Asagidaki senaryomu begenip cekmek isteyen olursa [email protected] adresine yazmaları yeterli olacaktır.
Senaryonun son kısmını e-mail ile gonderecegim. Sonuna 2 sayfa daha eklenecektir.
KAREEM
Karanlık ekran. Çakmak çakar ama yanmaz. Bir daha çakar, yine yanmaz. Bir kez daha çakar, bu defa yanar. Bir sigara yanar. Bir nefes çekilir. Sigara içen kişinin kafasının üstünde lamba yanar. Bu, 35 li yaşlarda bir kadındır. Elleri titremektedir.Sorguda olduğu anlaşılmaktadır.
AMİR: O kişiyle daha önce karşılaştınız mı ?
KADIN: Evet. bir kez daha çıkmıştı karşıma.
AMİR: İlk geldiği günü anlatır mısınız ?
KADIN: O gün öğle yemeğini hazırlıyordum. Telefonla görümcemi aradım.
AMİR: Niçin aradınız görümcenizi?
KADIN: Kocam bana evlilik yıldönümü için bir hediye almıştı.Bu hediyenin ne olduğunu bilen tek kişi oydu. Onu öğrenmeye çalışıyordum.
AMİR: Peki sonra?
KADIN: Konuşurken pencereye yanaştım.
Kadın elinde telefonla konuşurken pencereye yürür. Pencereden dışarı bakar. Şok olmuş bir görüntü vardır suratında.
KADIN: Ve tam o an gördüm. Şok olmuştum.
AMİR: Peki ne yaptınız?
KADIN: Hemen eşimi aradım. İşini bırakıp geldi.
Kocası elinde kolonya ile karısını sakinleştirmektedir.
KADIN: Ama inanmadı bana. Bir psikolog tuttu.
AMİR: Psikoloğa göründünüz mü peki ?
KADIN: Evet. Eve geldi.
Psikolog sandalyeye oturur. Kadının kocasına döner.
PSİKOLOG: Bizi yalnız bırakır mısınız?
Kadının kocası çıkar. Psikolog kadına döner.
PSİKOLOG: Seansımıza başlamadan önce değişik bir şey soracaktım.
KADIN: Sorun.
PSİKOLOG: Kullandığınız parfümün ismini söyler misiniz?
O sırada kadın karşıya doğru şaşkın şekilde bakar. Kapı aralanır. Bir ayak içeri adım atar. Psikolog da dönüp bakar. O da şok olmuştur.
KADIN: Benim gördüğümü sizde görüyor musunuz?
Psikolog çığlık atar. O kadar korkmuştur ki, erkek hali ile aynı maymun gibi ciyaklamaktadır. Sonra kadının kocası elinde sopa ile yan bölmeden içeri girer.Odanın salona çıkan kapısı kapanır. Birisinin dışarı çıktığını bellidir.
KOCA: Noldu lan ? O kimdi ?
Psikolog çantasını toparlar.
PSİKOLOG: Bu evden gitmek istiyorum.
KOCA: Ne oldu dedim sana.
PSİKOLOG: Eşinize sorun. Ben kaçtım.
Psikolog evden ayrılır.
KOCA(karısına): Noldu?
KADIN: Psikolog da gördü.
Tekrar sorgu odasındayız.
POLİS: En son orada mı gördünüz ?
KADIN: Evet.
Aniden kapı açılır. Birisi kafasını uzatır.
KAFASINI UZATAN: Amirim bir ihbar daha aldık.
Amir acele ile ceketini giyer.
AMİR(Kadına): Ben çıkıyorum. Eğer yine görürseniz hemen polisi arayın.
Amir karakolun koridorunda yürümektedir. Yanında bir memur vardır.Elindeki dosyaya bakmaktadır
MEMUR: İnanılmaz ! 5 dakika önce Beşiktaş'ta görünmüş.
AMİR: Neyi inanılmaz bunun ?
MEMUR: 2 saat önce de Ankara'da görmüşler. Hemde hemen hemen yüz kişi.
AMİR: Özel uçak filan mı kullanıyor acaba ?
MEMUR: Muhtemelen.
Amir dönüp başka bir memura seslenir.
AMİR: İçerideki kadını iyice sorgulayın.Bir bağlantısı olduğundan şüpheleniyorum.
BAŞKA BİR MEMUR: Başüstüne amirim.
Amir ve memur bir sokaktan aşağı yürür. Bir dükkanın önünde polis arabası beklemektedir. O dükkana girerler.Dükkanda dükkan sahibi bardaktan bir yudum su içer. Amir karşısına oturur.
AMİR: Olayı bizede anlatır mısınız
DÜKKAN SAHİBİ: İçeride oturuyordum. Dışarıdan bir bağırtı geldi. Çıktığımda birisi tam benim kapının yanında sara krizi geçiriyordu. İnsanlar başına toplandı. Sonra kalabalık çok büyüdü. Tam o esnada kenarda bekleyen bir çocuk bağırdı.
Kalabalığın görüntüsü. Çocuğun görüntüsü. Çocuk diğer tarafa bakar. Elini kaldırır
ÇOCUK: Hey. Şuraya bakın !
Kalabalık topluca dönüp bakar. Kalabalıktan birkaç kişi bayılır. Bazıları çığlık atar. Yaşlı bir adam metanetini korumaktadır.
YAŞLI ADAM(gözlerini kısarak): Dehşet !
Tekrar dükkandayız.
DÜKKAN SAHİBİ: Biz ilk şoku atlattıktan sonra bu kaçmaya başladı. Bizde peşinden koştuk.
Kalabalık topluca koşmaktadır.
DÜKKAN SAHİBİ: Bir binaya girdi. Oradan kaçması mümkün değildi. Ama gel gör ki heryeri saatlerce aramamıza rağmen bulamadık. Sanki buharlaştı.
Bir televizyon stüdyosu.
SUNUCU: Evet sevgili seyirciler, şimdi olayı görmekten memnun olanlardan birisine veriyoruz mikrofonu. Buyurun Sevim Hanım.
SEVİM: Olağanüstü bir görüntüydü.Buna sinirlenen insanları anlamıyorum. Lütfen samimi olalım.
Başka bir kadın konuşur
BAŞKA1: İnanılmazdı. Kendimi filmlerde gibi hissettim. Tam gözümün önünde cereyan etti. Hemen telefona kaydettim.
SUNUCU: Bakabilir miyim ?
Kadın telefonu sunucuya verir. Sunucu hayretler içinde izler Telefondan çığlık sesleri yükselir.
SUNUCU: Gerçekten insan inanamıyor. (kameraya dönerek) Tabi ki o kişinin eşgali bellli. Artık bu kadar rahat dolaşamaz. Ama o kişi hakkında çok ürkütücü bir iddia ortaya atıldı. O kişinin dünyadan olmayabileceği söyleniyor. Özellikle onu yakından görenlerin ifadeleri bizi bu sonuca götürüyor.
Karakolda AMİR masasında oturmuş dosyaları incelerken Bir şey dikkatini çeker. Sayfaları heyecanla karıştırıp bir sayfaya dikkatli bakar. Sonra tekrar karıştırıp başka bir sayfaya uzun uzun bakar. Kafasını kaldırır.Bok içinde boncuk bulmuş kadar muzaffer durmaktadır.Telefonu kaldırır.
AMİR: Gelsene benim odama.Bak ne buldum.
Amir ile memur masada oturmaktadır. Dosya memurun önündedir.
MEMUR: Amirim harikasınız. Kırk yıl o dosyalara baksam aklıma gelmezdi.
AMİR: En azından elimizde çok önemli bir bilgi var şimdi.
MEMUR: Amirim onu yakalarsanız sizi Emniyet Müdürü bile yaparlar valla.
AMİR: Şimdi yakalama planımızı harekete geçirmeye geldi.
Amir ceketini alır. Kapıya yürür. memurda peşinden takip eder.
Tiyatro sahnesinde iki tane oyuncu oyunlarını oynamaktadırlar.
KADIN OYUNCU: Perilere inanır mısın ?
ERKEK OYUNCU:(Haykırır) Hayır.
KADIN OYUNCU: Peki ben sana periyim desem ?
ERKEK OYUNCU: İnanmam tabiki !
KADIN OYUNCU: Bunu sana ispatlasam ?
ERKEK OYUNCU: Ben inandıklarımla mutluyum. Bunu değiştirme lütfen. Gerçekten periysen, buradan gitmeni tercih ederim.
KADIN OYUNCU(üzgün bir tonla): Neden ?
ERKEK OYUNCU: Çünkü hayatım boyunca insanları ikna ettiğim bir konuda diz çökmek istemiyorum.
YÖNETMEN(Araya girerek): “Tüm hayatım boyunca” olacaktı orası.
ERKEK OYUNCU: Pardon hocam.
YÖNETMEN:(El çırparak): Birazdan devam edeceğiz.
Amir ile Memur köşede ayakta seyretmektedirler. Yönetmen Amir'e yaklaşır.
YÖNETMEN: Hoşgeldiniz.
AMİR: Hoşbulduk. Ne yaptınız hocam? Düşündünüz mü?
YÖNETMEN: Doksan tane oyuncu ayarlayabilirim.
AMİR: Çok iyi rakam. Çok sağolun hocam.
YÖNETMEN: Rica ederim. Nerede yapacaksınız peki ?
AMİR: Eminönü Yeni Cami önündeki meydanda yapacağız.
YÖNETMEN: Bende geleceğim. O anı görmek herkese nasip olmaz.
Amir gülümsemektedir.
Kapalı bir mekanda Amir, oyuncuları karşısına almış konuşma yapmaktadır.
AMİR: Herkes tamamen anladı mı ?
Oyuncular onay verir şekilde kafa sallamaktadır.
Eminönü meydanda kalabalık bir gündür. Oyunculardan birkaçı görünür. Kuşlar için yem satanlardan birisi MEMUR dur. Oyunculardan birisi pamuk şeker satmaktadır. Amir dolanmaktadır.
AMİR(Kulağındaki mikrofonlu telsizle): Durum nedir ?
MEMUR: Herşey yolunda şimdilik.
AMİR: Tamam. Birazdan işaret vereceğim.
Yönetmen, Caminin önündeki merdivenlerde oturmaktadır. Heyecan ve korku ile etrafa bakmaktadır. Amir cep telefonunu çıkarır. Arama yapar.
AMİR: Gelebilirsin.
Caminin yan kısmından birisi elinde koli ile meydana doğru yürür. Meydanın orta kısmına yakın bir yerde koliyi yere bırakır. Kolinin içinden bir çarşaf çıkararak yere serer. Şimdi kamera uzaktan çekmektedir. O kişi koliden birşeyleri çıkarıp çarşafın üstüne serpiştirmektedir. Ne olduğunu anlaşılmaz.O kişinin işportacı olduğu anlaşılır. Şimdi işportacıyı dizinden yukarı yakın çekim gösterir kamera.Bağırmaya başlar.
İŞPORTACI: Geel geel. Elimde çok fazla yok. Zabıta gelmeden koşun. Bu fırsatı bulamazsınız bir daha.
İki kişi durup şaşkın şaşkın bakar. Tezgaha doğru.
KİŞİ1: Bu ne yahu ? (Gülümser)
KİŞİ2: Aman allahım! Koş koş !
Tezgahın önüne gelirler. Yine uzaktan görürüz. Meydanın etrafındaki insanlar işportacıya yaklaşırlar. İşportacının etrafını sararlar. Artık işportacı görünmemektedir. Ama aradan sesi gelmektedir.
İŞPORTACI: Yavaş lan yavaş ! Alooo ! Yavaş dedim.
Çemberin dışında kalan insanlar şaşkın şaşkın bakmaktadır. Onlarda yaklaşırlar. Çember iyice büyümüştür. Dışarıdan geçen bir kadın çembere yaklaşır. Bir adama sorar.
KADIN: Ne var orada?
ADAM: Valla abla bende anlamadım. Ama her ne ise kapış kapış gidiyor. (İleri bakarak bağırır) Ya alanlar çıksın ki bizde bakalım !
Çemberin dışındaki insanlar birbirlerine sorar. “ne var orada?”
Bu esnada bir rüzgar eser. Grup rüzgarın estiği yöne döner. Herkesin saçları ve elbiseleri savrulur. İnsanlara bir ışık vurur. Yönetmen hüngür hüngür ağlamaktadır. Amir'in elleri titremektedir. Gruptan bazıları dizlerinin üstüne çöker.Kamera ışığın geldiği yöne döner ve görürüz ki........
Tekrar elden geçirilmesi gerekiyorsa da gayet akıcı yazılmış, merak uyandırıcı ve keyif verici bir senaryo. Gördüğüm kadarı ile ilginç değil, sadece ilginç bir klişeyi verimlice kullanan bir iş.
Ama, bu haliyle bir hiç.... Eğer final ikna edici bağlanmadıysa hiçbir anlamı yok.
Bu nedenle finali görmedikten sonra net birşey söylemek olanaksız.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Gorkem tesekkurler. Ilk yorum yapan sensin. Tabi ki son kısmının olmayısı okuyanları sinirlendiriyor. Sonunu yazmak isterdim ama senaryoyu buraya yazdıgım ilk gün birisi bana e-mail attı ve verdim son kısmını. Çekecek kişi son kısmı buraya yazmamı istemediği için ne yazık ki böyle kalacak. Hani olurda çekmezse eklerim sonunu.
Sinirlenecek birşey yok. Ben sinirlenmedim de boşa okumuş gibi oldum.
Yani, "okudum da ne oldu?" gibi bir durum söz konusu.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;