Başarılar.
merhaba, yazınıza şans eseri denk geldim. Yazmaya kendimi bildim bileli aşığım, çeşitli türlerde aldığım bir çok ödül var. Şu ana kadar satmayı düşünmedim ama özel nedenlerden dolayı yazdıklarımı satmak istiyorum. Lakin satılacak düzeyde mi bilmiyorum. Biri reklam senaryosu, diğeri film. Filmin senaryosunu yazmak için gerçekten çaba harcadığımı düşünüyorum. 5 yılda tamamladığım filmi 2 yıldır eksiklerini düzenleyerek tekrar tekrar yazıyorum. Velhasıl kelam izniniz olursa sinopsisi size okutmak istiyorum. Sizden beklentim eleştirmeniz...