Abi senaryo yazma işi o kadar çok faktöre bağlı ki. Şans faktörü en önemlilerinden biri. Bir de malesef beynini açamayanıca olmuyo.
Şehirde yaşayan sabah akşam işe gidip gelen bir kaç iyi dostu olan be hafta sonları gezmeye giden bir bankacının yazacağı senaryoda illa ki bir banka işi oluyor! İlla ki arkadaşlarından esinleniyo! O adamın bir çiftlikte kaz çobanlığı yapan kızın karşı köydeki çobana aşık olması ile ilgili bir film yazma şansı olmuyor! Beyinleri açmak lazım. Hikayenin ilginçiliği herşey izleyiciyi ya gitmediğpi yerlere götürüp gezintiye çıkarıp ilgisini öyle çekeceksin ya da her zaman yaşadıkları her gün gördükleri ortamda oluşan ilginç şeyleri gösteceksin.
Bütün filmler buna uymaz mı?
Bir lise öğrencisi yazacağı senaryoda nedense liseye giden gençlerden ve hababam sınıfı tarzı geyiklerden ister istemez etkilenmez mi?
Bu doğaldır ayıp değildir yanlış yoktur. Ama yazar kendini hayvan gibi zorlamalı.
Uçurumun eşiğine gelmiş karakterin iki şansi var. Ya kurtulaçak ya da düşüp ölecek.. Yazar 3. alternatifi geliştirmeli. Ancak böyle hem kendini hem de izleyiciyi tetikte tutabilir.
Bu da yaratıcılık ve her zaman görüp kanıksadığı dünyadan kurtulabilmeyi ve resmen bağımsız kanatsız ve notorsuz uçma kabiliyetini gerektirir..
Bir de senaryo beyin rahatken yazılıyo.
Newton yer çekimi kuralını bahçede dinlenirken sakin kafada buldu. Suyun kaldırma kuvveti de hamamda relax vazıyette su kabı ile oynanırken tam anlam kazandı. Televizyon tarladan geçerken kafasını dayayıp yolu izleyen bir genç tarafından geliştirildi. Genetik kurallarını bahçesinde bezelye yetiştiren bir rahip buldu. İzlediğimiz bir çok orjinal filmin senaryosu tuvallette sampuanın arkasındaki yazıları okurken bulundu. Bunlar tesaüf değil. Parçaları birbirine oturtmak ya da bir kıvılcım yakalamak için önce senaryoda olabilecek hikayeleri düşünmek beyni iyice karıştırmak sonra parka gidip 2 saat kendine geçene kadar uzanmak gerek. İlk şah damarı ilk kıvılcımı yakalamak için kafanızı boşaltın. Ve sizden en uzak yerden başlamaya çalışın. Kısırlamıs ve hep aynı gelen yaratılcııktan uzak hikayelerden böyle kurtulabilirsiniz.
Sonra kuralmıs formatmıs onlara bakarsınız ama iyi hikaye bulmadan en süper formatı bilsen ne farkeder?'
KKYMN
bu senaryo olayı da hakkaten öyle bişey ki, ya hadi bşiler yazayım diye bilgisayarın başına oturulup yazılmıyo.
yani herkesin aklına her zaman bişeyler gelir ama yaratıcı, farklı fikirler bulmam lazım, değişik bi film yapıcam diyosanız, tuvalette fazla zaman geçireceksiniz bi defa 🙂 derslerde dalıp gidiceksiniz. böyle alakasız zamanlarda, otobüs beklerken veya dolaşırken gördüğünüz bişeyden etkilenip aklınıza bi fikir gelicek. işte onu hemen not ediceksiniz. puzzleın parçaları birleşince de güzel bi öykü çıkıcak ortaya..
Bu benim için pek mümkün olmuyor, üzerinize afiyet mesleğim öğretmenlik 🙂
İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;
şu anda bağımsız film yapım sitesinde olduğumuz için kadir köymenin düşüncelerine tamamen katılıyorum..
ancak filminizi kendiniz çekmeyecekseniz, ya da bir yapımcıyı para için ikna etmek zorundaysanız format da çok önemli bir hale geliyor.. amerika'da buna istisnasız dikkat etmek zorundasınız.. ama ülkemizde biraz daha gevşek bu işler..
yurtdışında adama senaryonuzu verdiğiniz zaman ilk iş olarak son sayfanın numarasına bakıyor ve filmin ne kadar süreceğini hesaplıyor.. sonra film öyküsü ve sinopsisi okuyor.. beğenirse tretmana bakıyor.. bir arkadaşım yurtdışında bir çok yapımcının senaryo kısmını filme onay verdikten sonra okuduğunu söylemişti..
anakronik hayatlar..
SOPHOCLES diye bir program olduğu söz ediliyor ama ben sitede böyle bir program bulamadım. Yardımcı olabilir misiniz? Teşekkürler.
Sophocles seneryo yazma programı gibi bişey ama bana sorasan pek gerekli diil avantajları var ama gerekli diil. illaki istiyosan paylaşım programlarına yaz bulursun.