Forum

Bir Sorum Var

17 Gönderi
10 Üyeler
0 Reactions
4,569 Görüntüleme
(@dellaunique)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Arkadaşlar bir süredir takip ediyorum forumu. Güzel ve faydalı paylaşımlar için herkese teşekkür ederim. Ben de uzun süredir amatör bir şekilde senaryo yazmak ile ilgileniyorum. Üzerinde çalıştığım, kendime göre güvendiğim hikayelerim var. Merak ettiğim bir şey var. Aranızda benim gibi yüzlercesi var. Hiç başaran oldu mu? Hikayesini okutabillen oldu mu? Sonuca varan, senaryosunu satan, filmi çekilen ya da henüz beklemede olan var mı? Siz ya da bi tanıdığınız? Bunu şu yüzden soruyorum. Yaklaşık 200 tane mail attım geçen yıl. Bu yıl da bir 200 tane daha attım. Geçen yıl ve bu yıl da aynı sonuçla karşılaştım. 20 kadar aldığım cevaptan 18i çok kibar bir şekilde olumsuz. 2si de eğer istersem sadece senaryoyu okuyup fikir beyan edebileceğini söylüyor. Bu iş nasıl olacak? Var mı bir fikri olan? Değerli cevaplarınız için teşekkürler.

 
Gönderildi : 08/06/2015 11:59 pm
 tute
(@tute)
Gönderi: 0
 

senaryo okutmak çok zor. oscar alacak senaryon olsa da o senaryonun iyi bir film olması senaryo dışında için birçok kıstas gerekli. diğer yandan türkiye'deki filmlerin çoğu berbat senaryoya sahip. bence senaryonu satmakdan ziyade kendin çekmeye çalış. gerilla film yapıp başarıya ulaşan insanlar var.

 
Gönderildi : 09/06/2015 1:50 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

senaryo okutmak çok zor. oscar alacak senaryon olsa da o senaryonun iyi bir film olması senaryo dışında için birçok kıstas gerekli. diğer yandan türkiye'deki filmlerin çoğu berbat senaryoya sahip. bence senaryonu satmakdan ziyade kendin çekmeye çalış. gerilla film yapıp başarıya ulaşan insanlar var.
tüm çabamız bunun için....

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 09/06/2015 2:27 am
(@dellaunique)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Niye okumazlar ki? Şahsen ben olsam okurdum. Eminim çok güzel fikirler vardır insanların elinde. Tamam oturun senaryoyu okuyun demiyorum ama 2, 3 sayfa sinopsisi okuyun. Tretmanı okuyun. Şahsen ben okurdum. 😉

 
Gönderildi : 09/06/2015 2:41 am
(@technical)
Gönderi: 59
 

Bu tür işlerde olabildiğince yüz yüze görüşme ya da randevu ayarlanması taraftarıyım. Diyelim çok güzel bir senaryonuz var, eh tabi bu güzel senaryo basit bir yapım şirketi ile değil, kalitesiyle doğru orantılı olarak ismi duyulmuş bir yapım şirketi tarafından çekilmesini hangi senarist istemez ki? Tabi ismi duyulmuş şirket yapımcıları bence bırak maili, telefona bakacak zamanları yoktur bence. Tam bilmiyorum ama bunlar benim düşüncelerim sadece. 🙂 Tabi hal böyle olunca siz ciddiye alınmadığınızı düşünüyor olabilirsiniz ama bence sorun yapımcılara ulaşma yöntemleriniz. Mail gibi yöntemlerle ulaşmak çok etkili olmaz. Bir düşünün, biri size mail atsa ''Seni seviyorum, hem de çok. Ama bir dinle, benim aşkım farklı, diğerleri gibi değil.'' dese kaçınız dikkate alırsınız? 🙂 Üstelik siz bu tarz maillere alışık biri olduğunuzu varsayarsanız kendinizi, bu durumu anlamak çok da zor değil bence.

Bu yüzden fırsatınız varsa yüz yüze konuşup, randevu ayarlamaya çalışın. Tabi bu ne kadar mümkündür orasını da pek bilmiyorum açıkçası. 🙂

Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.

 
Gönderildi : 09/06/2015 4:16 am
(@dellaunique)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

🙂 Örnek çok güzeldi gerçekten. Bu kadar güzel açıklanabilirdi. 🙂 Haklısınız aslında. Bunun için de İstanbul'da olmak gerekir. Neyse biz yazmaya devam edelim, belki gün gelir devran döner.

 
Gönderildi : 09/06/2015 2:51 pm
(@kuzeydeniz)
Gönderi: 0
 

🙂 Çok güzel bir soru, güzel bir merak. Aslında tee 12/13 yıl önce de ben de böyle bir soru soruyordum. Bütün herkes hayatının sonunda nerede olacağını; zengin mi? Fakir mi? O kızla mı? Jetskiyle mi yaşayacağını merak eder:)
Dedim ya; bende öyle düşünüyordum. İşi orada çözüyorsun aslında. Sonra iş üzerine senaryo yazmamaya başladım. İstediğim üzerine senaryo yazdım.
" Eski bir Türk filmi vardı ya "
- Kırbaçlıycam, kırbaçlıycam:) Sıpayı 🙂
Böyleydi sanırım.
Ne görürsem not almaya, ne bulursam yazmaya, aklıma bir şey gelirse onu daha fazla incelemeye başladım.
Kişilerin kendi aralarında konuşmalardan eğlenmeye başladım. Kendi filmimizin baş kahramanıydık. Öyle davranmalıydık. Jön olarak, ağızda hafif puro,
" Bizim oralarda miyrim göbek salata yok; ne öyle iğrenç Anadolu ağzı falan :..."
İsmi lazım değil; yapımcının biriyle gıcık gidiyoruz:)
- Bir ara bir senaryo ile ilgili 2-3 yıl önce o dizi tutmaz diye mesaj atmıştım.
Çok inanmıştı.
4. haftada mı? 8 mi hatırlamıyorum yayından kalktı.
Burada sevgili Selçuk Aydemir dost için de söyledim. Sezon sonunu çıkartamaz diye...
Bu benim işim. Severek yapmayı düşündüğüm bir iş. Yazmak güzel.
Ama bunu paraya nasıl çeviririm diye düşündüğün anda; büyü bozuluyor. Sistemin tüm çarkları duruyor.
Geçenlerde bir senarist arkadaşa diyordum;
3+1 evde, elinde viski ile Anadolu'da geçen bir ağa dizisini yazamazsın. Yada Şehitler ile ilgili bir sahneyi...
Oraya bir Mahzuni Şerif yada Neşet babayı da adam gibi işlemen lazım...
Bizim yapımcılarımız da o tarz değiller. Çok sevmezler onları..
" Bu toplumun kökenlerinden beslenmesini kimse istemez." Acun iyi gelir.
Onun içindir ki; Hayatlarını, benzinlerini, yiyecek, içecek barınmalarını vs ilgilendiren Seçim akşamı; Acun'un programını seyrederler.
Çünkü; o maya tutmuştur.
Ben bu işi severek yapıyorum. Kendi ekibim var.
Senaristlik, Yazar olmanın bir gereğidir. Yazar olduysanız mutlaka para kazanacak; bu meslekten geçinecek hal yaratırsınız.
Ama öncelikle; meslekte pişmeniz gerekiyor. Ben senaristim deyip; 75 Milyonluk ülkede; TV'deki ilk 10 kanal'a iş yapan bir programın senaristi olmak; dünyaya spermle gelmekten daha zordur.
En iyi olmak zorundasınız.
Gittiğinizde yukarıda Sevgili Technical söyledi. I mı yapmayacaksınız. Bildiğinizi direk karşıdan göstermelisiniz.
Bizim arkadaş gitti; pijamalarıyla iş teslim etti. Gece çağırdılar. Hiç istifini bozmadı. Elinde elma yiye yiye gitti. Aldı işi çıktı.
Bilgi özgüveni sürekli besler.
Önce mesleğin temel ilkelerini, yazma dürtünü, öğrenme duygularını ve en önemlisi izleyip; resmetmeyi sevmek gerekiyor. Sonra ?
Nerede olduğunu hayal edemezsin.
Sonra;
O bulunduğun yerin de pek önemi yoktur.
Zevk alırsın.
Yazdığından zevk almayan pek bir şey üretemez.
Yazmak özgür beyinlerin işidir.
Olmayan bir şeyi düşünüp; bir proje haline getirmek hem güzel; hem takdir edilmesi gereken bir şeydir.
Yazmaya devam dostum.
Nerede olacağına hiç bir tavsiye karar veremez, nerede olacağına; hiç bir yapımcı da karar veremez.
O mesleğe ne kattığın ve ne kadar gideceğine sen ve yazmaya duyduğun haz karar verir.
Uzun oldu kusura bakmayın.
Sevgiyle...

======================
www.e-senarist.com
[email protected]

 
Gönderildi : 09/06/2015 5:00 pm
(@mimfilm)
Gönderi: 0
 

çok güzel yazmışsınız kuzeydeniz. tebrik ederim...

ben kuzeyemir

 
Gönderildi : 09/06/2015 5:14 pm
(@kuzeydeniz)
Gönderi: 0
 

çok güzel yazmışsınız kuzeydeniz. tebrik ederim...

