Forum

Ee Sonra?

3 Gönderi
2 Üyeler
0 Reactions
2,080 Görüntüleme
(@foxburr-of-loamsdown)
Gönderi: 37
Başlığı açan
 

Eski yazılarımı karıştırırken geçen sene yazdığım bir senaryoyu gördüm, ilk zamanlar saçma diye kenara attığım hikayeyi tekrar okuyunca nedense beğendim. Eksik yanları var, bunları dile getirmeniz için koyuyorum buraya.

Sahne 1 ( iç-gün-Genç Kız ev ) Metin – Genç Kız

Loş, pis, dağınık bir oda. Odanın içinde küçük bir masa, bir tane dolap, küçük bir yatak, küçük ekran bir televizyon vardır. Masanın üstünde önceki geceden kalma kokain tozları, iki kadeh ve sigara vardır. Masanın ayağında, yerde duran içi izmarit dolu küllük bulunur. Yatakta Metin ve Genç Kız vardır. Genç Kız kısa sarı saçlıdır. İkisi de çıplaktır ve yüzüstü yatmaktadır. Üstlerindeki örtü sırtlarına kadar uzanmıştır. Metin’in gözleri açılır, etrafına bakar, Genç Kız’a bakar. Yavaşça doğrulur, yataktan çıkar. Üstünde sadece boxer vardır. Banyoya doğru yönelir, sarhoş gibi yalpalayarak yürümektedir. Klozete doğru eğilir ve içine kusar. Yüzünü yıkadıktan sonra banyodan çıkar. Pantolonunu ve gömleğini giyer. Yavaşça kapıyı açar ve çıkar.

Sahne 2 ( dış-gün-Genç Kız sokak ) Metin – çocuklar - kadın

Metin apartmandan çıkar, güneş gözlerini kamaştırır. Yavaş adımlarla sokakta yürür. Boş gözlerle etrafa bakar. Sokakta top oynayan çocukları görür. İçlerinden biri bağırmaya başlar, ufak bir kavga çıkar. Başka bir çocuk topu alıp, uzaklaşır. Metin kafasını biraz yukarı kaldırır, balkonda halı silkeleyen bir kadını görür. Ekran kararır.

Sahne 3 (iç-gün-üniversite koridor) Ayten – İki kız öğrenci
Ayten, okuldan iki kız arkadaşıyla yürümektedir. Uzun siyah saçları vardır. Panoların yanından geçerken durur, panoya bakar.

Ayten: (Arkadaşlarına) Siz gidin yetişirim ben size

İki kız gider. Ayten panoda bir ilana bakar. Ne olduğunu görmeyiz. Biraz inceledikten sonra etrafına bakar, kimse görmeden panodaki ilanı alıp arkadaşlarına yetişmek için hızlı adımlarla yoluna devam eder.

Sahne 4 (dış-gün-büfe önü) Metin - güzel kadın

Metin, bir büfenin kaldırıma koyduğu masalardan birinde oturmaktadır. Bir yandan sandviç yerken, bir yandan kaldırımda yürüyen insanları süzer. Bir anda arkasından gelip yanından geçen bir kadın dikkatini çeker. Bir süre kadını arkadan süzer. Sonra cüzdanını çıkarıp masaya parayı bırakıp kalkar, sandviç hala elindedir. Hızlı adımlarla kadını takip eder, bir yandan sandviçini yer.

Sahne 5 (dış-gün-sokaklar) Metin - güzel kadın

Metin’in kadını takip edişini görürüz. Kadın ara sokaklara girer, takip orada da sürmektedir. Bu arada Metin sandviçi bitirir.

Sahne 6 (dış-gün-çay bahçesi) Metin - güzel kadın - adam

Kadın ağaçlıklı bir çay bahçesine girer. Masaların birinde tek başına oturan bir adam kalkar, kadını karşılar, öpüşürler, kadın adamın masasına oturur. Metin bir süre onları izler. Daha sonra oradan uzaklaşır.

Sahne 7 (dış-gün-Metin sokak) Âdem - Metin

Metin, İstanbul’un eski mahallelerinin birinde yürümektedir. Bir kahvenin önünden geçerken, kahvede sohbet etmekte olan Âdem onu görür. Bir anda yerinden fırlayıp Metin’in yanına koşar.

Âdem: (laubali) Metin, naber lan hayırsız.

Metin, Âdem’i görünce sevinir, sarılıp, öpüşürler.

Metin: Ne hayırsızı oğlum, geldik işte.
Âdem: Nerelerdesin sen kaç gündür?
Metin: Birkaç getir götür işi vardı, onları hallettim.
Âdem: Ne işi be oğlum, taklaya gelme sonra.
Metin: Yok lan merak etme
Âdem: Bak ne diycem, akşam Hasan’ların evde takılıyoruz, gel sen de, sohbet muhabbet ederiz, içeriz falan.
Metin: Aslında ben de Hasan’a bakınıyodum, nerde o?
Âdem: Biraz önce buralardaydı, gelir birazdan, gel bi çay ısmarlıyım sana.

Metin olur anlamında kafasını sallar, beraber kahveye girerler.

Sahne 8 (Dış-gün-üniversite yolu) Ayten

Ayten Üniversite yolunda yürümektedir. Elinde bir kâğıt vardır. O kâğıda bakarak bir telefon numarası çevirip arar. Bir süre bekler.

Ayten: İyi günler, ev ilanı için aramıştım… Bugün müsaitseniz görebilir miyim evi…

Sahne 9 (iç-gün-boş ev) Ayten – Ev sahibi

Boş bir ev görürüz. Evin kapısı açılır. İçeri önce ev sahibi sonra Ayten girer. Ev sahibi 40 yaşlarında bir adamdır.

Ev sahibi: Buyur geç kızım.

Ayten biraz etrafına bakınır.

Ayten: Fotoğraf çekebilir miyim?
Ev sahibi: Tabi tabi.

Ayten sırt çantasını indirir, çantasının içinden fotoğraf makinesini çıkarmak için eğilir. Ev sahibi Ayten’i arkadan süzer, poposuna bakar. Ayten makineyi çıkarıp birkaç açıdan çeker.

Ayten: (foto çekerken) Büyükmüş baya. Isıtması nedir buranın?
Ev sahibi: Merkezi sistemdir. Altta üstte yandığı için pek bir sıkıntı olmaz ısınma konusunda, baya iyidir o açıdan bu daire.

Sahne 10 (iç-akşam-market) Ayten

Ayten’i market raflarının arasında, market arabasıyla görürüz. Raftan bir paket çay alıp arabasına atar.

Sahne 11 (iç-akşam-market kasa) Ayten – Kasiyer

Kasiyer, Ayten’in aldığı ürünleri bir bir barkod okuyucudan geçirir. Ayten de bir yandan ürünleri poşete koymaktadır.

Kasiyer: Altmış iki lira elli kuruş

Ayten cüzdanını açar. Bir miktar para çıkarıp sayar. Biraz daha cüzdanın içine bakar. Paranın yetmediğini fark edip poşete koyduğu bir kaç ürünü çıkarır.

Ayten: Şunları çıkartabilir miyiz acaba?
Kasiyer: Tabii.

Sahne 12 (iç-akşam-Hasan Ev salon) Adem – Hasan – Metin

Salonda iki kanepe, bir sehpa, küçük ekran bir televizyon vardır. Sehpanın üzerinde bira şişeleri. Âdem, Hasan ve Metin sarhoş olmuş, kanepede oturmaktadırlar. Aralarında cigara dolaştırırlar.

(buraya diyaloglar eklenecek)
Hakan: (Metin’e) Kanka! Bişey diycem.
Metin: Ne?
Hakan: Şu geçen sene takıldığın bi kız vardı ya, Ayşen miydi Ayten miydi ne?
Metin: Eee?
Hakan: Geçen gördüm kucağında bebekle?
Metin: (şaşırır) Ne bebeği lan?
Hakan: Bilmiyorum valla, gördüğümü söylüyorum. Âdem: Acaba aldırdım diyip doğurmuş olmasın çocuğu.
Metin: Yok lan yapmaz daha neler?
Âdem: Hem öyle olsa bile n’olcak ki? Bırak işte kendi başına büyütsün. Belki başkasındandır, belki başkasınındır, yeğenidir falan ne biliyim.

Metin cigaradan bir duman alır.

Metin: Yine de merak ediyor insan. Benimdir belki.
Adem: Diyelim senin. Ee sonra?
Metin:

Sahne 13 (iç-akşam-Ayten ev mutfak) Ayten - Gülseren

Ayten tezgâhın üstünde duran market poşetini boşaltmaktadır. Gülseren Ayten’in ev arkadaşıdır. Gülseren de Ayten’in poşetten çıkardıklarını dolaplara yerleştirir. Bir yandan sohbet ederler.

Ayten: Bugün ev bakmaya gittim.
Gülseren: Ne acelesi vardı ya, kalın işte burada.
Ayten: Yeterince ağırladın Gülseren sağ ol.
Gülseren: Lafı mı olur kızım kaç yıllık arkadaşınım ben senin. Gerçekten, kalabilirsiniz.
Ayten: Çocuk olmasa kalırdık da, sanırım böylesi daha iyi olcak. Hem ev çok yakın buraya.
Gülseren:
Ayten: Dur fotoğraflarını gösteriyim sana.

Çantasından makineyi çıkarır. Kesilir.

Sahne 14 (dış-gün-İstanbul)

İstanbul genel görüntüsü

Sahne 15(dış-gün-sokak arası) Ayten-Gülin-iki kız-iki erkek-yoldan geçen insanlar

Ayten ve arkadaşı sokak arasında gösteri yapmaktadır. Ayten’in ve Gülin’in vücudu gazete kâğıtlarıyla kaplanmıştır, sadece yüzleri görünmektedir. Küçük sandalyelerde oturmaktadırlar. Önlerinde bulunan kapta birkaç bozuk para vardır. İkisi de gazete okumaktadır, sesleri çıkmamaktadır. Cansız manken gibi beklemektedirler. Gösterinin gereği olarak kutuya her para atıldığında Gülin gazetedeki 3. sayfa haberini sesli okumakta, Ayten de haberi pandomim hareketlerle canlandırmaktadır. İki kız iki erkekten oluşan arkadaşları da karşılarında onları izlemektedir. Yoldan geçen insanlara olayı göstermek için içlerinden biri kutuya para atar.

Gülin: İstanbul’da cinnet: Kredi kartı borcu yüzünden cinnet geçiren M.Ö. mutfak bıçağıyla önce ders çalışan çocuklarının boğazını kesti, sonra karısını 31 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Bir saat sonra kendine gelen adam polisi arayıp kendini ihbar etti. Dehşet, öfke, borç, bıçak, kan, nefret, katliam, cinayet, cinayet, cinayet.

Ayten haberi canlandırır, Gülin bitirince o da yerine geçip oturur ve cansız manken gibi bekler.
Bu sefer yoldan geçerken durup izleyenlerden biri para atar.

Gülin: Ankara’da 38 yaşındaki inşaat işçisi O.Ç., arkadaşlarıyla oyun oynamak için dışarıya çıkan 12 yaşındaki küçük kızı şeker vaadiyle inşaata götürüp tecavüz etti. O.Ç. kayıplara karıştı. Zevkten dört köşe, taciz, kızlık, namus, şiddet, sapıklık, azgınlık, kadınlar, erkekler, tecavüz, tecavüz, tecavüz.

Ayten haberi canlandırıp yerine oturur.

Sahne 15A (dış-gün-sokak arası) Ayten-Gülin-dört arkadaş-Metin

Gösteri bitmiştir, Ayten ve Gülin üzerlerindeki gazeteleri çıkarmaktadırlar.

Arkadaş 1: Güzel oldu elinize sağlık. Gidip bişeyler içelim.
Ayten: Ben kaçıyım arkadaşlar sağ olun.
Gülin: Gel kafa dağıtırsın ya, bi tane içip kalkarsın.
Ayten: Yok çok sağ olun, gidiyim ben. Hadi size iyi eğlenceler.

Çantasını alır, kafasını çevirir ve sokağın başında bekleyen Metin’i görür. Elindeki sigaradan bir duman alır. Ayten duraksar, şaşırmıştır. Yürümeye devam eder. Gittikçe Metin’e yaklaşmaktadır. Metin de sigarasını içmeye devam eder. Ayten Metin’in yanından geçer, görmezden gelir, köşeyi döner. Metin’in gözleri Ayten’in üzerindedir. Sigarasını yere atıp Ayten’i takip eder.

Sahne 15B (dış-gün-sokak arası) Metin-Ayten

Metin: Ayten, dur bekle biraz. Ayten!

Ayten duymazlıktan gelmeye devam eder. Metin Ayten’in kolunda tutup durdurur.

Ayten: Bırak kolumu.
Metin: Dur iki dakika konuşalım.
Ayten: Konuşacak bir şey mi var?
Metin: O bebek neyin nesi?

Ayten gülmeye başlar. Metin şaşırmıştır.

Metin: Bir şey sordum cevap ver.
Ayten: (aniden kızar) Sana ne lan.

Ayten kızıp yoluna devam eder. Metin de yanında takip eder, yürürken konuşurlar.

Metin: Senin mi o çocuk?

Ayten cevap vermez.

Metin: Bir şey söyle.

Ayten durur. Metin’e döner.

Ayten: Gerçekten o çocuğu doğurduğumu mu sanıyosun? (güler) iki gün önce yeğenimi dolaştırmaya çıkmıştım, onu gördün heralde. Çocuğum falan yok.

Ayten yürümeye devam eder. Metin kalır. Bir süre arkasından bakar. Cebinden sigara çıkarıp yakar. Ters yönde yürümeye başlar.

Sahne 16 (iç-gün-Ayten ev) Ayten-Gülseren

Ayten anahtarla kapıyı açıp içeri girer. Gülseren çıkıp gelir salondan.

Gülseren: Hah tam zamanında geldin. N’oldu bil?
Ayten: N’oldu?
Gülseren: Az önce enişten geldi.
Ayten: (büyük şaşırır) Eee.
Gülseren: Ne yaptı etti ikna etti ablanı, Sude’yi de aldı gitti.
Ayten: Haydaaaa. Ah be abla, daha dün demedin mi yalvarsa da yakarsa da gitmem diye.
Gülseren: Enişte de işi biliyor he, bi tatlı dille, iki özürle ablanı ayarttı resmen. Sude de baba baba diye ağlayınca dayanamadı. İki gün önce dayak atan adam unutuldu tabi…

Kararır.

Sahne 17 (iç-gün-Genç Kız Ev) Ayten

Sahne 1’e döneriz. Metin evden çıkar. Genç kız yüzüstü yatmaktadır. Biraz sonra uyanıp kafasını çevirir, genç kızın Ayten olduğunu görürüz. Etrafa bakınır.

Ayten: Metiiiin?

Cevap gelmez. Çarşafı göğsüne kadar örtüp yatakta doğrulur. Şüphelenir.

-Kararır-

.son.

 
Gönderildi : 30/09/2009 5:33 pm
(@mr-badii)
Gönderi: 0
 

Ben teknik eksikliklere değineceğim. Bu, yapı olarak tretmana benziyor. Ama bir tretmanda bu kadar -önemli olanlar dışında- konuşma metni olmaz. Görsel olarak yazmaya dikkat etmişsin, bu iyi bir şey. Ama kişileri, çevreyi yeteri kadar açmamışsın. Biraz daha ayrıntılılandırabilirsin. Bunları biraz aç ki üçüncü bir kişi okuduğunda kolayca aklında canlandırabilsin. Vikipedi'de kısa ve derli toplu bir tretman bilgisi var; okuman senin için yararlı olur: http://tr.wikipedia.org/wiki/Tretman " onclick="window.open(this.href);return false;

İyi çalışmalar dilerim.

 
Gönderildi : 02/10/2009 9:13 am
(@foxburr-of-loamsdown)
Gönderi: 37
Başlığı açan
 

detayları az yazdığım doğrudur ama kişilerin karakter özellikleri senaryoda değil de sinopsiste ya da tretmanda verilmesi daha doğru değil midir? tretman yorumu ilginç geldi o açıdan. yorumundan sonra tekrar göz gezdirdim, tretmana benzetemedim pek, çok fazla detaya inmemiş bir 'senaryo' olduğunu düşünüyorum.

Yine de çok saol okuyup yorumladığın için.

 
Gönderildi : 02/10/2009 8:26 pm
Paylaş: