Forum

[Sabit] Senaryo Gönderiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler!

1 Gönderi
1 Üyeler
0 Reactions
12.5 K Görüntüleme
(@gorkem)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Arkadaşlar, isterseniz aşağıda ayrıntılar var ama ben bir bakışta anlaşılabilmesi için kısaca yazıyorum,:

BU BAŞLIĞA ATACAĞINIZ METİNLER, AŞAĞIDAKİ SENARYO AŞAMALARINDAN 1 VE 2’Yİ ARTARDA YA DA 1 VE 3’Ü ARTARDA İÇERİRSE ÇOK DAHA KOLAY OKUNUR, KOLAY DEĞERLENDİRİLİR. LÜTFEN İŞLERİNİZİ BU FORMATLARA UYGUN OLARAK DÜZENLEYİP BURAYA ATINIZ.

1- Sinopsis: (Kısa film için) En fazla yarım sayfalık özet.

2- Tretman: Bir ya da en fazla birkaç sayfalık ayrıntılı anlatım. Karakterler gerektiğince ayrıntılı tanıtılır, öykünün tamamı anlatılır.

3- Edebi senaryo: Öykünün çekimlere bölünmüş, tercih edilen hikaye kurgusuna göre yazılmış, numaralandırılmış, söz konusu çekimlerin her birinin iç-dış, gün-gece olduğu belirtilerek nerede yapılacağının da netleştirildiği hali.

Çekim senaryosu: Edebi senaryoya kamera hareketleri, kadraj tercihleri, özel ışık kullanımları, sesler, efektler gibi sinemasal çalışmaların eklenmesi ile yazılmış tamamen teknik içerikteki metin. (Bu genelde yönetmen tarafından yazılır, bazen ise hiç yazılmaz. Özünde yönetmenin ve teknik ekibin edebi senaryo üzerine kendilerince notlar almasının kapsamlı halidir)

Yazdıklarınızın amacına ulaşması için mesajınızın başına mutlaka sinopsisi yazın.

Devamına da tretmanınızı ya da edebi senaryonuzu koyun. Eğer senaryo yazma konusunda yeterince iyi olduğunuzu düşünmüyorsanız (bunu lütfen iyi düşünün) illa hikayenizi çekimlere bölmeye çalışmayın. Öykücülük ayrı, senaristlik ayrıdır. Yok illa yazacaksanız, filmin ta kendisini yazdığınızı unutmayın.

_____________________________________________________________________________________________________

Şimdi Ayrıntılar:

İstendiği ve beklendiği gibi bu başlığa birçok üye senaryolarını, öykülerini atıyor. Ancak ne yazık ki bu başlığa atılan şeyler, herhangi bir senaryo aşaması haline, ayrıntı düzeylerinin herhangi birine uymuyor. Uymadığı için de okunduğunda okuyan, işi değerlendirmekte güçlük çekiyor. Hatta şahsen ben çoğunu okuyamadım bile. Kötülüklerinden değil, okunur halde olmamalarından. Ben bu aşamaları yazıp her birinin ne olduğunu kısaca açıklayacağım ve herkesten bu şablonlara yakın işler çıkarmalarını rica edeceğiz bundan sonra.

Arkadaşlar; senaryo yazımının belirli aşamaları vardır. (Gerçi peşinen söyleyelim, her senaryo illa bu aşamalardan geçilerek son halini almak zorunda değildir, bu yazara bağlı bir şeydir. O halde biz aşama demeyelim, “senaryo ayrıntı düzeyi” diyelim) Özetleyecek olursak;

Sinopsis: Hikayenin özetidir. Hikayenin uzunluğuna göre çeyrek sayfadan bir sayfaya kadar olabilir. Schindler’in Listesi’nin de bir sinopsisi olacağını ve bu filmin sinopsisinin de bir sayfayı geçemeyeceğini düşünürseniz 10 dakikalık bir kısa filmin sinopsisi en fazla çeyrek sayfa olur.

Hemen örnekleyelim, örneği İlker Canikligilin Simulacra’sından verelim: Murat sıkıcı bir işte çalışan yalnız bir adamdır. Hayatının bir video oyunu olduğundan kuşku duyar çünkü hayatındaki birçok şey ters gitmektedir ve bu durum onun psikolojisini bozmuştur. Murat oyunu bozmanın yolunun arar. Ve bulur. Oyun tekrar başladığında artık kontrol Muratta olacaktır.

İşte bu bir özettir. Ayrıntı yoktur, hikaye uzun uzun anlatılmamıştır, sadece filmin ne üzerine olduğu konusunda fikir verir.

Sinoposiste sıkça yapılan bir iki hatadan bahsedelim:

1- Sinopsisin, bir yapımcıya ya da yönetmene sunulan, bu amaçla yazılan bir metin olduğunu unutmayın. Bu nedenle özeti yazarken cezp edici, gaz verici cümleler kurmayın. Sinopsiste “Murat inanılmaz bir mücadele verip oyunu bozar” ifadesini gören bir yapımcı ya da yönetmen yüksek olasılıkla fikrinizi sizden alıp akıllı bir senariste yazdırmak ister. Ne demek inanılmaz? Saçma bir ifadedir bu. “Şu şöyle yapar ve ortalık karışır” falan gibi ifadeler izleyiciyi tavlamaya çalışan cümlelerdir. Sinopsiste, filmin içereceği hikayenin bütünü olmalıdır. Final dahil. Ortalık karışır değil, “taraflar kavga edip birbirini gebertir” demeniz gerekir. Neyin ne kadar amansız, büyük, ciddi olup olmadığı gibi sıfatların sinopsiste ve tretmenda yeri yoktur.

2- Karakterle ilgili fazla bilgi vermeyin. Karakteri en fazla bir cümle ile tanıtın, sinopsisin devamı hikaye ile ilgili olsun. Hikayeye göre karakter çok garip ya da farklı ise ancak bunu belirtin. Sinopsisi okuyan zaten karakteri hikayenin gelişiminde az çok çıkarır. Murat’ın şen şakrak cıvık bir herif olmadığını fark etmişsinizdir.

Tretman: Filmde anlatılan öykünün tamamını ve öyküde yer alan karakterlerin, öyküdeki hal ve kişiliklerinin tamamını içeren anlatımdır.

Tretmanda yapılması muhtemel hatalar:

1- Tretman yazmakla bir hikaye, kısa roman yazmak arasındaki fark yok gibi görünebilir. Ancak ortada çok ciddi bir fark vardır: Tretman, yazılacak olan ya da yazılmış senaryoda nelerin var olduğunu anlatır. Var olanların ne anlama geldiğinden bahsetmez! Karakterin sadece ağladığını yazmalısınız, üzüldüğünü değil. Üzülmek duygusal bir olaydır. Öykü ya da romanda karakterin duygusunu, hissettiklerini anlatabilirsiniz. Ama sinemasal metinde bu duyguyu göstermeniz gerekir. Bu yüzden hiçbir sinemasal metinde, duygusal ögeler kullanılmamalıdır, o duyguların görsel halleri belirtilmelidir. (“Yüzü üzgün/ağlamaklı bir hal alır” gibi) Olanların nelere sebep olduğu (kadına vurdu, o da ağladı. Üzüldü değil) yazılır, etkileri, hissettirdikleri değil.

2- Ayrıntı düzeyi, özel durumlar haricinde metnin her kısmında aynı olmalı. Bir paragrafta dövüşenlerin her darbesini anlatırken diğer paragrafta “ikisi birbirine girişti” dememelisiniz. Bir paragrafta kadının ağlarkenki halini anlatırken diğer paragrafta sevişiyorsa bunu da ayrıntılı anlatmalısınız. (Özel durumlar hariç. Mesela ağlama ya da sevişme biçimi birini hatırlatıyor ve hikaye bu şekilde çözülüyorsa bu ayrı)

3- Çok özel durumlar var olmadıkça eşyalardan, ışıktan ayrıntılı biçimde bahsetmeyin. Bu sizin işiniz değil. Yani “masa sandalye eski, duvarın boyası dökük, halı pis” yerine “oda genel olarak kötü durumdadır” yazın. Odadaki herhangi bir eşya özel olarak önem arz etmiyorsa zaten oturma odası dediğinizde okuyanın o odada ne tür eşyalar olduğunu anlar. Mutfak denince de aynı şey geçerlidir. Oturma odasındaki halıyı kanepeyi, mutfaktaki dolabı belirtmenize gerek yok.

4- Karakterlerin ancak öyküde yer alan özelliklerini belirtin. Siz geçmişlerini, öyküde yer almayan taraflarını biliyor, yazmış, önemsiyor olabilirsiniz. Ama biz, sizin projenizle ilk kez karşılaşanlar önemsemiyoruz. Projeyi önemsersek onları da önemseyeceğiz.

5- Giriş, gelişme ve sonucu uygun biçimde oturtun. Tretmandaki bu dramatik yapıda sorun varsa, kompozisyon sorunu varsa yüksek ihtimalle senaryoda ve filmde de aynı sorun olacaktır. Bu sorunu tretman aşamasında aşmalısınız.

Daha söylenecek tonla şey var ama şimdilik yeter sanırım. Bu başlık kilitli olacak galiba ama konu ile ilgili sorularınız için bir başlık açıp konuşabiliriz.

Göndereceğiniz işlere açıp baktığımızda şablon olarak, genel hal ve görüntü olarak belirli kalıplara uygun bir yapı görmek isteriz hepimiz. Yapımcılar belirli yapılara uygun olmayan senaryolara, tretmanlara bakmazlar bile. Bu yüzden işlerimiz disipline edilmiş olmak zorundadır.

Son sözüm projelere bakacak kişilere: dikkat edilirse yazarlara hep “etkileyici olmaya çalışmayın” gibi şeyler söyledim. Evet, senaryoda “amansız mücadele” gibi bir ifade geçmemelidir. Ancak okuyan yönetmen ve adayları da okudukları metnin –eğer varsa- güzelliklerini görmekte biraz becerikli olmalıdırlar ve bence pek öyle değiller. Belki on kez bunu konuştuk, yönetmen ve adaylarına “ne istiyorsunuz siz yahu?” diye sordum bile, üç tane cevap geldi. Yönetmenler de ne istediğini bilmiyor galiba, yazık. Biraz bunu aşmaya çalışıp atılan metinlerin güzelliklerini görmeye çalışın. Ve bu işlerin birer “öykü” ya da “kısa roman” olmadığını unutmayın. Etkileyici yazılmış olmaları gerekmiyor. Sizin etkileyici olmanıza zemin hazırlamaları, fikir olarak etkileyici olmaları yeterlidir. Siz etkileyici olma konusunda kendinize güveniyorsanız, metnin tek başına etkileyici olmasını beklemezsiniz zaten. Siz etkileyici olamayacak düzey ve durumdaysanız etkileyici metni de hak ettiği gibi aktaramazsınız çünkü. Hiçbir muhteşem metin ya da fikir, bir filmi iyi yapmaya yetmez.

Evet, daha fazla uzatmayayım, herkese iyi çalışmalar.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 07/10/2009 2:59 pm
Paylaş: