Senaryomun ismi Kar Kırmızı yağar bu benim ilk senaryom ve senaryomun bir kısmını burda paylaşmak ve siz değerli ustalardan yorumlar almak istedim. ilk başta hikaye'yi yazdım ve iki gündür senaryoya çevirmeye başladım. hikayeyi senaryoya dökünce bir sayfalık bir konuşma 10 sayfalık senaryo'ya denk geldi şuanda 27 sayfa oldu son bölümlerini yarın akşam bitiricem allah kısmet ederse. işte senaryomun bir kısmı özetini çıkaramadım çünkü senaryo tam anlamıyla bitmedi bu saate kadar kafa patlattım her zamanki gibi. bu arada aranıza yeni katıldım ismim sahin saygılar arkadaşlar.....
Kar Kırmızı Yağar
SAHNE 1.DIŞ - GÜNDÜZ PARK
Ali gündüz deniz kenarında yeşil bir parkta ağacın dibine yaslanmış ve üzgün bir şekilde etrafına bakarken aynı zamanda'da içinden konuşuyordu...
ALİ İÇ SES : Bugün günlerden pazartesi ve annemi kaybedeli tam bir ay oldu. babasızlığın ne demek
oldugunu bilmem ama annesizlik çok kötü bir şey babam ben küçükken bir maden oçağında
göçük altın kalmış. annemde onun açısına fazla dayanamadı. ve geçen ay kanserden veffat etti. önceden kanserin nedemek olduğunu bilmezdim ama kanseri annem ile öğrenmeye başlamıştım. annemin veffatinden sonra gönüllü olarak kanser ve lösemi ile mücadele merkezlerinde çalışmaya başladım. hafta sonlarımıda huzur evinde yaşlılar ile geçirmeye karar verdim. çünkü huzur evindeki insanlar kadar yanlızdım ve bir o kadar'da Çaresiz. iş çıkışında eve gidip duvarlar ile konuşmak nedemektir. bilirmisiniz. bende bilmiyordum ama öğrendim. yanlızlık allaha mahsustur diyebiliyordum. Ama insanlarda yanlız kalabiliryormuş bu hayatta, taki onu görene kadar.
Kararma
SAHNE 2.DIŞ - GÜNDÜZ SOKAKTA YÜRÜRKEN
Ali Çantasını almış her zamanki gibi rehabilitasyon merkezine çalışmaya gidiyor. ve aynı zamanda gine içinden konuşuyordu..
ALİ İÇ SES : her gün lösemili küçük çocukların yanına gidiyordum haftanın belli günleri onlara moral olsun diye. palyanço kostümü giyip onların arasına katılırdım. ve beni görünce hepsinin yüzünde koçaman bir gülümseme olurdu. onların güldüğünü ve eğlendiğini görmek beni çok mutlu ederdi.
SAHNE 3.İÇ - GÜNDÜZ REHABİLİTASYON MERKEZİ
Ali rehabilitasyon merkezine gelir ve kapıdan içeri girip her zamanki gibi palyanço kostümünü giyer ve çocukları mutlu etmek için. onların arasına karışır. ama o çocukların eğlendirirken öyle bir kız gözüne çarparki. ali gözlerini o kızdan ayıramaz. ve gine içinden konuşmaya başlar.
ALİ İÇ SES : O gün gine her zamanki gibi lösemili çocukları eğlendirmeye gitmiştim. ve orda çok dikkatimi çeken biri ile karşılaştım. ismi senaymış oda her hafta geliyormuş haftanın belli günleri çocukları mutlu etmek için gönüllüymüş benim gibi.ama ben ilk defa görüyordum. ve onu gördüğümde çok garip bir his oluştu içimde bu his annem öldüğündede vardı içimde gözlerine baktığımda gözlerim kamaşmıştı sanki güneş yeniden doğmuştu benim için o günden sonra artık her hafta görür oldum senayı. her hafta onu görmek için pazartesi'leri iple çekiyor oldum adeta. sonra kendime bir söz verdim ve yarın gidip konusacaktım sena ile. .
SAHNE 4.İÇ - REHABİLİTASYON MERKEZİ
Ali rehabilitasyon merkezine gelir gine kostümünü giyer ve çocukların arasına karışır.aynı zamanda'da içinde konuşur. ve bugün ali için büyük bir gündür. çünkü sena ile konuşmaya çalışacaktır.
ALİ İÇ SES : annemin ölümünden sonra hep içime kapanık yaşadım. ve bu gün onun ile konuşmak için cesaretimi topladım ve yanına gittim. palyanço kostümü ile ama lafa nasıl gireceğimi bile bilmiyordum. çünkü hayatımda hiç kız arkadaşım olmamıştı.22 yaşındaydım ve hayatım hep hastanelerde geçmişti. bundan dolayı hiç mutsuz değildim.sonuçta hayat bana hep doğruları öğretti. ve merhaba diyip konuya girdim.
SENA : Merhaba
Ali : şey ben sizi hep görüyorum ama hiç tanışma fırsatı bulamadım şey kusura bakma ben ali
SENA : Çok memnun oldum
ALİ İÇ SES : Dedi ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile yanımda ayrıldı.işte o an acaba hatamı yaptım diye yarını bekledim o gün çok düşündüm acaba yanlış bişeymi söyledim diye. Sonuçta insanları kırmak hiçte benlik bişey değildi.
SAHNE 5.İÇ - EV KAPI ÖNÜ İŞE GİDERKEN
Ali evden işe gitmek için çıkar ve yolda giderken gine içinden konuşmaya başlar.
ALİ İÇ SES : ertesi gün oldu ve gine çocukları eğlendirmek için reabilitasyon merkezinin yolunu tuttum. bu sefer senadan da özür dileyecektim. geçen günki konuşma için.
KARARTI
SAHNE 6.İÇ - REHABİLİTASYON MERKEZİ
Ali her zamanki gibi rehabilitasyon merkezinin içine girer ve her zamanki gibi palyanço kostümünü giyer ve çocukların arasına girer. fakat aynı zamanda gözleri senayı aramaktadır. fakat senayı göremez ve çok üzülür. ve umutsuzluğa kapılır aynı zamanda gine içinden konuşmaya başlar..
ALİ İÇ SES : Gine her zamanki gibi kostümü giydim ve çocukların arasına girdim. ve çocuklar beni görünce bir anda gülücükler saçmaya başladılar etrafa. gözüm senayı aradı ama sena o gün reabilitasyon merkezine gelmemişti. gelmediği için çok üzülmüştüm ve bir daha onu göremiyeceğimi anladım. hislerim beni yanıltmıştı. annem öldükten sonra adeta yapayanlız kalmıştım. ve onun yerini dolduracak birine ihtiyaç duyuyordum hep.hani derler ya erkek çok sevdiği birini hep annesine benzetirmiş diye. işte bende tam öyle birini istiyordum. hayatımda beni sevecek ve sahip çıkacak birini. o gün işim erken bitti ve eve doğru yola çıktım..
SAHNE 7.DIŞ - SOKAKTA HUZUR EVİNE GİDERKEN
Ali her hafta sonu olduğu gibi bu hafta sonuda huzur evine gitmek için yola koyulur çok özlediği manevi ailesini görmek için. yolda giderken gine derin düşüncelere dalar ve içinden konuşmaya başlar.
ALİ İÇ SES : hafta sonu olmuştu ve gine huzur evine gidip ordaki manevi ailem ile kuçaklaşma zamanıydı. huzur evinde herkesi çok seviyordum akife teyze. kemal amca yadigar teyze ve onun çok güzel çiçekleri ve ismini sayamadığım bir çok saygı değer insan vardı. hep kendime sorardım acaba iyi insanlar neden hep yanlız kalır diye. bunun cevabını huzur evinde çok sevdiğim akife teyze verdi kendisi emekli eski bir edebiyat öğretmeniymiş. çok bilgili görgülü bir bayandı.
SAHNE 8.DIŞ - HUZUR EVİ BAHÇESİ
Ali huzur evine gelir ve bahçede akife teyzesini görür ve yanına oturur ve akife teyzesi ile konuşmaya başlar.
ALİ İÇ SES : Ve gine o gün Akife teyze bahçede aynı yerinde oturuyor ve kazak örüyordu. torununa her zamanki gibi ve bende yanına oturdum ve akife teyze ile konuşmaya başladım.
ALİ : Merhaba akife teyze sana bişey sormak istiyorum acaba sorabilirmiyim.
AKİFE TEYZE : aa Hoşgeldin ali tabi sor evladım ne demek tabi sorabilirsin.
ALİ : sonuç olarak benden yaşca büyük ve çok bilgili birisiniz.cevabını bulamadığım bazı sorular var aklımda.
AKİFE TEYZE : yok estafurullah evladım yaşca büyük olmam senden daha bilgili olduğum anlamına gelmez ama ginede teşşekür ederim.
ALİ İÇ SES : dedi ve cevabını bulamadıgım hep o soruyu sordum.
ALİ : akife teyze neden iyi insanlar hep yanlız kalır.
AKİFE TEYZE : bana bak sana bir hikaye anlatım Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafaya Bulduğu hiçbir yanıt ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş.. Ama aldığı yanıtlar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir yanıtı olmalı diyormuş.. Ve dolaşıp herkese bunu sormaya karar vermiş.. Köy, kasaba, ülke dolaşmış, bu arada zaman da durmuyor tabii ki ...Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona
-Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar istersen ona git belki o sana aradığın yanıtı verebilir, demişler.Çok zorlu bir yolculuk sonunda Bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş .. Bilge “sana bunun yanıtını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor” demiş . Adam kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş.
- Şimdi çık ve bahçede bir tur at, tekrar buraya gel ... Yalnız dikkat et, kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin..
Adam, gözü çay kaşığında, bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış evet demiş "kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı?"
Adam şaşkın...
- Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki ...
- Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun, kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş Bilge...
Adam tekrar bahçeye çıkmış, gördüğü güzelliklerle büyülenmiş, muhteşem bir bahçedeymiş çünkü ... Geri geldiğinde bilge adama "bahçe nasıldı" diye sormuş ... Adam gördüğü güzellikler karşısında büyülendiğini anlatmış. Bilge gülümsemiş "ama kaşıkta hiç yağ kalmamış" demiş ve eklemiş:
- Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın... Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır ... Hayatının anlamı senin bakışlarında gizli. Demiş bilge adama.
yani aslında insanlar yanlız değildir. sadece hayata bakış açıları onları yanlızlaştırır.
ALİ İÇ SES : bu cevap karşısında ne diyeceğimi bilemedim. ve akife teyzeye şöyle dedim.
ALİ : O zaman şimdi ben yanlız değilmiyim.
AKİFE TEYZE GÜLEREK : biz ne güne duruyoruz evladım.
ALİ İÇ SES : ve ona geçen gün gördüğüm sena adında bir kızdan bahsettim. oda bana..
AKİFE TEYZE : Peki ya yanına gidip konuştunmu.
ALİ : Hayatımda hiç kız arkadaşım olmadı ve konuşmak için yanında gidip merhaba dedim bana baktı yüzünde çok güzel bir
gülümseme ile merhaba dedi ve gitti. acaba onu kıracak bişeymi yaptım.
AKİFE TEYZE : Bak sana bir sır veriyim.evladım bayanlar çok duygusal narin ve ince yapılı varlıklardır. ona ne söylediğin değil gözlerin ile ona nasıl baktığın onlar için önemlidir.
ALİ : açaba benim gözlerime bakıp benim korktuğumu anladığı içinmi gitti...
AKİFE TEYZE : kimbilir evladım.
SAHNE 9.DIŞ - HUZUR EVİ BAHÇESİ
Ali o gün görüş saati bittiği için herkez ile vedalaştı ve evine dönmek için yola koyuldu. ve gine içinde konuşarak.
ALİ İÇ SES : ve o gün görüş saati bitmişti. sevdiğim aileme gine veda etme zamanı gelmişti. her zamanki gibi hüzünlenmiştim. çünkü gine o yanlız ve karanlık evime gidip saatin sabah olmasını bekliyecektim. herhalde beni ayakta tutan hasta yaşlı ve çaresiz insanlara yardım etmemdi. çünkü bende kendimi çok çaresiz hissediyordum ve kendimi o insanlarda buluyordum.
SAHNE 10.İÇ - EV YATAK ODASI
Ali sabah yataktan kalkar kahvaltısını yapar ve işe gitmek için hazırlanır. ve gine içinden konuşmaya başlar...
ALİ İÇ SES : Gine her zamanki gibi sabah oldu rehabilitasyon merkezine gidip gine o yardıma muhtaç güzel çocukları eğlendirme zamanıydı. bu iş beni çok mutlu ediyordu. herhalde ufak bir çocugun yüzündeki masum bir gülüş kadar anlamlı hiçbirşey gelmiyordu hayatta bana.
SAHNE 11.İÇ - REHABİLİTASYON MERKEZİ
Ali o gün gine palyonço kostümü giyip ufak hasta çocukları eğlendirmek için çocukların arasına karıştı ve çocukları eğlendirirken birden senayı gördü ve gine dona kaldı. ve sena ona gelip şöyle dedi.
ALİ İÇ SES : o gün gine kostümümü giydim ve çocukların arasına daldım kendimi çok mutlu hissediyordum hem onları hem kendimi eğlendiriyordum. çocukların arasında oynarken gine o yeşil güneş ışığı gözleri gördüm ve bir an duraksadım etrafımdaki çocuk sesleri kulagımda yankılanır oldu bir an.bu senadan başkası değildi yanıma geldi ve.
SENA : Merhaba ben sena
ALİ : Şey merhaba bende ali memnun oldum dedim.
SENA : Geçen gün için üzgünüm senden özür dilemek istiyorum.
ALİ : Niçin
SENA : Arkamı dönüp gittiğim için.
ALİ : Şey aa bunun için özür dilemene gerek yok
SENA : Bugün işin bitince sana bir özür kahvesi ısmarlamak isterim. tabi eyer sende istersen.
ALİ İÇ SES : çok şaşırdım ve çok sevinmiştim. dilim dolandı o an ve biraz geveledim.
ALİ : aa şey tabi çok isterim.
SENA : O zaman Saat 4 senin için uygun mu?
ALİ : Evet tabi uygun.
SENA GÜLEREK : O zaman 4 te görüşürüz.
ALİ : aa Şey tamam görüşürüz.
ALİ İÇ SES : saat 2'ye geliyordu ve buluşmamıza tam 2 saat vardı. ve o gün zaman hiç geçmedi her 5 dakika'da bir saat'te bakar oldum. ve işi o gün yarım saat erken bıraktım.
SAHNE 12.DIŞ - REHABİLİTASYON MERKEZİ ÖNÜ
Ali o gün işi yarım saat erken bırakmıştı ve çok heycanlıydı hayatında ilk kez bir kız ona çıkma teklifi etmiş ve çalıştıgı merkezin önünde senayı beklemeye başla ve aynı zamanda her zamanki gibi içinden konuşuyordu.
ALİ İÇ SES : ve üzerimi değiştirip onu beklemeye başladım. buluşmaya 30 dakika önceden gittim. saat 4:10 geçiyordu. ve kendi kendime dedim acaba gelmiyecekmi diye ve bir an için umutsuzluğa kapıldım ve o esnada senayı rehabilitasyon merkezinin kapısından çıkarken gördüm. rüya gibi bir kızdı. yanıma geldi
SENA GÜLEREK : Merhaba Çok bekletmedim umarım.
ALİ : yo bende yeni gelmiştim zaten.
SENA : Bildiğin bir cafeterya varmı.
ALİ : Hayır Malesef Yok
SENA : o zaman ben güzel bir yer biliyor hadi gidelim.
ALİ İÇ SES : Dedi ve yola koyulduk sonra yolda yürürken benim ile muhabbet etmeye başladı.
SAHNE 13.DIŞ - SOKAKTA KAFETERYAYA GİDERKEN
Ali ile sena sokakta sohbet ederek kafeteryaya doğru gidiyorlardı.
SENA : Sen hiç konuşmazmısın..
ALİ : Şey hayır konuşurum ama aslında o kadarda iyi bir konuşmacı değilim ama iyi bir dinleyiciyimdir.
ALİ İÇ SES : yeşil gözleriyle bana baktı ve gine o güzel gülümsemeyi gördüm gözlerinin içinde.
SAHNE 14.İÇ - MEKAN KAFETERYA
Ali ile sena sohbet ederek kafeteryaya gelirler ve birer çay söylerler kendilerine o sırada birbirlerine sorular sorarak bir birlerini tanımaya çalışırlar....
ALİ İÇ SES : o sırada kafeteryada oturduk ve sohbet etmeye başladık.
SENA : Dışardan çok garip biri gibi duruyorsun.
ALİ : hayatı ve insanları nasıl görmek istiyorsan öyle görürsün eyer beni garip biri olarak görüyorsan bu iyi bişey
SENA GÜLEREK : hep böyle güzel espiriler yaparmısın
ALİ : hayatımda hiç espri yapamadım daha doğrusu espri yapmaya fırsatım olmadı sadece senin yanında bu özelliğimi fark ettim.
SENA : niye espri yapmayı sevmezmisin yada daha önce hiç kız arkadaşın olmadımı.
ALİ : Yo hayır espri yapmayı severim ama hayatım hep hastenelerde geçtiği için espiri yapmaya ve kız arkadaşı edinmeye zamanım olmadı..
SENA : peki neden hayatın hep hastanelerde geçti.
ALİ : Ben küçükken babam maden oçağında köçük altında kalmış ve rahmetli olmuş annemde onun acısına dayanamayıp kanserden öldu ve bende annem öldükten sonra kendi kendime bir söz verdim bu ve bunun gibi hastalıklar ile mücadele eden güçlü insanların yanında olup onlara destek vermek için.
SENA : çok üzüldüm allah rahmet eylesin.
SENA : peki ya boş vakitlerinde ne yaparsın
ALİ : ailem olmadığı için hafta sonları huzur evini gidip ordaki manevi ailem ile görüşüryorum.
SENA : Nasıl yani..
ALİ : Bir ailem olmadığı için ordaki yaşlı insanlarda buluyorum kendimi hepsi çok güzel melek gibi insanlardır.
SENA : aa bende çok gelip tanışmak isterim onlar ile benide alıp oraya götürürmüsün.
ALİ : Tabi neden olmasın bende çok memnun olurum. gelirsen.
SENA : Peki o zaman hafta sonu buluşuyoruz.
ALİ İÇ SES : Ve kafeteryadan ayrıldık.
"gine" ler Yine olacak arkadaşım. Biraz klasik bir hikaye gibi, arada verdiğin o anekdot çok bilindik bir şey insanlar kaşığı duyar duymaz anlarlar olayı. Onun dışında okurken kopmuyor insan, yazımın güzel aslında, daha farklı şeyler yazsan çok daha başarılı olur, şimdi bunu düşünüyorum çekilse çok fazla izlenecek bir iş olmayacak, ki günümüzde bu tarz hikayeler artık televizyon filmi olarak falan çekiliyor.
Çok sagollasın üstad evet ama ben biraz daha farklı bişeyler yazmaya çalıştım yani buraya kadar herşey normal gelişiyor ama bundan sonra olay biraz daha duygusal ve drama şeklini alıyor. belki dediginiz gibi bu tür fillmleri artık dizi diye çekiyorlar. ama bu konuyla ilgili bir çok film izlememe rağmen yani konuyu biliyor olmama rağmen kız kardeşimin hikayesi diye bir film izledim ( my sister keeper ) ve konusu aynı olmasına rağmen film beni çok etkilemişti. bende kendi kendime dedimki. eyer başkaları böyle filmler yapıp sonuna kadar izletirebiliyorsa kendini. ben neden yapamıyım. sonra oturdum bu hikayeyle biraz uğraştım. ve böyle bişey çıktı. aslında çok daha farklı şeyler yazabilirim. ama dediğim gibi elimden şimdilik bu kadar geldi. o değerli yorumlarınız için teşşekür ederim..