Forum

Dizi senaryo yazarlığı mı (TV - WEB) Reklam senaryo yazarlığı mı, hangisinde daha net daha iyi bir gelir var?

35 Gönderi
17 Üyeler
1 Reactions
5,629 Görüntüleme
(@paul-newman)
Gönderi: 68
 

screenwriter27 , anladım hocam. Aslında söylediklerinizi okuyunca tam tahmin ettiğim gibi bir mekanmış diyorum. Katologdan iş seçer gibi ortam oluşunca kendimden şüpheye düşüp sordum soruları 🙂 .

 
Gönderildi : 20/05/2018 12:58 pm
(@anonymous)
Gönderi: 0
 

Reklam yazarlığı ile dizi, sinema senaristliği birbirinden tamamen bağımsız iki ayrı alan. Reklam yazarlığında bahsettiğiniz maaşları alabilmeniz de uzun bir süreç. Girip ulusal çapta bir işin senaryosunu özgürce yazabileceğinizi düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Şu an gördüğünüz bütün reklamları bir avuç adam yazıyor.

Dizi senaristi olmak istiyorsanız önünüzdeki tek yol bir gruba dahil olmayı başarmak ve çoğunlukla bir süre para vermezler verirlerse harçlık olarak kalır ve size sadece araştırma yaptırırlar. Yine uzun bir süreç sonunda gerçek işler vermeye başlarlar. Sinema senaryosu ise çok daha kötü bir alan. çok paranız, çok büyük bir networkunuz yoksa bu işte bahsettiğiniz paraları kazanmak için bile oldukça uzun bir çile sürecini yaşayıp sonra bir ihtimal güvenli bir noktaya ulaşabileceğinizi bilmelisiniz. bu yetmezse daha detaylı anlatırım neden böyle olduğunu 🙂

 
Gönderildi : 20/05/2018 3:02 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Bu iş gitgide belirli bir merkezin, çevrede kalmışları sömürüp parçaladığı bir alan olmaya başlıyor.
Bu işlere ya çok temelden başlayıp hobi olarak devam ettirip, kendini büyütüp, gelişerek gireceksiniz, doğru zamanda işinizi bırakıp sinemaya yöneleceksiniz, ya da çok şansınız olacak, ya da çok üstün bir yeteneğiniz.

 
Gönderildi : 20/05/2018 3:11 pm
pupayelken reacted
(@paul-newman)
Gönderi: 68
 

bu yetmezse daha detaylı anlatırım neden böyle olduğunu 🙂

Bence zamanınız olduğu ölçüde yapın hocam bunu. Senaryo tekniği konusunda zibilyon tane kaynak bulabiliyorum ama bu ülkede sektör nasıl işler, ne yollardan geçiliri anlatan yok. Bu konuda bilgi amaçlı açılacak başlıkların bir çok kişiye yararı olur. Aşık atışmasına evirmemeyi becerebilirsek tabi 🙂

Başlığı hortlattığım için özür dilerim. Bir destek vermek istedim belli yöndeki paylaşımlara.

 
Gönderildi : 20/05/2018 4:10 pm
(@hikayeraci)
Gönderi: 6
Başlığı açan
 

Öncelikle yanlış anlaşıldıysam kusura bakmayın. Ben insanları değil yapımcıları eleştirmek istedim. İnsanlara cahil deme sebebim bir sürü insanın orijinal kaliteli yapımlarla yapımların kapısını çalıp yapımcıların bir çoğunun bizim Türk halkı aptaldır, anlamaz, git aşk senaryosu yaz getir demesini hepiniz bilirsiniz. Yapım, yapımcı halkı cahil yerine koyuyor. Aptal yerine koyuyor. Bence bu işte en zararlı çıkanlardan biri olan senarist/senarist adayları da haliyle eleştirsin bu düzeni. Ek olarak dün ve bugün sektörden birkaç senaryo yazarı ile konuşma fırsatı buldum. Bir çoğu sinema mezunu. Ve hepsi de aynı şeyi söyledi. " İlk aklım olsa kesinlikle bağımsız sinema için uğraşır, sanat filmi yapar, fonlardan destek alır, bakanlığa başvurur, ekip arkadaşı bulur ben yazarım o ve sececegi ekip yönetir, ceker, kurgular. İki, üç tane sağlam sponsor bulur, kalan bütçeyi de ortak üstleniriz." bu gibi yorumlar yapıldı hep. Nedenini sordum gelir az olur vs. diye bir kere sanat filmleri gişe yapmıyor diye para kazanılmıyor sanmalari masal. Kazanan her türlü kazanıyor dediler. Bu konu hakkında bilgim yok. Kısacası bana bir sanat filminin maliyeti ve kazancı hakkında bilgi verir misiniz? Yani sanat filmi yapmak için ortalama maliyet nedir? Ve gişe yapamayan bu filmler genellikle nerelerden kazanır? Ödül törenleri vs. mı bu sanat filmlerinin giderini çıkarıyor? Yeşillendirirseniz sevinirim.