Rica ederim.
Bir iki şeyi atlamışım. 🙂 O kadar yazdık.
- La adam bir şey yazar 🙂

Benim kişisel görüşümdür ki; Yazar Lokanta'dır.
Karikatürist,
Reklam Yazarlığı,
Roman, hikaye, şiir yazarlığı,
Köşe yazarlığı,
Senaristlik,
vs Metin yazarlığı,
Ve Senaristlik o lokantanın ana yemekleridir.

Bir yazar öyle yada böyle tüm bunlarda uzmanlaşmak zorundadır. Hayatına o yönde yön verecekse...
Tabi daha seksi yemekleri de var:)
- Yönetmenlik, Yapımcılık vs diye...

Bu mesleğe öyle yada böyle başlayanlar için tavsiyem sadece tek yemekte ustalaşmasınlar. O yemeği en iyi yaptıklarından eminseler, başka dallara da geçsinler.
Hiç bir şey olmazsa; hayatı boyunca sıkılmayacak bir meslekleri olur:)
Tekrar sevgiler.

======================
www.e-senarist.com
[email protected]

 
Gönderildi : 09/06/2015 6:05 pm
(@aykut8990)
Gönderi: 0
 

Büyük çaplı yapım şirketlerine şayet tanıdığınız yoksa projenizi okutmanız zor. Mail yoluyla ya da kargo yoluyla göndermeniz bir şeyi değiştirmez. Bu şirketleri arayıp, ; "dışarıdan proje alıyor musunuz" diye sorarsanız, büyük ihtimalle "maalesef almıyoruz" yanıtını alacaksınız. Bu yanıtı büyük yapım şirketlerinin yüzde 75'i verecektir...

Peki ne mi yapılmalı? Mütevazi ama bir film / dizi çekmeye güce yetebilecek yapımcılara yönelmeli ya da kendiniz çekmelisiniz... Eğer başarabilirsiniz, sizi yapımcılara ulaştıracak, aracılık yapacak insanlarla tanışmaya çalışın. Atölyeler, kurslar bu iş için idealdir.

Hayırlısı inşaallah demekten başka bir şey yok.

 
Gönderildi : 09/06/2015 6:46 pm
(@dellaunique)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Güzel yanıtlarınız için çok teşekkürler 🙂 bu yazılanları okuyunca bile insan şevke geliyor 🙂 köşe yazısı tadındaydı 🙂
Yazmaya elbette devam. Hayırlısı. Olmazsa, çocuklarımıza miras bırakırız 🙂

 
Gönderildi : 09/06/2015 8:32 pm
(@sahinko)
Gönderi: 14
 

@kuzeydeniz sen yaz biz okuyalım

Program çekme hakkında bilgisi olan bana özel mesaj atabilir.

 
Gönderildi : 09/06/2015 9:14 pm
(@anonymous)
Gönderi: 0
 

Kuzaydeniz'in bahsettiği yazarlığa dramatik yazarlık denir. Sahnelenecek, canlandırılacak her türlü metni yazan kişi dramatik yazardır. Her yazar senaryo yazabilir diye bir genelleme yok o yüzden. Senaryomu nasıl satarım sorusuna gelince mail yoluyla milyon tane deneme yapsanız da sonuç alamazsınız. Bu şirketlere mail yoluyla binlerce dosya gidiyor ve bunlar açılmıyor bile. Çünkü işi bilen senaristler zaten bu yolla başvurmuyorlar. Bu sektör içinde bilinirliğinizle ilişkili bir durum. Yazar olarak biliniyorsanız ve referans işiniz varsa size kendileri gelip böyle bir proje istiyorum diyebilirler. Onun dışında diğer arkadaşların belirttiği gibi randevularla şansınızı deneyebilirisiniz ama bu da çok işe yaramaz. Tanıdık demek istemiyorum ama işler birçok sektörde olduğu gibi "bizim bir yazar var, iyi yazıyor" önermesiyle yürüyor. Tek başına senaristlikle sektör içinde tutunmanız çok zor. Çünkü Türkiye'de tv'nin metin ihtiyacını birkaç yüz kişi karşılıyor. Bunların arasına girmeniz inanılmaz zor olur. İmkan ve donanımınız varsa yazdığınızı kendiniz çekerseniz çok daha mantıklı bir yol olur. Yoksa mail yoluyla hiç uğraşmayın derim. Senaryonuz çok iyi olsa bile, bu adamlar da ha deyince film çekemiyorlar. Bütçe ayırmaları gerekiyor. Yatırım yapmaları gerekiyor ve böyle bir yatırım için de mail kutularına düşen dosyalara bel bağlamıyorlar.

 
Gönderildi : 13/06/2015 4:03 pm
(@kuzeydeniz)
Gönderi: 0
 

Kuzaydeniz'in bahsettiği yazarlığa dramatik yazarlık denir. Sahnelenecek, canlandırılacak her türlü metni yazan kişi dramatik yazardır. Her yazar senaryo yazabilir diye bir genelleme yok o yüzden. Senaryomu nasıl satarım sorusuna gelince mail yoluyla milyon tane deneme yapsanız da sonuç alamazsınız. Bu şirketlere mail yoluyla binlerce dosya gidiyor ve bunlar açılmıyor bile. Çünkü işi bilen senaristler zaten bu yolla başvurmuyorlar. Bu sektör içinde bilinirliğinizle ilişkili bir durum. Yazar olarak biliniyorsanız ve referans işiniz varsa size kendileri gelip böyle bir proje istiyorum diyebilirler. Onun dışında diğer arkadaşların belirttiği gibi randevularla şansınızı deneyebilirisiniz ama bu da çok işe yaramaz. Tanıdık demek istemiyorum ama işler birçok sektörde olduğu gibi "bizim bir yazar var, iyi yazıyor" önermesiyle yürüyor. Tek başına senaristlikle sektör içinde tutunmanız çok zor. Çünkü Türkiye'de tv'nin metin ihtiyacını birkaç yüz kişi karşılıyor. Bunların arasına girmeniz inanılmaz zor olur. İmkan ve donanımınız varsa yazdığınızı kendiniz çekerseniz çok daha mantıklı bir yol olur. Yoksa mail yoluyla hiç uğraşmayın derim. Senaryonuz çok iyi olsa bile, bu adamlar da ha deyince film çekemiyorlar. Bütçe ayırmaları gerekiyor. Yatırım yapmaları gerekiyor ve böyle bir yatırım için de mail kutularına düşen dosyalara bel bağlamıyorlar.

Sevgili dostum,
Diğer meslek ve emek gerektiren yazarlık dallarını; senarist olacak kardeşimizin; Yemek mutfağında ve ürün çeşidinde yazarlıkla ilgili ürün çeşidini çoğaltsın diye yazdım.

Senarist olup iş almak önemli değil. 2014 yılında dizi olarak yayın hayatına başlayıp; biten dizi sayısı 20 oldu sanırım. Reyting başka bir sorun ama; dar alanda kısa paslaşmalardan iyi sonuç çıkarmanız gerekiyor. Her şeye rağmen... Yemek malzemesi kısıtlı; mükemmel bir yemek yapmak zorundasınız...

Dizileri biten arkadaşlardan bazıları sürekli iş alır. Alamayan dostlarda var. Hayat devam ediyor. Çocukların okulu, kredi kartları, kira vs ...

Yazarlıktan anlamayan bir arkadaş; Senaristlik yapabilir. Sadece bu işi yapar. Aslında yazmaya da, üretmeye de başladığı için Yazardır da. Bu yazan başka bir öncekileri de yapabilir...
Onları yaparsan; Senaristlik sadece 10 parmağından biri haline gelir ve ekonomik sorununu da çözersin dedim:)

Senaristlik tek başına JeanG dostun dediği gibi mükemmel bir projeniz de olsa; "belli bir adam, çevre, imkan vs... " aşamıyorsunuz...

Bir süre sonra; Reklam da yazmaya başlıyorsunuz. Metin yazarlığı, Tiyatro, Şiir, Şarkı sözü de yazmaya başlıyorsunuz...
Senaristlik; Yazılabilen milyonlarca yıldızdan yazar için sadece 1 tanesidir...
Kozmosta bu kadar yıldız varken; hepsini görek:)))
Sevgiler...

======================
www.e-senarist.com
[email protected]

 
Gönderildi : 13/06/2015 7:18 pm
(@dellaunique)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Valla yazdıklarınızı özenle okuyorum ve şiddetle hak veriyorum. Anlaşılan bu iş zor. Ya ilerleyen yıllarda kendim çekerim ya da yazdıklarımla kendimi mutlu ederim. Zaten şu aşamada önemli olan da o değil mi? Yazarken izliyorum da kendi kendime ve eğleniyorum, gülüyorum, duygulanıyorum. Şimdilik sevdiklerimle paylaşıyorum. Bu kadarı bile insanı mutlu ediyor. Ama tabi filmini sinemada izlemek mi? Alırım bi dal 😉 inşallah 😉

 
Gönderildi : 14/06/2015 12:40 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: