III-
MÜDAHALE
Beyaz gömlek ve kravat takmış bir adam, karısı ve iki oğlu ile birlikte kahvaltı yapmaktadır. Adam kahvaltısını yaparken, gazeteye uzanıp, bakmaya başlar. Ön sayfaya baktıktan sonra gazetenin 3. sayfasını açar. Şok olur, bir süre donup kalır. Gazeteyi bırakıp, tuvalete hızlı adımlarla gider. Tuvalete girip, kapıyı kitler. Lavaboya eğilip, biraz kusar. Elini yüzünü yıkar. Aynaya ıslak yüzüyle bakarken geçmişi hatırlamaya başlar.
Okul bahçesinde üç çocuk bir çocuğa saldırıp, dövmeye başlar. Mağdur çocuk yere düşse de, saldırgan çocuklar tekmelemeye devam eder. Bir öğretmen gelip, çocukları dağıtır. Yerden kalkan çocuğun yüzünden kan akmaktadır. Adamın çocukluğu, bu kanı görünce üzülür. Pişman olur. Başını yere eğer, yumruklarını sıkar.
Flashback biter, adam sinirle kendi yüzüne yumruk atar. Aynada kendine bakar. Sonra başını öne eğip, bu sefer gençliğini hatırlar.
Bir kahvede 15-20 kişi maç seyretmektedir. Gol olunca üç kişi, sevinip hareket çekmeye başlar. Adam sinirlenir. Birden bu üç kişiye girişir. Arkadaşları da adama destek olmak için üç kişiye girişir. Büyük bir kavga çıkar. Üç kişi fena bir şekilde dayak yiyip yere yığılırlar. Arkadaşları adamı sakinleştirmeye çalışıp, kahveden çıkartırlar. Kahve çevresinde adam ve arkadaşları sakinleşip konuşurlarken, yüzü gözü kan içinde 3 kişi topallayarak kahveden koşarak çıkarlar. Adam sakinleşmiş olduğundan, vicdanı sızlar ve yumruklarını sıkıp, başını önüne eğer.
Flashback biter, adam sinirle kendi yüzüne bir yumruk daha atar. Aynada kendine bakar. Başını öne eğip, bu sefer yakın bir zamanı hatırlar.
İki araba bir kavşağa hızlıca girip, çarpışmak üzereyken dururlar. Adamın biri sinirle arabasından inip, el kol hareketi yapmaya başlar. Diğer arabadan ise filmin kahramanı inip, adama girişir. Bir iki yumruk sonrasında adam yere düşer ve kahraman adamı tekmelemeye başlar. Dayak yiyen adamın karısı arabadan çıkıp, filmin kahramanı itmeye kakmaya başlar. Kahraman kavgayı bırakır. Diğer adam ise, yerde ağzı burnu kan içinde yatmaktadır. Filmin kahramanı yine pişman olup, başını öne eğip yumruklarını sıkar.
Flashback biter, adam sinirle kendi yüzüne bir yumruk daha atar. Aynada kendine bakar. Bu sefer daha yakın bir zamanı hatırlar.
Yolda yürürken ileride bir kalabalık görür. Kalabalığa doğru koşar. Kalabalığın ortasında bir adam bir kadını evire çevire dövmektedir. Kimse müdahale etmemektedir. Adam kadına çok sert bir tokat atınca kadın yere düşer. Yerde yatan kadının başından kanlar akmaya başlar. Buna rağmen adam sinirle, yerde yatan kadına tekme atmaya devam eder. Siniri alınca yerde hareketsiz yatan kadına tükürür. Polis ekibi gelir. Bir polis adamı polis arabasına bindirirken, diğeri telsizle ambulans çağırır. Diğer bir polis memuru ise etraftaki kalabalığı dağıtır. Kahraman kalabalıkla birlikte dağılır.
Mutfakta açık kalan gazetenin üçüncü sayfasında, karısını döven adamın fotografı görünür. Fotografın altında. “Onlarca kişinin önünde karısını döverek öldürdü, kimsenin kılı kıpırdamadı.” yazısı görünür.
Banyo görünür. Kahraman aynaya baktıktan sonra, kafasını aynaya vurmaya başlar.
SON
Deccal, gördüm seni sobe.
çok iyi aslında niye kimse bişey yazmamış buna.
aslında şaşırmamak lazım ama neyse.
Güzel hikaye.Biraz ogunlaşınca hoş bir kısa çıkabilir bu hikayeden.Bence fikir gayet güzel ve çarpıcı.
İlk başta çocukken dayak yemesine takıldım biraz.Acaba orada da dayak atan kendisi olsa nasıl olurdu dedim.Ama yok...sanırım yediği bu dayaktan sonra kendisi de şiddet uygulayan biri oluyor.Şiddetin hayatına girişini görüyoruz böylece.Bileği güçlü bir adam olduğu anlaşılıyor.Dayak yiyen değil dayak atan tarafta.Başkalarına pek çok kez gereksiz yere şiddet uygulamış vaktiyle ,ama yeri geldiğinde belki de gerçekten şiddet uygulamasının gerektiği yerde hiç bir şey yapmadan pısıp kaçıyor ve bir insanın ölümüne seyirci kalıyor.Yaptığı korkaklık karşısında midesi bulanıyor.Kendinden tiksiniyor.Güzel çekilebilirse gayet hoş bir kısa olabilir tabi.
Bir sene sonra olsa da, ilginiz için teşekkürler.
Deccal, gördüm seni sobe.
evet yahu, 1 sene haklısın ona hic dikkat etmemişim. Malesef yazık bize .....
fikir ya da hikaye yazmak yerine """canon 5dmark mı ya da şu mu bu mu ?""" diye sorsaydın simdi 3 sayfa dolardı. Bu da benim öz eleştirim kimsenin bir sey söylemesine gerek yok.
kötü iş kötü iştir en iyi teknoloji kullanılsa bile; iyi iş iyi iştir sadece kağıt kalem olsa bile....
İlginiz için teşekkür ederim.
Geçen senenin gündeminde "kadına yönelik şiddet" yoktu.
Özellikle de Altın Portakal'da ötekileştirmeler ödül almaya başlayınca, bu tip hikayeler önem kazanmaya başladı.
Deccal, gördüm seni sobe.
Dostum bence harika bi senaryo tebrikler. Forma yeni üye oldum ve ilk dikkatimi çeken senaryon oldu!!!
Denemekten korkma!
Eyvallah !
Beğenen çok oluyor da, nedense çeken pek olmuyor
Deccal, gördüm seni sobe.
Çekilebilir kalitede bir kısa film senaryosu, bana bu senaryoyu ve kayda değer diğer senaryolarınız var ise mail adresime gönderebilirsiniz.filmleri çekebilirim yanlız yarışmaya göndericem bu yüzden yarışmadan bir ödül kazanırsak sizde payınızı alırsınız.Ondan öte bir ücret verme imkanım yok malesef.Gerçekten kayda değer uzun metraj filmlerinizde var ise sponsor temini halinde ücret verme durumumuz olabilir. [email protected]
ESENLİK DİLEKLERİMLE,
çok orjinal bi senaryo, çekmek lazım..
İlginiz için teşekkür ederim.
Uzun metraj film senaryolarım hariç olmak üzere;
Bu siteye yüklü kısa film senaryo ve hikayelerimi,
1) Bazı senaryolarım rezerve olduğu için önceden bana bildirmeniz,
2) Filmin jeneriğinde hikaye veya senaryo bölümüne rumuzum olan "Onüçüncü"yü yazmanız
3) filmi çektikten sonra da filmi yüklediğiniz sitenin linkini bana göndermeniz
4) Festivallerde ödül olması halinde makul bir pay vermeniz
halinde filme aktarabilirsiniz.
Saygılarımla,
Deccal, gördüm seni sobe.
ödül alamazsak canın sağolsun dermisin ''onucuncu'' hocam :)) ?
Bir senaryo için en büyük ödül, filme aktarılmasıdır.
Hatta okunması bile benim için bir ödüldür.
Bu yüzden her zaman "canın sağolsun"
Saygılarımla,
Deccal, gördüm seni sobe.
Eyvallah! BABA BÜYÜKSÜN!
Şu senaryoyu çekte benden büyük ol !
🙂
Deccal, gördüm seni sobe.