Forum

Rüyakar (Sinopsis)

20 Gönderi
6 Üyeler
0 Reactions
3,937 Görüntüleme
(@technical)
Gönderi: 59
Başlığı açan
 

Merhaba arkadaşlar, aranıza yeni katıldım. 4 yıllık RTS Öğrencisi olmama ve lise yıllarımdan beri bir şeyler karalamaya meyilli olan ben, nasıl olur da böyle bir forumu es geçmişim hayret ediyorum. 🙂 Neyse, çok uzatmayayım.

Şu anda hali hazırda yazmakta olduğum iki tane uzun metraj senaryo var. Bunlardan bir tanesi Rüyakar isimli ve büyük kısmını yazmış olduğum senaryom. Diğeri ise ismini şu anlık İnsan Tamircisi olarak belirlediğim, isminden de az-çok anlaşılacağı gibi bilim-kurgu tarzında bir senaryom mevcut ama bunu yazmaya devam ederken geliştirmeye de devam ediyorum. Benim şu anlık fikir danışacağım senaryo ise başlıktan da anlaşılacağı gibi Rüyakar adlı senaryom üzerine... Bu senaryom için 3 sayfalık sinopsisim var ama ben şu anlık bir kaç cümlesini yazıp fikirlerinizi almayı düşünüyorum. Yorumlara göre sinopsisin devamını yazmayı planlıyorum.

Senaryo, fantastik ve polisiye karışımı bir içeriğe sahip. Yani, somut deliller (polisiye) ile tamamen soyutluğa (fantastik) dayalı iki zıt türün karışımı bir senaryo oldu. Bu açıdan bir çok kişi eleştirdi ama farklı bir senaryo olduğunu düşünüyorum. Sizin de yorumlarınızı merakla bekliyorum. 🙂

Sinopsis: Rüyakâr

Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.

 
Gönderildi : 21/05/2015 9:24 am
(@kadraj)
Gönderi: 19
 

Türk sineması için orijinal ve eğlenceli bir fikir, rüyalarla ilgili bilimsel bilgilere dayalı bir senaryo olursa çok güzel olur, Inception gibi 🙂 , bide finalde herşey yerli yerine oturtulup ciddi manada sürpriz bir sonla biterse, güzel bir proje çıkartırsınız bence.

 
Gönderildi : 22/05/2015 8:16 pm
(@mr-oneal)
Gönderi: 36
 

Snopsis'te fazla detaya inmediğin için bu haliyle tam bir fikir sahibi olup yorumlamak zor görünüyor.Bir dizinin bölüm sonu gibi bitmiş snopsis,bir sonraki bölümde ne olacak acaba gibi bir merak uyandırmaya çalışılmış gibi duruyor ama sinopsis bize hikayenin nasıl bittiğini dahi anlatan kısa bir özet gibidir.Bence güzel bir konusu var ama devamının nasıl olacağı ya da nasıl biteceği de kalitesi için belirleyici bir unsur.Onlar hakkında da birşeyler yazarsan daha detaylı bir yorum yapmak isterim.Başarılar..

 
Gönderildi : 22/05/2015 8:23 pm
(@lightshadow)
Gönderi: 0
 

karakterlerin amacı hakkında ya da hikayenin önermesi hakkında bir fikir edinilemiyor. sadece hikayenin konusunun rüyalar ve mistizm ile alakalı olduğu anlaşılıyor. ancak konu seçimi hakkında bir yorum yapılabilir. bence gayet güzel bir konu seçilmiş. içerik hakkında ise pek fazla bilgi edinemiyoruz bu haliyle.

“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway

 
Gönderildi : 22/05/2015 10:36 pm
(@technical)
Gönderi: 59
Başlığı açan
 

Yorumlarınız için çok teşekkürler, istekler doğrultusunda sinopsisin 3 sayfalık halinin linkini konuya editleyerek ekledim.

Linkteki sinopsisi okuyup yorumlarınızı esirgemezseniz çok sevinirim. 🙂
Snopsis'te fazla detaya inmediğin için bu haliyle tam bir fikir sahibi olup yorumlamak zor görünüyor.Bir dizinin bölüm sonu gibi bitmiş snopsis,bir sonraki bölümde ne olacak acaba gibi bir merak uyandırmaya çalışılmış gibi duruyor ama sinopsis bize hikayenin nasıl bittiğini dahi anlatan kısa bir özet gibidir.Bence güzel bir konusu var ama devamının nasıl olacağı ya da nasıl biteceği de kalitesi için belirleyici bir unsur.Onlar hakkında da birşeyler yazarsan daha detaylı bir yorum yapmak isterim.Başarılar..
karakterlerin amacı hakkında ya da hikayenin önermesi hakkında bir fikir edinilemiyor. sadece hikayenin konusunun rüyalar ve mistizm ile alakalı olduğu anlaşılıyor. ancak konu seçimi hakkında bir yorum yapılabilir. bence gayet güzel bir konu seçilmiş. içerik hakkında ise pek fazla bilgi edinemiyoruz bu haliyle.
Türk sineması için orijinal ve eğlenceli bir fikir, rüyalarla ilgili bilimsel bilgilere dayalı bir senaryo olursa çok güzel olur, Inception gibi 🙂 , bide finalde herşey yerli yerine oturtulup ciddi manada sürpriz bir sonla biterse, güzel bir proje çıkartırsınız bence.

Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.

 
Gönderildi : 23/05/2015 5:27 am
(@mr-oneal)
Gönderi: 36
 

Dostum yandex için kullanıcı hesabı açmak gerekiyor sanırım.Sen senaryoyu şöyle bir seferde tıklayarak ulaşabileceğimiz bir yere atsan olur mu? 🙂

 
Gönderildi : 24/05/2015 8:36 pm
(@technical)
Gönderi: 59
Başlığı açan
 

Dostum yandex için kullanıcı hesabı açmak gerekiyor sanırım.Sen senaryoyu şöyle bir seferde tıklayarak ulaşabileceğimiz bir yere atsan olur mu? 🙂

Hay allah, kusura bakmayın. 🙂 Linki yeniledim ve herkesin görebileceği bir şekilde olduğunu da kontrol ettim. 🙂

Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.

 
Gönderildi : 24/05/2015 8:56 pm
(@lightshadow)
Gönderi: 0
 

güzel bir fikir üretmişsiniz. ama bu fikirden yola çıkarak doğru bir olay örgüsü oluşturamamışsınız.

en basitinden, komser, kendi karısının katilini savunan avukatı nasıl tanımaz? bu mümkün değil.

ayrıca rüyalar ile alakalı temel bir kuralı da tam zıt anlamışsınız. bilimsel olarak bir saatlik bir uyku, bir dakikalık bir rüyaya eşit olamaz. rüyalarda zaman daha yavaş akar, ufacık bir kestirme uykuda bile insanlar çok uzun rüyalar görebilir ama buna bilimsel açıdan süre biçmek pek mümkün değil.

“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway

 
Gönderildi : 25/05/2015 12:13 am
(@mr-oneal)
Gönderi: 36
 

@Technical Ne kusuru estağfurullah 🙂 Öncelikle bu sefer yazdığın şey de sinopsis değil treatman olmuş yanılmıyorsam.Sinopsiste konu daha yüzeysel anlatılır ve yarım,en fazla bir sayfa kadardır.Ve yine sonunda ne olduğu anlatılmamış.

Hikayeye gelirsek bence birkaç önemli mantık hatası var; 1-Komiser,Serkan'ın yaralı halini bulana kadar aradan 3 gün geçiyor.Hikayeye göre nefret yüzünden saldırıya uğradığı için olay yerinde ölmediyse bile ağır yaralanmış olmalı ki o süre zarfında mutlaka kan kaybından ölür. 2- Lightshadow'un da dediği gibi komiserin karısının katilinin savunma avukatını,katil az ceza alıyorken tanımaması yine bir mantık hatası.

Bu rüya ile uyku arasındaki süre ile ilgili eleşiriye ise pek katılmıyorum çünkü sonuçta bu bir bilim kurgu senaryosu.Tabi ki bilimsel bir dayanağı olursa daha etkileyici olur ama olması şart değil.Örneğin beynimizin sadece %6'lık kısmını kullandığımız ama tamamını kullanırsak yarı tanrı olabileceğimize dair hemen herkeste yer edinmiş bir bilgi olsa da bunun bilimsel hiçbir dayanağı yok.Ama bu konu hakkında Lucy ve Limitless gibi iki sağlam film yapıldı.

Son olarak mantık hataları giderilirse bence güzel bir senaryon var.Komiserin rüyalar görerek katili yakalamak adına ip uçları bulması,sonunda da kızının haklı sayılabilecek bir nedenden ötürü katil çıkması ve komiserin bu yüzden ne yapacağı konusunda kararsız kalması (ki bence kızının ceza almaması için cinayeti üstlenebilir ya da örtbas edebilir) etkileyici unsurlar.Konuyu beğendim ama detaylar üzerine daha fazla çalışılması lazım.Tekrardan başarılar..

 
Gönderildi : 25/05/2015 1:42 am
(@mr-oneal)
Gönderi: 36
 

Bu arada söylemesem olmaz,Engin başkomiser ismi arka sokaklar izlerken bilinç altına yerleşmiş olabilir mi? 😀 Bir ara bir yerlerden Rıza Baba isminde bir akıl hocasının çıkmasını beklemedim değil,şöyle Morgan Freeman tipli bir adam 😀 (Bu yorumu ciddiye alma bence) 😀

 
Gönderildi : 25/05/2015 1:52 am
(@technical)
Gönderi: 59
Başlığı açan
 

güzel bir fikir üretmişsiniz. ama bu fikirden yola çıkarak doğru bir olay örgüsü oluşturamamışsınız.

en basitinden, komser, kendi karısının katilini savunan avukatı nasıl tanımaz? bu mümkün değil.

ayrıca rüyalar ile alakalı temel bir kuralı da tam zıt anlamışsınız. bilimsel olarak bir saatlik bir uyku, bir dakikalık bir rüyaya eşit olamaz. rüyalarda zaman daha yavaş akar, ufacık bir kestirme uykuda bile insanlar çok uzun rüyalar görebilir ama buna bilimsel açıdan süre biçmek pek mümkün değil.

Eleştirilerinizde haklısınız çünkü bütün detayıyla yazmadım. Komiserin eşi ölünce o tamamen katile odaklandığı için gözü avukatı görmedi, fark etmedi bile. Dava olaylarıyla tamamen kızı ilgilendi ve komiserin yapabileceği en iyi şey katile dair ipuçları bulmaktı. Zaten bu yüzden katilin Komiserin kızı çıkması çok normal. Katilde olduğu kadar avukatta da suç var, çünkü zanlının katil olduğunu bilmesine rağmen iyi bir savunma avukatı olduğu için az bir ceza ile kurtulmasını sağlamıştır.
Rüya ile ilgili eleştirinize ise katılmıyorum. Sizin mantığınıza göre Süperman tamamen bir saçmalıktan ibaret çünkü olaya bilimsel olarak baktığımızda Kripton diye bir yer, uçan ve gözlerinden ışık saçan bir kahraman hiç de mantıklı değil. Zaten hikayeme fantastik dememin nedeni bu. İlk önce sizin gibi rüyalarla ilgili bu zamansal hikayenin/sorunun bir bilimsel dayanağı olması için çok araştırdım ama bulduklarım hikayem ile hiç uyuşmayan şeylerdi. Bu yüzden ben de kendi kurgumu kendim oluşturdum.

@Technical Ne kusuru estağfurullah 🙂 Öncelikle bu sefer yazdığın şey de sinopsis değil treatman olmuş yanılmıyorsam.Sinopsiste konu daha yüzeysel anlatılır ve yarım,en fazla bir sayfa kadardır.Ve yine sonunda ne olduğu anlatılmamış.

Hikayeye gelirsek bence birkaç önemli mantık hatası var; 1-Komiser,Serkan'ın yaralı halini bulana kadar aradan 3 gün geçiyor.Hikayeye göre nefret yüzünden saldırıya uğradığı için olay yerinde ölmediyse bile ağır yaralanmış olmalı ki o süre zarfında mutlaka kan kaybından ölür. 2- Lightshadow'un da dediği gibi komiserin karısının katilinin savunma avukatını,katil az ceza alıyorken tanımaması yine bir mantık hatası.

Bu rüya ile uyku arasındaki süre ile ilgili eleşiriye ise pek katılmıyorum çünkü sonuçta bu bir bilim kurgu senaryosu.Tabi ki bilimsel bir dayanağı olursa daha etkileyici olur ama olması şart değil.Örneğin beynimizin sadece %6'lık kısmını kullandığımız ama tamamını kullanırsak yarı tanrı olabileceğimize dair hemen herkeste yer edinmiş bir bilgi olsa da bunun bilimsel hiçbir dayanağı yok.Ama bu konu hakkında Lucy ve Limitless gibi iki sağlam film yapıldı.

Son olarak mantık hataları giderilirse bence güzel bir senaryon var.Komiserin rüyalar görerek katili yakalamak adına ip uçları bulması,sonunda da kızının haklı sayılabilecek bir nedenden ötürü katil çıkması ve komiserin bu yüzden ne yapacağı konusunda kararsız kalması (ki bence kızının ceza almaması için cinayeti üstlenebilir ya da örtbas edebilir) etkileyici unsurlar.Konuyu beğendim ama detaylar üzerine daha fazla çalışılması lazım.Tekrardan başarılar..

Bize üniversitede öğretilen bu değil ama, uzun metraj senaryoların üç ile beş sayfa arası taslak öyküsü (sinopsis) olur. Bu taslak öyküyü (tercihen) 90 ile 120 sayfa arası hale getirip, geliştirim senaryosu dediğimiz şeye aynı zamanda biz tretman diyoruz. İşin içine teknik dramaturjiyi (kamera açıları/hareketleri, ışık, müzik/ses gibi detayları) senaryoya eklersek buna da çekim senaryosu dedirttiler bize. 🙂

O gün 3 günlük süre ise şöyle, Komiserin kızı Avukat Serkan'ı ilk başta öldürmez, sadece yaralar acı çekmesi için. Bu durum ise Serkan'da bilinç kaybının yaşanmasına sebep olur. Fakat, Komiser'in kızı (sinopsiste de yazdığı gibi) babasının ofisinde Avukat Serkan'ın robot resmini görünce telaşa kapılır ve apar topar Serkan'dan kurtulur. Üzerinden ise ortalama 12 saat geçtikten sonra Komiser, Avukat Serkan'ı bulacaktır.

Daha çok detay var aslında, mesela dikkat etmediniz galiba; Sinopsiste Komiser'in kızının vaktini nerede geçirdiği, neler yaptığını çok az ele aldım. Fakat, katil o çıkacak. Öyle güzel detaylar hazırladım ki, en sonunda katilin o olduğuna ikna olacaksınız. Ben en çok bu konuda eleştiri alırım sanıyordum ama yanılmışım. 🙂

Bu arada söylemesem olmaz,Engin başkomiser ismi arka sokaklar izlerken bilinç altına yerleşmiş olabilir mi? 😀 Bir ara bir yerlerden Rıza Baba isminde bir akıl hocasının çıkmasını beklemedim değil,şöyle Morgan Freeman tipli bir adam 😀 (Bu yorumu ciddiye alma bence) 😀

Ciddiye aldım gitti. 🙂 Tamam, ortaokul zamanımda o diziyi izledim, yalan yok. Fekat! yıllardır o diziyi izlemiyorum bile. 🙂 O ismin nedenini şöyle açıklayayım. Benim Engin adında bir arkadaşım var, oldukça samimiyiz. Bir iddiaya girmiştik. Bana ''polisiye ile fantastik karışımı bir senaryo yazarsan ve hocaya beğendirirsen dile benden ne dilersen.'' demişti. Ona göre bu imkansızdı çünkü polisiye türü tamamen somut olaylardan, fantastik ise tamamiyle soyut şeylerden oluşuyordu ve ona göre bu ikisini birleştiremezdim. Fakat düşündüğü gibi çıkmadı ve ortaya bu senaryo çıktı, işin gerçeği ben de en başta çok isteksiz başladım bu iddiaya ama gerek çevremdekiler gerek hocam yazdığım senaryoyu beğenince arkadaşımın hatrına hikayenin kahramanına onun ismini verdim. 🙂

Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.

 
Gönderildi : 25/05/2015 2:23 am
(@lightshadow)
Gönderi: 0
 

Rüya ile ilgili eleştirinize ise katılmıyorum. Sizin mantığınıza göre Süperman tamamen bir saçmalıktan ibaret çünkü olaya bilimsel olarak baktığımızda Kripton diye bir yer, uçan ve gözlerinden ışık saçan bir kahraman hiç de mantıklı değil. Zaten hikayeme fantastik dememin nedeni bu. İlk önce sizin gibi rüyalarla ilgili bu zamansal hikayenin/sorunun bir bilimsel dayanağı olması için çok araştırdım ama bulduklarım hikayem ile hiç uyuşmayan şeylerdi. Bu yüzden ben de kendi kurgumu kendim oluşturdum.

hikayede önemli olan şey tutarlılık olmalı. yani hikaye kendi içerisinde tutarlı olmalı. uçan ve gözlerinden ışık saçan bir karakter ancak kripton adında bir gezegenden geliyorsa eğer, hikaye için tutarlı bir hal alır. batman gibi bir karakter de teknolojinin nimetlerinden yararlanarak süper güçler elde eden bir insan karakter mesela.

eğer hikayede bir fizik kuralını veya bilimsel bir gerçekliği ihlal edecekseniz, bu ihlali yapmanıza neden olan gerekçeleri sıralamalı ve seyirciyi bunun olabileceğine inandırmalısınız. fantastik bilim kurgudaki temel mantık bu. yani hikayenizin geçtiği ortamın bu tür olağan dışı durumların yaşandığı bir yer olduğuna inandırmalısınız.

“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway

 
Gönderildi : 25/05/2015 2:32 am
(@technical)
Gönderi: 59
Başlığı açan
 

Rüya ile ilgili eleştirinize ise katılmıyorum. Sizin mantığınıza göre Süperman tamamen bir saçmalıktan ibaret çünkü olaya bilimsel olarak baktığımızda Kripton diye bir yer, uçan ve gözlerinden ışık saçan bir kahraman hiç de mantıklı değil. Zaten hikayeme fantastik dememin nedeni bu. İlk önce sizin gibi rüyalarla ilgili bu zamansal hikayenin/sorunun bir bilimsel dayanağı olması için çok araştırdım ama bulduklarım hikayem ile hiç uyuşmayan şeylerdi. Bu yüzden ben de kendi kurgumu kendim oluşturdum.

hikayede önemli olan şey tutarlılık olmalı. yani hikaye kendi içerisinde tutarlı olmalı. uçan ve gözlerinden ışık saçan bir karakter ancak kripton adında bir gezegenden geliyorsa eğer, hikaye için tutarlı bir hal alır. batman gibi bir karakter de teknolojinin nimetlerinden yararlanarak süper güçler elde eden bir insan karakter mesela.

eğer hikayede bir fizik kuralını veya bilimsel bir gerçekliği ihlal edecekseniz, bu ihlali yapmanıza neden olan gerekçeleri sıralamalı ve seyirciyi bunun olabileceğine inandırmalısınız. fantastik bilim kurgudaki temel mantık bu. yani hikayenizin geçtiği ortamın bu tür olağan dışı durumların yaşandığı bir yer olduğuna inandırmalısınız.

Zaten bunu yaptığımı düşünüyorum. Hani belki öyle deneyle ya da teknolojik imkanla yapmadım bunu ama Komiser'in, Serkan'ın kenid rüyasına girmeye başladıktan sonraki günlerde geç uyanıp işe geç kalması ve akabinde rüya gördükten sonra bu geç uyanmaların olduğunu farketmesiyle birlikte kendince bir süre hesabı yapıyor ve bu hesapla da 1 saat uyku = 1 dakika rüya gibi bir sonuca çıkıyor. Bilim-kurgu olsa dediğiniz doğru ama bu senaryoyu fantastik yapan tek unsur Komiser Engin ve ben de bu fantastikliğin nedenini yine onun üzerinden kurguladım. Başka şekilde yapılabilir mi? Bence yapılabilir ama bu sefer de senaryo çok uzar ve bilim-kurguya kayar ve ana konusundan sapar. Ben olabildiğince hikaye ve baş karakterler çerçevesinde bir neden-sonuç ilişkisi geliştirdim ve bence en iyisi de böyle olmasıdır. 🙂

Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.

 
Gönderildi : 25/05/2015 2:42 am
(@lightshadow)
Gönderi: 0
 

8 saniye filminde mistik güçleri olan bir kadın karakter var. rüyalar ile gerçekliği bir birine karıştıran bir karakter bu. senarist kendi hayat öyküsünden uyarlayıp yazmış falan. benim için gayet başarılı bir film. yalnız filme adını da veren 8 saniye saçmalığı var. ve senaristin muhtemelen bir kadın dergisinin iç sayfalarında okuyarak aklında yer eden, "güneşten bakınca bir insanın hayatı 8 saniye sürüyor" saçmalığı, bu filmin inandırıcılğını kaybetmesini ve filmden çok bir kişisel gelişim virali olduğu izlenimi uyandırmasına sebep oluyor.

iyi fikirler, güzel hikayeler, bu tür basit hatalar nedeniyle çöp oluyor maalesef.

“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway

 
Gönderildi : 25/05/2015 2:54 am
(@mr-oneal)
Gönderi: 36
 

@Technical Ama eğer yanılmıyorsam demiştim.Yanılmışım meğer 🙂 Nedeni de kısa metraj'da sinopsisin kısa tutulmasıydı,yani hatırımda öyle kalmış.Bir de uzun metrajlarda yapımcı ya da yönetmene senaryo sunulurken sinopsis 1 sayfa kadar tutuluyordu,uzunu okunmaz diye.Ayrıca yazdığınız ayrıntıları da bilgi dağarcığıma eklemiş oldum böylece,teşekkürler 🙂 Komiserin isminin Engin olmasının bir hikayesi olacağı aklıma gelmezdi,enteresan 🙂

Devam eden yorumlarda konuya biraz daha açıklık getirmişsin.Aslında mantık hatası gibi duran şeyler ayrıntılar sinopsiste yazmadığı için öyle algılandılar.Bir de anlamadığım bir nokta var; Serkan eve giderken saldırıya uğruyorsa muhtemelen sokakta yaralı durumda kalır,insanlar onu görür.Kız acı çeksin diye profesyonelce yaralamışsa bir yere gizlemeye kadar planlamış panik yapmayacak kadar soğukkanlı,işini bilen biri olmaz mı? Babası da polis olunca kayıp ihbarı üzerine Serkan'ın resmini masasında bulundurabilir,bu da kız tarafından beklenen birşey olmalı.

 
Gönderildi : 25/05/2015 4:51 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: