Hepinize teşekkür ederim.
Öncelikle bu okumama sorununu daha objektif değerlendirmek gerekiyor. Sonuçta arkadaşınıza okutamadığınız bir senaryoyu bir yapımcının okumasını ve üstüne üstlük yatırım yapıp bu senaryoyu film haline getirmesini talep edeceksiniz. Bu bakımdan sinopsisin film hakkında bilgi vermemesinden ziyade tavlayıcı bir nitelik taşıması gerekiyor. Sinopsis sizin elinizdeki tek olta. Bunu çok iyi kullanmazsanız senaryonuz okunmaz. Bu sinopsisi okuduktan sonra ben senaryoya geçme merakı hissetmedim. Çünkü arkadaşlarınız gibi herkes için koca bir senaryoyu okumak zordur. O yüzden bu sinopsis niye var? Ne söylüyor? Bunun farkı ne? Neler vaadediyor? Bunların hepsini yedirmeniz gerekiyor. Bu sinopsisi okuduğumda 5 dakikda ben de yazarım böyle bir şey diyememeli okuyan kişi.
Yapımcılara böyle binlerce senaryo gittiğini ve bunların %99'unun okunmadığını hesaba katmalısınız.
Teşekkürler, sinopsiste değişiklik yapacağım.
Bir de eğer bu orjinal sinopsis ise biraz daha profesyonel hazırlamanız yararınıza olacaktır. Sinopsisten önce de filmi tanımlayan bir cümleyi hazırlamak yine faydalıdır. Senaryoyu okuyabilirrsem ona ilişkin de bir şeyler söylemeye çalışırım. Şimdilik senaryoyu ya da herhangi bir dramatik metnin tutarlığını test etmek için kullanılan bir sağlamadan bahsedeyim. Bununla metninizin yapısını test edebilirsiniz.
İlk olarak dramatik metinlerde olay gelişimi aksiyon planı ve olaylar dizisi ile madde madde planlanır. Aksiyon planı olaylardaki ana durakları, olaylar dizisi ara durakları belirtir.
Örnek:
Ali eve gitmek üzere okuldan çıkar.
Ali'ye yolda araba çarpar.
Ali hastaneye kaldırılır.
Bu bir aksiyon planıdır.
Ali eve gitmek üzere okuldan çıkar.
Ali karşıya geçerken üst geçit yerine caddeyi kullanır.
Ali'ye araba çarpar.
Şoför Ali'yi hastaneye götürür.
Doktor Ali'nin annesini çağırır.
Bu ise olaylar dizisidir.
Bu olaylar gelişiminin tutarlı olup olmadığının sağlamasını yapmak için şöyle bir yöntem kullnılır; en alttan başlayarak iki madde arasında neden sonuç bağı aranır.
Doktor Ali'nin annesini çağırır.
Çünkü
Şoför Ali'yi hastaneye götürür.
Çünkü
Ali'ye araba çarpar.
Çünkü
Ali karşıya geçerken üst geçit yerine caddeyi kullanır
Çünkü
Ali eve gitmek üzere okuldan çıkar.
Mesela burada
"Ali karşıya geçerken üst geçit yerine caddeyi kullanır
Çünkü
Ali eve gitmek üzere okuldan çıkar." bu iki madde arasında net bir sebep sonuç bağı yok. Burayı daha tutarlı kurgulayabilirim ama böyle de bırakabilirim çünkü ifade olarak tam kaşşılamasa da bir sonraki maddenin nedeni bir önceki madde.
Bu sistem içinde tutarlı bir maddeler dizisi kurarsanız, senaryonuz iyi kurulu olur. Ancak bu senaryo ilginç ve inandırıcı mı, yoğun ve devingen mi, toplumsal ve düşünsel boyut taşıyor mu, oynanabilir nitelikte mi orası teknik olarak çözülemeyecek tarafı.
Yorumların için sağol, dikkate alıyorum yazdıklarını. Bir de senaryoyu imkanın olur da okuyabilirsen eleştirilerini duymak isterim. 🙂
Rica ederim, okuyacağım umarım. 🙂
çok güzel yorumlar almışsın Aves kardeşim, çok sevindim 🙂
şimdi izninle sinopsisini özetlersem: "müzikle uğraşan 3 kişi, başka şekilde hayatlarını kazanmaya çalışıyorlar. bir gün dayak yiyince dayak atanın tutkusundan etkilenip müziğe sarılmaya karar veriyorlar."
yani bana kısa bir film için bile ilginç bir konu gibi gelmedi. karakterler herhangi bir insanın tanımına uyuyor. yani çoğumuz burada kısa filmle uğraşıp başka şekilde hayatlarımızı kazanmaya çalışıyoruz. bir de madem dayaktan sonra bir dönüşüm geçirecekler bari arkadaşlarından biri ölsün o dayak sonucunda. dramatik dönüşümü daha inandırıcı kılar diye düşünüyorum. ya da hemen ölmesin yoğun bakımda kalsın...yaptıkları müziklerle ona ulaşmaya çalışsınlar...çok mu yeşilçam oldu be 😀
Galiba sinopsis harbiden olmamış. 🙂 Aslında dramatik pek bir şey yok ortada. Sinopsiste filmin ilk 15 sayfasında olan şeyler yazıyor. Açıkçası onu yazarken pek özen göstermedim çünkü genelde arkadaşlara falan gösterdiğimde ya da okumalarını istediğimde ilk önce kendi ağzımdan biraz anlatıyorum, sonra direk senaryoyu veriyorum. Bir de şu hatayı yaptım sanırım, olayları kendim bildiğim için sanki sinopsiste bunların sinyalini veriyormuşum gibi geldi bana ama olmadığını öğrendim tabii. Yorumlarınızı gerçekten ciddiye alıyorum, değişiklikler yapacağıma da inanabilirsiniz.
Biz de seni ciddiye alıyoruz Aves. çalış kardeşim, kolay gelsin 🙂
bu arada senaryonun biçimine şöyle bir baktım da konuşmalar ve açıklamalar dengesi yok. yani çok fazla konuşma var senaryoda. iyi bir senaryoda bu ikisi dengelidir diyor syd field....
Doğru demiş. 🙂 Teknik kısımda pek üstün değilim zaten, birçok hata çıkabilir. Tecrübelerinizle aydınlatın beni. 😀
atmosferi, tarif etmelisin. ışık, ses, dekor vs. 5 maddesi vardı bunun ya öktem başol'un bunları tarif edin dediği. tabi özel değilse geçebiliyorsun tarif etmeden diye biliyorum. burada senden tecrübeli değilimdir ben, en azından hiç uzun metraj yazmadım daha 🙂
Aslında dramatik pek bir şey yok ortada .
Bunu tam olarak hangi manada kullandınız bilmiyorum ama bir bilgi vereyim. Dramatik terimi gündelik hayatta acıklı, hüzünlü gibi anlamlarda kullanılıyor fakat öyle değil.
Tüm filmler, tiyatro oyunları, kısaca kurmaca olan her şey ve hatta belgeseller de dramatik olmak zorundadır. Yoksa biz onu izlemeyiz.
Dramatiğin evrensel olarak kabul edilen ilkeleri şunlar;
toplumsal boyut taşıması
düşünsel boyut taşıması
yoğunluk taşıması
devingen olması
ilginç olması
inandırıcı olması
oynanabilir olması.
bir senaryo bunları taşımalı ve bunlarla dramatik nitelik kazanmalıdır. Çalışarak her şey yapılır. Eleştiriler sizi yıldırmasın. Ben de bunları bliyorum ama çekmeyi bilmiyorum ve öğrenmeye çalışıyorum. 🙂
Yok, dramayı burada normal günlük yaşantımızda kullandığımız anlamda kullandım. (yanlış da olsa günlük hayatta bu anlamda kullanıyoruz) Dramanın kurmacaların belkemiği olduğunu biliyorum. Zaten edebiyat öğrencisiyim, onu da bilmezsem ayıp olurdu. Dramatik pek bir şey yok derken o dayak yemelerinde falan hüzünlere gark ettiren pek bir şeyler yok demek istemiştim. Zaten oradaki mesele yedikleri dayağın acısı yüzünden değil, çorbacının işine verdiği büyük değer, bu değere yapılan saygısızlık sonucu da aldığı inanılmaz tavırdır. Yani üçlü "ulan dayak yiye yiye nereye kadar be" diye harekete geçmiyor, "bu adam yaptıysa biz de yaparız" diye düşünüyor.
senaryoyu hızlı bir göz gezdirme şeklinde inceledim. senaryo tekniği açısından yetersiz olduğu zaten söylenmiş.
öncelikle şunu belirtmekte yarar var. ben yazmış olduğunuz bu senaryonun deneme amacıyla, senaryo yazma yeteneğinizi geliştirme ve eksikliklerinizi görme amacıyla yazdığınızı düşünüyorum ve bu nedenle senaryonuzu inceledim. yoksa sinopsisi bile okumak, böyle bir hikayenin anlatmaya değer bir şey olmadığını anlamaya yeterdi.
kokoreççi dükkanı açmaya çalışmak bir amaç olamaz. mühendis, antropolog vs. cebinde çorba içecek para yok, ve bir kokoreççi dükkanı açmak için para kazanma amacıyla çeşitli işlere giriyorlar vs.
her ne kadar absürt komedi türünde olsa da hikayenin bir tutarlılığının olması şart. bir kokoreç tezgahı alıp işe koyulacaklarına karakterlerin saçma sapan olayların içerisine girmesi inandırıcılıktan ve etkileyicilikten çok uzak bir anlatıma neden olmuş.
biraz çalgı çengi, biraz recep ivedik, sosyal medya fenomeni olmuş videolar vs... bunlar gelişmenize yardımcı olmaz.
fikir dünyanızı beslemek için kitaplara ve iyi filmlere yönelmeniz gerek. çok okuyun ve çok film izleyin.
“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway