Kuzeydeniz sizin söylediğinize katılıyorum, bir eleştiri getirmedim. Ek olarak belirttim sadece. Forumda senaristliğin yönetmenlik kadar meşakkatli bir alan olduğunu, çalışma ve donanım gerektirdiğini belirtme ihtiyacı hissediyorum sık sık. Bunu da arkadaşların dikkatini bu alana da vermelerinin filmlerine doğrudan etki edeceği için yapıyorum. hangi ekipmanla ne kadar temiz görüntü alırsanız alın son kertede filminizi içeriğiniz oluşturur. Senaryo da büyük oranda teknik, teknik olduğu kadar da yaratıcılık gerektiren bir tür. Bir hikaye ya da romandan daha teknik çalışmanız ve edebiyata göre çok fazla kısıtlama olduğu için asıl yaratıcılığınızı bu kısıtlamaları aşmak için kullanmanız gereken bir tür. Bu nedenle bu işi profesyonel olarak yapan kişilere dramatik yazar denir ve dramatik yazar bahsettiğiniz tüm türleri yazabilen kişidir şeklinde bir dipnot düştüm.

Şu da çok önemli bence; çok fazla senaryo var ve senaryoları okutamıyor bile insanlar. Ancak iyi bir senaryoya sahipseniz önünüzdeki engelleri çok rahat aşabilirsiniz. Okutmak anlamında söylemiyorum, senaryonuzu filmleştirebilir ve başarılı olabilirsiniz. Çünkü iyi senaryo yazmak çok zor olduğu için hem kısa hem uzun metrajda ciddi senaryo sıkıntısı var Türkiye'de. Yurtdışında genelleme yapılamaz ancak genele vurulursa Avrupa'da bile nitelikli kısa metraja nadiren denk gelebiliyoruz.

Konuya dönecek olursam dellaunique, Camus'nün bir sözü var; her yazar okunmak için yazar. aksini söyleyenleri alkışlayalım ama onlara inanmayalım diyor. Senarist için de bu geçerli. Filmleşmedikten sonra bir senaryo sizi pek mutlu etmez. Aksine mutsuz eder. Böyle ket vurmak yerine daha da üzerine gitmenizi öneririm.
Tabii sinemada izleme kısmı finansal temaların altına giriyor. 🙂

Konuyu hortlatmak gibi olmasın ama senaryo okutmak da ayrı bir sanat olsa gerek. Direkt olarak yapımcı yada aktör/aktrist'e okutamıyorsan onların samimi dostlarına okutabilirsin. Yada dostların dostlarına. Bu böylece uzar gider. Nereden tutturursan artık. İpin ucunu yakaladığındaysa artık ne yapacağını biliyorsun. Beğendirmek ve selamıyla bir üst basamağa ulaşmak. Derken bir bakmışsın yapımcının ofisinde sunumdasın. Yada aktör/aktrist ile iş görüşmesindesin. Bu aşamaya artık ne kadar vakitte gelirsin bilemem.

Maalesef aklıma gelen en mantıklı çözüm yolu buydu. Diğer yol ise roman yazıp hikayeni piyasada tutturmak ve kendi romanından uyarlama senaryo yapmak. En azından eser size referans olur. Ancak kitap piyasası da bir başka alem. Orada da ciddi ekonomik zorluklarla karşılaşabilirsiniz.