çok iyi .hikayeyi seneryo haline getiridinizmi?

Hayır. Hikayeyi, hikayeyle ilgilenen yönetmenle paslaşarak yazmak istediğim için senaryolaştırmadım. Uygulamayı istediğim bu yöntem, yani senaryonun senarist ve yönetmenin karşılıklı fikir alışverişleriyle yazılması ortaya çıkarılacak film için bir sürü avantaj sunabilir.

Mesela karakterin albümde baktığı fotoğraflardan hiçbirinin fotoğraf öncesi hikayeleri yazılmadı. Sadece yüzeysel olarak değindim; mutlu anılar ve mutsuz anılar.

Kaç tane fotoğraf olacağı, kaç tane mutlu anı, kaç tane mutsuz anı fotoğrafı olacağı, hangi mekanlarda geçeceği, hangi fotoğrafın albümde yer alacağı yönetmenin seçimi.

Bence ikinci sahnede (bu dünyalar güzeli bayan, ayakkabısız ayaklarıyla bembeyaz bir odaya adım attığında yani) resimlerdeki adam bambaşka bir adam olsun. Onunla tanışma resimlerini, ona aşık oluşunu, onunla evlenişini falan görsün fotoğraflardan. Sonra alev ve dumanlar içinde gözlerini açsın, veee....

Onu artık ne bina sakinlerinin dışarıdan gelen kargaşa sesleri kurtarabilir, ne de binanın kulakları tırmalayan yangın alarmı.

Hikayeyi yorumları merak ettiğim için yayınlamıştım ama sayfa 102 defa görüntülenmiş, sadece 2 kişi yorum yazmış... Bir daha burda hikaye mikaye yayınlamayacağım.
Yorumlar için teşekkürler...

Senaryoyu sen kafanda canlandırarak, heyecanla yazarsın. Sonra da herkesin, senin yazdıklarını okuyup aynı görüntüleri kafalarında canlandırmalarını beklersin. Çok güzel, etkileyici yazdığını düşünürsün. Ama sonuçta senaryolar çekilmedikleri sürece değersizdirler. Bir öykü gibi olamazlar. Bu yüzden okuyanlar da aynı etkiyi yaratmamış olabilir. Bir senaryonun yazılma amacı hayata geçirilmek olduğuna göre ve kısa film yapmak da zahmetli bir iş olduğuna göre, bu gözle bakıldığında senaryon yönetmen adayları tarafından yeterli görülmemiş olabilir; anlaşılmamış olabilir; hatta okunmamış olabilir. Bunları hepimiz yaşıyoruz. Ayrıca sen diğer senaryolarını koyan arkadaşlara kaç tane yorum yapmışsın, karşılaştırdın mı?

Öykü kitabından bir öykü değil, bir kısa film hikayesiydi sildiğim. Hani şu senaryo yazılmadan önce tasarlanan? Hani ekip toplarken insanlara okutulan? İşte oydu silinen hikaye.

Ben senaryo yorumcusu değilim ki konu konu gezip senaryolara yorum yazayım. Ayrıca senaryo arayan bir yönetmende değilim. Sadece senaryo yazarı olmaya aday, amatör bir yazarım.

Adım gibi eminim ki bu konuya 100 küsür defa bakan adamların çoğu kısa film yönetmeni olmayı isteyen adamlar. Ve bunlardan hiçbiri çıkıpta "şurası olmamış, şurası olmuş" demiyorlar. Belki de diyemiyorlar. Ya da okumuyorlar, şöyle bir bakıp kaçıyorlar..

Herneyse, bundan sonra paylaşmayacağım hikayelerimi ve senaryolarımı. Hiç olmazsa çalınma riskini en aza indirgemiş olurum.

Saygılar..

...

Adım gibi eminim ki bu konuya 100 küsür defa bakan adamların çoğu kısa film yönetmeni olmayı isteyen adamlar. Ve bunlardan hiçbiri çıkıpta "şurası olmamış, şurası olmuş" demiyorlar. Belki de diyemiyorlar. Ya da okumuyorlar, şöyle bir bakıp kaçıyorlar..

....

Maalesef bu genel bir sorun. İnternet sayesinde her şeye kolayca ve bedava ulaşıyor olmak bir değersizlik hissi uyandırıyor. Bence birbirimizin Ö.M butonunu eskitmeliyiz. Burada her üye bir diğerine bir şeyler sorabilmeli. Foruma koyduğu her neyse, ona bir bakmasını isteyebilmeli.