Benim en çok gıcık olduğum konu; şimdiki gençlere bir şey söylüyorsun;
- O eskiden öyleydi. Şimdi öyle değil.
- Ne lan, Iypod'un garanti süresi kadar kadar bir arkadaşlık ve evliliğin benim yaşadığıma benzemediğini söyleyen bir düşünceyle karşı karşıyayız arkadaşlar:)))))

Ya öyle girmeyecektim aslında; aşkların dili insanlığın doğuşundan şimdiye kadar aynıdır.
Tüm senaryoları, çekimleri, yakın planları, hesaplamaları, bütçeyi hesaplarsın:)
Kızı görünce,
- Motor sesini duyarsın. Ve, sahne...
Bildiğin herşeyi unutursun.
Aklına hiç bir şey gelmez.
Gözlerinin önünde sevdiğin zeytin gibi iki göz...
Saçları arkadan rüzgardan öne doğru geliyor. Gamzeleri çıkmış...
Yanağı al al... Belli ki, o da kurmuş. Ama, o mutlaka kurmuştur. Asla boşu yoktur kadınların...
Hatta, az bir sahnede kendini güvende hissetsin.... Sana çocukların adını söyletir...

Sen bekle, İlk merhabadan sonra mutlaka çuvallayacaksın... Hep öyle olur.
Erkeğin ilk sahnede çuvallamadığı bir anı daha tarih kaydetmemiştir.

Ha, ne olacak peki...
Sezerciğe döneceksin...:)
- Benim payam vay abi :D:))))

O çıkma teklifi için istediğin senaryoyu o kadar güzel oynarsın ki;
- Beklentileri yükseltirsin.

O yüksek beklentiler, ilerleyen zamanlarda normal halinden çıkıp, seni sen olarak tanıdığında hayal kırıklığına neden olur.

Yani,
Sen şiir ezberle...
Mümkünse..
Ahmet Ariften... Yürekli aşklar hep öyle başlar... Anadolu gibi saf... Anadolu gibi sımsıcak...
Değilse, Ahmet Arif'i de, Can Yücel'i de, Nuri Can'ı da karıştırma....
Ben, ayrılacak aşıkların birbirlerine attıkları Nuri Can'ın "Gitme " şiirinden sonra; bir daha gitmeyle ilgili
adım atmadıklarını biliyorum.

"..........
gitme
bütün ormanlar ateşe verilir
kuşlarda gider bu kent de, ölürüm

gitme kal, menevşeler açsın dağlarda
sevince dönüşsün gökyüzü
iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm
yokluğuna alışamam yokluğun ölüm

gitme
bütün ormanlar ateşe verilir
kuşlarda gider bu kent de, ölürüm"
Nuri Can...

Dediğim gibi sen şiir oku, şiir ezberle... Boş ver Senaryoyu. O ezberlediğin şiirler hayatında anı olur,
her sevgililer gününde, her kavgada özür dilemek için okur, affedilirsin... Sırf o şiirin hatırına, hayatında
en güzel ve ortak anınız o olur... Tek bir şiir...

Aşağıdaki Ahmet Arif'in şiirini ezberle en güzel senaryon o olacak... Sevgiyle.

HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM

Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...

AHMET ARİF

Benim en çok gıcık olduğum konu; şimdiki gençlere bir şey söylüyorsun;
- O eskiden öyleydi. Şimdi öyle değil.
- Ne lan, Iypod'un garanti süresi kadar olan bir arkadaşlık ve evliliğin benim yaşadığım eski aşklara benzemediğini söyleyen bir düşünceyle karşı karşıyayız arkadaşlar:)))))

Ya öyle girmeyecektim aslında; aşkların dili insanlığın doğuşundan şimdiye kadar aynıdır.
Tüm senaryoları, çekimleri, yakın planları, hesaplamaları, bütçeyi hesaplarsın:)
Kızı görünce,
- Motor sesini duyarsın. Ve, sahne...
Bildiğin herşeyi unutursun.
Aklına hiç bir şey gelmez.
Gözlerinin önünde sevdiğin zeytin gibi iki göz...
Saçları arkadan rüzgardan öne doğru geliyor. Gamzeleri çıkmış...
Yanağı al al... Belli ki, o da kurmuş. Ama, o mutlaka kurmuştur. Asla boşu yoktur kadınların...
Hatta, az bir sahnede kendini güvende hissetsin.... Sana çocukların adını söyletir...

Sen bekle, İlk merhabadan sonra mutlaka çuvallayacaksın... Hep öyle olur.
Erkeğin ilk sahnede çuvallamadığı bir anı daha tarih kaydetmemiştir.

Ha, ne olacak peki...
Sezerciğe döneceksin...:)
- Benim payam vay abi :D:))))

O çıkma teklifi için istediğin senaryoyu o kadar güzel oynarsın ki;
- Beklentileri yükseltirsin.

O yüksek beklentiler, ilerleyen zamanlarda normal halinden çıkıp, seni sen olarak tanıdığında hayal kırıklığına neden olur.

Yani,
Sen şiir ezberle...
Mümkünse..
Ahmet Ariften... Yürekli aşklar hep öyle başlar... Anadolu gibi saf... Anadolu gibi sımsıcak...
Değilse, Ahmet Arif'i de, Can Yücel'i de, Nuri Can'ı da karıştırma....
Ben, ayrılacak aşıkların birbirlerine attıkları Nuri Can'ın "Gitme " şiirinden sonra; bir daha gitmeyle ilgili
adım atmadıklarını biliyorum.

"..........
gitme
bütün ormanlar ateşe verilir
kuşlarda gider bu kent de, ölürüm

gitme kal, menevşeler açsın dağlarda
sevince dönüşsün gökyüzü
iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm
yokluğuna alışamam yokluğun ölüm

gitme
bütün ormanlar ateşe verilir
kuşlarda gider bu kent de, ölürüm"
Nuri Can...

Dediğim gibi sen şiir oku, şiir ezberle... Boş ver Senaryoyu. O ezberlediğin şiirler hayatında anı olur,
her sevgililer gününde, her kavgada özür dilemek için okur, affedilirsin... Sırf o şiirin hatırına, hayatında
en güzel ve ortak anınız o olur... Tek bir şiir...

Aşağıdaki Ahmet Arif'in şiirini ezberle en güzel senaryon o olacak... Sevgiyle.

HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM

Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...

AHMET ARİF