SAHNE 1
SORGU (İÇ/GECE)
Komiser aşırı sinirli ilk sorgularını yapıyordu Mustafa ve Kerim’in. Yüzü gözü kan revan içindeki iki kafadarın acı çektiği yüzlerinden belliydi. Sorulan sorulara zor odaklanıyor, saçma sapan cevaplar veriyorlardı.
Komiser :
- Nesiniz lan siz ? Ne yapıyordunuz . . Ne yapmaya çalışıyordunuz ?
Soruyla beraber tokat suratlarında patlıyor zaten algı seviyesi düşmüş olan iki kafadarı iyice allak bullak ediyordu.
Cevdet :
- Biz . . eee . .
Komiser :
- Ne eee’si lan ?
SAHNE 2
İSTİKLAL CADDESİ (DIŞ/GÜN)
Kerim, Cevdet ve Haşmet yana durmaktadırlar. Sanki bir maratona başlayacak edası ile topal Hamdi’nin tetiği çekmesini bekler vaziyettedirler. Bulundukları yer İstiklalin taksim meydanına yakın olan kısmıdır.
Hamdi :
- Hazırmısınız ?
Üç kafadar :
- Evet hadi lan çek tetiği !
Hamdi’nin elindeki tabanca hani şu tetik çekildikten sonra içinden “BANG !” yazısı çıkan sessiz tabancalardandır. Dolayısıyla tetiği çektikten sonra ağzıyla da “BANG !” efekti yapması gerekecektir. Nihayet “BANG !” sesi Hamdi’nin ağzından dökülür ve yazı tabancadan çıkar.
Üç kafadar delirmişcesine İstiklal caddesine doğru koşmaya başlamıştır. Kerim daha kalabalığa yeni karışmıştır ki hamile bir kadına vurmamak için sağa doğru bir kaçış yapar ve yaşlıca bir amcayla çarpışır. Yaşlı adam yerde kafasını yere çarpmış, Kerim yerde dudak patlamış . .
Hemen toparlanır koşmaya devam eder. Bu üç deliyi fark eden kalabalık ufak ufak yarılmış ve onlara geçmesi için yer açıyor vaziyettedir. Caddenin meşhur camisinin yanındaki, elde tepsi istediğin yemeği seçtiğin o meşhur lokantasının yanından geçti geçecek vaziyette iken Haşmet tüm haşmetiyle yere yıkılır. Ortalık kan gölüdür. Haşmetin kafasında büyükçe bir delik ve kanlar içinde yerde cansızdır. Kerim Haşmetin yanında koşarak geçerken onu görür ve şaşılacak derecede umursamaz vaziyette koşusuna devam eder ve Cevdet’i geçme telaşına devam eder ama ne yazık ki Cevdet tünele varmıştır bile. Hızla tüneldeki reklam panosunun arkasına saklı bayrağı alır ve koşarak Mustafa ve İlkay’ın yanına varır. Arkasından kısa süre sonrada Kerim yanlarına gelir. İki koşucu nefes nefesedir.
SAHNE 3
BULUŞMA NOKTASI (İÇ/GÜN)
Kerim :
- Anam s..ildi, Ne b.. yiicem ben şimdi ?
Cevdet :
- Hah haa !
Mutluluk ve yorgunluk içerisindeki Cevdet, nefes nefese
- İlkay ıskaladın ve bir kadını vurdun . .
Derken mutludur.
İlkay :
- Evet fark ettim a..na koyiiim . .
Mustafa :
- Haşmet’in kafasını patlattım İlkay, yarın içi hazırlan bakalım.
İlkay :
- Ben her zaman hazırım koçum !
SAHNE 4
İSTİKLAL’İN BAŞI YİNE – ERTESİ GÜN (DIŞ/GÜN)
Hamdi :
- Hazırmısınız lan godikler ?
İki kafadar :
- Hazırız başlat a..na koyiim
Ve “ BANG !” sesi duyulur , koşmaya başlarlar . .
SAHNE 5
SORGUYA DEVAM (İÇ/GECE)
Komiser :
- Cevdet arkadaşlarımızın dur ihtarına ateşle cevap verince öldürülmüş, Hamdi kaçarken BMW X5 altında kalmış hastaneden ölüm haberi geldi. Önce Haşmeti ve sonra ikinci koşuda İlkay’ı sen vurdun değimli ?
Sözleriyle Mustafa ‘ya bakar

Mustafa :
- Evet İlkayın nişancılığı kötüydü, anlaşılan koşuculuğu da iyi değilmiş.
Komiser :
- İyi de niye bunların hepsi ? İstiklalin başından sonuna kadar koşarak yarış, caddenin belli yerlerine siz iki sniper tüfeklerle yarışanlara ateş edip vurmaya çalışıyorsunuz . .
Kerim :
- Tek atış hakkımız olacaktı.
Komiser :
- Ne hakkı lan ne hakkı ? Birilerinin canına kıymak ne zaman hak oldu ? Günahsız bir kadın öldü sizin yüzünüzden . .
Ortalık sessizleşir , komiser odada sessizce turlamaktadır . .
- Sonra ?
Mustafa :
- Öyle işte vurulan doğal olarak elenecekti ya da kaza ile sizin de dediğiniz gibi yanlış birini vuranda vurulmamak için koşacaktı , vurulursa o da elenecekti . . Sonunda kimler sağ kalırsa.
Komiser :
- Evet sağ kalanların çıkarı neydi ? Niye bu saçmalığı yaptınız ?
Kerim :
- Bizler biri tarafından tutulmuş kiralık katilleriz. Bizi tutan adam bize oyun oynadı. Hepimizle ayrı ayrı anlaşmış ve vurdurmak için tuttuğu adamda yine kendisiymiş. Hamdi vurdu adamı ve bizi tutan adamın yardımcısı onun hesabına parayı yatırdı. Hamdi tedavi görüyordu, kanserdi, zaten ölecekti. Bize böyle bir oyun teklif etti, kalanlara paranın yarısını pay edecekti. Bizde kabul ettik. Yazı Tura ile koşacaklar ve vuracaklar belirlendi ve dediğimiz gibi ıskalayan olurda başkasını vurursa oda yenilen ile tekrar koşacaktı.
Komiser :
- Ödül ne kadardı ?
Mustafa :
- Bir milyon YTL
O sırada kapı çalınır ve bir bayan polis gelip sessizce bir şeyler söyler.
Komiser :
- İyiymiş. Siz peki birbirinizi daha önceden tanıyormuydunuz ?
Kerim :
- Hayır
Komiser :
- Sizin Hamdi’niz Hamdi falan değilmiş. Ara sokaklardaki tinercilerden biriymiş adı Rasim. Hamdi yani Rasim mi söyledi size kanserim diye ?
İki kafadar şok olmuştur, oyuna gelmişlerdir
Mustafa :
- Kulağımıza da geliyordu kanser diye dedikodular ama !
Komiser :
- Anlaşılan Hamdi sizi keklemiş, bahaneyle beş rakibini piyasadan silmiş oldu. Bir ihtimal kanser falanda değil.
Mustafa ve Kerim :
- Orros.. Çoocuğu !
Komiser :
- Nişancılık sizin için iyi bir meziyet tabii de, zeka da gerekiyormuş anlaşılan . . .
Gülümser ve turalamaya devam eder.
- Diiimi ?
Mustafa :
- Kesinlikle
Kerim :
- Saygı duyuyorum . .