 
Gönderildi : 20/05/2018 7:50 pm
(@factotum)
Gönderi: 27
 

paul.newman pitching kısmına takılmışsın. Projeni elevator pitching kadar ufak bir hap haline getirirsen eğer beşeri sosyalleşme problemini avantaja çevirerekten kurtulmuş olursun. Bunun yanında bence kendine sorman gereken esas soru ben yaratıcı mı olacağım? Yoksa destekleyip, ayak kaydırıp, avlanıp zirveye mi çıkmaya çalışacağım? Benim fikrimi soracak olursan, 20 dakikalık bir pitching'den bile erinen, gergin hisseden birisinin destek takımına girmesi çok yanlış bir yol olur. O yüzden sektöre yaratıcı olarak girmek zorundasın gibi geldi bana. Fakat sen tam olarak kendini analiz edemiyorsan screenwriter27 'nin de dediği gibi bir atölyeye başlaman en mantıklısı olacaktır.

Unutmamak gerekir ki yaratıcının network'e ihtiyacı yoktur. Network'ü olan halihazırda birini kalbinden vurmanız yeterli olacaktır. Burası cehennem burada başka yol yok diyenler olmuş. Bu iştah kesici demotivasyonu göz ardı etmek gerekiyor kanaatimce. Serdar Erener'ler falanlar filanlar bile reklam sektörü için bu kadar net konuşamıyorken, özenle, incitmeden üflememiz lazımken birbirimizi, bu mastürbatif tespitlerde nasıl bulunabiliyoruz anlam vermiş değilim. Hele ki iş tvden dijitale evrilirken, form değiştirirken, 17 yaşındaki çocuklar "game changer" olabiliyorken ne haddimize bu büyük tespitler? Her neyse...

Abi örneğin bölüm hikayeleriyle, karakter özellikleriyle dolu dolu iskeletini kurduğun mini bir dizi yazıp(senaryoya dökmene gerek yok, zaten döksen de kimse okumayacaktır) dijitale satmaya çalışman bir yol olabilir. Bu işin her işte olduğu gibi tek yolu yok. Blu/Puhu gibi platformlara e-mail atabilirsin, marka özelinde satabilecek bir yapımcıyla anlaşabilirsin, film-dizi reklam entegrasyonu yapan ajansların işleri arasına sokabilirsin mesela. Onlar da entegrasyona uygun markalara senin projeni sunar ve bir markadan "okay" alırsan şaşıracağın bir şekilde senaryon filme çekilebilir.

İkilemde kalma yardır gitsin!

 
Gönderildi : 20/05/2018 7:55 pm
(@reznovrun)
Gönderi: 0
 

Hikayeraci, bir hikayeni falan göndersene bana merak ettim.

Herhangi bir teknik ekibe (görüntü, ışık vesaire) girmek için bile, sen kimin akrabasısın muhabbeti oluyorken, kalemiyle para kazanmak isteyen insanların seçme şansı oluyor muymuş? Eğer seçme şansı olan biriysen zaten çok şanslısın ve bu sorularla sadece zaman kaybediyorsun.

HTC One_M8 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

 
Gönderildi : 20/05/2018 8:29 pm
(@ozanayaz)
Gönderi: 2
 

Bu soruyu hiç sormamıs say dostum. Reklam senaryosu yazmak yanında dizi senaryosu yazmak çok çok acı bir durum. Hiç deneyimleme bile yazarlık yeteneğin kıtlanıyor, birinin emrine amade oluyorsun. Ve beklediğiniz paralar yok. Parayı geçtim iş yok iş. Şu an ki senaristler 2060'a kadar yeter bu ülkeye. Zaten bakın projelere hep 10-15 kişi üzerinden döner tüm projeler. Hala tekrarlıyor musun sorunu?

 
Gönderildi : 08/06/2018 7:45 am
(@suleymanberc)
Gönderi: 5
 

Gani Müjde'ye haksızlık etmişsin bence. Şu an piyasada ki bir çok senarist bile daha bu işlerle alakasızken, adam kaygısızlar gibi bir işi yazıyordu.

Bunun dışında kimseye akıl vermek haddime değil ama sözüm diğer arkadaşlara burada. Arkadaşı çok ezmişsiniz bence. Gören de hepinizi kaf dağında yaşıyor sanır. Hepimiz işine gücüne bakan, bir şeyler üretmeye çalışan insanlarız. Çocukta senarist olmak istiyor, sorguluyor elinden geldiğince, buradan başka nereye soracak? Yok sen bilmezsin falan filan. Ayıp bence. Sadece görüşüm.

Neyse,

Umarım istediğin noktalara gelirsin ama dizi senaristi olma sinema filmi yazıp satmandan daha zor dostum. Kalıplaşmış insanlar var artık. Yani somut bir hedef değil bu. Bir gün şansın yaver gidecek sadece. Bu şansı da yaratmak istiyorsan ne iş yaptığını bilmiyorum ama yapım şirketlerinde işe girmeye çalış ve sektörün içinde ol. Hem bakış açın genişleyecek hem de tecrübe edineceksin, bakarsın bir gün dizi de yazıyor olursun. Özenilecek bir iş değil ama.

Bol şans.

 
Gönderildi : 09/06/2018 3:36 am
(@sadevatandas)
Gönderi: 57
 

Motivasyon kaynağı olarak ilk sıraya parayı koyuyor olman üzücü bir durum bana kalırsa. Bu düşüncede ilerlemeye devam edersen okuduğun kitapların, yaptığın araştırmaların pek bir değeri kalmayacaktır.

İstanbul'da motivasyon kaynağı olacak boğaz'ı gören hadi görmesin diyelim toplu ulaşıma (metro, metrobüs) yakın 2+1 evlerin fiyatları dahi kiralık 4.000'den başlar bu 4.000'lik evler de içi hurda evler kaliteli ev istiyorsan 6 bini gözden çıkaracaksın. O kadar kiraya ev alırım diyorsan 1 milyon 200 bin liradan sıradan evler başlar 1 milyon 500 bin liraya anca kaliteli ev bulursun. İlla boğaz mi görücek toplu taşımaya yakın mi olmak zorunda canım der isen gider sakin bir yerden alırsın doğaya nazaran ( Sarıyer tarafları) oralardada yine 4000'den aşağı ev bulamazsın. Bu arada benzinin litre fiyatı 6 lira, hatırlatayım. Araba olarak da bir senarist Renault Megane falan binmez dimi güzel kardeşim? En kötü volkswagen polo'ya binsen en az 130 bin'den başlar. Tabii senarist sürekli ev de oturacak halı yok. Ekibiyle birlikte yeri gelecek cafelere gidecek, motivasyon yükseltecek ki beyni daha iyi çalışsın. Kafelerde para harcayacak. Bu adamların sevgilisi/karısı olacak, gıda masrafı olacak, olacak da olacak. Şimdi hadi gel kardeşim şu dönemde şu devirde parayı en başa koyma hele hele şu sektörde. Kıçı kırık bir oyuncu iki gözükmeye bölüm başı 3 bin alsın. Ona rağmen her yeni projesinde zam istesin. Senarist parasız bu işi yapsın. Çok zor hocam çok zor. Şu an ki tüm sektördeki senaristler para uğruna bu işi yapar. Hepsine bir bir sor. Hepsi yazacağı proje hayallerinden vazgeçmiş yapımların siparişini yazıyorlar. Yani hayallerini bile para uğruna satıyorlar. Ee napacak adam? Başka türlü para kazanamayacak. Keşke 2010 yılında olsakta desek ki amaaan be kardeşim paranın önemi yok 3-5 verseler de yeter bize desek. Ama nerede.

Valla bu nasıl bir matematik pardon mantık anlamadım dostum. Şayet mesele belli bir lükse kısa sürede ulaşmaksa film sektörü yerine borsayla falan uğraşmak daha akıllıca olabilir. Köşeyi dönme ihtimalin olasılık olarak daha yüksektir emin ol! 😉

Yaratıcılık ve "motivasyon" mevzuuna gelince, bunun parayla veya boğaz gören evde oturmayla zerre ilgisi yok. Olsaydı bu memleketin en iyi romancıları, öykücüleri, şairleri en kıymetli eserlerini, cezaevlerinde, yoksul semtlerin bacasız evlerinde yazamazdı.
(Örnek için bkz. Nazım Hikmet, Sait Faik, Cevat Şakir, Orhan Kemal, vd.)

Amacım polemik yapmak falan değil ama açıkçası uzun zamandır bu forumda içinde sinema geçen bir konu hakkında bu kadar ayakları havada ve boş bir yaklaşım görmemiştim. Zira okumak iyi de ne okuduğun da önemli, naçizane önerim okuduğun kaynakları biraz çeşitlendir. Özellikle Michel Cohin, Andre Wajda, Wiliam Miller gibi önemli seneryo kuramcısı, yönetmen vb. insanların eserlerini okumanı tavsiye derim. Hem belki oralarda "motivasyonun" para ile hiç alakalı olmadığını da görürsün.

"Ben istiyorum ki; film, siz sinema salonunu terk ettikten sonra başlasın." Jacues Tati

 
Gönderildi : 15/06/2018 2:40 pm
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
 

Motivasyon kaynağı olarak ilk sıraya parayı koyuyor olman üzücü bir durum bana kalırsa. Bu düşüncede ilerlemeye devam edersen okuduğun kitapların, yaptığın araştırmaların pek bir değeri kalmayacaktır.

Aslında çok doğru bir planlamadır. Parayı bu kadar umursamaz takılma hali sosyolojik bir haldir. Hedef, planlama, başarı kazandığın parayla içiçedir. Efsane olmak kolay değildir. Bu yüzden yaşabilmek ve daha çok şey deneyebilmek için paraya ihtiyaç vardır.

@hikayeraci çok doğru şeyler yazıp olması gerektiği gibi sorguluyorsun. Umarım başarılı olursun.

Ayrıca, Gani MÜJDE hakkında yazdıklarına katılıyorum. Almış olduğu reyting onun yaptığı işin iyi bir iş olduğu anlamına gelmez. Piyasasına göre başarılı bir iş yapmış olur. Başarılı bir iş ile iyi bir iş arasında çok fark vardır. Gani, çok saçma sapan ve izleyicisini aptal yerine koyan bir kişidir.

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 18/06/2018 12:05 am
(@emrullah)
Gönderi: 6
 

selam bana özelden yada buradan senarist olmak isteyen ve fantastik bilim kurgu türüne yönelmiş olan birinin senarist olmadan önce izlemesi anime film dizi leri söylermisiniz aynı zamanda kitapda

 
Gönderildi : 06/11/2020 6:40 pm
(@dr-reko)
Gönderi: 45
 

Ben eğer çok donanımlı senarist veya yönetmen olsaydım kendi filmimi çekerdim. Eğer hangi sektör olursa olsun deha denebilecek duzeydeysen herkes sana gelir. Sinemadan ufak hareket maliyet,para. O yüzden kimse garanti olmayan işe para yatirmaz. Herkeste fikir senaryo var. İnsanlar bir emek harcayacaksa bunun karşılığını ödemek gerekir.

 
Gönderildi : 07/11/2020 12:05 am
(@cem123)
Gönderi: 0
 

Hasbatur, ben senin fikirlerine, yorumlarına her zaman katılıyorum ve paylaşımlarını beğeniyorum; ancak son zamanlarda dikkatimi çeken ve beni rahatsız eden bir durum var, o da dil bilgisi kurallarına uymayan insanlara yönelik kullandığın sert üslup. Bu kuralsızlık beni de sinir eden bir durum, sen de haklısın kızmakta, ancak bu konuda(dil bilgisi, yazım kuralları, doğru Türkçe...) maalesef ülke olarak çok geride olduğumuzdan, bir parça daha toleranslı olmalıymışız gibi geliyor bana. En nihayetinde çoğu insan gerçekten bilmediğinden(kötü niyeti olmadan) bozuk Türkçe ile yazıp, konuşuyor. Zaten sen bozuk dil ile yazan birine “anlamadım ne demek istediğini” gibisinden cevap vermediğinde, ya da çok doğru bir Türkçe ile cevap verdiğinde, ister istemez o da kendini sorgulamaya ve düzeltmeye çalışıyor; gün sonunda kazanan hem sen oluyorsun hem o oluyor, hem de bu forum oluyor. Ne kadar çok insan(bilgili/bilgisiz, genç/yaşlı...) bu foruma üye olup düzenli takip etmeye başlarsa, o kadar hepimiz için iyi olur. Şahsi düşüncemdi, umarım bozulmamışsındır bana.

 
Gönderildi : 07/11/2020 3:33 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Arkadaşı Türkçe konusunda daha önce uyardık. Tekrar tekrar yazmaya gerek yok. Düzgün yazmadığı müddetçe, derdini düzgün anlatmadığı sürece cevap vermemek bu uyarıların ardından yeterli diye düşünüyorum. Ben de Cem’e katılıyorum bu konuda.

 
Gönderildi : 07/11/2020 4:41 pm
Sayfa 2 / 3
Paylaş: