Forum

Eleştirmek Üzerine ...
 

Eleştirmek Üzerine Bir Hikaye

4 Gönderi
2 Üyeler
0 Reactions
1,570 Görüntüleme
(@hitech)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Forumda pek yazmıyorum ama iyi bir okuyucu olduğumu düşünüyorum. Ne yazık ki özellikle birbirimizi, yazılarımızı, yapıtlarımızı, emeğimizi vs. eleştirme konusunda bazen kırıcı olmaya varacak yazılar görüyorum. Bunun üzerine özellikle eleştirilen arkadaşlar için bir hikaye paylaşmak istedim.

Hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış…

Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş. İnsanlar O'nu “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da; kısaca Ranga Guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış. Son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş…

Ranga Guru ise;

''Sen artık ressam sayılırsın Racaçi. Artık senin resmini halk değerlendirecek...'' diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmiş… Ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor… Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki... Alıp resmi götürmüş Ranga Guru’ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş.

Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi resmi yeniden yapmış ve gene Ranga Guru’ya götürmüş. Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru… Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte… Ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş.

Raciçi denileni yapmış…

Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da, boyalar da kullanılmamış… Çok sevinmiş. Koşarak Ranga Guru’ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.

Ranga Guru ise;

''Sevgili Raciçi, sen birinci konumda; insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün.''

''Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı…''

''Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin… Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi…''

Sevgili Raciçi mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın… Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur…

Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma...

 
Gönderildi : 16/12/2012 4:02 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

bu hikaye her ne kadar etkileyici olsa da yer yer doğru noktalara temas etse de bence çok yanlış anlaşılıp kullanılabilecek bir hikaye.
eleştiri mantığında ben prof. Dr. Üstün Dökmen'in yaptığı benzetmeyi beğeniyorum ve hayatımda da bunu tatbik ettikten sonra rahata ermiş bir insanım. Girişi yaptık, anlatayım benzetmeyi 🙂
Eline bir kağıt alıyor ve bu benim yaptığım iş diyor, bunu göğsünde tutuyor ve birisinden kağıdı ittirmesini istiyor, kağıdı ittiren aynı zamanda üstün hocayı da ittirmiş oluyor. sonra aynı kağıdı elinde tutuyor, ve yine kağıdı ittirmelerini istiyor, bu kez sadece kağıt ittiriliyor yani üstün hocaya bi şey olmuyor. sonra bu durumu şuna benzetiyor, yaptığınız işleri göğsünüzde tutmayın, elinizde tutun, böylece işe bir eleştiri gelse bile size bir şey olmaz 🙂
yani hitech arkadaşım, başlığı açmandan çok memnun oldum ancak verdiğin örneği yetersiz buldum...çünkü anlattığın hikaye şu noktaya gider bence: siz kimsiniz ki benim yaptığım işi eleştirebiliyorsunuz?
hiç sevmem bu tavrı...çok da yanlıştır bence...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 16/12/2012 4:15 am
(@hitech)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

bu hikaye her ne kadar etkileyici olsa da yer yer doğru noktalara temas etse de bence çok yanlış anlaşılıp kullanılabilecek bir hikaye.
eleştiri mantığında ben prof. Dr. Üstün Dökmen'in yaptığı benzetmeyi beğeniyorum ve hayatımda da bunu tatbik ettikten sonra rahata ermiş bir insanım. Girişi yaptık, anlatayım benzetmeyi 🙂
Eline bir kağıt alıyor ve bu benim yaptığım iş diyor, bunu göğsünde tutuyor ve birisinden kağıdı ittirmesini istiyor, kağıdı ittiren aynı zamanda üstün hocayı da ittirmiş oluyor. sonra aynı kağıdı elinde tutuyor, ve yine kağıdı ittirmelerini istiyor, bu kez sadece kağıt ittiriliyor yani üstün hocaya bi şey olmuyor. sonra bu durumu şuna benzetiyor, yaptığınız işleri göğsünüzde tutmayın, elinizde tutun, böylece işe bir eleştiri gelse bile size bir şey olmaz 🙂
yani hitech arkadaşım, başlığı açmandan çok memnun oldum ancak verdiğin örneği yetersiz buldum...çünkü anlattığın hikaye şu noktaya gider bence: siz kimsiniz ki benim yaptığım işi eleştirebiliyorsunuz?
hiç sevmem bu tavrı...çok da yanlıştır bence...

Bilmem ki kardeşim o noktaya gider mi? Çünkü eğer o noktaya giderse ''Siz kimsiniz ki benim yaptığım işi eleştirebiliyorsunuz?'' diyen insan da aslında farkında olmadan eleştirenleri eleştiriyor konumuna düşer sanırım. Bu da aslında hikayeden hiçbir şey anlamadığını gösterir kanımca.

Bana göre hikaye 'yapıcı' eleştiriyi destekliyordu ve bu bana benim üniversite yaşamımdaki 4 senelik toplum gönüllülüğü tecrübemde öğrendiğim bir felsefeyi hatırlattı: ''Eleştirmek için değil değiştirmek için...'' Sen ne dersin intercapiller dostum; sırf bunu hatırlattığı için hikaye biraz olsun yeterli değil mi?

Ha ama hikaye tamamen haklı mıdır o tartışılır. Örneğin sondaki cümle: ''Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma...'' Ben karşımdaki insanın emeğimi bilip bilmediğinden nasıl emin olurum? Bu konuda hikayenin birkaç cümlesi daha var, sanırım biraz tecrübe gerekiyor anlamak için: ''Mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın... Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın… Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur…''

 
Gönderildi : 16/12/2012 4:39 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

"bu hikaye her ne kadar etkileyici olsa da yer yer doğru noktalara temas etse de bence çok yanlış anlaşılıp kullanılabilecek bir hikaye."

burada temas ettiğini düşündüğüm doğru noktalar senin de yazdığın şu satırlar:
"Bana göre hikaye 'yapıcı' eleştiriyi destekliyordu ve bu bana benim üniversite yaşamımdaki 4 senelik toplum gönüllülüğü tecrübemde öğrendiğim bir felsefeyi hatırlattı: ''Eleştirmek için değil değiştirmek için...'' Sen ne dersin intercapiller dostum; sırf bunu hatırlattığı için hikaye biraz olsun yeterli değil mi?"
buralar çok yeterli bence de.

ama sonra:
"Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın… Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur…

Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma..." diyerek işi yapanı eleştiriyi ve eleştireni beğenmemeye yöneltecek şeyler söylüyor. Zaten forumda da çıkan tartışmalar hep bu yüzden bence. Sen kimsin ki ne yaptın ki ne anlarsın ki....yıkıcı olmayın yapıcı olun vs. bence eleştirilenlerin iş yapanların daha olgun olması gerekiyor ki zaten öyle olanların paylaşımlarına gelen eleştirileri nasıl ılımlı karşıladıklarını görebilirsin...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 16/12/2012 5:01 am
Paylaş: