Postmodern bir eylem ve etkili protesto örnekleri bulmak bu kadar zor olabilir mi?
Elbette bu kadar zor.
Kolay olsaydı sen bile çoktaaan bulmuştun 🙂
Deccal, gördüm seni sobe.
valla ben senaryo değil de, böyle bir düşünceye kapılsam doğrudan şu yerli dizilerin çanına ot tıkama planları yapardım. böyle bir kültür erozyonu var mı yahu? aşık olan-olmayan, aldatan-aldatılan, ağlatan-ağlayan, cıvık espriler, düzeysiz komediler, salt dizi çekebilmek için yazılmış absurd senaryolar, itici karakterler, salyalar sümükler, küfrün bipin sırıttırma sebebi sayılması ıvır zıvır derken sanki çok farkımız varmış gibi bir de hint sinemasını geyiğe almalar, elde kumanda o diziden bu diziye zaplayıp bir misafir geldiğinde yüzü asılanlar ve de dizi zaplıcam diye evden dışarı adımını atmayan sayısız zevat derken daha saysan peheee uzar da uzar.
yerli dizi furyasını bitireceksin kardeşim, hatta mümkünse tüm setleri basıp ışıklarını karartacaksın, kameralarının sensörlerine lazer tutup kör edecek, yönetmenlerini jimmyde ayağından sallandıracaksın, ekibi dolly'e doldurup yallah tam gaz gittikleri yere kadar sevkedeceksin, kurguladıkları bilgisayarların mauslarını kedilere verip klavye tuşlarını hap niyetine yutturacaksın, senaristlerin kalemlerini kulaklarına, yapımcıların anlaşmalarını ceplerine sokacaksın, inatla çekmeye çalışanları karda çıplak ayak 24 saat sınır nöbetine dikeceksin, böyle bir yapılanma varsa hemen dahil olmaya hazırım.
İmkansız olamaz, alalade bir forumun amatör sinema gruplarında yazan arkadaşların arasında değilim.Absürt bir fikir dışında hiçbir yardım gelmedi...
iyi de, neden gelmediğini bir de kendi açından sorgulamalısın. bak arkadaşlar değinmiş. 1. sayfada fulgura nedenini çok iyi açıklamış. ben neye karşı durayım nasıl durayım diye soru olmaz. sen neye karşı olduğunu bir belirt önce, sonra belki fikir gelir. fulgura'nın yazısını alıntılıyorum bak ne güzel söylemiş. önce özeleştiri, sonra gerekirse eleştiri.
"İsyan edeceğim ama neye edeyim neden edeyim?" sorusunu cevaplamak zor. Bizzat kendi içinde bir ideoloji barındıran bir durum olmuş. Yani isyan/karşı duruş ya da devrim temasının sadece satılacak bir unsur haline geldiği, aykırı olmanın pazarlanacağı bir durum söz konusu ve doğal olarak insanlar da buna katılamıyorlar. Bakın sormuşlar: Sen kimsin? Neye inanıyorsun? Yani "karşı çıkılacak birşey olsun da ne olursa olsun, bana orijinal bir aykırılık bulun" demekte bir sorun var.
Ve ben de buna karşıyım işte... (Alın size film konusu... yapabilirseniz...)
Daha doğrudan soralım o halde! Alternatif bir Kargaşa Projesi olsaydı bu ne olabilirdi? Fightclub manyağı, gaza gelmiş bir deli ya da ucube bir anarşist değilim...
her şey olabilir. fast food çılgınlığına karşı duran bir grup gencin önde gelen fast food şubelerine adam sokarak hamburgerleri sabote etmesinden tut, yerli dizilerin yayın satinde uydu karıştırıcı sinyalleri üreten bir cihaz üzerinde çalışan bir gruba kadar aklına ne gelirse.
ha, daha kompleks bir proje üreteyim diyorsan önce konuyu belirlemelisin. sonra üzerine kargaşa projesini bina edersin ve detaylandırırsın.
greenpeace'den feyz almak gerek adamlar ne icraatler yapıyorlar.
exx daha önce nerelerdeydin? Bombasın...Sağlık,Gıda,Giyim vs.endsütrileri hedef alarak yürütülebilecek türlü eylemler gerçekleştirilebilir.Fakat benim doğrudan doğruya yönetim takımı ve yönetiliş biçimini derinden sarsacak komplike eylemler planlayan bir akıla ya da o akıla sahip olan kişinin daha öne adı bile geçmeyen bir felsefe yaratmasına ihtiyacım var.Sınırları zorladığımın farkındayım...
Fakat benim doğrudan doğruya yönetim takımı ve yönetiliş biçimini derinden sarsacak komplike eylemler planlayan bir akıla ya da o akıla sahip olan kişinin daha öne adı bile geçmeyen bir felsefe yaratmasına ihtiyacım var.
yani dostum yanlış anlama ama, böyle bir fikri altyapısı olan adam o projesini kendisi kullanır sana verir mi bilinmez.
şunu da belirteyim, bu tarz projelerde üzerine yoğunlaşacağın sektörü, işleyiş mekanizmalarını de çok iyi tanıman lazım ki koyulacak eylemi ona göre bina edesin. örnek vereyim bana sorsan desen ki, aydınlatma sektörü üzerine yüklenicem, ben bu sektörde önde gelen bir kaç firmanın da senelerdir reklam-tanıtımlarını yapan birisi olarak a'dan z'ye bütün ivil civilleri çok iyi bildiğim için hemen bir proje kurgularım. ama alt yapısını tanımadığın bir sektörü, endüstriyi nasıl işleyeceksin, ona nasıl bir komplo-eylem-kaos teorisi geliştireceksin? bir şeyin mekanizmasını bileceksin ki, o mekanizmayı nasıl bozacağını kurgulayasın böyle sıkıntılar da var.
peki adam fight clup'da biliyor muydu, teknik olarak değil de, daha ziyade felsefi olarak yaklaşmış kaos yaratma olayına. sen de belirlediğin bir nokta üzerine felsefi açıdan yaklaşıp işleyebilirsin. hareket noktan sağlık ise, ilaç kullanma çılgınlığını darmadağın edecek bir yapılanmayı işleyebilirsin, ama sektörü en azından ana hatlarıyla tanıman gerek ki, insanlar "hadi lan işler öyle yürümüyor ki böyle olsun hehehe" demesinler. ha, diyecekler izleyenlerin kaçta kaçıdır sorun olmaz diyorsan sen bilirsin ama gene de her şey yerli yerine tam oturmayabilir.en azından ana hatlarıyla inceleyip tanımak gerekir.
bak şimdi aklıma bir şey getirdin, ben şu önüne geleni by-pass yapma meraklısı olan ve gereksiz by-pass karşısında duran kardiyologları işleyen, by-passçıları afişe etmeye azmetmiş bir grubun icraatlerini işleyen bir projeyi hemen gündeme alayım arkadaşlarla 🙂
Eleştiri kültürümüzün zayıf olduğundan mı yoksa öküze bile garip gelebilecek olaylar karşısında sadece bakakalmamızdan mıdır bilinmez, nedense hep yarım ağızla konuşuyor, sindiriyor daha sonra da unutuyoruz. Kendimide eleştiriyorum ha alınmayın sakın...
Tuhafım,tuhafsın,tuhafız...Yalan mı?
Haklısın, böyle bir fikrin altyapısı olan birinin "şişşt baksana korkutata kulağına bişey dicem" diyerek yaklaşmasını beklemiyorum.Gerçi yakın geçmişimizde ya da günümüzde bu kriterlere uygun bir felsefeye ait ne bir kitap okudum ne de bir yerli film izledim.Düşündüğüm birşeyler yok değil, fakat içi hep boş kalıyor sanki yazdıklarımın.Atomun çekirdeği gibi aradığım, bir yerlerde gizli ama göremiyorum. Okuduğumun bir on katı kadar daha mı okumalıyım, ne bilim bir örgüte katılıp alt kademelerden sivrilip günün birinde “tamam hocam ben kaçar, aklıma bişey geldi de” falanmı demeliyim,ya da yeni mezun entelektüel filozoflarla takılıp beyinlerini mi sömürmeliyim? Ne yapmalıyım exx?
ne yapman gerektiği konusunda pek yardımcı olamıcam ama o yeni yetme filozoflarla takıırsan beyninin çorba olacağına emin olabilirsin. fikir sahibi olmak demek, bin tane zarzalak deyimi sıralayıp uçuk kaçık söylemler icat etmek demek değildir ve bence çoğunun yaptığı da budur.
ayrıca üzerinde durmak istediğim ve kendimce önemli gördüğüm bir mesele de, kendi beyninle düşünmen gerektiği. tamam herkesle fikir alışverişi yapıp kendini gelştirmek ayrı bir şey ama, ortamda o kadar "nietzsche şöyle dedi, sokrates böyle dedi, engels dediyse doğrudur, farabi şunu dedi bu budur" diyen tip var ki, "yahu senin beynin yok mu be adam peki sen ne diyorsun" demeden duramıyorsun.
toplumsal dinamikleri iyi bilmek gerek ki tepki koyabilesin. güneydoğudaki şartları bilmeyen adamın göç meselesinde atıp tutması ne derece muallakta kalırsa, konu hakkında en azından genel hatları ile bilgi sahibi olmayan kişinin de dediğin şekilde bir proje üretmesi de temelsiz kaçabilir. ama fight clup'de adam iciğine ciciğine kadar araştırma mı yapmış, hayır. sadece tüketim çılgınlığından yola çıkmış ki, bunu yapabilmek için de sosyolog olmak ya da bunun hakkında tez yazmak gerekmez. olay hakkında genel hatları ile bilgin ve kendi fikirlerin olması yeterli. o tüketim çılgınlığından girmiş, sen de atıyorum beyin göçü çılgınlığından gir, savurganlıktan gir, batılılaşma temayülünü işle, işle oğlu işle. yeter ki ana hatlarıyla bilgin olsun bir de kendi fikirlerin, kendine özgü bakış açın olsun, kendi beyninle düşün ki üretebilesin diyorum naçizane.
Çalıştır kafayı korkutata...
Diyelim ki; etkili ve sıradışı eylemler sıraladın.Yapılanman günden güne ivme kazandı.Yazılı ve görsel medyada konuşulmaya,tartışılmaya başlandın.Ama aynı zamanda artık kimi çevreler ve otoriteler için bir tehdit unsurusundur artık."Olalım önemli değil" Tamam buraya kadar herşey yerli yerinde.Doğru hedefler seçtin,hiyerarşini kurdun ve aktif rol oynuyorsun.Yaşadığın toplumu yöneten rejim her ne ise demokrasi ya da her ne ise.Pekala nasıl dize getirebilirsin bu gücü.Kaç fırın ekmek yemek lazım sorusu gündeme gelir o zamanda.Tutup kamu binalarını bombalamak oldukça hayalperest ve gülünç olur sanırım.Bilinçlendirme politikana ne oldu demezler mi? "Gaza geldik diyebilirmiyiz!"Ne olabilir o halde?
sinema dediğin zaten ütopik fikirlerini görsele döktüğün bir alan. burada at oynatmak serbest. ama şunlar da var;
adam fight clup'de amerikan toplumunun yapısını iyi analiz etmiş farkındaysan, ki bu çok önemli. toplum yapısını iyi bilmek gerek ki oluşturduğun protest yapılanma için "burada yemez bu" demesinler. ne yapmış, önce bir kulüp kuruluyor, belli şartlara uyanlar kabul ediliyor, ve en önemlisi bu tüketim sektörünün amerikada ne derece bir erk olduğu ve insanların bu çarkta öğütülmeyi sevdikleri bilindiği için bilinçlendirmeden ziyade, intikam alırcasına direkt filmdeki malum eylemler düzenleniyor, bu arada sistemin içine nüfuz ediliyor, her kesimden kişiler oluşuma dahil ediliyor vs vs.
toplum yapısını da iyi irdelemekte fayda var eğer ayakları sağlam zemine basan bir proje ortaya atıcam diyorsan diye düşünüyorum. doğrudan eylem mantığına kaçarsan bizim ülkemizde dediğin gibi "noluyoruz evladım önce bir yavaş gelseydiniz" diyebilirler. olayın sinema boyutu tamam her şeyi kaldırır, neticede sinema bu ama, gene de piyasa işinden kurtarıp "hmmm" dedirtecek bir şey düşünüyorsan çok kapsamlı düşün derim.
exx,"hmmm" dedirtecek bir şey düşünüyorsan çok kapsamlı düşün derim." demişsin.Evet hmmm dedittirmek değilmidir zaten gerçekçi olan.Matematik yüksek lisansı olmadan, tez yazıp vermeden, hiçbir makalesi yayınlanmadan biri çıkıp bilmem ne teorisini buldum diyebilir mi?"Diyen varsa köpeği olunur o adamın zatende"Sıkıntım bumu acaba?
Fight club'u baz alarak fikir üretmeye bir felsefe arayışı içerisine girersek Chuck ve Fincher'ı gerçekten ama gerçekten bu yüzyılın en dahi isimleri arasında görmek gerekir.Çünkü; subliminalizm, gıda terörü, bilinçsiz tüketim,kişisel gelişim,dayatılan paradigmalar,sürü psikolojisi,kapitalizm, sonu "izm" ile biten diğer her ne varsa irdeleyerek tüm çıplaklığıyla göstermiştir. Sounda bunu kredi kartı şirketleri ve borç silme yani eşitlenmeye dayatıp noktayı koymuştur."Çoğu ahmakta vauuv ne güzel eleştiriyor ama tüketmeyi, ya da dövüş kulübü kuralım mı arkadaşlar veya sedat bana bi vursana kapışak " olayında görüyor tüm olup biteni.
İnternette daha önce birileriyle fikir alışverişinde bulunmadığımdan ötürü,uzun bir zamandır sadece izlemek,okumak ve düşünmek üçgeninde geçirdim zamanımı, ama tabi sıfır noktasında mıyım? Hayır... Dediğim gibi hani nasıl derler kilit nokta,öz,ruh lazım...
Çoğu arkadaş konuyu okuyup kaçıyor,en iyisi bulaşmamak diyor sanırım...