Merhabalar. Bugün aklıma öylesine bir fikir geldi ve oturup onu sinopsis olarak yazmak istedim. Tabi çok fazla uzun oldu tretman da diyebilirsiniz. Özet deyip geçelim. Her neyse, klasik amatör kamerayla çekilecek bir film. Aslında ilk versiyonunu yazalımçekelim'e koymuştum ama bana çok sade geldi. Onu biraz daha değiştirip ikinci versiyonunu yazdım. Şimdi buraya koyarken de neden bizim ülkemizde amatör kamerayla çekilmiş bir film olmasın sorusu geldi? Çook fazla ağır eleştiri yapmamanızı rica ediyorum, sonra yazmaya falan küsmiyim 😀 Ama ne düşündüğünüzü, yorumlarınızı merak ediyorum. Sadece ben yazdığım için değil, ülkemizde buna benzer film yer mi? Nasıl karşılanır? İzlenir mi? İyi mi olur kötü mü olur vs. Son olarak fazla uzatmayayım: Bence çok iyi bir senaryo haline getirilirse ve gene bu forumdan gerekli ekip, ekipmanları, oyuncuları falan bulursak ve bir heves gibi değil de harbiden çekebilecek gibi başlarsak bu projeye, bana olur gibime geldi. Tabi olmaz lan böyle şey derseniz de canınız sağolun 😀
KAMERA KAYITTA
Ahmet, Murat, Ece ve Tuğçe çok yakın 4 arkadaştır. Kendi çevreleri için hazırladıkları bir site vardır. Bu sitede 'korkunç' buldukları yerleri, şeyleri vb. yanlarına kameralarını ve diğer eşyalarını alıp geziyorlardır. Ve bunları montajlayarak siteye koyuyorlardır. Site'nin de tuhaf bir şekilde çok takipçisi vardır. Bir gün gene evde oturup hangi 'korkunç' yeri gezeceklerini düşünürlerken Ahmet onların oturdukları yerdeki okulu gezmelerini, üstelik oraya da hiç gitmediklerini söyleyerek arkadaşlarını ikna eder. Siteye de bu okulu gezeceklerini yazarlar. Hepsi birden hazırlıklarını yapar. Tabi bu okulu gezmeleri için okuldan sorumlu hizmetliden izin almaları gerekmektedir. Tesadüfen de Ece okuldan sorumlu hizmetliyi tanıyordur. Onunla konuşarak okulda sadece birkaç saat kalacaklarını ve çekim yapıp hiçbir şeye zarar vermeden okuldan ayrılacaklarını söyleyip okulun anahtarlarını alır. Hepsi birden tüm eşyalarını (kameralar, bilgisayarlar, yiyecek ve içecekler vb.) alıp okulun girişine yığarlar. Kendilerine çok iyi ortam yaparlar. Ve artık çekim başlar! Sunucu Ahmet olduğu için okulun bahçesinde arkasına okulu alarak bir giriş konuşması yapar. Murat kameramandır ve Ece ile Tuğçe de diğer teknik işleri hallediyorlardır. Gündüz saatleri de önce okulun dış çekimlerini yaparlar, aynı anda arkadan Ahmet okulu tanıtır, gece ne yapacaklarını ve buna benzer şeyleri anlatır. Gündüz çekimleri bitince akşam saatleri kurdukları site icabı yani format gereği okuldan sorumlu hizmetliyi çağırarak kendilerini okula kitletirler. Gene format icabı birkaç saat okulda kalacaklardır. Artık asıl çekim başlamıştır! Ortamdan kopmaları zor olsa da gece saat tam 12'de okulu gezmeye başlarlar. İşi önce makaraya alıp birbirlerini korkuturlar. Eğlenceden sonra asıl işlerini yapıp tüm okulu gezerler. Okul genel olarak korkutucudur. Okulu gezerken aynı anda da Ahmet sunuculuğunu yapar. Kameralar da sürekli kayıttadır. Fakat sonra açıklayamadıkları olaylar olur. Kaybolurlar, geldikleri yollar sanki değişmiştir, tuhaf sesler duymaktadırlar. En sonunda kendi hazırladıkları 'ortama' geri dönerler. Ellerinde kayda değer bir şey yoktur ve hizmetlinin gelmesini bekliyorlardır. Saat de baya geç olmuştur. Murat dayanamaz ve okulda olan olayı söyler: Okulda bir çocuk intihar etmiştir ve bu okulda hala birileriyle beraber geziyordur, söylentiler bu yöndedir. Ahmet bundan malzeme çıkacağını düşünerek arkadaşlarını ikna eder ve tekrar okulu gezmeye başlarlar. Ve asıl olaylar başlar. Yanlarına aldıkları ışıklar durduk yere bozuluyordur, tuhaf sesler duyup tuhaf olaylar yaşıyorlardır, yollar sürekli değişiyordur, ve artık neyle karşı karşıya olduklarını bilmiyorlardır. Üstelik okuldan da çıkamıyorlardır. Açıklayamadıkları ve beklenmedik şeyler olmaktadır.
3 tane mimiği olan adamın 3 tane adası var, bizimkiler Toki'ye yazılıyo 😀
Türkçe öğretmenine Allah sabır versin. Öğretmen olsaydım ve yazılı kağıdında böyle bi kompozisyon gelse önüme direk sıfır verirdim. Giriş, gelişme, sonuç nedir, paragraf nedir, neden yeni paragrafa geçilir, kızılcık sopası nedir, neden kullanılır gibi bir takım sorular geldi aklıma. İnsan gerçekten hayret ediyor, bunca yıl insanlar bu yazı ve anlatı tekniklerini neden geliştirip kullanmışlar hiç gerek yokken..
Okulda hiç bir şey öğretmiyorlar sanırım size. "Ahmet, Murat, Ece ve Tuğçe çok yakın 4 arkadaştır." Daha giriş cümlesinde batırmışsın kardeş. Ondan sonra gelip burada "yapomcolar benöm senaryolaromo okumuyoö" diye ağlıyorsunuz.
Şimdi diyelim ki şöyle bi diyalog yazacaksın, hangisi göze hitap ediyor, hangisini seçerdin,
ALİ
- Veli'ye 2.267.849.324 borcum var.
ya da,
ALİ
- Veli'ye iki milyar iki yüz altmış yedi milyon sekiz yüz kırk dokuz bin üç yüz yirmi dört lira borcum var.
Hikaye hakkında bir şey yazamayacağım, sadece ilk cümleyi okudum çünkü 🙂
Yazmaktan soğumaya falan hiç gerek yok. Bu şekilde yazmaya devam edersen soğuyup kendi kendini imha edersin zaten.
Eğitim-öğretim hayatında başarılar dilerim.
Türkçe öğretmenine Allah sabır versin. Öğretmen olsaydım ve yazılı kağıdında böyle bi kompozisyon gelse önüme direk sıfır verirdim. Giriş, gelişme, sonuç nedir, paragraf nedir, neden yeni paragrafa geçilir, kızılcık sopası nedir, neden kullanılır gibi bir takım sorular geldi aklıma. İnsan gerçekten hayret ediyor, bunca yıl insanlar bu yazı ve anlatı tekniklerini neden geliştirip kullanmışlar hiç gerek yokken..
Okulda hiç bir şey öğretmiyorlar sanırım size. "Ahmet, Murat, Ece ve Tuğçe çok yakın 4 arkadaştır." Daha giriş cümlesinde batırmışsın kardeş. Ondan sonra gelip burada "yapomcolar benöm senaryolaromo okumuyoö" diye ağlıyorsunuz.
Şimdi diyelim ki şöyle bi diyalog yazacaksın, hangisi göze hitap ediyor, hangisini seçerdin,
ALİ
- Veli'ye 2.267.849.324 borcum var.
ya da,
ALİ
- Veli'ye iki milyar iki yüz altmış yedi milyon sekiz yüz kırk dokuz bin üç yüz yirmi dört lira borcum var.
Hikaye hakkında bir şey yazamayacağım, sadece ilk cümleyi okudum çünkü 🙂
Yazmaktan soğumaya falan hiç gerek yok. Bu şekilde yazmaya devam edersen soğuyup kendi kendini imha edersin zaten.
Eğitim-öğretim hayatında başarılar dilerim.
Yorum için saol hocam. Sanarist v2 kitabını hatırlayarak sana bişey demiyorum 🙂
3 tane mimiği olan adamın 3 tane adası var, bizimkiler Toki'ye yazılıyo 😀
halen eğitim-öğretimin devam ettiği bir okulun "korkunç yer" olması akla uygun gelmedi bana. daha esrarengiz, evveliyatından korkutucu hikayeleri olan bir mekan seçmek uygun olabilir. mutlaka okul olacaksa da, mesela çeşitli öğrenci cinayetleri nedeniyle uzunca bir süre önce terkedilmiş bir yatılı okul binası gibi...
ben kuzeyemir