Forum

Kısa Film Senaryosu: "Ayakkabı Hırsızları"

10 Gönderi
6 Üyeler
0 Reactions
5,929 Görüntüleme
(@ezmer)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

Yakın zamanda yazdığım ama çekimlerini bahar dönemine bıraktığım bir kısa film senaryosu. Bulunduğumuz mevsimden ve şu anda devam etmekte olan 'Balondaki Hayat Kadar...' kısa film projemizden dolayı bu filmi erteledik. Türü komedi. Açıkçası biraz daha gülelim istedik. Eksik, hata, şöyle olursa daha güzel olur dediğiniz noktalar vardır mutlaka. Katkılarınızı bekliyoruz. 🙂

Ayakkabı Hırsızları Kısa Film sinopsis:

Ömer öğlen cemaatine yetişmek için koşturur. Koşarken taşların üstünden atlar, insanların arasından sıyrılır. Dar bir sokakta 3 bisikletin birbirine girmesine neden olur. sokakları bir bir geçer ve cami avlusuna dalar. Cemaat namaza başlamıştır. ömer bunu görür ve hızlı davranmaya devam eder. ayakkabılarını çıkarır içeri cemaate koşar. Cemaatte yerini alır. Namazı kıldıktan sonra cemaat yavaş yavaş boşalır ve ömer de kapıya gelir. Fakat ayakkabıları yoktur. Dolaba mı koydum diye dolapları kontrol eder. Ama ayakkabısını bulamaz. kapıya gelir tekrar bakar. Ayakkabısını nerde bıraktığını hatırlamaya çalışır. Kapının önünde bıraktığını hatırlar ve çalındığına kanaat getirir. Etrafa bakar, başka hiç bir ayakkabı yoktur. Terlik arar. bulamaz. Cemaatten yaşlı biri gelir. ömeri görür ve birşeyler aradığını fark eder. Onu hırsız sanar ve bastonuyla girişir. ömer yalın ayak bir biçimde kaçar. avluda oturan adamlara sorar. bilmediklerini söylerler. Yaşlı adam onun peşinden hala bastonu ile gelmektedir. Ömer kaçarken yaşlı adam bastonunu ona fırlatır. Ömer avlulun dışına çıkar. Yaşlı adam avlulun çıkışına kadar kovalar. Yalın ayakla caminin bulunduğu sokağı terkeder. Sokak kaldırımda insanların kalabalık olduğu bir yere çıkar. yalın ayak olduğu için utangaçlık kaplamıştır içini. İnsanlar ona bakıp gülüyormuş gibi gelir ama öyle değildir. Fakat ona gülüyormuş gibi geldiği için birine ne gülüyorsun lan çok mu komik der ve yumruk atar ki tam o anda birinin elinde bir çift ayakkabı görür. kendi ayakkabısını hemen tanır. Yumruk yiyen adam yere düşmekle meşgulken ömer de hırsız ve ayakkabısıyla meşguldür. Ömer ayakkabım diye bağırır ve hırsız bunu farkedince kaçar ömer kovalar ve arkalarından da yumruk yiyen adam ömeri kovalar. Biraz kovalamacadan sonra yumruk yiyen adam ömeri yakalar ve iki yumruk atarak yere indirir. Hırsız topuklamıştır. Ömer yerden doğrulur ve oturur pozisyona gelir. Dudağı patlamıştır ve hafif kanar. yüzü pislenmiştir yere düştüğü için. Pantolonu da yırtılmıştır. Çorapları uzamıştır. Ordan geçen biri yerde oturan ömeri görünce önüne para atar. Ömer şaşkınlıkla kalakalmıştır. bir kaç saniye sonra yanına biri gelir. "sen kimin mahallesinden dilencilik yapıyorsun lan" der ve iki arkadaşının adını söyler çağırır onları ve onlardan da dayak yer ömer. yerden kalkar sinirlidir ve hızlı hızlı camiye doğru yürür. avlunun dış tarafında sırıtını duvara yaslayıp çömelip bekler. İkindi ezanı okunur ve ömer camiinin giriş kapısında ayakkabılara bakar. aralarından bir tanesini seçer ve alıp kaçar. Cemaat dağılır ve ayakkabısı çalınan adam ayakkabısını arar. Ararken yine yaşlı adam gelir ve bu adamı hırsız sanıp bastonuyla girişir.

-Son-

Ayakkabı Hırsızları Kısa Film Senaryosu:

1. SAHNE DIŞ GÜN SOKAKLAR
Ömer hızlıca evden çıkar. Koşar. Bir kaç sokak geçer. Taşların üstünden atlar. Duvardan atlar. İnsanların arasından sıyrılır. Dar bir sokakta karşıdan gelen bisikletlerin kaza yapmasına sebep olur. Bir kaç sokak daha geçtikten sonra bir avluya girer.

2. SAHNE DIŞ GÜN CAMİİ AVLU
Ömer, koşarak camii kapısının önüne gelir. Camiiden namaz kılındığına dair sesler gelmektedir. Ömer, acele ederek ayakkabılarını girişte çıkarır ve orda bırakır. İçeri girer. Aradan biraz zaman geçtikten sonra cemaat dağılır ve Ömer de kapının önüne gelir ama ayakkabısını göremez. Ayakkabısını kapının önünde arar. Göremez. İçerideki dolaplara bakar fakat ayakkabıları yoktur. Tekrar kapıya gelir ve düşünür. Ayakkabıları kapı önünde bıraktığını hatırlar ve ayakkabılarının çalındığını anlar. Eve gitmek için kapı önüne bakar. Terlik arar. Terlik bakarken, yaşlı bastonlu bir adam gelir. Biraz Ömer'i süzer ve bastonuyla Ömer'e girişir.
YAŞLI ADAM
Ayakkabı çalacaksın değil mi?! Seni adi, feriştahsız pezevenk! Defol git burdan. Yallah. Git pis hırsız. Yürü defol...
ÖMER
Amca dur hırsız değilim. Amca vurma ne yapıyorsun. Ben hırsız değilim ne yapıyorsun ya. Ah!

Ömer, yalın ayak camiiden çıkar avluda bankta oturan iki kişinin yanına gider. Yaşlı adam da ayakkabısını giymekle meşguldür.
ÖMER
Pardon benim ayakkabılar çalınmış da gördünüz mü hırsızı?
YAŞLI ADAM
Sen hala burada mısın?
BANKTA OTURAN ADAM
Yok kardeş görmedik.

Yaşlı adam Ömere doğru hızlı hızlı gelmektedir. Ömer de O'nu fark eder ve avlunun girişine doğru koşar. Yaşlı adam bastonunu fırlatır ama Ömer'e gelmez. Yaşlı adam halen kovalamaktadır. Ömer avluyu terk etmek zorunda kalır. Yaşlı adam Ömer'i avlunun çıkışına kadar kovalar.Kovalarken söylenir.
YAŞLI ADAM
Defol burdan çarkına sıçtığımın hırsızı. Senin yüzünden insanlar ayakkabısız kalıyor. Git burdan polis çağıracağım şimdi bak.

3.SAHNE DIŞ GÜN KALABALIK SOKAK

Ömer, Yaşlı adam'ın baskısından dolayı camiinin sokağını terk eder. İnsanların bolca geçtiği bir sokağa gelir. Yalın ayak olduğu için utangaçlık kaplar içini. Herkesin ona bakıp güldüğünü sanır. Halbuki herkes yoluna gitmektedir kimsa ona gülmez. Fakat o öyle görür. Yakınından geçen birine, kendisine güldüğünü sanar.
ÖMER
Gülme ulan ne gülüyorsun?!

Yumruğu indirir. Yumruğu yiyen adam savrulup yere düşerken, Ömer kafasını çevirdiğinde elinde bir çift ayakkabı olan birini fark eder.
ÖMER
Aaa! Bu benim ayakkabım lan!

Hırsız onun sesini duyduğu gibi koşmaya başlar.
ÖMER
Gel lan buraya kaçma şerefsiz!

Yumruk yiyen adam da düştüğü yerden doğrulur ve Ömer'in peşinden koşmaya başlar.

4. SAHNE DIŞ GÜN SOKAKLAR

Hırsızın peşinde Ömer, Ömerin peşinde yumruk yiyen adam koşmaktadır. Bir kaç sokak-cadde kovalamaca devam eder. Yumruk yiyen adam Ömer'i yakalar ve iki yumrukta indirir.Hırsız kaçmıştır. Ömer yere kapaklanmış bir şekildedir. Yumruk yiyen adam gitmiştir. Ömer sızlana sızlana yerinden doğrulmaya çalışır. Dudağı patlamıştır. Yere kapaklandığı için yüzü pislenmiş, pantolonu hafif yırtılmıştır. Oturur pozisyona gelir. Tam o anda, Ömer'in önünden biri geçerken ömerin önünde durur ve O'na para verir. Ömer'i dilenci sanar. Ömer bir anda kalakalır. Ömer'i gören iki kişi yanına doğru yaklaşır.
AHMET
Hey! Sen! Burası bizim mahallemiz! Burda dilencilik yapamazsın. Burada sadece biz dileneriz!
ÖMER
Yok ben dilenci filan değilim. Yanlış anladınız siz. Ben yere düşmüştüm biri tesadüfen para attı.
RIFAT
Bahanen güzelmiş.
ÖMER
Ne bahanesi bahane filan değil.
AHMET
Sus lan! Şerefsiz!

Ahmet ve Rıfat, Ömer'e girişir. Ömer'in tüm paralarını alıp kaçarlar.Ömer yine yerdedir. Yavaş yavaş kalkar.Çok sinirlenir. Hızlı hızlı camiiye doğru gider.

5. SAHNE DIŞ GÜN CAMİİ SOKAĞI

Camii'nin avlusuna sırtını dayar ve bekler. İkindi ezanı okunur.

6. SAHNE DIŞ GÜN CAMİİ AVLU

İnsanlar Camiiye doluşur. Namaz kılınmaya başlar. Ömer avlu dışından gelir camii kapısına. Ordaki ayakkabılara bakar. Bir tanesini beğenir ve gizli gizli alıp kaçar.Namaz bitince cemaat yavaş yavaş dağılır. Ayakkabısı çalınan adam ayakkabısını arar kapı önünde. Yine aynı yaşlı adam gelir ve onu yine hırsız sanıp bastonuyla girişir.

 
Gönderildi : 31/12/2012 4:42 am
(@fayrap)
Gönderi: 0
 

Mizah çok geniş bir alan ve kişiye göre değişebiliyor. Bu yüzden, absürt komediyi ve diyalogla güldüren filmleri de seven biri olarak, "Komikmiş." ya da "Hiç gülmedim." gibi bir şey söylemem doğru değil. Ancak içerik yönünden hatalı bulduğum bazı kısımlar var...

Mesela, Ömer'in hırsızı görmesi. Bu ayakkabıyı namaz kılınırken çalıyor desek, Ömer dışarı çıkıyor, ayakkabıyı arıyor, soruyor soruşturuyor, yaşlı amcadan dayağını yiyor ve bu kadar zaman geçmesine rağmen sokağa çıktığında hırsızı görüyor. Hırsız da ayakkabıyı elinde taşıyor, "Bakın ben çaldım." der gibi. Bu mantık hatasını çözmelisin. Örnek veriyorum, Ömer ona gülen adama yumruk atar, adam da döner ona bir yumruk atar, Ömer yere kapaklanır, o sırada birinin ayağında kendi ayakkabısını görür, "Aaa benim ayakkabım" da demez, hırsızla göz göze gelirler, birkaç saniyelik duraklama, hırsız koşmaya başlar...

Üstte kullandım ama yumruk olayı da çok basit. Onu tekrarla çözebilirsin. Adam arkadaşıyla gülerken, Ömer dönüp "Ne gülüyon lan?" der mesela, adam aldırmaz, gülmeye devam eder. Ömer bir kez daha dönüp "Gülmesene ulan!" der, adam yine aldırmaz, güler. Ömer dönüp bir tane çakar adama, "Sana gülme dedim ulan" der, adam da buna çakar, düşer, ayakkabıyı görür falan filan...

Yaşlı amcayı da itici olmaktan çıkarabilirsin. Bu haliyle yolda görsen selam vermeyeceğin bir adam tipi çiziyor. 🙂 Ne biliyim yepyeni ayakkabıları vardır, bu hassasiyeti ondandır gibi bir şey.

Son olarak, din konusunda dayak yiyebilirsin çevreden. Hem filmin başında namaza koştura koştura giden çocuğun sonradan bırak namaza gitmeyi hırsız olup çıkması, hem de doğru olanı savunsa da itici bir Müslüman olan ve biraz şeriatı temsil eden yaşlı amcanın halleri, birtakım kimselerce "Bu ne biçim film?!" şeklinde yorumlanabilir. Bunu önemsersin ya da önemsemezsin, bu sana kalmış, ben sadece nasıl yorumlanabileceği konusunda bir kapı açmak istedim sana.

Bu tür öneri bekleyen işlerde kendim baştan bir senaryo yazıyormuş hissine kapılıyorum ama beni rahatsız eden şeylerin altını çizebilmek için örnek veriyorum. Yoksa benim örnekleri saçma da bulabilirsin. Son olarak demiyim demiyim dedim ama yorumu yazarken aklıma hep "Bisiklet Hırsızları" filmi geldi, belki sen de ona bir gönderme yapmak istemişsindir. Eğer izlemediysen, muhakkak izle, sana çok faydası dokunur.

yaşamak mı zor yoksa yuvarlak masa aks mı?

 
Gönderildi : 31/12/2012 7:32 am
(@erkayama)
Gönderi: 0
 

Sinopsis kalıbı doğru mu? Sanki senaryodaki bütün mizansenler sinopsiste yazılı gibi geldi bana.

Ben sana sinema yapma demiyorum. Yap ama hobi olarak yap!!

 
Gönderildi : 31/12/2012 12:51 pm
(@ezmer)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

Mizah çok geniş bir alan ve kişiye göre değişebiliyor. Bu yüzden, absürt komediyi ve diyalogla güldüren filmleri de seven biri olarak, "Komikmiş." ya da "Hiç gülmedim." gibi bir şey söylemem doğru değil. Ancak içerik yönünden hatalı bulduğum bazı kısımlar var...

Mesela, Ömer'in hırsızı görmesi. Bu ayakkabıyı namaz kılınırken çalıyor desek, Ömer dışarı çıkıyor, ayakkabıyı arıyor, soruyor soruşturuyor, yaşlı amcadan dayağını yiyor ve bu kadar zaman geçmesine rağmen sokağa çıktığında hırsızı görüyor. Hırsız da ayakkabıyı elinde taşıyor, "Bakın ben çaldım." der gibi. Bu mantık hatasını çözmelisin. Örnek veriyorum, Ömer ona gülen adama yumruk atar, adam da döner ona bir yumruk atar, Ömer yere kapaklanır, o sırada birinin ayağında kendi ayakkabısını görür, "Aaa benim ayakkabım" da demez, hırsızla göz göze gelirler, birkaç saniyelik duraklama, hırsız koşmaya başlar...

Üstte kullandım ama yumruk olayı da çok basit. Onu tekrarla çözebilirsin. Adam arkadaşıyla gülerken, Ömer dönüp "Ne gülüyon lan?" der mesela, adam aldırmaz, gülmeye devam eder. Ömer bir kez daha dönüp "Gülmesene ulan!" der, adam yine aldırmaz, güler. Ömer dönüp bir tane çakar adama, "Sana gülme dedim ulan" der, adam da buna çakar, düşer, ayakkabıyı görür falan filan...

Yaşlı amcayı da itici olmaktan çıkarabilirsin. Bu haliyle yolda görsen selam vermeyeceğin bir adam tipi çiziyor. 🙂 Ne biliyim yepyeni ayakkabıları vardır, bu hassasiyeti ondandır gibi bir şey.

Son olarak, din konusunda dayak yiyebilirsin çevreden. Hem filmin başında namaza koştura koştura giden çocuğun sonradan bırak namaza gitmeyi hırsız olup çıkması, hem de doğru olanı savunsa da itici bir Müslüman olan ve biraz şeriatı temsil eden yaşlı amcanın halleri, birtakım kimselerce "Bu ne biçim film?!" şeklinde yorumlanabilir. Bunu önemsersin ya da önemsemezsin, bu sana kalmış, ben sadece nasıl yorumlanabileceği konusunda bir kapı açmak istedim sana.

Bu tür öneri bekleyen işlerde kendim baştan bir senaryo yazıyormuş hissine kapılıyorum ama beni rahatsız eden şeylerin altını çizebilmek için örnek veriyorum. Yoksa benim örnekleri saçma da bulabilirsin. Son olarak demiyim demiyim dedim ama yorumu yazarken aklıma hep "Bisiklet Hırsızları" filmi geldi, belki sen de ona bir gönderme yapmak istemişsindir. Eğer izlemediysen, muhakkak izle, sana çok faydası dokunur.

Öncelikle çok teşekkür ederim. Okuma zahmetine katlanıp yorum yazdığın için. Harikulade noktalara değinmişsin. Ben çok kişiye okuttum fakat hepsi olumlu yorum yaptı, eleştiri yapmamıştı. Vaktimiz de bol olduğu için senaryo üstünde düzeltme, ekleme, çıkarma vs. yapabileceğiz.

Ben sadece senaryo için yapmış olduğun eleştirilerden üç konuya değinmek istiyorum. Yaşlı amcanın iticiliği neden? Neredeyse her camiide sürekli oraya giden yaşlı amcalar vardır ve genel olarak itici davranırlar. Kendim de çok şahit olduğum için böyle bir karakter koydum.

Din konusunda da şöyle bir durum var; evet senin dediğin gibi anlaşılabilir fakat şu anlamda çıkıyor, çıkmalı; mensup olduğu dinin ibadethanesinden soğuma dinden soğutma, soğuma, . Çoğu camiide bu tarz olaylar yaşanıyor. Ayakkabısı çalınan bir çok insan var. Trajikomik bir durum bence. Yaşlı amca karakterini de bu doğrultuda koydum. Çünkü ibadet için camiiye gidenlere, özellikle de gençlere sert davranıp, dayak atıp dine küsmelerine sebep oluyorlar.

Açıkçası 'Bisiklet Hırsızları' filmini izlemedim. Senaryonun adını da ben koymadım. Bu konuda arkadaş çevremden yardım aldım. Bir kaç isim geldi. Bir arkadaşım 'Bisiklet Hırsızları' filmine gönderme olur diye 'Ayakkabı Hırsızları' ismini tavsiye edince kafama yattı ve bunu koydum. Ama 'Bisiklet Hırsızları'nı en kısa zamanda izleyeceğim.

Diğer konularda zaten gayet faydalı açıklamalarda bulunmuşsun. Çok teşekkür ederim. =)

 
Gönderildi : 31/12/2012 2:19 pm
(@ezmer)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

Sinopsis kalıbı doğru mu? Sanki senaryodaki bütün mizansenler sinopsiste yazılı gibi geldi bana.

Çok sinopsis yazdım. İlk kez bu yazdığım sinopsis tam anlamıyla kalıba oturmadı, daha doğrusu oturtamadım. Sınav, okul telaşı derken çok uğraşamadım. Biraz Tretmanvari oldu.Haklısınız yani. En kısa zamanda düzeltme yapıcam.

 
Gönderildi : 31/12/2012 2:22 pm
(@ulaskoseoglu)
Gönderi: 0
 

Ben beğendim (: Bazı insanlar iyi niyetli olsalar bile aslında hareketleriyle birinin hayatını değiştirebilme hissi iyi yansıtılmış (:

 
Gönderildi : 31/12/2012 3:28 pm
(@fayrap)
Gönderi: 0
 

Sinopsis kalıbı doğru mu? Sanki senaryodaki bütün mizansenler sinopsiste yazılı gibi geldi bana.

Çok sinopsis yazdım. İlk kez bu yazdığım sinopsis tam anlamıyla kalıba oturmadı, daha doğrusu oturtamadım. Sınav, okul telaşı derken çok uğraşamadım. Biraz Tretmanvari oldu.Haklısınız yani. En kısa zamanda düzeltme yapıcam.

Biçim anlamında bakılırsa, sahnelerde de yanlışlıklar var. Örneğin ilk sahne, birkaç sokak geçiyor, dolayısıyla mekan değişiyor ama hepsini "sahne 1" olarak yazmışsın. Ya da 2. sahnede zaman değişiyor, namaz bitiyor, ama hala "sahne 2" içinde gösterilmiş. Bu ana kuraldır, zaman ve mekan değişirse sahne değişir. Zamanla düzelir bunlar zaten, yaza yaza... Kolaylıklar dilerim...

yaşamak mı zor yoksa yuvarlak masa aks mı?

 
Gönderildi : 31/12/2012 5:34 pm
(@sekko)
Gönderi: 0
 

bana sorarsan bunu kenara koy, dursun fakat çekmek için başka bir şeyler yaz. ben pek çekilmeye değer bulmadım fakat illa çekeceğim diyorsan da senaryodaki diyaloglara hiç gerek yok. sessiz film mantığında çekmeyi deneyebilirsin. bu hikayede diyalogların hikayeye kattığı bir şey olmadığı gibi, pek çok şeyi de götürür.

örneğin ömer ayakkabı aranırken sessizce onu izleyen amca ve göz göze gelip amcanın ömer'e girişmesi zaten durumu yeterince açıklıyorken bir de oraya 2 satır replik yazmak bence gereksiz.

 
Gönderildi : 31/12/2012 6:30 pm
(@ezmer)
Gönderi: 25
Başlığı açan
 

Ben beğendim (: Bazı insanlar iyi niyetli olsalar bile aslında hareketleriyle birinin hayatını değiştirebilme hissi iyi yansıtılmış (:

Teşekkür ederim =)
Sinopsis kalıbı doğru mu? Sanki senaryodaki bütün mizansenler sinopsiste yazılı gibi geldi bana.

Çok sinopsis yazdım. İlk kez bu yazdığım sinopsis tam anlamıyla kalıba oturmadı, daha doğrusu oturtamadım. Sınav, okul telaşı derken çok uğraşamadım. Biraz Tretmanvari oldu.Haklısınız yani. En kısa zamanda düzeltme yapıcam.

Biçim anlamında bakılırsa, sahnelerde de yanlışlıklar var. Örneğin ilk sahne, birkaç sokak geçiyor, dolayısıyla mekan değişiyor ama hepsini "sahne 1" olarak yazmışsın. Ya da 2. sahnede zaman değişiyor, namaz bitiyor, ama hala "sahne 2" içinde gösterilmiş. Bu ana kuraldır, zaman ve mekan değişirse sahne değişir. Zamanla düzelir bunlar zaten, yaza yaza... Kolaylıklar dilerim...

Aceleye geldi diyeyim. Kısa kesmek için tekrar tekrar sahne yazmak istemedim doğrusu ama doğru kalıp değil tabi.
bana sorarsan bunu kenara koy, dursun fakat çekmek için başka bir şeyler yaz. ben pek çekilmeye değer bulmadım fakat illa çekeceğim diyorsan da senaryodaki diyaloglara hiç gerek yok. sessiz film mantığında çekmeyi deneyebilirsin. bu hikayede diyalogların hikayeye kattığı bir şey olmadığı gibi, pek çok şeyi de götürür.

örneğin ömer ayakkabı aranırken sessizce onu izleyen amca ve göz göze gelip amcanın ömer'e girişmesi zaten durumu yeterince açıklıyorken bir de oraya 2 satır replik yazmak bence gereksiz.

Şuanda Post-Prodüksiyon aşamasında olan 'Balondaki Hayat Kadar...' kısa filmi ve 2012 Şubat ayında çektiğim 'İlgisizlik' kısa filmi sessiz film halinde çekilip izleyiciye sunuldu. Yardımcı Yönetmenliğini üstlendiğim 'Bir Kadeh Daha' adlı kısa film, benim ilk sesli film deneyimimdi. 'Ayakkabı Hırsızları'nı da sesli çekmeyi düşünüyorum açıkçası.Ama sessiz mi sesli mi olsun kafamı kurcalamıyor değil. Sesli olursa yönetmen olarak ilk sesli film deneyimim olacak. Sessiz de çekilebilir dediğiniz gibi fakat bazı sahneler var ki sesli çekilmesi anlam kargaşasını mutlak olarak önleyecektir. Örneğin dilenci sahnesi. Tabi sessiz olması için bir kaç rötuş yapılır fakat sesli olması daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.

 
Gönderildi : 01/01/2013 11:29 pm
(@anonymous)
Gönderi: 0
 

kardeş sadece sinopsisini okudum fakat okurken üzüldüm sinopsis olayı kavranmamış galiba sinopsiste bir yıgın ayrıntı ve görselleştiremeyecegin şeyler dolu. sinopsis kısa ve net olmalı.örneğin senin hikayenin snopsisi. ömer namaz kılmaya gittiği camide ayakkabılarını çaldırır. bir süre sonra hırsızı farkedince kovalamaca başlar. en basit hali bu hikayenin. sen tretmanda değil farklı bir şey yazmışsın tavsiyem bu aşamalara kafa yor biraz. saygılar.

 
Gönderildi : 05/01/2013 2:01 pm
Paylaş: