Merhabalar, askerde olmam nedeniyle senaryolarıma ara verdiğimi düşünüyordum ki, geçenlerde -askerlik yapmamın da verdiği etkiyle- aklıma bir senaryo fikri geldi. Tabi ki konusu askerde geçen bir komedi doğal olarak 🙂 Bu senaryomun üzerinde 2 haftadır düşünüyorum ve kışlada askerin internet kullanımı imkanlarını da göze alarak, yavaştan a4 kağıdına elle yazıyorum. Normalde komedi yazmayı pek beceremem, forumda açtığım sinopsislerimin topic'lerini takip edenler bilir, fantastik/bilim-kurgu ve çekimi zor olan yani maliyet gerektiren senaryolar yazmayı tercih etmesem de, aklım genelde o yönde çalışır. 🙂
Aslında burada yazacaklarım pek sinopsis niteliğinde sayılmaz. Birçoğunuz bilirsiniz ki, komediler kesit kesit olur, senaryonun temelindeki mantığı yani karakterimizin amacını bilmek yeterlidir. Çünkü biliriz ki, kahramanımız amacına ulaşmak için türlü türlü komik duruma düşecek, yeri gelecek rezil duruma düşecek yeri gelecek vezir konumuna çıkacak. Benim bu askerlik yapma durumumdan da faydalanarak bir yandan düşünüyorum diğer yandan da hem kendimin hem de çevremdekilerin yaşadıklarından yola çıkarak bir asker komedisi yazıyorum. Neyse, lafı fazla uzatmadan tam olarak sinopsis olmasa da, girişgahımı yapayım.
Emre İtaatkâr
Karakterimizin adı Emre, soyadı ise İtaatkâr. Doğum yeri ise Uşak şehridir. (Askerlik yapanların sadece şu bilgilere bakarak yüzlerindeki oluşan gülümsemeyi hayal edebiliyorum. 🙂 ) Emre, soyadının aksine asi ruhlu, inatçı, kendi bildiğini yapan, kolay boyun eğmeyen bir karaktere sahiptir. Bu amaçla da Hukuk Fakültesi okumuş, iş hayatına atılmadan önce de askerlik görevini aradan çıkarmak istemiştir.
Emre'nin dedesinin dedesi olan Abdulbaki, annesi tarafından o günkü yetimhanelerden birisinin kapısına bırakılmıştır. 21 yaşına kadar yetimhanede yetişen Abdulbaki, hayat mücadelesi verebilmek için iş arar ve sonunda o zamanın önemli ailelerinden biri olan Altunizadeler, bu çocuğu biraz da acıma duygusuyla uşaklık işini verirler. Fakat zamanla Abdulbaki kendini sevdirir ve aile ile de samimi bir bağ kurar. Altunizadeler ise bu sebepten dolayı sadece Abdulbaki Bey'in (aile ile samimi bir bağ kurması ve ilerleyen yaşı itibari ile zamanla isminin sonuna Bey sıfatı eklenir.) soyundan gelecek çocukları uşak olarak kabul edecekleri bildirilir. Bu yüzden Abduldabi Bey, o yaşına kadar hiç karı kız taraklarında işi olmaması sebebiyle ve biraz da Altunizadelerin aracılığı ile evlendirilir ve çok geçmeden de çocuğu olur. Ve böylece Abdulbaki Bey, kendinden sonraki çocuklarına ve torunlarına adeta bir lanet gibi yapışacak olan uşaklık lanetini miras bırakmıştır. 1934 yılında Soyadı Kanunu'nun çıkması ile birlikte Abdulbaki Bey'in torunu olaran Bekir'e, Altunizadeler'e yaptığı uşaklık işi ile doğru orantılı olarak İtaatkâr soyadı verilecek, bu soyad daha sonra oğlu Mehmed'e ve torunu Emre'ye geçecektir. Fakat, Emre'den önce babası olan Mehmed, bu uşaklık lanetinden kurtulmak istemiştir. Bunun için, eşi Emre'ye henüz 7 aylık hamileyken, yeni doğacak çocuğuna da bu laneti bulaştırmak istemeyen Mehmed, Altunizadelerden habersiz, yanına sadece yeterli miktarda para ve üç-beş parça elbise dışında hiçbir şey almadan gecenin karanlığında arabalarına atlarlar ve gidecekleri yerin önemi olmadan rastgele yollarda giderler. Aradan 5-6 saat geçmiştir ki, eşinin doğum sancıları başlar. Mehmed, en yakın hastaneyi bulur ve eşini hastaneye yatırır. Sabaha karşı beklenmedik bir gelişme olmuş, eşi erken doğum yapmıştır. O anki mutlulukla bina dışına sigara içmeye çıkar fakat o an aklına nerede olduğu sorusu meşgul edince başını kaldırır ve binanın tepesindeki ''Uşak Devlet Hastanesi'' yazısını görünce bu lanetten kaçamayacağını, Emre'nin doğum yeri olarak Uşak'ta doğmasının bir nevi ilahi bir işaret olarak görür ve bu makus talihinden kaçamayacağını anlayınca, eşi ve bebeğiyle yani Emre ile birlikte mahçup bir şekilde Altunizadelerin yanına geri dönerler ve uşaklık sırasının Emre'ye geçmesi için gerekli zemin hazırlanmış olur.
Fakat Emre, daha küçüklüğünden beri bir inat abidesi olmuştur. Sırf kendi hayatını idame ettirebilmek için de Hukuk okur. Babası, sırasını oğluna devretmek için hep beklemiştir ama Emre, karakteri ile orantılı olarak araya hep bir engel koymuş, boyun eğmemiştir. Okulunu da bitirdikten sonra bahane olarak sadece Askerlik görevi kalmıştır. Fakat Emre'nin amacı askerlikten sonra uşaklık değil, avukatlık yapmaktır.
Filmimiz ise Emre'nin kışlanın kapısından içeri girip, ''Emre İtaatkâr, Uşak. EMRET KOMUTANIM.'' demesiyle başlar.
Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.
İsmi itibariyle "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" ı hatırlattı (Biraz da adımın Emre olması nedeniyle başlığı gördüğüm andan sinopsis'i bitirene kadar fazlasıyla gülümsetti) 😀 Ben beğendim şahsen.
İsmi itibariyle "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" ı hatırlattı (Biraz da adımın Emre olması nedeniyle başlığı gördüğüm andan sinopsis'i bitirene kadar fazlasıyla gülümsetti) 😀 Ben beğendim şahsen.
Beğenmenize sevindim. Bu arada, mesajınızı editlemişsiniz galiba. Daha önce yorumunuzu okuma imkanı bulmama rağmen cevap yazma imkanım yoktu. Emre ismi sözlük anlamından çok ''emir'' kelimesindeki 'i' harfinin düşmesiyle oluşan ''emre'' itaat kelimelerinde bir ironik yapı, kara mizah oluşturmaktı. Zaten bu senaryo da kışlada çok sık duyulan ''emre itaat et'' cümlesinin bolca işitmiş olmamdan dolayı böyle bir senaryo yazıyorum. Umarım sonuna kadar güzel bir şey çıkarabilirim. 🙂
Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.
Çıkış noktasını anlamıştım,kara mizah da en sevdiğim mizah türü olunca kendimce bi destek olayım dedim 🙂 Devamını merak ediyorum doğrusu.Başlangıç iyi olunca devamının da öyle olmasını bekliyor insan,işiniz zor 🙂
Ayrıca yoruma cevap yazamamanızı sorun ettiğim için değil (daha önce de açtığınız bi başlığa yorumlar yazmıştım,hepsine cevap vermiştiniz,nezaketinizi biliyorum) Önceki yorumu editlememin sebebi, itaatkâr kelimesindeki kâr'ın konuya,itaat edenin kâr sağlayabileceği üzerine bir eleştiri getirebileceğini düşünmemdi.Ama sonra durumun karakterin yapısıyla uyuşmadığı fark ettim.Hayırlı teskereler bu arada 🙂